Günümüzde sosyal riskler arasında ilk akla gelenlerden
birinin işsizlik olduğunu belirten CHP İzmir Milletvekili Kani Beko,
İşsizlik Sigortası Fonu ile ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu. Halkın
büyük bölümünün geçimini ücretle sağladığından, kişinin işini
kaybetmesi ve hemen iş bulamaması halinde ciddi tehlike ile karşı karşıya
kaldığının altını çizen Beko, İşsizlik Sigortası Fonu’ndan işçilere
yapılan nakdi ücret desteğinin 3 katı ödeme destek ve teşvik ödemelerinin
işverenlere yapıldığına dikkat çekti. Beko, 2020’de işveren teşvik ve
destek ödemelerine ayrılan kaynak 18 milyar TL iken nakdi ücret desteğine ayrılan
miktar 6 milyar TL olduğunu söyledi.
SALGIN DÖNEMİNDE
İŞÇİLERİN DERDİNE DERMAN OLMADI
DİSK-AR’ın araştırmalarını paylaşan CHP’li Beko,
“Covid-19 döneminde işsizlik sigortası fonu (İSF) işverenlere destek için
değil, işçiler için kullanılsaydı salgın boyunca işçilere yapılan toplam
nakdi ücret desteğinin miktarı işçi başına 2.852 TL değil; 5.041 TL daha
fazla, 7.893 TL olacaktı. Böylece işçilere ayda 1.168 TL değil bunun iki
veya üç katı nakdi ücret desteği yapılabilecekti. Fon salgın döneminde
işsizlerin derdine derman olmadı, giderek daha az oranda işçi işsizlik
ödeneği almaya başladı. Salgın öncesinde Şubat 2020’de 4 milyon 228 bin
işsizin 592 bini (yüzde 14) işsizlik ödeneği alırken, salgın dönemini
kapsayan Ekim 2020’de 4 milyon 5 bin işsizin 255 bini (yüzde 6’sı) işsizlik
ödeneği almıştır. Ekim 2020 itibarıyla işsizlik sigortasından yararlanan
işsizlerin sayısı yalnızca 255 bin 424 kişidir. Aynı dönemde TÜİK’in
açıkladığı dar tanımlı (resmi) işsiz sayısı ise 4 milyon 5 bindir.
İşsizlerin yalnızca yüzde 6’sı İşsizlik Sigortası Fonundan yararlanabilir
iken yüzde 94’ü yararlanamıyor” dedi.
İŞTAH KABARTAN KAYNAK
OLARAK GÖRÜLÜYOR
Fonun, mevcut durumu itibariyle işsizlik sorunun etkilerini
gidermekten çok hazineyi finanse eden ve ekonominin tüm kesimlerinin
iştahını kabartan bir kaynak görünümünde olduğunu ve fondan aktarılan
paraların akıbetinin bilinmediğini vurgulayan Beko, “Fonun yardım
ödemelerindeki ağır koşullar fonun gelirlerinin işsizlere yardım etmek
yerine birikim olarak artmasına neden olmaktadır. 4447 sayılı Kanunun açık
hükümlerine rağmen fon gelirlerine yönelik müdahalelerin önünün
açılması fonun geleceği konusunda ciddi endişelere neden olmaktadır.
Özellikle nereye harcandığı konusunda kamuoyunun yeterli bilgi sahibi
olmadığı ve ne kadar verimli kullanıldığı belli olmayan GAP projesine
aktarılan paraların akıbeti konusunda kamuoyunda tereddütler bulunmaktadır”
eleştirisinde bulundu.
FON ÜZERİNDE
ŞEFFAFLIK ŞART!
Fonun tek adam yönetiminde bütçe açıklarının finansmanı aracı haline dönüştüğü eleştirisinde bulunan Beko, konuyla ilgili önerilerini de şöyle sıraladı: “Fonun yeniden iş bulma ve mesleki eğitim amacıyla yaptığı harcamalar yeniden gözden geçirilmeli ve kurum kayıtlarındaki işsizlere ait mesleklere yönelik mesleki eğitim kurslarının açılmasına izin verilmemelidir. Fona ilişkin verilerin birbiriyle tutarlı olması ve verilerin fon kaynaklarının kullanımına katkı sağlayacak ve akıllarda soru işareti bırakmayacak şekilde tutulması ve yayınlanması sağlanmalıdır. Örneğin kurum kayıtlarından işsizlik yardımı kesilen sayısına ulaşılması ve bu kişilerin hangi nedenle yardımlarının kesildiğinin izlenebilmesine imkan sağlayacak şekilde kayıtlarının tutulması sağlanmalıdır. 40 yıllık uzun bir süreç sonunda uygulamaya giren ve 11 yıllık bir uygulama dönemiyle işsizlik sigortası, çalışma hayatına önemli katkılar sağlayan bir kurumsal yapıya kavuşturulması gerekir. Şeffaflık şart. Fon üzerinden işverenlere ve başka yönlere kanalize edilmesiyle ilgili olumsuzlukların yerine her geçen gün yoksullaşan emekçilerin ihtiyaçlarını gidermek için kullanılmalıdır. Bu ise ancak çoğulcu, kamucu bir anlayışla çalışma hayatının ilgili tüm taraflarının ortak katkılarıyla sağlanmalıdır.”