Mecliste görüşülürken 'sosyal medya ve internet medyası düzenlemesine karşı adeta savaş açan Cemiyet Başkanları arasında başı çeken Bilgin, o konuşmasında "Bize zaten kısıtlı olan BİK resmi ilanlarının internet gazeteleri ile paylaşılması dayatması getirildi". "Bizden Anadolu basınına ihanet etmemiz istendi. Kabul etmedik. 7 karşı oya karşı geçti. Son çaremiz TBMM de dezenformasyon yasa teklifinde bunu değiştirme çabamız oldu" şeklindeki sözleri; verdikleri mücadele basın ve ifade özgürlüğü için değil, basılı gazetelerin gelir havuzu içinmiş yorumlarına yol açtı. Yıllardır Basın İlan Kurumu üzerinden her ay önemli oranda devlet desteği alan bazı yerel gazetelerin, aslında koşulları karşılamadığı, yasal rakamın çok altında gazete bastıkları, kadrolarında gösterdikleri bir çok kişiyi aslında çalıştırmadıkları ve devletten haksız kazanç elde ettikleri, Basın İlan Kurumu'nun geçtiğimiz günlerde yaptığı şok baskınlarla ortaya çıkmıştı. Bunun üzerine bu yolla yıllardır devletten haksız kazanç elde eden gazetelere büyük cezalar kesilmiş hatta bazı gazetelerin Basın İlan hakları askıya alınmıştı. Kamuoyunu şaşırtan olay ise bu şekilde devletten haksız kazanç elde edenler arasında Basın İlan Kurumu Genel Kurul Üyeliği yapan, kamuoyunun yakında tanıdığı isimlerin de bulunmasıydı. İŞTE O İTİRAF!
Diğer yandan bazı gazeteci cemiyetlerinin başı çektiği gruplar, sosyal medya ve internet medyası düzenlemesine toptan karşı çıkmış ve bu yasa düzenlemesinin meclisten geri çekilmesini istemişlerdi. Görünürdeki gerekçe olarak basın ve ifade özgürlüğünün kısıtlandığı, yasanın yeni bir sansür uygulaması olacağı iddia edilmişti. Ancak 30 yıldır Ankara Gazeteciler Cemiyeti Başkanlığı ve aynı zamanda da Basın İlan Kurumu Genel Kurul Üyeliği yapan Nazmi Bilgin'in medyaya yansıyan ifadeleri, gerçeği ortaya koydu. BİK Genel Kurul Üyesi olan cemiyet başkanları yasal düzenleme internet gazetelerini Basın İlan Kurumu destek havuzuna alacağı için torba yasaya karşı çıkmışlar. İNTERNET GAZETELERİNDE ÇALIŞANLAR GAZETECİ DEĞİL Mİ?
Bilgin'in medyaya yansıyan sözlerine internet gazetelerinde çalışan basın mensupları büyük tepki gösterdi. İnternet gazetesi çalışanları, "Basılı yerel gazetelerde çalışanlar gazeteci de biz değil miyiz? Zaten 15 yıldır haklarımızdan yararlanamıyoruz. Bizlere yasal statü sağlayacak, gazetecilik haklarımızı bize teslim edecek yasal düzenlemeye, basılı gazetelerin temsilcileri olan cemiyet başkanları basın özgürlüğü kaygısından değil, yıllardır kendilerinin kullandığı Basın İlan Kurumu ilan havuzundan internet gazetelerinin de yararlanacak olması kaygısından karşı çıkmışlar. Anlaşılan bir kaşık suda fırtına koparanların derdi basın ve ifade özgürlüğü değilmiş. 'Basın ve ifade özgürlüğü' söylemleriyle kamuoyu oluşturup esas hedefleri olan internet gazetelerini ve gazetecilerini, haklarından tekrar yoksun bırakmak ve kendi ekonomik düzenlerini sürdürmekmiş" dediler.
BİLGİN NE DEMİŞTİ?Sahibi olduğu 24 Saat Gazetesinin "naylon" yayın yaptığı tespit edilmesi üzerine Basın İlan Kurumu, haksız kazanç elde eden gazetenin ilan yayınlama hakkını durdurmuş bunun üzerine Nazmi Bilgin, medyada yer alan sözleri ile şu itirafta bulunmuştu:
"Bir önceki genel kurulda basın ahlak ilkeleri değişikliği ve yönetmeliği yasa diline uydurmak yalanıyla önümüze getirilen yönetim kurulu teklifiyle başladı. Bize zaten kısıtlı olan BİK resmi ilanlarının internet gazeteleri ile paylaşılması dayatması getirildi. Bir * ve" " Veya" Kelimesini bir veya iki gibi değişiklik önergelerimiz bile dikkate alınmadı. Bizden Anadolu basınına ihanet etmemiz istendi. Kabul etmedik. 7 karşı oya karşı geçti. Son çaremiz TBMM de dezenformasyon yasa teklifinde bunu değiştirme çabamız oldu."
İfadelerinde basın ve ifade özgürlüğüne ilişkin bir vurgu olmamasına karşın olayı tamamen Basın İlan Kurumu ilan havuzu gelirleri üzerinden anlatmaya çalışan Bilgin, sözlerini şöyle sürdürüyor:
"Ayıp ve rezalet bundan sonra başladı. 2 gün sonra pazar günü İstanbuldan iki Konya dan 1 kişi gerevlendirilerek Gazetenin basıldığı matbaya baskın yapıldı ve prova baskısına tutanak tutuldu. Yalnız bize mi ? HAYIR Red oyu verenlerden gazete iktisabı olanlara. Asıl utanmazlık ise bunu BİK sitesinden servis ederek güya gözdağı verip itibar suikastı yapmak. Kimin naylon kimin atık plastik olduğunu yakında göreceğiz.""İNTERNET İÇİN BAŞKA KAYNAK ARASINLAR"
Gazetesi tespit edilen usulsüzlükler üzerine Basın İlan'dan düşürülene kadar susmayı tercih eden Bilgin, sözlerinin devamında Basın İlan Kurumu'na meydan okudu ve bildiklerini açıklamakla tehdit etti. Bilgin, "Şimdiye kadar etik ilkelerim nedeniyle kurum yapısı, yapılan hatalar, kurumun uğratıldığı zararlar konusunda kamu oyunda hiçbir tartışmaya girmedim. ARTIK YETER HODRİ MEYDAN Basın ilan gelirlerini peşkeş çektirmeyeceğim. İnternet için başka kaynak arasınlar. Kurumda 30 yıldır görev yapıyorum.Hep seçilip gelerek. Bu kurumun kapatılıp görevini Birkaç bilindik reklam şirketine devredilmesi konusundaki hain düşünceye ömrüm boyunca EVET demiyeceğim. Ben hancıyım... hancı... Yolcuların ense traşını hep gördüm. Bana ne yaparlar diye endişelenmeyin... YEL KAYADAN NE KOPARIR..." diyerek, esas niyetlerinin internet medyasının yok sayılması olduğunu da itiraf ediyor.
Diğer yandan bazı gazeteci cemiyetlerinin başı çektiği gruplar, sosyal medya ve internet medyası düzenlemesine toptan karşı çıkmış ve bu yasa düzenlemesinin meclisten geri çekilmesini istemişlerdi. Görünürdeki gerekçe olarak basın ve ifade özgürlüğünün kısıtlandığı, yasanın yeni bir sansür uygulaması olacağı iddia edilmişti. Ancak 30 yıldır Ankara Gazeteciler Cemiyeti Başkanlığı ve aynı zamanda da Basın İlan Kurumu Genel Kurul Üyeliği yapan Nazmi Bilgin'in medyaya yansıyan ifadeleri, gerçeği ortaya koydu. BİK Genel Kurul Üyesi olan cemiyet başkanları yasal düzenleme internet gazetelerini Basın İlan Kurumu destek havuzuna alacağı için torba yasaya karşı çıkmışlar. İNTERNET GAZETELERİNDE ÇALIŞANLAR GAZETECİ DEĞİL Mİ?
Bilgin'in medyaya yansıyan sözlerine internet gazetelerinde çalışan basın mensupları büyük tepki gösterdi. İnternet gazetesi çalışanları, "Basılı yerel gazetelerde çalışanlar gazeteci de biz değil miyiz? Zaten 15 yıldır haklarımızdan yararlanamıyoruz. Bizlere yasal statü sağlayacak, gazetecilik haklarımızı bize teslim edecek yasal düzenlemeye, basılı gazetelerin temsilcileri olan cemiyet başkanları basın özgürlüğü kaygısından değil, yıllardır kendilerinin kullandığı Basın İlan Kurumu ilan havuzundan internet gazetelerinin de yararlanacak olması kaygısından karşı çıkmışlar. Anlaşılan bir kaşık suda fırtına koparanların derdi basın ve ifade özgürlüğü değilmiş. 'Basın ve ifade özgürlüğü' söylemleriyle kamuoyu oluşturup esas hedefleri olan internet gazetelerini ve gazetecilerini, haklarından tekrar yoksun bırakmak ve kendi ekonomik düzenlerini sürdürmekmiş" dediler.
BİLGİN NE DEMİŞTİ?Sahibi olduğu 24 Saat Gazetesinin "naylon" yayın yaptığı tespit edilmesi üzerine Basın İlan Kurumu, haksız kazanç elde eden gazetenin ilan yayınlama hakkını durdurmuş bunun üzerine Nazmi Bilgin, medyada yer alan sözleri ile şu itirafta bulunmuştu:
"Bir önceki genel kurulda basın ahlak ilkeleri değişikliği ve yönetmeliği yasa diline uydurmak yalanıyla önümüze getirilen yönetim kurulu teklifiyle başladı. Bize zaten kısıtlı olan BİK resmi ilanlarının internet gazeteleri ile paylaşılması dayatması getirildi. Bir * ve" " Veya" Kelimesini bir veya iki gibi değişiklik önergelerimiz bile dikkate alınmadı. Bizden Anadolu basınına ihanet etmemiz istendi. Kabul etmedik. 7 karşı oya karşı geçti. Son çaremiz TBMM de dezenformasyon yasa teklifinde bunu değiştirme çabamız oldu."
İfadelerinde basın ve ifade özgürlüğüne ilişkin bir vurgu olmamasına karşın olayı tamamen Basın İlan Kurumu ilan havuzu gelirleri üzerinden anlatmaya çalışan Bilgin, sözlerini şöyle sürdürüyor:
"Ayıp ve rezalet bundan sonra başladı. 2 gün sonra pazar günü İstanbuldan iki Konya dan 1 kişi gerevlendirilerek Gazetenin basıldığı matbaya baskın yapıldı ve prova baskısına tutanak tutuldu. Yalnız bize mi ? HAYIR Red oyu verenlerden gazete iktisabı olanlara. Asıl utanmazlık ise bunu BİK sitesinden servis ederek güya gözdağı verip itibar suikastı yapmak. Kimin naylon kimin atık plastik olduğunu yakında göreceğiz.""İNTERNET İÇİN BAŞKA KAYNAK ARASINLAR"
Gazetesi tespit edilen usulsüzlükler üzerine Basın İlan'dan düşürülene kadar susmayı tercih eden Bilgin, sözlerinin devamında Basın İlan Kurumu'na meydan okudu ve bildiklerini açıklamakla tehdit etti. Bilgin, "Şimdiye kadar etik ilkelerim nedeniyle kurum yapısı, yapılan hatalar, kurumun uğratıldığı zararlar konusunda kamu oyunda hiçbir tartışmaya girmedim. ARTIK YETER HODRİ MEYDAN Basın ilan gelirlerini peşkeş çektirmeyeceğim. İnternet için başka kaynak arasınlar. Kurumda 30 yıldır görev yapıyorum.Hep seçilip gelerek. Bu kurumun kapatılıp görevini Birkaç bilindik reklam şirketine devredilmesi konusundaki hain düşünceye ömrüm boyunca EVET demiyeceğim. Ben hancıyım... hancı... Yolcuların ense traşını hep gördüm. Bana ne yaparlar diye endişelenmeyin... YEL KAYADAN NE KOPARIR..." diyerek, esas niyetlerinin internet medyasının yok sayılması olduğunu da itiraf ediyor.