Didar DEMİRCİ - Narlıdere'ye gelince başka bir coşku
yaşadığını ifade eden CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel, "Narlıdere
denilince rekorlar, CHP'nin İzmir'deki gücü aklıma geliyor. Demokrasiye
inananlara, solculara, devrimcilere çok büyük güç veriyor. İnsanların dilini,
dinini, ırkını, mezhebini sorgulamadan yoldaşlık içinde beraber yaşamanın
merkezi, demokrasinin beşiği olarak görüyorum. Önümüzde çok uzun bir süreç var.
Çoğu gitti azı kaldı diyebileceğimiz bir süreç... Çok uzun yıllardır baskıyla,
zorbalıkla ayrıştırarak ötekileştirerek tehdit ederek şantaj yaparak yöneten
bir yapı var. O yapıyı artık AKP iktidarı da diyemiyoruz. Cumhurbaşkanlığı tek
adam sistemi ülkeye yerleştikten sonra AKP'nin milletvekillerini bakanların
hükmü yok. Bize düşen bunları
duymayanlara ve duymak istemeyenlere taşımaktır" açıklamalarında bulundu.
"Bizim birbirimize ayıracak, birbirimizle kavga edecek
tek bir dakikamız yok" diyen Sertel, "Önemli olan iktidar yürüyüşüne
katkımız ne olacak. Hak, hukuk, adalet yürüyüşünde 25 gün tırnaklar morardı,
ayaklar su topladı. Sonuçta Ankara'dan başlayan yürüyüş İstanbul'da sona erdi.
Aklı evveller sordu: Yürüdünüz de ne geçti elinize? O yürüyüş bize İstanbul'u
Ankara’yı kazandırdı. Milyonlarca insan bir araya geldi ortak bir yapı
oluşturduk. 854 bin tokat var yüzlerinde. Bu sadece İmamoğlu'nun kişisel
başarısı değil, toplumun bir araya geldiğinde nasıl bir güç oluşturduğunu
gösteren, baskı içinde bir seçim yaptıran örgütler... Halk ve birliktelik...
İşte o zaferi getirdi. Önümüzdeki ilk seçimde iktidar olacağız. Bu ülkeyi
barışa, kardeşliğe, adalete biz kavuşturacağız. Komşularımızla olan ilişkilerimizi
Mustafa Kemal Atatürk'ün söylediği gibi 'Yurtta sulh cihanda sulh' anlayışıyla
yürüteceğiz. Yurdumuza yönelik en ufak tehlike karşısında bizde seferberliğe
hazırız ama başka ülkelerin savaşında düşman durumuna gelmemiz bu ülkeyi
yönetenlerin akılsız davranışlarındandır" dedi.
Ülkeye demokrasi gelmesi gerektiğini sözlerine ekleyen
Sertel, şu sözleri kullandı:
"Öyleyse biz kendi içimizde demokrasi ve önseçimi
savunmalıyız. Ön seçimlerle adaylarımızı belirlemeliyiz. Bizler zengin olmadık,
para pul peşinde koşmadık. Diplomalarını satıp mor binliklere çevirmemiş
kuşaktanız. Biz insan biriktirdik, sevgi, saygı yoldaş biriktirdik. Bunu asla
tehdit olarak söylemem ama ülkeye demokrasi getiren parti önce kendi içinde
demokrasiyi getirmelidir. Seçilen arkadaşımı tebrik ediyor, seçilemeyen
arkadaşımın da onun koluna girip yol yürümesini diliyorum."