ÖNCÜŞEHİR - İzmir Ticaret Odası (İZTO), Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) ve İzmir Ticaret Borsası (İTB) iş birliğiyle düzenlenen “İzmir İş Dünyası İstişare Toplantısı”, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın da katılımı ile gerçekleşti. İzmir Ticaret Odası Meclis Toplantı Salonu’nda düzenlenen toplantıda konuşan Bakan Yılmaz, önemli açıklamalarda bulundu. Yılmaz, Orta Vadeli Program ve Türkiye Vizyonu hakkında bilgilendirme ve enflasyona yönelik alınan tedbirlerle ilgili açıklama yaptı.Toplantıya ticaret oda ve borsalarının çok sayıda üyesinin yanı sıra İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli, Ege Bölgesi Sanayi Odası Başkanı Ender Yorgancılar, İzmir Ticaret Odası Başkanı Mahmut Özgener, İzmir Valisi Süleyman Elban, Ege İhracatçı Birlikleri (EİB) Yönetim Kurulu Başkanı Jak Eskinazi, Ege Genç İş İnsanları Derneği (EGİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Alp Avni Yelkenbiçer Ege AK Parti İzmir Milletvekilleri Ceyda Bölünmez Çankırı ve Mahmut Atilla Kaya ve AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı da katıldı.CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI YILMAZ: ENFLASYONU DÜŞÜRELİM AMA RESESYONA DA DÜŞMEYELİMCumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ekonomiye ilişkin açıklamalarda bulundu. Yılmaz, enflasyona yönelik olarak tedbirler alındığını söyledi.Yılmaz "Dünyada da enflasyonla mücadele dönemi var. Merkez bankaları eşine az rastlanır uygulamalar yaptılar. 10 trilyona yakın para ürettiler. Olmayacak kredi genişlemelerine gittiler, anormal politikalar izlendi. Dünyada da farklı bir döneme geçmiş durumdayız, dezenflasyonist programlar görüyoruz. Enflasyonu düşürelim, istiyoruz ama resesyona da düşmeyelim, durgunluğa girmeyelim, maharet ikisini bir arada başarabilmek" dedi.Yılmaz; “Dünya ülkelerinin de enflasyonla mücadele ettiğini ancak Türkiye’deki enflasyon oranlarının daha yüksek olduğuna işaret eden Yılmaz, “Halkımızın en temel gündemi enflasyon. Gerekli adımları atıp, gerekli tedbirleri alıyoruz. Bu yıl gerek kurdaki hareketlilik gerek bütçe açığını azaltmaya yönelik tedbirler ve ücret artışları geçici bir şekilde enflasyonda artışa neden oldu” şeklinde konuştu.‘BİR MİKTAR DAHA YÜKSEK SEYREDECEK’Yılmaz enflasyonun bir süre daha yükseleceğini belirterek “Enflasyon belli bir süre daha bir miktar yüksek seyredecek. Özellikle 2024’ün ortalarından itibaren başlayan süreçle birlikte enflasyonda düşüş göreceğiz. 2026 gibi de tek haneli rakamlara ulaşacağımızı düşünüyoruz. Bu da öngörülebilirliği artırma, sosyal dengeleri sağlama açısından birçok fayda sağlayacaktır. Türkiye yeniden tek haneli enflasyon rakamlarına dönecek.” ifadelerini kullandı.Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz'ın açıklamaları şöyle:Azerbaycan'ın toprağı olan Karabağ'ın her köşesinde Azerbaycan bayrağı dalgalanacaktır. Kafkaslarda terörün olmadığı bir ortam herkesin menfaatinedir. Bölgedeki tüm ülkelerin, milletlerin menfaatinedir. İstikrarsızlıklar bölge dışı güçlere hizmet eder. Bölgede yaşayan tüm devletlerin barışı temin etmesini diliyorum.Türkiye'nin uluslararası konumunu yükseltmek için 21 yılda pek çok çalışmaya imza attık. Küresel ve bölgesel düzeydeki çalkantıya rağmen Türkiye 2002 yılından günümüze Dolar cinsinden kişi başına gelirini 3 kat artırmıştır. Bugün itibarıyla 1 trilyon doları aşmış durumdayız, yıl sonunda 1,1 trilyon dolara yakın milli geliri kapatmayı öngörüyoruz. 10600 dolardı geçen sene bu sene 12 bin doları aşan rakamları hep birlikte göreceğiz. Dünya 3,6 büyürken Türkiye yıllık 5,5 büyüme kaydetmiştir. 2 puan dünya ortalamanın üstünde büyüme performansımız var. 1 puan bile çok çok kıymetlidir, uzun vadede diğer ekonomilere göre fark oluşturur. 20 yılda bu performansımız çok önemli.Küresel tedarik zinciri sorunu, enerji ve gıdadaki şoklar tüm dünyayı olumsuz etkilemiştir. Dünya ekonomisinin 3 veya altında büyümesi bekleniyor. 2020-2022 döneminde dünya ekonomisi ortalama yüzde 2 büyüdü. Türkiye ekonomisi aynı süreçte yıllık yüzde büyüme kaydettik. Dünyanın hali hiç iyi değil. Türkiye ekonomisi büyümesini devam ettiriyor. 13 yıldır kesintisiz büyüyoruz. Pandemide dahi yüzde 1,8 büyüme kaydetti. Deprem felaketi yaşadık, çok ciddi etkileri söz konusu. 104 milyar dolarlık maliyetten bahsediyoruz. 14 milyon insanımızı doğrudan etkileyen felakete rağmen ekonomimiz yüzde 3,9 büyüme performansı gösterdi. Uluslararası kuruluşlar da Türkiye'nin büyümesini yukarı yönlü güncelliyorlar. İstihdam artışı da sevindirici. Bu yılın ilk 6 ayında depreme rağmen 310 bin ilave istihdam artışı sağlamış durumdayız. Halkımızın en temel gündemi enflasyon konusunda yüksek oranda sorunla karşı karşıyayız, bununla ilgili olarak tedbirleri alıyoruz. Siyasi belirsizlikler ortadan kalkmıştır. Ekonominin en önemli düşmanı belirsizliktir. Belirsizlik ortamında ekonomi gelişmez. Son 2-3 aydır ne yaptınız derseniz en çok uğraştığımız konu ilgili taraflarla OVP'yi şekillendirmek oldu.Dünyada da enflasyonla mücadele dönemi var. Merkez bankaları eşine az rastlanır uygulamalar yaptılar. 10 trilyona yakın para ürettiler. Olmayacak kredi genişlemelerine gittiler, anormal politikalar izlendi. Dünyada da farklı bir döneme geçmiş durumdayız, dezenflasyonist programlar görüyoruz. Enflasyonu düşürelim, istiyoruz ama resesyona da düşmeyelim, durgunluğa girmeyelim, maharet ikisini bir arada başarabilmek.KESTELLİ: POZİTİF HAVADAN UMUTLUYUZOrta Vadeli Program sayesinde yeniden rasyonel politikalara dönüleceğini düşündüğünü belirten Işınsu Kestelli; “Ülke olarak pandemi ile başlayan ve sonrasında çeşitli etkenlerle devam eden ciddi bir ekonomik darboğazdan geçiyoruz. Genel seçimlerin ardından kurulan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde yeni kabineyle birlikte ise ekonomide yeniden rasyonel politikalara dönüleceği net olarak ifade edildi. Açıklanan Orta Vadeli Program da bunu teyit eder nitelikte. Programın yurtdışı piyasalardan da olumlu tepki aldığını, yeni yatırımlar çekme konusunda pozitif bir hava yarattığını görmekten son derece umutluyuz. Sürdürülebilir bir ekonomiye geçiş yolunda yeni bir denge kurarken üretim kaslarımızı güçlendirmeyi ve hiç kimseyi geride bırakmamayı öncelememiz şart.” dedi.“DENİZYOLU LOJİSTİĞİ GÜÇLENDİRİLMELİ”Kestelli yaptığı konuşmada İzmir’in simgelerinden olan Alsancak Limanı ile birlikte denizyolu lojistiğinin güçlendirilmesi gerektiğini belirterek; “Bu noktada kentim İzmir’in, ülkemizin dönüşüm yolculuğuna daha fazla katkı vermesi ve daha da önemlisi, Türkiye Yüzyılı’nın lokomotiflerinden biri olması adına söyleyeceklerim de var elbette... İzmir bir tarım kenti... Ülkemizin toplam tarımsal üretim değerindeki payı yüzde 4. Tarımsal ihracattan aldığı pay ise yüzde 13. 2022’de 3,3 milyar dolarlık tarımsal ihracat gerçekleştirdik. Tarım kenti kimliğimizin yeni yatırımlar, özellikle de yüksek teknoloji ve markalaşma alanındaki teşviklerle desteklenmesi gerektiğini düşünüyorum. Tarımda dijital dönüşümü desteklemeden bu alanda başarılı olma şansımızın olmadığını özellikle ifade etmek isterim. İklim kriziyle mücadele ve Avrupa Birliği Yeşil Mutabakat sürecinde ülkemiz için rol model kent olabileceğimize de inanıyorum. İzmir, 8 bin 500 yıllık kadim bir kent. Bu kenti var eden, yerleşmek için cazip kılan temel unsurlardan birisi limanı. Günümüzde, İzmir’in ekonomik, sosyal ve kültürel gelişiminde en önemli simge olan Alsancak Limanı ile birlikte kentin genel olarak deniz yolu lojistiğinin güçlendirilmesi gerektiği kanaatindeyim.” ifadelerini kullandı.“2 KEZ EXPO’YA TALİP OLDUK ANCAK OLUMSUZ SONUÇLANDI”Kestelli EXPO’ya 2 kere aday olduklarını ancak negatif sonuçlandığını belirten Kestelli, sağlık turizmine de yer verdi. Kestelli; “Bildiğiniz gibi İzmir olarak iki kez, “Herkes için Sağlık” temasıyla EXPO’ya talip olduk. Maalesef her iki adaylığımızda da sonuç olumsuz oldu ama kentimizin önüne sağlık temasını koymamıza rağmen, bu alanda da neredeyse hiç yeni yatırım alamadık. İlk adaylığımızın üzerinden 10 yıldan fazla zaman geçti. O günlerde kişi başına düşen hasta yatağı sayısında Türkiye genelinde 26’ncı sıradaydık. 2021’de 43’üncü sıraya geriledik. Termal sağlık turizmi için yüksek potansiyele sahibiz ama yatırım ve tanıtım alanında çok ciddi proje ve strateji eksikliğimiz var. İzmir’de bir sağlık serbest bölgesi kurulması fikrini yıllar önce İzmir gündemine girmesi için söylemiştik. Ben bu konuda ısrarlı bir şekilde yineleme yapmak istiyorum. Rakiplerimizi geride bırakacak yüksek teknolojiyle buluşan bir sağlık serbest bölgesinin İzmir’i bu alanda öne çıkaracak çok önemli bir kaldıraç olacağı kanaatindeyim. Dünya sağlık turizminin 2025 yılında 500 milyar dolarlık bir hacme ulaşması bekleniyor. Ülkemiz bu alanda önemli mesafe kat ederken İzmir ne yazık ki tüm avantaj ve potansiyeline rağmen geride kaldı. Sağlık için gelen her bir turistin, deniz, güneş için gelen turistten ortalama beş kat fazla harcadığı göz önüne alınacak olursa konunun İzmir açısından ne kadar hayati olduğu daha iyi anlaşılacaktır.” şeklinde konuştu.“KENT İÇİ ULAŞIMDA DESTEĞE İHTİYACIMIZ VAR”Kestelli, İzmir’de şehir dışı ulaşımın yeterli seviyede olduğunu ancak şehir içi ulaşım konusunda eksik kalındığını belirtti. Kestelli; “Ulaşıma gelince... İzmir ülkemizin coğrafi konumu açısından, en ulaşılabilir kentlerinden biri. Ancak yurtdışından ulaşım konusu tam bir kâbus. Müthiş bir havalimanımız var ama yok denecek kadar az direkt uçuş söz konusu. Demiryolu ulaşımında kapsama alanı dışındayız. Karayolu konusunda ise şanslıyız. İstanbul-İzmir ve İstanbul-Çanakkale-İzmir otoyollarının kentimize olumlu fayda sağladığı gayet net. Kent içi ulaşımda ise üçüncü çevre yolu, Körfez geçişi, metro yatırımları konusunda yıllardır aynı noktadayız. Bu duruma dikkatinizi çekerek, değişimi konusunda desteğinize ihtiyacımız olduğunu ifade etmek isterim.” diye konuştu.“İZMİR AVRUPA’NIN EN İDDİALI ŞEHİRLERİNDEN BİRİ OLABİLİR”İzmir’e dair hayalleri gerçekleştirmek için daha çok çalışmaya ve verimli üretime hazır olduklarını belirten Kestelli; “Ben bugün daha çok sorunlarımızı aktarmaktan ziyade İzmir’i nerede görmek istediğimize dair vizyonumuzu paylaşan bir konuşma yapmayı tercih ettim. Sözlerime son verirken, tüm ayrışmalardan, siyasetin kendine özgü dengelerinden uzaklaşarak herkese şunları sormak istiyorum. İzmir’e hak ettiği değeri gösteriyor muyuz? İzmir hedeflediğimiz yerde mi? Açıkçası biz İzmirliler bu kentin cumhuriyetin ikinci yüzyılında da öncülerin kenti olacağına, tarihi referanslarından hareketle ilklerin şehri olarak yeniden yıldızlaşacağına inanıyoruz. Tarım, ticaret, sanayi, turizm, eğitim, teknoloji, lojistik, fuarcılık, kültür ve sanat bu şehrin genlerinde var. Hepimiz bu genlere sahip çıkarak İzmir’i Ege’nin, Akdeniz’in ve Avrupa’nın en iddialı şehirlerinden birisi haline getirebiliriz. Büyük Türkiye hayali için gelin, bu ideale hep birlikte inanalım. 2014 yılında yine böyle ortak bir toplantıda konuşmamı, İzmir için çok çalışmaya hazırız çünkü ‘İzmir Aşktır‘ diye bitirmiştim, aynı yerdeyim, İzmir’e dair hayallerimizi gerçeğe dönüştürmek için bizler daha çok çalışmaya ve daha verimli üretime hazırız.” dedi.ÖZGENER: ÖNGÖRÜLEBİLİR VE İSTİKRARI HEDEFLEYEN PİYASA ORTAMINA KAVUŞTUKOrta Vadeli Programla birlikte iş dünyasının yeniden öngörülebilir ve istikrarı hedefleyen piyasa ortamı sağlandığını söyleyen Özgener; “Ekonomi Yönetimimizin uyumlu çalışmasının iç ve dış piyasalarda olumlu karşılanmasından büyük memnuniyet duyuyoruz. Bu adımların, piyasalar tarafından para politikasına verilen zaman ve kredibiliteyi artırdığı, şeffaf yaklaşım ve gerçekçi tespitlerin güven sağladığı kanaatindeyiz. Ülke risk primimizin 400’ün altına düşmesi, Dünya Bankasının ülkemize yönelik yeni kaynak aktarımı kararı ve kredi derecelendirme kuruluşlarından gelen olumlu haberler bu durumu teyit ediyor. İş dünyası olarak bizler yeniden öngörülebilir ve istikrarı hedefleyen piyasa ortamına kavuştuk. Ülkemiz için enflasyonla mücadele, büyüme, rekabetçi bir ekonomiye ve sosyal refaha ulaşma yönünde iyileştirici adımları kapsayan Orta Vadeli Program bir yol haritası niteliğinde oldu.” ifadelerini kullandı.“YÜZDE 4’LÜK BÜYÜME İHRACATTA ÖNEMLİ OLACAK”Özgener, 2024 yılındaki yüzde 4’lük büyüme tahmininin ihracatta önemli rol oynayacağını belirterek; “Enflasyonu düşürmeye odaklanan program, iş dünyamızın öncelikli beklentileriyle örtüşüyor. Önümüzdeki dönemi bu hedefe göre planladığınızı ve tedbirler aldığınızı görüyoruz. Öncelikle makroekonomik istikrar ve düşük enflasyon diyerek; serbest piyasa koşullarına dönüş ve sıkı para politikası aracılığıyla kredibilitenin yükselişine şahitlik ediyoruz. Enflasyonu düşürme odaklı politikalar uygulanmaya başlarken aynı zamanda büyüme vurgusunun sürdüğünü ve büyümenin üretim, yatırımlar ve net ihracattan gelmesinin planlandığını görüyoruz. Büyümenin kompozisyonu açısından belirlenen bu perspektiften memnuniyet duyuyoruz. Bu bağlamda, 2024 yılı için tahmin edilen %4’lük büyümede ihracat performansının önemli bir rol oynaması bekleniyor. Ancak ülkemizde büyümenin yüksek olduğu dönemlerde, ithalatın da hep yüksek kaldığını geçmiş tecrübelerimizden biliyoruz. Dolayısıyla büyümenin ihracattan karşılanması için, bir yandan ithal girdilere bağımlılığı azaltıcı stratejiler belirlenirken, diğer yandan ihracata dayalı büyümeyi destekleyici adımlar atılması gerektiğini düşünüyoruz.” şeklinde konuştu.Özgener’in açıklamasının devamı şu şekilde:Vergi zamları, asgari ücret artışları ve enflasyonla ilgili beklentilerin yükselmesiyle, enflasyondaki artış ivmesinin devam etme riski mevcudiyetini koruyor. Riskleri sınırlandırmak için de döviz rezervi biriktirmenin hızlanması, cari açığın kontrol altına alınması ve finansman kalitesinin artırılması gerektiğini öngörüyoruz. Bu noktada, sürdürülebilir ekonomik büyüme için kamu maliyesinin dezenflasyonist sürece katkısının ve Kur Korumalı Mevduattan dönüş sürecinin çok iyi yönetilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Türk Lirası üzerindeki risklerin azaltılması ve kullanımının özendirilmesi noktasında etkili politika ve enstrümanların devreye alınması gerektiği kanaatindeyiz.Politika faizi şu an itibariyle resmi enflasyon oranının altında olup, reel negatif faiz oluşmasına yol açıyor. Politika faizlerinin enflasyonun altında kaldığı noktada dezenflasyonist sürecin sürdürülebilirliği konusundaki planın detaylandırılarak, bu konudaki soru işaretlerinin giderilmesi beklentilerimiz arasında yer alıyor. Bütçe harcamalarında deprem felaketinden kaynaklanan artış haricindeki harcama miktarlarının büyümesinin de enflasyonu tetikleme riskini yüksek görüyoruz. Para politikasında dezenflasyon süreci ile ilgili niyetin maliye politikasında da ortaya konması büyük önem taşıyor. Enflasyonu düşürmek için bütçe tarafının netliğe kavuşması ve kamu maliyesinin genişletici bir patikada ilerlemesinin önüne geçilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Enflasyonist etki nedeniyle enerji, hammadde, istihdam maliyetleri başta olmak üzere firmalarımızın genel üretim maliyetleri siz de takdir edersiniz çok arttı. Bu anlamda, devletimizin asgari ücretten verginin muaf tutulması, asgari ücret desteğinin arttırılması gibi verdiği birçok destek oldu ama katlanan maliyetler nedeniyle işlerimizi sürdürmekte ve yurtdışındaki rakiplerimizle eşit şartlarda mücadele etmekte zorlanıyoruz.Mevcut istihdamını koruyan ve yenisini yaratan firmalara da teşvik verilmesi başta olmak üzere işgücü maliyetlerinin düşürülmesi konusundaki talebimizi dile getirmek istiyoruz. Yeni iş olanakları yaratmanın yolu ucuz ve uzun vadeli finansman kaynaklarına ulaşmaktan geçiyor. Bu amaçla krediye erişim büyük önem taşıyor. İhracatçılarımıza yönelik açıklanan ve hacmi devamlı artan reeskont kredileri için size ayrıca teşekkür etmek istiyoruz.İç piyasada yatırım ve işletme kredilerine ulaşmada ciddi sorunlar yaşanıyor. Sadece küçük ve orta ölçekli firmalar değil, en büyük ticaret ve sanayi grupları da kredi bulmakta zorlanıyor. Zor şartlarda bulduğumuz kredinin vadesi ve maliyeti pahalı oluyor. Büyüme ve istihdam hedeflerinin gerçekleştirilmesi açısından olumsuz etkileri olabilecek bu duruma en kısa sürede çözüm bulunmasını bekliyoruz. Türkiye Bankalar Birliği’nin bu konuda çalışma yapması ve kredi kaynaklarının çeşitlendirilmesi yararlı olacaktır. Bu anlamda geçtiğimiz günlerde alternatif finans araçlarının hayata geçeceğine yönelik açıklamanız bizleri umutlandırdı.Sadece bankacılık kesiminden değil, girişim ve proje sermayesi ile sermaye piyasalarının alternatif araçlarından daha fazla yararlanan bir teşvik, kredi ve destek mekanizmasının varlığının kaçınılmaz olduğunu düşünüyorum. İhracata dönük üretimin devam etmesi ve artması için de Eximbank kaynaklarının arttırılması iş dünyamız açısından önem taşıyor.Yanı sıra birçok sektörde Odamız üyeleri ve esnaf odası üyelerinin yaptıkları işler ve faaliyet alanları yakın olmasına rağmen devlet desteklerinden ve kredilerden farklı şartlarda yararlandırılıyorlar. Benzer şartları taşıyan firmaların esnaf veya tacir olduğuna bakılmadan aynı imkânlardan yararlandırılmasının, esnafa verilen desteklerden bizim üyelerimizin de faydalanmasının önem taşıdığını düşünüyoruz.Esnafa düşük maliyetli kredi imkânı sunan Esnaf ve Sanatkârlar Kredi Kooperatiflerine benzer bir yapının TOBB bünyesindeki Oda ve Borsa üyeleri için de oluşturulması önerimizi değerlendirmelerinize arz etmek istiyoruz. Yeni vergilerle bütçe açığının kapatılması ve mali disiplinin sağlanmasının yaşamsal önemde olduğunu biliyoruz. Bu noktada, sizin doğrudan vergilerin artırılıp dolaylı vergilerin azalması, vergi sisteminin yenilenmesi ve sadeleştirilmesine yönelik sözlerinizin Odamızın vergi konusundaki önerileriyle örtüşmesinden büyük memnuniyet duyuyoruz. Basit, sade, ödenebilir ve uzun yıllar güncelliğini yitirmeyecek, düzenli ödeme yapanları ödüllendirici, yatırımcı dostu, rekabet gücünü arttıran ve iş ortamının iyileştirilmesine odaklanan yeni vergi sisteminin ivedilikle hayata geçirilmesini temenni ediyoruz. Ülkemizin doğru ekonomik politika tercihleri ve toplumun tüm kesimlerinin fedakarlığı ile kısa sürede düzlüğe çıkacağına iş dünyası olarak güveniyoruz.Kentimiz; çok sektörlü yapısıyla geniş bir coğrafyayı etkileyen bir ticaret ve liman kenti. Bölgemize büyük güç verecek Çandarlı ve İzmir Alsancak Limanının bir bütün olarak değerlendirilmesi, kentimizde bulunan limanların kapasitelerinin ve karayolu taşımacılığının verimliliğinin arttırılması önem taşıyor. Bu noktada, Kemalpaşa Lojistik Merkezinin işletilmesine yönelik Valiliğimiz, Odamız, Ege Bölgesi Sanayi Odası ve Ege İhracatçı Birlikleri ortaklığında eşit paylara sahip bir şirket kurduk. İçerisinde lojistik depoların, gümrük binalarının, gümrük müdürlüğü, gıda laboratuvarları, geçici tır gümrüğü gibi tesislerin de faaliyet göstereceği Lojistik Merkezimiz ile ilgili son durumu geçtiğimiz hafta içerisinde Odamızda ağırladığımız Sayın Ticaret Bakanımıza da arz ettik. Arazi şu an tahsis aşamasında, tahsisisin bir an önce gerçekleştirilmesi konusunda desteklerinizi bekliyoruz.Aynı zamanda, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından planları yapılan İnciraltı’nın sağlık turizmine kazandırılması ve planda yer alan Körfez geçişinin hayata geçirilmesinin hızlı şekilde tamamlanması konularında desteğinizi bekliyoruz. Kentimiz ve bölgemiz için çok değerli bir proje olan İzmir-Ankara hızlı tren hattıyla ilgili de çalışmaların hızlandırılması nedeniyle Sayın Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.
Gündem
20 Eylül 2023 - 16:28
Güncelleme: 20 Eylül 2023 - 16:39
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz İzmir'de konuştu: Enflasyon bir süre daha yüksek seyredecek
İzmir Ticaret Odası, Ege Bölgesi Sanayi Odası ve İzmir Ticaret Borsası iş birliğiyle düzenlenen ‘İzmir İş Dünyası İstişare Toplantısı’, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın katılımıyla gerçekleşti. Toplantıda konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, Orta Vadeli Program hakkında önemli açıklamalarda bulundu.
Gündem
20 Eylül 2023 - 16:28
Güncelleme: 20 Eylül 2023 - 16:39