Yaşlı nüfus oranının arttığı Türkiye’de, 65 yaş üstü her 100 kişiden 8’inde ve 85 yaş üstü her 100 kişiden 47’sinde Alzheimer hastalığı görüldüğünü söyleyen Uzm. Dr. Hayretdağ, “Bu durum, ilerleyen yıllarda Alzheimer vakalarının daha da artabileceğine işaret ediyor. Alzheimer, genellikle seçici hafıza bozukluğu ile başlar ve zamanla ilerler. Ne yazık ki, hastalık ilerledikçe yaşam kalitesini ciddi şekilde düşürür” dedi.
Kişilik değişikliğine de yol açıyor
Alzheimer hastalığının kişilik ve davranış değişikliklerine yol açabildiğini, hastalarda hafıza kaybı, mekânsal farkındalıkta azalma, yeni bilgileri hatırlama güçlüğü, kelimeleri bulma zorlukları gibi semptomlar görüldüğünü vurgulayan Uzm. Dr. Hayretdağ “Hastalık ilerledikçe, kişinin günlük yaşam aktivitelerini sürdürebilmesi zorlaşır. Plan yapma ve organizasyon becerilerinde bozulmalar yaşanır. Hastalar genellikle son olayları, yerleri ve isimleri unutma gibi sorunlarla karşılaşır” diye konuştu.Alzheimer hastalığına yol açan beyindeki değişikliklerin, semptomlar ortaya çıkmadan çok önce başladığını belirten Uzm. Dr. Hayretdağ, “Beyinde tau ve beta-amiloid adı verilen anormal protein birikimleri oluşur. Bu birikimlerle birlikte beyin korteksinde ve diğer beyin bölgelerinde hücre kaybı yaşanır. Beyindeki bu hücresel hasar, zamanla ciddi semptomlara yol açar” dedi.
Risk faktörleri arasında yaş, genetik ve yaşam tarzı yer alıyor
Uzm. Dr. Ceyda Hayretdağ Alzheimer riskini artıran faktörler arasında yaş, obezite, hipertansiyon, genetik yatkınlık, diyabet, kötü beslenme ve hareketsizlik gibi etkenler bulunduğuna dikkat çekerek şunları söyledi: “Birinci derece akrabalarında Alzheimer bulunan kişilerde hastalığın gelişme riski daha yüksek. Ancak eğitim, fiziksel aktivite, sosyal ve zihinsel faaliyetler gibi koruyucu faktörler bu riski azaltabilir. Alzheimer hastalığının ilerlemesini durdurduğu düşünülen bazı yanlış inanışlar arasında antioksidan vitaminler, B6 ve B12 vitaminleri, statinler ve Ginkgo biloba gibi takviyeler bulunsa da bu maddelerin hastalığın seyrini durdurmadığı bilimsel olarak kanıtlanmıştır.”
Kişilik değişikliğine de yol açıyor
Alzheimer hastalığının kişilik ve davranış değişikliklerine yol açabildiğini, hastalarda hafıza kaybı, mekânsal farkındalıkta azalma, yeni bilgileri hatırlama güçlüğü, kelimeleri bulma zorlukları gibi semptomlar görüldüğünü vurgulayan Uzm. Dr. Hayretdağ “Hastalık ilerledikçe, kişinin günlük yaşam aktivitelerini sürdürebilmesi zorlaşır. Plan yapma ve organizasyon becerilerinde bozulmalar yaşanır. Hastalar genellikle son olayları, yerleri ve isimleri unutma gibi sorunlarla karşılaşır” diye konuştu.Alzheimer hastalığına yol açan beyindeki değişikliklerin, semptomlar ortaya çıkmadan çok önce başladığını belirten Uzm. Dr. Hayretdağ, “Beyinde tau ve beta-amiloid adı verilen anormal protein birikimleri oluşur. Bu birikimlerle birlikte beyin korteksinde ve diğer beyin bölgelerinde hücre kaybı yaşanır. Beyindeki bu hücresel hasar, zamanla ciddi semptomlara yol açar” dedi.
Risk faktörleri arasında yaş, genetik ve yaşam tarzı yer alıyor
Uzm. Dr. Ceyda Hayretdağ Alzheimer riskini artıran faktörler arasında yaş, obezite, hipertansiyon, genetik yatkınlık, diyabet, kötü beslenme ve hareketsizlik gibi etkenler bulunduğuna dikkat çekerek şunları söyledi: “Birinci derece akrabalarında Alzheimer bulunan kişilerde hastalığın gelişme riski daha yüksek. Ancak eğitim, fiziksel aktivite, sosyal ve zihinsel faaliyetler gibi koruyucu faktörler bu riski azaltabilir. Alzheimer hastalığının ilerlemesini durdurduğu düşünülen bazı yanlış inanışlar arasında antioksidan vitaminler, B6 ve B12 vitaminleri, statinler ve Ginkgo biloba gibi takviyeler bulunsa da bu maddelerin hastalığın seyrini durdurmadığı bilimsel olarak kanıtlanmıştır.”