Çiğdem CANPOLAT /
ÖNCÜŞEHİR - Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) Genel Başkanı Ali
Babacan’ın katılımı ile Bayraklı İlçe Kongresi, Tepekule Kongre ve Sergi Salonu’nda
gerçekleşti.
Kongreye Babacan’ın yanısıra; ev sahibi DEVA Partisi İzmir İl Başkanı Seda Kaya Ösen, Bayraklı Belediye Başkanı Serdar Sandal, İYİ Parti İzmir İl Başkanı Hüsmen Kırkpınar, DEVA Partisi Bayraklı İlçe Başkanı Sami Sapan ile çok sayıda partili katılım gösterdi.
BABACAN: VATANDAŞ,
ESKİ SİYASET ANLAYIŞINI TOPYEKÜN REDDEDİYOR
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan konuşmasında gençlere seslenerek, “Bayraklı’nın DEVA’sı da Türkiye’nin devası da siz gençlersiniz” dedi. Konuşmasına devam eden Babacan, “DEVA Partisi olarak kurulduğumuz ilk günde beri ülkeminiz her şehrini, her mahallesini ziyaret ediyor, her kesimden tüm vatandaşlarımız ile bir araya geliyoruz. Bu buluşmalarda sadece politikalarımızı anlatmıyoruz vatandaşlarımızı da bol bol dinliyoruz. Her bir vatandaşın talebini, derdini, yüreğinde taşıdığı derdi dinliyoruz. Bu ziyaretlerden sonra çözüm üretmek için çalışıyoruz. Her bir derde, talebe çözüm bulmak için çaba gösteriyoruz. Bazıları siyaset yaparken toplumdaki mevcut fay hatlarını kullanıyor, ötekileştiriyor ve ayrıştırma üzerinden siyaset yapıyor; bazıları da gerçekleştirmeyen vaatler verip günü kurtarma siyaseti yapıyor. Bu kadar acıyı yaşayan bir toplum böyle bir siyaseti hak etmiyor. Vatandaş, eski siyaset anlayışını topyekün reddediyor. Her gün fakirleşen halkımız boş vaatler değil gerçekleri ve ortak aklı vaat eden bir siyaseti talep ediyorlar. Biz bu talep için yola çıkmış bir partiyiz” dedi.
“AFET YÖNETİMİ İLE
İLGİLİ EYLEM PLANIMIZI HAZIRLADIK”
İzmir’de yaşanan deprem hakkında izlenimlerini aktarana
Babacan, “Bir sene önce İzmir’de yaşana depremde 117 vatandaşımızı kaybettik. Bayraklı’daki
arama kurtarma çalışmalarını büyük bir hüzünle takip etmiştik. Depremin hemen ardından
teşkilatlarımızla Bayraklı’yı ziyaret etmiş, depremzede vatandaşlarımızın taleplerini
dinlemiştik. Hastanede dinlediğimiz depremzede vatandaşlarımızın sesi hala
kulaklarımda. Kolay değil ateş düştüğü yeri yakıyor. Afet yönetimi ile ilgili
eylem planımızı kamuoyu ile paylaştık. İktidara geldiğimiz ilk 90 ve 365 günde
yapacaklarımızı madde madde anlattık. Neler yapacağımızı anlattık. Sorumluluğumuzu
gayet farkındayız. Bizimle paylaşılan dertleri ve talepleri karşılıksız
bırakamazdık. Bu sorumlulukla çok detaylı bir eylem planı hazırladık. İnşallah iş
başına geldiğimizde bu eylem planının uygulanması için ilk günden itibaren
uygulamaya başlayacağız. Gayet kapsamlı bir eylem planı” diye konuştu.
“84 MİLYONLUK BİR ÜLKE
BÖYLE YÖNETİLMEZ”
“Biz yolumuzu nasıl yürüyeceğimi iyi biliyoruz” diyen
Babacan, “Bir saniye kaybetmeden emaneti teslim almaya geliyoruz hep beraber. Kongremizden
hemen önce depremden etkilenen vatandaşlarımızın kurduğu derneği ziyaret ettim.
Dertlerini dineldik. Aradan neredeyse bir yıl geçmiş. Orada hala büyük
belirsizlikler var. Ne olacağını bilmeyen çok sayıda vatandaşımız var. Afet yönetimi
konusunda ülkenizim adalet ve eşitlik ilkelerine göre yeniden kurgulanmış bir
kurumsal yapıya ihtiyaç var. Bakıyoruz bil ilde deprem bir ilde sel oluyor. Hangi
mağdura hangi şartlarda nasıl destek verileceği ile ilgili elde kurallar listesi
yok. Bir ilde deprem oluyor herkese Sayın Erdoğan’a bakıyor ne verecek diye. 84
milyonluk bir ülke böyle yönetilmez. Afetlerle ilgili açık şeffaf bir süreç
işlemesi lazım. Hasar tespitlerine bakıyorsunuz. Ama büyük bir belirsizlik var.
Depremlerde önce hazırsızlık önemli bir konu. Yani güçlendirme yani zayıf
binalarla ilgili bir an önce hızlı bir şekilde dönüşüm programlarını başlamak
lazım. Biz hükümete defalarca çağı yaptık. Bakın Kanal İstanbul diye tutturuyorsunuz;
eğer kaynak bulursanız önceliği depreme hazırlığa yönlendirin. En zayıf binalardan
başlayıp ülkemizi depreme hazırlık yapın dedik. Ama onların aklında rant var. Bir
an önce imar, bir an önce rant. Ülkemizin acil ihtiyaçları var. Kanal İstanbul’un
acelesi yok. Gerektiğinde bütün analizler raporlar olumlu çıkarsa düşünülür ama
bu bugünün işi değil” dedi.
“ÜLKEYİ YÖNETENLER
İŞLERİNİ BİLMİYORLAR, BİLİYORUM ZANNEDİYORLAR”
Hükümete eleştirilerde bulunan Genel Başkan Babacan, “Herkes
bir hesap peşinde ama kimse vatandaşın peşinde değil. Bu ülke gün geçtikçe
fakirleşiyor. Tek bir nedeni var, o da kötü yönetim, işbilmezlik. Ülkeyi yönetenler
işlerini bilmiyorlar, biliyorum zannediyorlar. Bu iş bilmezlik ve şahsi siyasi
hırslar yüzünden ülke her gün kaybediyor. Bugün de kaybedecek, yarın da
kaybedecek. Bugün ya yüksek faiz ya da yüksek kur olarak kaydedilecek. Ülkede derin
bir ekonomik krizin içinde. Her ne kadar derin bir krizse de yine de bir şuan
güveniyoruz, bu ülke ehil inşalar ile yönetildiğinde çok çabuk ayağa kalkar. Türkiye’nin
buna gücü yeter. Yeter ki yetki doğru ellerde olsun, hukuku ve adaleti
önceleyen bir hükümet olsun. Hesap verebilir bir zihniyet ile çalışılsın. Bu krizi
de inşallah biz çözeceğiz. Bizim hedefimiz net. Bu topraklarda eşit
vatandaşlığı hayat geçirmeyi hedefliyoruz. Ötekileştirilmeyen bir Türkiye hayal
ediyoruz. Her bir vatandaşımızın eşit vatandaş birinci sınıf vatandaş olduğu
bilinci ile hazırlanıyoruz. Fırsat eşitliği olması gerekiyor. Devletin varlık
sebebi adalettir. Adalet sosyal adalet, fırsat eşitliğidir. Bu ülkenin insanları
eğitimde sosyal yardımlar da iş hayatında, hukukta eşit vatandaşlık ilkesini
görmek istiyor. Aidiyet hissi böyle oluşuyor” ifadelerini kullandı.
“BU ÜLKENİN YERLİ
MİLLİ PARASINI PUL ETMEK MİLLİLİK MİDİR DİYE SORUYORUM”
Orta gelir tuzağından bahseden Babacan, “Orta gelir tuzağına düşmemizin iki sebebi hukuk ve eğitimde gerekenin gerektiği zamanda yapılmaması. Bu iki alan Türkiye’nin ayaklarında pranga. Milli gelirde aşağıya doğru düşüyor. 2023 hedefi 10 bin 700 dolar. 2008’de 11 doları geçmiştik. Kendileri buna ulaşamayacağını ilan etmiş durumda. Hukuk ve eğitimde gereken yapılmazsa, orta gelirli bir ülke olmaktan Türkiye asla çıkamaz. Eğitim çok önemli. Gençlerimizi iyi bir dil eğitimine ihtiyacı var. Gençler mutsuz ve yarınlarından endişeli. Aileler mutsuz; çünkü geleceklerinden endişeli. Bu ülkenin birbirinden renkli inşaları böyle bir mutsuzluğu hak etmiyor. Gençlerimiz barınamıyoruz, işsiziz diyor. Şu andaki iktidar milli yerli diyor. Ağzından düşürmüyorlar bu iki kelimeyi. Bu ülkenin yerli milli parasını pul etmek millilik midir diye soruyorum. Güçlü para bağımsızlıktır. Vatandaşın satın alma gücü her gün düşen bir ülkede itibardan söz edilebilir mi? Bizim gençlerimizle, Batılı Asyalı gençler arasında özgürce düşünme ve düşündüğünü ifade edebilme farkı var. Bunlar bizim ülkemiz için bir kader değil, biz bunları değiştireceğiz. Biz dert tasa dolu gözler umut dolan kadar, boş kaynayan kazanlar aş dolana kadar, makamlar liyakatli kadrolara ulaşana kadar buradayız, hep beraberiz. Gençlerimiz kaçma istediği değil yaşamak istediği bir ülke için yan yanayız, beraberiz. Çünkü artık DEVA Partisi var” dedi.
ÖSEN: CEPLERİ DEĞİL
CANLARI DÜŞÜNEREK SİYASET YAPMAYI ÜLKÜ EDİNİYORUZ
Partisinin İzmir teşkilatlanması hakkında bilgi veren Ösen,
“Tam 1 sene önce, kurucularımızla beraber çıktığımız bu yolda, bugün güzel
İzmir’in 30 ilçesinin 24’ünde teşkilatlanmasını tamamlayan Demokrasi ve Atılım
Partisi İzmir İl Teşkilatı böylelikle, İzmir’de yaşayan toplam nüfusun yüzde
95’ine ulaşmış durumdadır. Bizlere verilen yol haritasını eksiksiz bir şekilde
uygulayarak, İzmir İl Teşkilatını,
kırsal, metropol ayrımı yapmadan, hayalini kurduğumuz eşit ve liyakatli
Türkiye’nin birer örneği olarak her ilçe yönetiminde uygulamayı hedefledik.
Yüzde 30 kadın üye oranımız ve 5 kadın ilçe başkanımızla siyasette kadını daha
görünür kılmak için çabaladık. Bugün
İzmir’in hangi teşkilatının kapısını çalarsanız çalın, karşınızda genç,
dinamik, günlük siyasi çekişmeleri arkasında bırakmış zihinlerle ve Türkiye’nin
geleceğini tartışan, hedefleri yüksek, ortak akla inanan tecrübeli bireyleri
karşınızda göreceksiniz. Türkiye’de siyaseti bir zenginleşme aracı olarak
görenlerin karşısında DEVA Partililer olarak, eşitlikten ve liyakatten bir
milim sapmadan, ülkemizi kısır döngülere sokan anlayışlara hiçbir zaman göz
kırpmadan, önceliklerimizi belirlerken 84 milyon yurttaşımızı unutmadan,
cepleri değil canları düşünerek siyaset yapmayı, kendimize ülkü ediniyoruz”
dedi.
“HÜKÜMETE KARŞI YİNE
İNSANIMIZIN GÜVENİ YERLE YEKSAN OLMUŞTUR”
Depremzedelerin sorunlarına ilişkin konuşma yapan Başkan
Ösen, “DEVA Partisi İzmir Teşkilatı olarak inanıyoruz ki, bugün Türkiye’de
siyaset yapmak her vatandaşımız için bir zorunluluk durumu almıştır. Değerini
her gün erittikleri Türk Lirasına, işsizlik ve enflasyonla mücadelesizliğe, yol
geçen hanına dönen sınırlarımıza, doğal afetlerden sonra destek vermeyen aksine
para isteyenlere karşı; yeter söz milletin diyebilmek her birimiz için artık
bir ödev haline gelmiştir. Acıları tazeliğini hala koruyan, geçtiğimiz yıl 30
Ekimde İzmir’i vuran İzmir Depremi’nde, hatırlayacağınız gibi 117 vatandaşımız
hayatını kaybetmiş, bini aşkın yaralımız hastanelere kaldırılmıştı. Binlerce
binamız hasar almış, içlerinden yüzlercesine yıkım kararı alınmıştı. Geçen 1
yıllık süre zarfında vatandaş yaralarını sarma noktasında, son yıllarda alışık
olduğumuz şekilde yalnız bırakılmış, binlerce vatandaşımız mağdur edilmiştir.
Emsal artışı, müteahhit, bürokrasi üçgeninde debelenen yurttaşlarımız hem
canından hem de malından olurken, deprem sigortası sistemi sağlıklı işlememiş,
insanımızın canından ve malından sorumlu olan hükümete karşı yine insanımızın güveni
yerle yeksan olmuştur. Böylece dün Elazığ ve Van’da vatandaşlarımızın yaşadığı
acı tecrübeler, İzmir en orta yeri Bayraklı’da da yaşanmış oldu. Her geçen gün
şunu rahatlıkla anlıyoruz ki; Artık Türkiye’de herkesin acısı, kederi, geleceği
ve çabası ortak hale gelmiştir” ifadelerini kullandı.
SAPAN: BAYRAKLI’DAKİ
SORUN İZMİR’DEKİ SORUN; İZMİR’DEKİ SORUN TÜRKİYE’DEKİ SORUN
DEVA Partisi Bayraklı İlçe Başkanı Sami Sapan sahadaki
izlenimlerini aktararak, “DEVA Partisi ilçe başkanlığı için mazabatayı aldıktan
sonra görevlendirildikten sonra Bayraklı’da inceleme yaptık. Sahada insanların
sorunlarını dinlemeye başladık. Gördük ki Bayraklı’daki sorun İzmir’deki sorun;
İzmir’deki sorun Türkiye’deki sorun. Bunu yaparken gördük ki insanlar mutsuz.
Her sorunun bir çözümü olduğunu ve bunun devasının ne olduğunu çok iyi biliyor.
Bugün İzmir’de insanlar mutlu neden, çünkü insanlar devasını biliyor. Çünkü genel
başkanımız İzmir’de. Niyeti hayır olan insanların yanında olmayı dua ettik;
duamız kabul oldu. Biz artık deva partisindeyiz. Görüyoruz ki herkesin duası
kabul olmuş, herkes DEVA’da” diye konuştu.