İktidarın geçtiğimiz hafta yayınladığı bir genelgeyle
sendikal faaliyetleri durdurduğuna tepki gösteren eski DİSK Başkanı ve CHP
İzmir Milletvekili Beko, genelge sendikaların örgütlenme, özgürce toplu iş
sözleşmesi yapma ve grev hakkının askıya alındığı bu durumun 12 Eylül darbe
sürecinde yaşandığını hatırlattı.
Beko, Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından
yayınlanan genelgeye dikkat çekerek, “Buna göre Bakanlık yetki tespiti, yetki
belgesi, arabulucu işlemleri, grev oylaması gibi kendisinin başlattığı ya da
yürüttüğü işlemleri yapmayacak. Bu sendikaların faaliyetini alenen durdurmak
demektir... İşçiler sendikaya üye
oldular örneğin. Çoğunluğu da sağladılar diyelim. Bakanlık sendikaya bu
işçileri işyerinde temsil edebilmesi ve TİS yapabilmesi için yetki vermeyecek.
Bunun pratikteki anlamı sendikaların örgütlenmesini durdurmaktır” sözleriyle
tepki gösterdi.
İŞÇİ DÜŞMANLIĞI
Benzer durumun toplu sözleşme ve grev için de geçerli
olduğunu ifade eden Beko, Genelge, Toplu İş Sözleşmesi (TİS) uyuşmazlık sonrası
süreci durdurduğunu, sözleşme süreci durdurulan işçinin patronun verdiğine razı
olmaya zorlanacak bir durumla karşı karşıya olunduğuna vurgu yaptı. Beko,
“Uyuşmazlık sonrası TİS süreci durduğu için sendikalar grev kararı da
alamayacak. Millete “evde kal” diye akıl verip işçileri fabrikalarda,
şantiyelerde, marketlerde, ofislerde kelle koltukta çalıştıracaksanız ama onlar
örgütlenemeyecek, sendikalaşıp patronla pazarlık hakkı elde edemeyecek. İktidar
nasıl bir sınıf kini ve işçi düşmanlığı içinde anlamış değilim. Ama işçiler
eninde sonunda bu mücadeleyi direne direne kazanacağına inanıyorum. Bizzat bu
süreci dikkatle takip edeceğim ve CHP olarak sonuna kadar emekçinin haklarını
korumaya devam edeceğiz” diye konuştu.
YILLIK İZİN ÖNERİSİ
Koronavirüs salgını nedeniyle işin durması veya tamamen
tatil edilmesi halinde başvurulabilecek bir başka yöntemin, işçiye birikmiş
yıllık ücretli izinlerini kullandırma önerisinde bulunan CHP’li Kani Beko, bu
noktada dikkat edilmesi gereken hususun, işverenin bu yönde vereceği bir emir
ve talimat ancak işçinin hak ettiği bütün izni kesintisiz kullanması yönünde
olabilecektir. Yıllık iznin bölünmesi ancak işçinin onayı ile mümkün
olduğundan, yıllık iznin sadece bir kısmının kullandırılması amaçlanıyorsa
işçiden bu yönde onay alınması gerekecektir” dedi.
YILLIK İZİN VE TAZMİNAT
Yıllık İzin Yönetmeliği’ne dikkat çeken Beko, işveren veya
işveren vekili nisan başı ile ekim sonu arasındaki süre içinde, işçilerin
tümünü veya bir kısmını kapsayan toplu izin uygulayabileceğini belirtti. Beko,
“ İzin kurulu izin çizelgelerini, toplu izne çıkacak işçiler, aynı zamanda izne
başlayacak ve yol izni isteklerine göre her işçinin izin süresinin bitimini
gösterecek biçimde düzenler ve ilan eder. Toplu izin dönemleri, bu dönemlerde
henüz yıllık ücretli izin hakkını kazanmayan işçileri de kapsayacak şekilde
belirlenebilir. Bu durumda avans izin kullananların ertesi yıl veya yıllarda bu
toplu izin yönteminin uygulanmaması halinde, gelecek yıllık ücretli izne hak
kazanacakları tarih, genel esaslara göre belirlenecektir” diye konuştu.
Salgın nedeniyle işyerinde işin durmasına veya tatil
edilmesinin yanı sıra bu durum bir haftadan uzun sürerse, işçinin iş
sözleşmesini derhal feshetme hakkının olduğunu, işçi bu hakkı kullanırsa kıdem
ve ihbar tazminatının doğabileceğini söyledi.
İŞÇİ İŞE GİDEMEZSE
Olası bir yasakta, işçinin hasta olmasından daha mağdur
duruma gelebileceğine dikkat çeken Beko, “Bu nedenle düzenleme yapılarak yasak
halinde de işverenin fesih hakkının bildirim süresi artı altı haftadan sonra
başlayacağının kabul edilmesi ve yasak süresinde geçici iş göremezlik ödeneği
alınmasının yolunun açılması daha koruyucu olacak ve iş hukukunun amacına uygun
düşecektir. Bu dönemde işveren ilk haftadan sonra ücret ödeme borcu altında
olmayacağından, yasak halinde fesih hakkının sınırlandırılması işverene
doğrudan mali yük getirmeyecektir” bilgisini paylaştı.