Konak Belediyesi, Milli Mücadele’nin hukuki onayı olan Lozan
Barış Antlaşması’nın 98. yıldönümünü, İsmet İnönü Anı Evi ve Kütüphanesi’nde
düzenlediği etkinlikle kutladı. Lozan Barış Antlaşması’nın mimarı, Türkiye
Cumhuriyeti’nin ilk Başbakanı, ikinci Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün Konak’ta
doğduğu evde yapılan törene Konak Belediye Başkanı Abdül Batur’un yanı sıra
Atatürk Araştırmacısı ve İTK Uşakizade Köşkü eski Müdürü Ahmet Gürel, Atatürkçü
Düşünce Derneği (ADD) Genel Başkan Yardımcısı Tolga Kale, CHP Konak İlçe
Başkanı Çağrı Gruşçu, CHP Karabağlar İlçe Başkanı Mehmet Türkbay, Demokratik
Sol Parti (DSP) Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Karakülçe, Konak Belediye
Meclisi üyeleri, siyasi partilerin ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri
ile muhtarlar katıldı.
Batur:
Bağımsızlığımızın sembolü
Törende konuşan Konak Belediye Başkanı Abdül Batur, Lozan’ı
daha görkemli törenler, paneller ve seminerlerle kutlamak istediklerini ancak
pandemi şartlarının buna izin verdiğini vurguladı. Pandeminin ardından Lozan’ın
yıldönümünü, hem Konak Belediyesi’ne hem Atatürkçülere yakışan bir şekilde
kutlayacaklarının altını çizen Batur, “Lozan, Türk istiklal ve hâkimiyetinin
tanınması bakımından, çok önemli bir siyasi zaferdir. Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığının
sembollerinden biridir. Bu siyasi zafer, canları pahasına vatanlarını koruyan
kahramanlarımızın tarihe altın harflerle yazdığı büyük bir başarıdır. Ve bu
büyük zaferin mimarı, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk Başbakanı, ikinci
Cumhurbaşkanımız İsmet İnönü, bizlere özgür, bağımsız ve karakterli bir yaşam
armağan eden kahramanlarımızdandır” dedi.
“Önlerinde dağ gibi
dikileceğiz”
Bugün milli kahramanların ve onların yazdığı destanların
karalanmak, unutturulmak istendiğini söyleyen Batur, “Ulu Önderimiz Atatürk’e
saldırılıyor! İsmet Paşa’mıza saldırılıyor! Böylesi bir savaşı kazanmış, vatanı
işgalden kurtarmış ve hemen ardından bir devlet kurmuş, arka arkaya
inkılaplarla, devrimlerle ülkesini çağdaş medeniyetler seviyesine çıkarmayı
hedeflemiş kahramanlara böyle saldırılar olmamalı! Olması utançtır!” diye
konuştu. Ünlü siyaset bilimci Prof. Dr. Dankwart Rustow’nun İsmet İnönü
hakkında söylediği, “Dünyada elinde ancak bir diktatörde bulunabilecek güçten,
demokrasiyi gerçekleştirmek için feda eden tek devlet adamı olmanın eşsiz
onuruna sahip” sözlerini anımsatan Batur, şöyle devam etti:
“Başkaları değerini biliyor, görüşmelerde karşı tarafta olan
devletlerin temsilcileri bunu söylüyor ama maalesef kendi içimizde asıl
minnettar olması gerekenler hassasiyetle karşılamıyor. Söylenecek tek şey var:
yazıklar olsun. Misak-ı Milli sınırlarımıza, ulusal egemenliğimize, Ulu Önder
Mustafa Kemal Atatürk’ün ve silah arkadaşlarının verdiği mücadeleye sahip
çıkacak olanlar bizleriz. Onun için biz hiçbir şekilde buna izin vermeyeceğiz.
Ne kahramanlarımızı ne de onların şanlı zaferlerini unutturacağız. Önlerinde
dağ gibi dikileceğiz. Bizler var oldukça buna kimsenin gücü de zaten yetmez.
Kahramanlarımıza dil uzatanları tarihin de asla affetmeyeceğini hepimiz
biliyoruz. Bugün Türkiye Cumhuriyeti varsa, bu Ulu Önder Mustafa Kemal
Atatürk’ün taarruzu ve İsmet İnönü’nün kazandığı savaşlar sayesindedir. Bugün
üstüne bastığımız vatan toprağı, güzel memleketimiz bize onların emanetidir.
Canımız gibi bakmaya, canımız gibi korumaya, onların izlerini takip etmeye
kararlıyız.”
Bayram vurgusu
Lozan’ın Türkiye Cumhuriyeti için çok önemli olduğunu
vurgulayan Batur, sözlerini şöyle sonlandırdı:
“Geçtiğimiz yıl yaptığım konuşmada da ifade etmiştim, Lozan
bizim için çok önemli. Çok yakında, iktidar değiştiğinde, önemli
meselelerimizden biri de Lozan’ın bir Barış Bayramı olarak kutlanmasını
sağlamak olacak. Ben bu sebeple Lozan Barış Bayramı’mız kutlu olsun, diyorum.”
Gürel: Bu ülkenin
tapusunu vermeyeceğiz
Atatürk Araştırmacısı Ahmet Gürel ise İsmet İnönü’nün Lozan
Barış Antlaşması sırasında gösterdiği diplomatik başarıyı, görüşmelere katılan
diplomatlardan ve dönemin basınından alıntılarla anlattı. Gürel, “24 Temmuz
1923 günü Mustafa Kemal Atatürk, İsmet Paşa’ya şu telgrafı çeker; ‘Bu anlaşma
Türk ulusuna yüzyıllardan beri hazırlanmış Sevr antlaşmasıyla tamamlandığı
sanılan büyük bir yok etme eyleminin, çökertilişinin tarihidir. Osmanlı
tarihinde böyle bir utku yoktur’ der. İsmet Paşa, tüm emperyalist ülkelere
karşı Lozan’da savaş verdi ve bu utkuyu kazandı. Bu ülkenin tapusunu aldı. Bu
ülkenin tapusunu vermeyeceğiz” dedi.
Kale: Lozan’a karşı
çıkmak, Sevr yandaşlığıdır
Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkan Yardımcısı Tolga Kale
de 24 Temmuz’un Türkiye Cumhuriyeti için çok önemli bir tarih olduğunu
vurgulayarak, “Bugün geldiğimiz noktada Lozan Barış Anlaşması bir turnusol
kâğıdıdır. Bugün Lozan’a karşı çıkmak Sevr özlemciliğidir, Sevr yandaşlığıdır.
Bugün Lozan’a karşı çıkmak hilafeti, saltanatı geri getirme çabasıdır. Bugün
Lozan’a karşı çıkmak çağdaş Türk devletine karşı olmaktır. Millilik yerine ümmetçiliği
savunmaktır bugün Lozan’a karşıt olmak. Siyasal, dinci bir devletin inşasına
yüksek sesle evet demektir. Lozan karşıtlığı bugün Türkiye’yi bölmeye,
parçalamaya çalışan PKK, FETÖ gibi örgütlere, tarikatlara yol açmaktır. Lozan,
Türkiye Cumhuriyeti’nin dayandığı en güçlü siyasi ve hukuki temeldir. Bu
temelle oynamak Türkiye Cumhuriyeti’ni sarsmak, yok etmek demektir.
Milletimizin ayrıştırılması, kutuplaştırılması, kamplaştırılması demektir. Buna
izin vermeyeceğiz. Lozan karşıtlığının yürüttüğü sinsi politikalara seyirci
kalmadık, kalmayacağız” diye konuştu.
Karakülçe: Yaşasın
Sevr’i yırtıp tarihe gömenler
Demokratik Sol Parti (DSP) Genel Başkan Yardımcısı Selçuk
Karakülçe de “Lozan demek, biz demek” diyerek başladığını konuşmasında “Lozan
bu ülkenin tapusudur. Eğer Lozan olmasaydı, Lozan’a giden yol olmasaydı, o
mücadele olmasaydı Sevr bile elimizde kalmayacaktı. Yaşasın Sevr’i yırtıp
tarihe gömenler, yaşasın Lozan’ı imzalayan atalarımız” dedi.