Çiğdem CANPOLAT / ÖNCÜŞEHİR – Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Bakan, bir dizi programa katılmak üzere İzmir’e geldi. Bakan Kurum programı kapsamında Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği’nin (MÜSİAD) İnşaat ve Yapı Malzemeleri Sektör Kurulu, MÜSİAD İzmir Şubesi ev sahipliğinde düzenlenen ‘Türkiye Yüzyılında Şehirleri Fark Et, İnşa Et’ ana temalı Türkiye İstişare Toplantısı’na (TÜİT) katıldı.Toplantıya Bakan Murat Kurum, İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger, MÜSİAD Genel Başkanı Mahmut Asmalı, MÜSİAD İzmir Şube Başkanı Bilal Saygılı, MÜSAİD İnşaat ve Yapı Malzemeleri Sektör Kurulu Başkanı Cemil Yüksekdağ, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Hamza Dağ, MHP Genel Sekreter Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu, AK Parti İzmir Milletvekilleri Mahmut Atilla Kaya, Ceyda Bölünmez Çankırı, Necip Nasır ve Yaşar Kırkpınar, AK Parti İzmir İl Başkanı Kerem Ali Sürekli, MHP İzmir İl Başkanı Veysel Şahin, Bergama Belediye Başkanı Hakan Koştu, İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi AK Parti Grup Başkanvekili Özgür Hızal ve iş insanları katıldı.KURUM: BU KÖTÜ GİDİŞATA SEBEP OLAN DA BİZİZ, YAVAŞLATACAK YİNE BİZİZDünyanın hızlı bir şekilde değiştiğini ve dönüştüğünü söyleyen Bakan Kurum, “Özellikle son yıllarda karşılaştığımız iklim krizi, küresel sorunlar ve ekonomik buhranlar; bizlere benimsediğimiz genel geçer kavramların değişmesi gerektiğinin sinyalini veriyor. Şunu söylemek isterim ki; “Günün birinde; gökyüzünde, güz mevsiminde artık esmer bulutlar göremeyeceğiz. Günün birinde; yol kenarlarında, toprağın koyu yeşil saçlarını da göremeyeceğiz.” Bu kötü gidişata sebep olan da biziz, onu yavaşlatacak olan da yine biziz. Bu yüzden 8 milyar insanlık âlemi; başını ellerinin arasına almalı, bir istikamet belirlemeli ve bu yolda emin adımlarla ilerlemelidir. İşte tam da bu eşikte karşımıza çözüm olarak “Sürdürülebilirlik” kavramı çıkıyor. Çözüm sürdürülebilir düşüncede, sürdürülebilir müzakerede, sürdürülebilir eylemdedir. Şöyle sürdürülebilirlik kavramına bizim medeniyetimizin ve tarihi tecrübemizin penceresinden baktığımızda, “İnsanın şerefinin korunması, doğanın emanet bilinmesi, çevrenin muhafazası, adil bir iktisadı yerleştirmek ve israftan kaçmak” şeklinde çerçevelendiğini görüyoruz. Bu çerçeve, yüzyıllardır bu topraklarda harfiyen uygulanıyor olsa da; küresel çapta yaşanan afetler ve kaynaklarımızın tükenmek üzere olması sebebiyle son yıllarda çok daha sık gündeme gelmektedir. Özellikle 21. yüzyılda, gelişen teknolojiyle birlikte; kentlerin, doğal afetlere ve krizlere karşı dirençli olarak planlanması da sürdürülebilirlik tartışmalarında ilk sıralarda yer almaktadır. İşte bugünkü toplantımız da bu anlamda çok değerlidir, çok kıymetlidir” dedi. “BİZİM BİR ŞEHİR HAYALİMİZ VAR”2000’li yılların başına kadar ülkede uygulanan şehircilik politikalarının dönemin ihtiyaçlarına cevap veremeyen, vatandaşların sıkıntılarına çözüm bulamayan kırılgan, klasik bir şehircilik politikası olduğunu belirten Kurum, “Artık bu anlayışı yaşadığımız doğal afetler, salgın hastalıklar ve diğer tüm krizler karşısında dirençli olacak, adaptasyon sağlayacak ve kriz yönetecek bir politika ile değiştirmek zorunda olduğumuzu herkes gördü. İşte bu noktada biz, 2002 yılında AK Parti’mizin iktidara gelmesiyle birlikte medeniyetimizin işaret ettiği şehirlerdeki sürdürülebilirlik anlayışını 5 temel prensiple hayata geçirdik: İnsanın şerefli bir varlık olması bilinciyle insanı ve insanın çağın gereklerine uygun ihtiyaçlarını çalışmalarımızın merkezine aldık. Sürdürülebilir bir çevre için; doğamızın, çevremizin ve şehirlerimizin bizlere emanet olduğu bilinciyle; “yeşil” ve “mavi” dokumuza daima sahip çıktık. Kaynakların herkes için erişilebilir olmasının yanı sıra etkin ve verimli kullanılmalarını sağladık. Her türlü afetten, sosyal ve ekonomik risklerden arındırılmış, güvenli, sağlıklı, nitelikli ve sosyal donatı merkezli yeni yaşam alanları kurduk. Tarihi dokumuzu ve kültürel varlıklarımızı koruduk, yaşattık ve gelecek nesillere aktardık. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliği ve şehircilik ufkunun ışığında; Yunus Emre gibi âlemi bir gören bakışla düşündük, söyledik. Mimar Sinan gibi taşa ruh, şehre kimlik veren bir anlayışla; imar etmenin, inşa etmenin, ihya etmenin gayreti içerisinde olduk! Fildişi kulelerde söz söyleyenlerden, söz satanlardan olmadık. Bizzat sahada aksiyon alan, icraat yapanlardan olduk. Çünkü bizim bir şehir hayalimiz var. Medeniyetimizin kadim komşuluk ve mahalle kültürüne sımsıkı bağlı bir şehir! Sosyal, ekonomik ve mekânsal eşitsizliklerin olmadığı bir şehir! Dayanışmanın, kardeşliğin en güzel şekilde yaşandığı bir şehir! Hizmetlerin herkes için erişilebilir kılındığı, kültürün ve sanatın en özgür düzeyde yaşandığı, insan için çözüm üreten yenilikçi bir şehir tasavvur ediyoruz, istiyoruz ve MÜSİAD’taki siz değerli kardeşlerimizle birlikte “Muhteşem Türk Şehirleri” için çalışıyoruz” dedi. “KENTSEL DÖNÜŞÜMÜ; HIZLI, YERİNDE VE GÖNÜLLÜ İLKELERİYLE YÜRÜTÜYORUZ”“Biz 20 yıldır belirli bir planlaması olmayan, kontrolsüzce büyüyen, sürdürülemez ve dirençsiz şehirleri; geleceğe ulaşabilen, esnek, dayanıklı ve sürdürülebilir şehirlere dönüştürüyoruz” diyen Bakan Kurum, “Bu anlamda ülkemizin dört bir yanında, 81 ilimizin tamamında, sürdürülebilir kentsel dönüşümü; hızlı, yerinde ve gönüllü ilkeleriyle yürütüyoruz. Çünkü depreme hazırlık, kentsel dönüşüm terörle mücadele kadar önemlidir. Adeta milli güvenlik, milli egemenlik meselesidir. Bu anlamda kentsel dönüşümü; afet riskli yapıların dönüşümü, tarihi kent merkezlerinin ihyası, eski sanayi alanlarının dönüşümü, bölge ve şehir otoparklarının inşası ve tarım köy projelerinden müteşekkil 5 temel çalışma alanı olarak değerlendiriyoruz. 2012 yılında Sayın Cumhurbaşkanımızın başlattığı “Türkiye’nin Her Yerinde Kentsel Dönüşüm” anlayışıyla deprem riski taşıyan binaları ivedi bir şekilde tespit ediyor; yerine sağlıklı ve güvenli yapılar inşa ediyoruz. Bu kapsamda bugüne kadar tüm Türkiye’de, tam 3 milyon 200 bin konutumuzu yeniledik. Bir seferberlik anlayışıyla; sahada da 250 bin konutumuzun dönüşüm çalışmaları devam ediyor” şeklinde konuştu. “İZMİR’DE 57 BİN 109 KONUT VE İŞ YERİNİN DÖNÜŞÜMÜNÜ GERÇEKLEŞTİRDİK”İzmir’de riskli yapı olarak tespit edilen 57 bin 109 konut ve iş yerinin dönüşümünü gerçekleştirdiklerini söyleyen Bakan Kurum, “Biz kentsel dönüşümde, çevresel sürdürülebilirlik doğrultusunda bütün çalışmalarımızı 2053 Net Sıfır Emisyon ve Yeşil Kalkınma devrimine uygun olarak sürdürüyoruz. Bu kapsamda Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu bu hedeflere uygun olarak inşa ettiğimiz bütün yapıları iklime duyarlı, enerji verimli, kendi kendine yeten, tamamen Sıfır Atık ve yeşil bina konseptine uygun şekilde yapıyoruz. Bu da trafik yoğunluğundan sağlık sorunlarına, görüntü kirliliğinden fiziksel kirliliğe kadar çok çeşitli problemlere sebep oluyordu. Esnafımızın ihtiyaçlarını karşılayamayacak duruma gelen sanayi alanlarımızı kentlerimizin dışına taşıyoruz. Bu kapsamda şehirlerimizin ekonomisini, yatırım potansiyelini güçlendirecek 10 bin sanayi dükkânımızı Sanayide Yeşil Dönüşüm anlayışıyla 81 şehrimizde inşa ediyoruz” diye konuştu. “İZMİR DEPREMİ SONRASINDA HİÇBİR VATANDAŞIMIZI AÇTA AÇIKTA BIRAKMADIK”İzmir’de deprem sonrası büyük bir kentsel dönüşüm süreci yürüttüklerini ifade eden Kurum, “Bilhassa son 4-5 yılda milletimizi yasa boğan çok büyük afetlerle karşı karşıya kaldık. Elâzığ ve Malatya’daki depremlerde; Sinop, Bartın ve Kastamonu’daki sellerde, Antalya ve Muğla’daki yangınlarda zarar gören yapıların dönüşümünü sağladık. Bu anlamda tüm afet bölgelerinde 45 bin yeni konut, iş yeri, ahır, köy evlerimizi büyük oranda tamamlayarak afetzede vatandaşlarımıza teslim ettik. İzmir’imizde de depremin ardından şehrimizi yeniden ayağa kaldırmak için İzmir’de tarihinin en büyük kentsel dönüşüm sürecini yürütüyoruz. İzmir depremi sonrasında hiçbir vatandaşımızı açta açıkta bırakmadık. Devlet ve millet seferberliğiyle hareket ettik. Yaraları hep birlikte sardık. Afetzede kardeşlerimiz için toplam 5.061 konut inşa ediyoruz. İlk konutlarımızın teslim törenini Sayın Cumhurbaşkanımızın teşrifleriyle gerçekleştirdik. Bugüne kadar 4.604 konutun yapımını tamamladık, kalan 457 konutun yapımında ise artık sona yaklaştık. Tabi TOKİ’mizle hayata geçirdiğimiz bir diğer önemli projemiz de Millet Bahçelerimiz. İzmir'de toplam büyüklüğü 563 bin metrekare olan 4 millet bahçesi projemiz var. Bergama millet bahçemizin yapımına devam ediyoruz. Yine Kiraz ve Konak millet bahçelerimizin projelendirme çalışmalarına devam ediyoruz. Bayraklı'da 360 bin metrekare büyüklüğündeki millet bahçemizin projelerini hazırladık, Şubat ayında bahçemizi, İzmirli kardeşlerimizle birlikte ilk fidanlarıyla buluşturacağız” dedi. “İZMİR’İ BECERİKSİZLİĞİN İNSAFINA TERK ETMEDİK, TERK ETMEYECEĞİZ”İzmir’i asla iş bilmezliğin insafına terk etmediklerini belirten Bakan Kurum, “Biz iyi günde de kötü günde de vatandaşlarımızın yanındayız. İşte İzmir’imizdeyiz. İzmir’imizi asla liyakatsizliğin, belirsizliğin, beceriksizliği insafına terk etmedik, terk etmeyeceğiz. Neden terk etmeyeceğiz biliyor musunuz? Bugün Barış Sitesindeki yeni evine misafir olduğumuz Hatice teyzemizin gözlerinde İzmir’in geleceğini gördüm, umudu gördüm. Depremde en büyük acının yaşandığı Rıza Bey Apartmanını ziyaret ettim. Orada da çocuklarımızın gözünde İzmir’in istikbalini gördüm, umudu gördüm, İzmir’e dair beklentiyi gördüm. Biz artık her zamankinden daha kararlıyız. İnşallah; istiklalin şehri İzmir’imizi kültürel ve tarihi dokusuna uygun, iklime uyumlu ve sürdürülebilir akıllı şehir uygulamalarıyla istikbalin de şehri yapacağız. Bunun için, Hatice teyzemizin umutları için, Rıza Bey Apartmanındaki yavrularımız için var gücümüzle çalışacağız. Biliyorsunuz, Eylül ayında Cumhuriyet tarihimizin en büyük sosyal konut projesini hayata geçirdik. Projemiz kapsamında İzmir’imize toplam 12.400 konut inşa ediyoruz. 25 bin konutluk arsamızı, 700 bereketli dükkânımızı İzmirli kardeşlerimize armağan ediyoruz. İzmir’imizin kura çekimini 6-13 Şubat arasında gerçekleştireceğiz. İnşallah hem kentsel dönüşüm hem de yeni üreteceğimiz sosyal konutların ardından, İzmir’imizde afetlere karşı dirençsiz tek bir sağlıksız yapı, tek bir çöküntü alanı kalmayıncaya kadar, Körfez’deki kokuyu giderene deki, çöp sahalarındaki anlayışı düzenleyene dek çalışmalarımıza aralıksız devam edeceğiz” dedi. ASMALI: YAŞANANLARDAN İBRET ALARAK…MÜSİAD Genel Başkanı Mahmut Asmalı yaşanan afetlerden ders çıkarılması gerektiğini vurgulayarak, “Yurtiçinde ve yurtdışında toplam 165 şube ve irtibat noktasına ulaşan MÜSİAD, 13 binin üzerindeki üyesi ve 60 bine yakın firmasıyla, hem Türkiye ekonomisine katma değer sağlıyor, hem de yurt içi ve yurt dışında farklı iş birliklerinin geliştirilmesine önderlik ediyor. MÜSİAD, küresel bir iş birliği ve sermaye platformu olduğu kadar, gücünü zengin medeniyet değerlerimizden ve Anadolu irfanından alan bir kalkınma hareketidir. Bu anlamda inşa etmek istediğimiz şehircilik anlayışının, kadim medeniyetimizden ve zengin tarihimizden beslenmesi en büyük arzumuzdur. Bunun yanında yakın tarihimizde yaşanan afetler, geçmişteki çarpık kentleşme süreçleri gibi, yaşananlardan ibret alarak, hataların tekrar etmesinin önüne geçebiliriz” ifadelerini kullandı. “ŞEHRİ İMAR EDERKEN NESLİ İHYA ETMEYİ İHMAL EDERSENİZ…”Evlerin, binaların ve şehirlerin bir ayna olduğunu ifade eden Asmalı, “Yahya Kemal’in ifade ettiği gibi bizim ‘devlet kurma’ ve ‘askerlik’ dışındaki üç sanatımız ‘mimari’, ‘şiir’ ve ‘musiki’dir. Mimarideki standart belirleyen yüksek çizgimizi yeniden yakalamak ve örnek şehirler kurmak zorundayız. Merhum Bilge Mimar Turgut Cansever’in dediği gibi, “İnsanın yaptığı her şey inancının bir tezahürüdür.” Evlerimiz, binalarımız ve şehirlerimiz aslında bizim aynamız gibidir. Akıllı şehirler kuralım ama şehirlerin kalbini ihmal etmeyelim. Tarihte olduğu gibi insan merkezli, erdemli şehirlerimiz olsun. İnsanı öncelediğimizde çevreye, doğaya, hayvanlara da dost, yeşil şehirlerimiz olur. Yine merhum Cansever’in dediği gibi” Şehri imar ederken nesli ihya etmeyi ihmal ederseniz; ihmal ettiğiniz nesil, İmar ettiğiniz şehri tahrip eder.” Bu manada gençlerimizi, kadınlarımızı, çocuklarımızı da içine alacak topyekün bir sosyal ve kültürel çevre oluşturmalıyız. Şehirlerimizi teknolojik gelişmelerle donatalım ama şehirlerimizin ruhunu öldürmeyelim. Evimizden mahallemize, köyümüzden şehrimize, sergilediğimiz mimariyle aslında ruhumuzu, vizyonumuzu ve varlık anlayışımızı yansıtırız. Yeni nesiller de bu yansıttığımız mimariye göre şekillenir ve yüksek bir medeniyet atmosferinde gelişirler” dedi. “İSTİKBALİMİZ İÇİN İDEALLERİMİZ VAR”Asmalı son olarak ise, “Cumhuriyetimizin yüzüncü yılında “Türkiye Yüzyılı’nda Şehirleri Fark Et, İnşa Et” temalı bu toplantıyı bir farkındalık oluşturmak için tertip ediyoruz. Zira bizim köklü ve muhteşem tarihimizde olduğu gibi istikbalimiz için ideallerimiz var. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın Şehircilik Şurası’nda ifade ettiği gibi “Düzenli ama karakteri olmayan şehirleşme bizim idealimiz olamaz.” Bu duygu ve düşüncelerle sözlerime son verirken istişare toplantımızın hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Sayın Bakanım Bu toplantımızın sonuç bildirgesini sizlere arz edeceğiz. Sayın Bakanım teşriflerinizden dolayı şükranlarımı arz ediyorum. Yeni Evim kampanyasında çok uygun kredi oranları İLE orta gelirliye uygun kredi koşulları ile ev alma imkanı sağlandı. İnşaat sektörü adına çok teşekkür ederiz, her zaman destek oluyorsunuz” açıklamalarında bulundu. DAĞ: KENTSEL DÖNÜŞÜME YARIN DEĞİL BUGÜN BAŞLAMAK GEREKİYORAK Partili Hamza Dağ ise yaşanan afetlere değinerek, “2011’den bu yana milletvekilliği yapıyoruz. Uzun yıllardır siyasetin içerisindeyiz. Diğer dönemlere göre afetler konusunda çok zor bir dönem geçti. 5 yıllık süreye baktığınızda ülkemizde deprem, sel, yangın ve bu dünyada da yaşanan ve bizi de etkileyen pandemi süreci geçti. Afetlerde hükümetteki kabinedeki bakanları, cumhurbaşkanlığı liderliğinde hiçbir vatandaşımıza nerde bu devlet, yetkililer, vali temsilcileri dedirtmedik. 30 Ekim’deki depremden sonra günlerce burada kaldık. Kaldıktan sonra da “merak etmeyin, zaman kaybetmeden bu işlere başlayacağız” dedik. Bunu demek bizler de dahil insanın kendisini güvende hissettiği bir şey. Bu işi gerçekten sahiplenildiğini vatandaş bilecek. Çünkü sonrasında burada biz yaşamaya devam edeceğiz, insanlar sonra gelip bize hesap soracak. Vazifeli kişinin “ben sonuna kadar buradayım” demesi vatandaş ve siyasetçiler adına önemli bir şey. 5 bin küsür tane dönüşüm yapmış olduk. İstemediğimiz hadiseden kaynaklandı belki ama bize bir şey sağladı; biz İzmir’de Türkiye’nin 100. yılında kentsel dönüşüme artık başlamamız gerekiyor. Yarın değil, hemen şimdi diyerek bu sürece başlamamız gerekiyor. Herkes bir şekilde burada bu taşın altına elinin koyarak bu süreci hayata geçirmesi gerekiyor. Ben görev süremi geçireyim, görevimde bir takım sözlerle, açıklamalarla bu süreyi tamamlar geçer giderim diyerek sorunlar çözüme kavuşmuyor” dedi. “HARMANDALI ÜMRANİYE OLMASIN”“Harmandalı Ümraniye olmasın” diye çağrıda bulunan Dağ, “Bilal Bey, burada 7 tane temel sorun olarak belirtmiş. 7 temel soruna baktığınızda Harmandalı çöplüğü yeni değil, 10 senedir konuştuğumuz konu. Vahşi depolama 10 senedir konuşuluyor. Sayın Kocaoğlu zamanında da, Soyer zamanında dedik; burası sürdürülebilir bir yer değil, Ümraniye konusu var. Harmandalı çözüm bulunmazsa Ümraniye olayına dönebilir. Biz burası için siz ne yaparsanız yapın demiyoruz. Gelin doğru bir yerde bunu çözelim diyoruz ama ne yazık ki orayla ilgili bir çözüm üretilmediği gibi orada yer kalmadığı için o çöpleri Bergama’ya gönderiliyor buna müsaade etmeyeceğiz. Gerekirse bütün herkesi oraya yığarız, emrivakilere müsaade etmeyiz. Biz beraber çalışmaya hazırız. Dayanışma içinde olmaya hazırız. Çarpık kentleşme, sanayi sitelerinin içerde olması denildi. Bunu da ısrarla söylüyoruz… Diyoruz ki; gelin birlikte planlayalım. Birlikte planlamadığımız her şey siyaseten kullanılması haline dönüşüyor. Bu şehri birlikte planlamak zorundayız. Bu planlamayı yaptığımızda bunların arkası hızlı bir şekilde gelecek. “Şehrimizi fark ediyoruz”, sloganda çok güzel olmuş. Şehirde yaşamın, hayatın, iklimin çok güzel olduğunu biliyoruz. Belediye başkanı, milletvekili, bakanı olarak bu şehri daha rahat, yaşanabilir getirmek zorundayız. İnşallah imar ile inşa etmek durumundayız. Buradaki toplantıda bununla ilgili de ortaya çıkacak olan önerileri de hep birlikte hayta geçirmek hepimize nasip olur” diye konuştu. SAYGILI: NE AVRUPA’DAN NE ABD’DEN GERİ DEĞİLMÜSİAD Başkanı Saygılı ise, “Bu kardeşiniz yaklaşık 30 yıldır dünyanın birçok yerine gitmekte. Avrupa'dan ABD’ye, Uzakdoğu'dan orta doğuya birçok ülke gitmiş biri olarak şehircilik anlayışına o ülkelerde hep imrenirdi. Ancak artık durum böyle değil. Sayın Cumhurbaşkanımızın Recep Tayyip Erdoğan Beyefendi’nin ortaya koyduğu ‘biz sadece bugünün şehrine, bugünün insanına karşı sorumlu değiliz,’ yarını imar etmenin sorumluluğunu omuzlarımızda taşıyoruz’ vizyonu doğrultusunda’ geldiğimiz nokta ne Avrupa’dan ne ABD’den geri değil” şeklinde konuştu. “İZMİR'İN NEREDEYSE HER İLÇESİNDE ÇARPIK KENTLEŞME VAR”7 başlık altında açıklamalarda bulunan Saygılı, “İzmir’imize baktığımızda açmazların aşılmadığını görüyoruz. Hepimizin bunu bilme hakkı var. İzmir'in açmazlarını özetlersek 7 başlık çıkıyor. Birincisi; Vahşi depolama, Harmandalı depolama tesisi… Gerek heyelan gerek çevre kirliliği konusunda o kadar perişan haldeyiz ki… Sanki her an patlayacak bir bomba halinde. Modern şehir toplumlarında çöp toplama tesisleri enerji üretiyor ancak İzmir'in merkezlerindeki çöp toplama tesislerinde bu şekilde ilerliyor. Burada görmüş olduğunuz körfez temizleme yöntemi, modern, etkili ve sürdürülebilir şekilde yapılmakta. Bu da büyük bir koku sorunu yaşanmakta ve bu da ilerleyen süreçte şehrimizde çevre felaketi yaşanmasına yol açacaktır. Diğer bir konu çarpık kentleşme. İzmir'in neredeyse her ilçesinde çarpık kentleşme var. İzmir bu görüntüden kurturlmalı. Bu şehrimizin marka şehir olması yönünde önem arz ediyor. Ve bir İzmir olarak bundan dolayı mahcup oluyorum. Bir değer konu sanayi sitemizin, gıda çarşımızın şehrin içinde. Trafiği meşgul edecek şekilde her yeri kilitlenmiş durumda. Esnafımız sıkıntıda. Bu toplam sanayi siteleri içindeki işletme sayısı 10 bin. Toplam 200 bin insan bu sıkışıklık içinde yatıyor” dedi. “KENT İÇİ İHTİYACI OLAN MASTIR PLANLARI NE YAZIK Kİ YAPILMIYOR”Kentsel dönüşüm sorununun ciddi bir sıkıntı olduğunu belirten Saygılı, “Eski yapıların dönüşüm noktasında stratejik yapı oluşturulup yol alınmaması bizim için sıkıntı oluşturuyor. Kent içi ihtiyacı olan mastır planları ne yazık ki yapılmıyor. Kent içi trafiği yoğun şekilde artmakta. Bu yoğunluğuna yönelik çözümler üretilmesi elzem hale geldi. Yurt dışından gelen misafirlerimi havalimanında alıp getirirken mahcup oluyorum, utanıyorum. Öyle bir görüntü var ki yurt dışından firmaları getirmediğimizde 'çok kaliteli ürünler üretiyorsunuz ama şehir neden böyle' dediğinde mahcup oluyoruz. Sayın Bakanımız depremden sonra hemen İzmir'e geldi ve haftalarca İzmir'in deprem bölgelerini sokak sokak adım adım gezdi ve bir bir uğraştı. Depremzedeler yönelik yaklaşık 1 yıl içinde 5 bin 60 konut hak sahiplerine devredildi. Nereden nereye...” ifadelerini kullandı. YÜKSEKDAĞ: KENTLERİMİZİ YENİDEN İNŞA EDEBİLECEĞİMİZE İNANIYORUZ“Depremsellik, doğal afetler ve iklim değişikliği artık gündemimizde” diyen Yüksekdağ, “Güzel İzmir’imiz çok yakın zamanda bu felaketleri yaşadı. Bizler inşaat sektörü temsilcileri olarak hangi alanda olursa olsun bu konuda farkındalığı göstermeyi amaçladık. Yaşadığımız yüzyılda iklim değişikliği, depremsellik ve hızla değişen ihtiyaçlar gibi faktörler yenilenmeyi zorunlu kılıyor. Bu toplantımız bireyden ziyade toplumsal farkındalığı amaçlıyor. Bizler kentlerimizi yeniden inşa edebileceğimize inanıyoruz. Bizler sürdürülebilir bir geleceğe geçiş sağlanması şartıyla Türkiye Yüzyılına destek veriyoruz” şeklinde konuştu.
Gündem
20 Ocak 2023 - 17:12
Bakan Kurum: İzmir'i beceriksizliğin insafına…
MÜSİAD İzmir Şubesi ev sahipliğinde düzenlenen toplantıda konuşan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Bakan , “Biz iyi günde de kötü günde de vatandaşlarımızın yanındayız. İzmir’imizi asla liyakatsizliğin, belirsizliğin, beceriksizliğin insafına terk etmedik, terk etmeyeceğiz. Biz artık her zamankinden daha kararlıyız. İnşallah; istiklalin şehrini kültürel ve tarihi dokusuna uygun, iklime uyumlu ve sürdürülebilir akıllı şehir uygulamalarıyla istikbalin de şehri yapacağız” dedi.
Gündem
20 Ocak 2023 - 17:12