Büyük firmaların Bitcoin ile ilgilenmesi, ABD borsasına
kayıtlı Microstrategy'nin Ağustos 2020'de, şirketi dolar karşısında korumak
için Bitcoin'e 250 milyon dolarlık yatırım yaptıklarını açıkladığında başladı.
Bu hamle, Bitcoin'e kurumsal ilginin bir anda yükselmesine neden oldu ve aralık
ayında İngiltere merkezli varlık yöneticisi Ruffer da Bitcoin’e 550 milyon
sterlin değerinde yatırım yaptı.
BNY Mellon ve Mastercard gibi bir dizi başka finans kurumu
da son günlerde kripto para alanına giriş yaptı. Ülkenin en eski bankası olan
BNY Mellon, bu yılın sonlarında bir dijital varlık birimi başlatacağını
açıkladı. Mastercard da belirli kripto para birimlerini desteklemeyi planlıyor.
Bitcoin bunlar yaşanmadan önceki dönemde son derece
çalkantılı bir seyir izliyordu. Son haftalarda elektrikli otomobil üreticisi
Tesla'nın kendi hazine varlıklarını kripto paraya doğru yönlendireceğini
duyurmasıyla Bitcoin daha da yükseldi. Peki bütün bunlar Bitcoin için ne anlama
geliyor?
Balon mu Yoksa
"Yeni Dünya" Düzeninin Para Birimi mi?
Bitcoin gibi son derece değişken kripto para birimlerinin
artan popülaritesi, bir balon olarak görülebilir ya da ABD ve doların daha az
önemli bir rol oynayacağı yeni bir dünya düzeninin sinyali olarak da
yorumlanabilir. Öte yandan 2008 yılındaki finansal kriz sonrası piyasaları
istikrara kavuşturmak için tasarlanmış para politikası, ABD’nin artan borç
yüklerinin Covid sonrası para arzının artışına yol açıyor. Esas itibariyle,
borçtan kurtulmanın yalnızca üç yolu var: Büyüme, kemer sıkma veya para basma.
ABD hükümeti ilerleyen dönemde hazine tahvil ihracı yoluyla borçlanırsa ve
dolar, değerini kaybetmeye başlarsa, Bitcoin muhtemelen güvenli bir liman
olabilir.
Gelecekte de doların ana rezerv para birimi olmaya devam
edeceğini, diğer güçlü para birimleri olan Çin Yuanı ve Euro'nun giderek daha
önemli değerler hâline geleceğini hayal etmek kolay görünüyor. Ancak, ülke
sınırlarını kolayca geçebilen kripto para birimlerinin, hükümetler tarafından
üretilen yasal paraya göre bazı avantajlara sahip olacağı da düşünülebilir.
İnsanların ve malların göçü daha kısıtlı hale gelse de, dijital ticaret ve
bilgi akışı büyümeye devam ediyor.
Tesla’dan Elon Musk, Facebook’tan Mark Zuckerberg ve
Twitter’dan Jack Dorsey gibi teknoloji liderleri de dahil olmak üzere kripto
para savunucuları, dijital para birimlerinin bu giderek çok kutuplu hâle gelen
dünyaya daha uygun olduğuna inanıyor. Kripto paralar büyük ölçüde
regülasyonlara tabi değil ve bu nedenle siyasi durumlardan daha az
etkileniyorlar.
Kripto para birimi
değişen dünyanın altını mı olacak?
Büyük teknoloji platformları için kullanılan Big Tech
birliği Washington ya da Pekin’deki karar mekanizmalarından daha güçlü olacak
mı? Belki. Ancak egemen devletlerin ekonomileri karşısında yer alan bu
varoluşsal tehdidi kendi lehlerine düzenlemek için harekete geçmesi de mümkün.
ABD'de Hazine Bakanı Janet Yellen, gelecekte yapılacak kripto para birimi
düzenlemesi konusunu çoktan gündeme getirdi.
Bunlar Bitcoin almak için kararsızlığı körükleyecek şeyler.
Ama son dönemde yaşanan bazı gelişmeler de Bitcoin’i bir balon olarak görmemizi
engelliyor. 20. yüzyılın başında, yüzlerce otomobil üreticisinden hangisinin at
ve at arabasının yerini alma yarışını kazanacağı belirsizdi. Bugün Bitcoin,
Ethereum, Diem veya henüz icat edilmemiş başka bir dijital para biriminin uzun
vadede kazanıp kazanamayacağını kim bilebilir?