Çiğdem CANPOLAT /
ÖNCÜŞEHİR - İzmir Büyükşehir Belediyesi(İBB) Eylül ayı Olağan Meclisi’nin
3. Birleşimi, Belediye Başkanı Tunç Soyer’in yokluğunda Başkanvekili Mustafa
Özuslu idaresinde Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde gerçekleşti.
MECLİSTE AK PARTİ VE
CHP ARASINDA 'TÜLOV PROTOKOLÜ' KRİZİ
İzmir Büyükşehir Belediyesi ile Türkiye Tanıtım Araştırma
Demokrasi ve Laik Oluşum Vakfı (TÜLOV) arasında imzalanmak üzere hazırlanan protokolün
imzalanması için Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Mustafa Tunç Soyer'e yetki
verilmesi önergesi ilgili komisyonlardan oyçokluğu ile uygun bulundu.
MISIRLI: VAKIF 10
YILDIR FAALİYETTE BULUNMUYOR
Meclis’te de oyçokluğu ile geçen madde hakkında konuşan AK
Partili Meclis Üyesi Fikret Mısırlı, “Parasal olarak çok önemli bir ifade
etmeyeceğini biliyoruz ama bu TÜLOV. Bu vakfı ben inceledim. 2001 senesinde
kurulmuş. 10 yıldır faaliyette bulunmuyor. Protokolde apaydın bir gelecek ve
yen siyaset diye geçiyor. Buna baktığımızda 14. maddeye göre kültür, sanat,
sağlık ve spor gibi konularda iş birliği yaparız. Ama bakıyorum bunun kültür,
sanat, spor neresinde. İzmirlileri hizmet edecek amaç dışında siyasi bir karar
gibi algılanıyor. Ülkedeki bir cemaat böyle bir protokol istese büyük ihtimalle
böyle yapılamayacak. Vakfın yapılanmasının içinde partinize ait yöneticilerden
oluşan ve partinize ait belediyelerden oluşan bir durum söz konusu. Vakfın asıl
amacına bakıldığında bugüne kadar çalışmasını ve burs verdiğini göremiyoruz.
Web sayfaları kapalı. CHP’nin yöneticiler ve belediyeleri ile bütünleşmiş vakıf,
öğrencilere burs konusunda ideolojik davranmayacağını düşünüyoruz” dedi.
ÇAMUR: ŞAŞKINLIKLA
DİNLEDİM
Mısırlı’ya cevap veren CHP’li Meclis Üyesi Gamze Gül Çamur,
“Komisyonumuzu da görüşlerimizi nasıl verdiğimi belirmek isterim. Fikret Bey
ile aynı komisyonda da çalışıyoruz. Vakıflarla ve derneklerle iş birliği
protokolü yapıyoruz. İmkanlarımız yettiğince vakıf ve derneklere yardımcı
oluyoruz. Bize bu madde geldiğinde kimler tarafından kurulduğundan ziyade
vakfın amaçlarına baktık. Yurtdışından bilimsel araştırmalara dayalı olarak
Türkiye’yi tanıtmak, kültürel ve sanatsal çalışmalarına katılmak ve lobi desteği
sağlamak gibi amaçları var. Burada bir sıkıntı var mı? Amacı belli. Bizim
görüşümüze göre amaçların okuyan bir insan cemaatle ilişkilendirmemiz ile.
Şaşkınlıkla dinledim. Bu amcaları nasıl gerçekleştirdiğini de önemsiyoruz.
Derneğin resmi kayıtları ve hukuki geçerliliği var mı diye baktık. Vakıf 202 yılında
vergi muafiyeti almış. Bunu her vakfa vermiyorlar. Kamu yararına çalışan dernek
nihayetinden çalışıyor. Vakfın Fikret Beyin söylediği gibi bir amacı olmadığı
belli” ifadelerini kullandı.
BOZTEPE: KATILIMCILAR
KENDİ CEBİNDEN KATKI KOYSUNLAR
AK Partili Meclis Üyesi Hüsnü Boztepe ise, “Vakıfı
biliyorum. Yöneticilerini de tanıyorum. Güzel bir çalıştay yapacaklarmış. Yapsınlar.
Bir zahmet o çalıştayı yaparken 600 kişi gelecek yiyecek yatacak. Parsını biz
vereceğiz. Niye biz veriyoruz? Eğer böyle bir şey yapılacaksa kendi cebinden
yapacak. Eğitim kültür ve sanata katkı koyacak ya. Ben yapayım parasını başkası
ödesin olmaz. Bu çalıştay yapılacaksa katılımcılar kendi cebinden katkı
koysunlar. Belediyemize bir yük yüklemesinler. CHP’li arkadaşlarında doğru
olduğunu biliyoruz ama inşallah karşı oy koyarlar” dedi.
HIZAL: ORTAYA KOYDUĞU
BÜTÜN SAVLARI ELLERİNİN TERSLERİYLE İTMİŞ OLURLAR
AK Parti Grup Başkanvekili Özgür Hızal, CHP’li Meclis
üyelerinin eleştirilerinin haksız olduğunu dile getirerek, “Biz burada vakfa ya
da derneğe aynı ya da nakdi yardımı görüşmüyoruz. Burada bazı kavramsal sorunlar
var. Birkaç örnek vereceğim. Gamze Hanım bazı bilgiler verdi. 2002 yılından
vergi muafiyeti ve kamu yararın olduğunu söyledi. Bir vakfın ya da bir derneğin
salt kamu yararı almış olması bu vakfın yerel yönetimler anlamında bir takım desteklerin
verilmesini gerektirmez. İsmini şu anda vermeyeceğim. Gamze Hanım da çok iyi
bilir. Bir derneğe ayni yardım konusunda Bayraklı Belediyesi’nin de bir yer
tahsisi ile ilgili yer sorunu yaşanmış oy birliği ile reddettik. Demek ki bir
vakfın ya da derneğin salt sadece bu niteliklere sahip olması oraya ayni ya da
nakdi yardımın olmasını gerektirmez. Vakfı araştırdım. Politik siyasi
tartışmaya girmeyeceğim. Bakacağım bu vakıfın ülke menfaatlerine yapacağı
şeylerdir. Web sitesine baktım, vakıf ne yapıyor ne yapmış. Ama henüz web
sitesi faaliyete geçmemiş bir vakıftan bahsediyoruz burs vermiş mi? Hiçbirini
bilmiyoruz, protokolde de yok. Vakıfla ilgili biri komisyona gelmedi mi
bilmiyoruz. Bu mesele o kadar basit değil. Basit yaklaşırsanız CHP’li arkadaşlarımızın
ortaya koyduğu bütün savları ellerinin tersleriyle itmiş olurlar. Çıkıp meseleye
sadece kamu yararı niteliği kazanmış olması vergi muafiyeti kazanmış olması
vakfın amaçlarının kağıt üzerinde varlığının içinde bir şey yok. Biz
borçlanmayı konuşurken bazı örnekler vermiştim. İBB bütçesinin içinde bunlar küçük
görünen rakamlardır. Ama alt alta koyduğunuzda İBB çok büyük bütçeleri
yönetirken finansal açıdan bu tarz altını üstünü bilmediği faaliyetlerden
dolayı sıkıntıya girer” şeklinde konuştu.
KÖKKILINÇ: TAKDİR
EDECEĞİMİZE ÇOK FARKLI YAKLAŞIMLARLA EĞİLİYORUZ
Eleştirilere cevap veren CHP Grup Sözcüsü Nilay Kökılınç, “Özgür
Bey, bu vakfın kamu yararı amacı gütmesinin salt bir değeri yoktur dedi. Şunu
soralım Bakanlar Kurulu kararı ile veriliyor. Bu kararlar Bakanlar Kurulu’nun
güven duyduğu bu vakfa bizleri güvenmemesi için nasıl bir sebep var. Somut
olarak geçerli bir sebep söylemediler. Bakanlar Kurulunda kamu yararı varsa bir
de vergi muafiyeti kararı var ise yerel yönetimler Valilik izini olmadan yardım
yapabilirler. Bence AK Parti Grup Başkanvekili yeterince araştırma yapamamış.
Evet, web sitesi kapalı. Ama bir derneğin veya vakfının faaliyet göstermesi içi
illaki web sitesinin olması şart mıdır? Nu gerekçeler doğru değil. DEÜ’nün
Rektörü Nükhet Hotar onur üyesi, Işılay Saygın da onur üyesi. Biz böyle bir
vakıftan bahsediyoruz. Takdir edeceğimize çok farklı yaklaşımlarla eğiliyoruz”
diye konuştu.
İZDENİZ’DEN SERMAYE
ATTIRIMI TALEBİ
İZDENİZ’in 19 Ağustos 2021 tarihli Olağanüstü Genel Kurul
Toplantısında, şirket sermayesinin 233 milyon 250 bin TL’den geçmiş yıllar ve
2020 yılı zararları toplamından 55 milyon zarar etmesi nedeniyle sermayenin
azaltılarak 178 milyon 250 bin TL indirilmesine karar verildi. Aynı zamanda eş
zamanlı olarak 55 milyon TL de sermaye arttırımı yapılmak için sermayesinin 233
milyon 250 bin TL’ye çıkarılması kararı alındı. İZDENİZ aldığı bu karar doğrultusunda
Meclis’ten 51 milyon 95 bin TL sermaye talebinde bulundu. Talep ilgili
komisyonlardan ve Meclis’ten oy birliği ile geçti.
ÇALIŞKAN: İZDENİZ’E
NEŞTER ATILMASI LAZIM
Madde hakkında konuşan AK Partili Meclis Üyesi Erhan
Çalışkan, “Biz bunu komisyonda da oy birliği ile geçirdik, Mecliste de oy
birliği ile geçireceğiz. Ama burada çok önemli bir şey var. İZDENİZ neden
sermaye azaltıyor, neden sermaye tekrardan yükseltiyor? Bu bir yasa gereği.
Çünkü neden? Borçları belli bir oranın üstüne çıktığı için. İZDENİZ denizde
yolcu taşıyor. ESHOT’ta karada yolcu taşıyor. ESHOT’a bağlı kuruluş olduğu için
biz her komisyonda ESHOT yetkilileri hazır geliyorlar. Biz bunu yaparsak bu
olur diyorlar. Önümüzde tablo koyuyorlar. Bu parayı bu desteği sağlarsanız
bilet parası bu kadar oluyor diyorlar. Ama biz ESHOT dışındaki belediye
şirketlerinden bu bilgi alamıyoruz. Zarar ettiler, istedik. Neden zarar
ettiler? İşte giderler ne kadar? Bunlarla ilgili böyle bir veride verdiler.
Ancak şirketlerle ilgili bu sıkıntı devam ediyor. Neden? İZDENİZ’in bu kadar
çok zarar etmesinin gerçek sebebi alınan gemilerin hatalı olması. İşletme
maliyetlerinin yüksek olması. Ama biz bunları konuşamıyoruz. Ne komisyonda
konuşabiliyoruz, ne burada konuşabiliyoruz. Bunlar belediyenin ve İzmir’in
gerçek sorunları bunu burada konuşamayınca başka şeyler konuşuyoruz. Asıl
konuşmamız gereken şeyler gündem dışı kalıyor. Burada bu gemilerle ilgili
kamuoyunda tartışıldı. Bununla ilgili bir sürü şey söylendi. Şuna da hak verdik
biz. Bu parayı aktarmasak İZDENİZ bu parayı karşılayabilmek için gemiden
taşıdığı yolcuyu iki üç katına çıkarması gerekecek. Ama bu zararın neden
olduğunu nasıl iyileştirilmesi gerektiğini nerede hata yapıldığın bilmiyoruz.
Çünkü baktığınız zaman, yolcudan elde edilen gelir personel giderini
karşılamıyor. Böyle bir şey olabilir mi? Ben sizin takdirinize bırakıyorum. Bu
konuyu ifade ederken İZDENİZ özellikle incelenmesi gerekiyor. Bunu şöyle de
deniyorum. Bununla ilgili nasıl ESHOT’la ilgili konuşuyoruz. Hep beraber fikir
jimnastiği yapıyoruz ESHOT’la ilgili. Neden ayrı bütçesi var, önerilerimizi
söylüyoruz haklı olduğumuz yer oluyor. Onlar bizi ikna ediyor oy birliği ile
geçiriyoruz. Ama belediye şirketleri ile ilgili bilgi alamıyoruz. İşte böyle
yılda iki kere bir sermaye artışı gelecekse kabataslak, on dakikalık
görüşülüyor. 55 milyon lira zarar etmiş bir şirketi 10 dakika da geçiyoruz. Ne
diyoruz? Yönetim sistemimiz gereği kanunlar malesef yasal düzenlemeler gereği,
yerelden idare eden takdir etmiştir diyoruz. 55 milyon lirayı verdik, indirdik.
Kaldırdık. Bütçeyi arttırdık. Ama gerçekleri konuşmuyoruz. Çözüm olacak
gerçekleri konuşmuyoruz. Eğer gerçekten bu kente hizmet edeceksek İZDENİZ’e
neşter atılması lazım. İZDENİZ ile iğli gerçekten önümüzdeki 5-10 yıllık vizyon
çizilmesi gerektiğini düşünüyorum” dedi.
SÖZÜPEK: İZBETON’UN
2020 YILI KARI 12 MİLYON 69 BİN 700 TL
CHP’li Meclis Üyesi Bülent Sözüpek ise “Biz bu önergeyi
konuşurken ikinci toplantımızda konuştuk. Şirketlerden bir tane arkadaşımız
geldi. Bize bilgilendirme yaptı. Yeterli bilgili alamadık diye bir sonraki
toplantıda görüşelim diye bir sonraki
toplantıya aktardık. Orada da gerektiği ilgileri whatsapp üzerinden ilgili
İZDENİZ’deki finansman müdürümüz bize gönderdi. Bende plan bütçe komisyonundaki
whatsaap gurubumuzda şeffaf bir şekilde paylaştım. Oradaki bütün giderler kalem
kalem yazıyor. Personel giderleri ve yatırım giderleri de yazıyor. Eksik bilgi
olmasın diye bunları açıkladım. Borçlarla ilgili de birkaç söz söylemek istiyorum
Ülkemizin şu an ki durumunda en büyük sorunu nedir? Enflasyon. Bu durumu
sorumlusu kim? Mevcut iktidar. Bu ekonominin kötü gidişin en büyük sorunu da şu
anda ülkemizi yöneten iktidar. Vergi kutsaldır diyoruz. Vergi veriyoruz. Ama verdiğimiz
vergilerle ilgili eskiden biz söz vardı: “Verdiğiniz her vergi size elektrik,
su, yol olarak geri dönülecek” diyordu. Şu anda vatandaşlara bu vergiler geri
dönüyor mu? Yol olarak dönüyor ama yapılan köprüler ödeme koşuluyla, vatandaşımıza
çıkan vergilerle ödeme garantili bazı şirketlere veriliyor doğru. Elektrik
olarak doğalgaz olarak dönüyor mu? Önümüz kış. Her bir ayda bir zam geliyor
elektrik ve doğalgaza. Biz İZDNENİZ ile ilgili borçlanmayı ne için yapıyoruz?
Pandemi sürecini hepimiz yaşadık. Hükümetteki yüksek mevkide olan Cumhurbaşkanımız
da bunu defalarca söylüyor. Fahiş fiyatların önüne geçemiyoruz. Hatta bugün bir
karar alındı Ticaret Bakanı tarafından. Bir düşüş ve dengeleme komisyonu
kuruldu. Bunların söylerken biz bu borçlanmanın neden yapıyoruz? İzmir halkın yatırım
yapmak amaçlı yapıyoruz. Her defasında bazı şirketlerin zarar ettiklerini
söylüyorlar. Birileri İZBETON şirketinin zarar etiğini söyledi. Faaliyet görüşmelerinde
anlatmıştım. İZBETON‘un kar ettiğini söyledim. İZTO’nun bugün ödüllendirme yazıları
çıktı. İZBETON’un 2020 yılı karı 12 milyon 69 bin 700 TL. İZTO takdir belgesi
vermiştir. Bunu her defasında yalan beyanında bulunan başkanvekiline sunmak
istiyorum. Raporları vereyim, il binalarına versinler. Bizim belediye
şirketimizin zarar etmediğini kar ettiğini ben yalan lafını yakıştıramıyorum.
Eksik bilgisi olduğunu, İzmirli vatandaşlarına ve bizi dinleyen basın mensuplarına
söylüyorum” diye konuştu.
HIZAL: İBB BAŞKANININ
BÖYLE BİR İFADESİ OLAMAZ
Konuyla ilgili söz alan AK Parti Grup Başkanvekili Özgür
Hızal, "İHA'da çıkmış haber. Gemiler onarım için İstanbul'A gitmeyecek.
İBB'nin İZDENİ gemilerinin barınması için uzun süreli yer arayışı levent
marinayı kiralaması ile son buldu…" diye bir haber vardı. Bu beyan İBB Başkanı
Tunç Soyer'in beyanı. Bu İBB basın bülteninde var. Bizim gemilerimizi çekecek
basit onarımlarımızı yapacak yerde sorun yaşıyoruz. Levent Marina kiralanmış.
Aylık 480 bin TL. Peki bu beyanda bulunan İBB başkanın İZDENİZ'e ait gemiler
arabalı vapurlar bu marina içine girebiliyor mu? Ben gittim hiç görmedim.
Teknik olarak giremiyor.Biz yalan falan konuşmayız ancak düzeltmekten yorulduk.
O rakamın ne kadar denetlendiğini ne kadar kredi çektiğinizi İBB'ye ne kadar
aktarım olduğunu İBB'nin alacağı olduğunu ancak alacağı istemesinler diye
fatura kesilmediğini sizde bende biliyorum. İZBETON meselesini unutmadım ona da
geleceğim. Levent Marina'yı kiralamışlar
, gemileri çekmek için kullanacakları yeri kullanamıyorlar. Sık bir restoran
yapmışlar. Buna bir şey demiyorum. Ancak sorun beyanda İBB başkanı böyle bir
beyanda bulunuyorsa ortada bir yalan var demektir. İfade bu, gerçek orta.
Bakımı nerde yapıyorsunuz yine İstanbul'a götürüyorsunuz. Fırtınalı havada yine
açığa çekiyorsunuz. Bir barına meselesi vardı, büyük ihtimalle onla karşımıza
çıkacaksınız. İBB Başkanın böyle bir ifadesi olmaz. O marina kiralanacakken İBB
yetkilileri bunu bilmiyor muydu? Problem burada mı yoksa sayın başkanda
mı?"
KÖKKILINÇ: SAHİLDEN
YÜRÜLERSE GERÇEĞİ GÖRECEKLER
İddialar ile ilgili söz alan CHP Grup Sözcüsü Nilay
Kökkılınç, "Orada sadece toplantı yapmaya girmiş sadece AK Parti Grup
Başkanvekilimiz. Oranın tamamını gezerlerse orada bir çekek yeri olduğunu
görecekler. Hemen yanında da tesis var. İBB'nin ve İZDENİZ'in kullanımında olan
bir barınak yerine Ulaştırma yeri gösteremedi için İBB ve İZDENİZ çok büyük bir
sıkıt yaşadı. İnciraltı'nda ki engelli vatandaşlar için açılan kafeden itibaren
kıyıdan limana kadar yürürlerse çekek yerini görecekler. Bence yapılması
gereken İZDENİZ ile ilgili bir anlatım yapalım. Gerekirse meclis öncesi şirket
yöneticileri gelsin ve faaliyet ve planlamaları anlatalım."
MENDERES'TEKİ 'KATI
ATIK TESİSİ' YİNE TARTIŞMA YARATTI
Menderes'te yapılması planlana katı atık bertaraf tesisine
yapılan itirazların AK Parti ve MHP'li meclis üyelerinin kabul, CHP ve İYİ
Partili üyelerin ret oyuna sonrası oy çokluğu ile reddedilmesi kararı aldındı.
İlgili meclis gündeminin görüşülmesi esnasında söz alan AK
Parti Grup Sözcüsü Hakan Yıldız,
"Menderesteki katı atık tesisi ile ilgili vatandaşların
itirazlarını oy çokluğu ile reddettik. Her şeyden önce çevreci bir belediye
başkanımız var bunla ilgili kimsenin şüphesi yok. Cidden çevreci bir belediye
başkanımız var. AK Parti grubu bu anlamda baktığımızda Tire'de olduğu gibi
Menderes'te de neye titiz etmişti? Yerine itiraz etmişti. AK Parti'nin bugüne
kadar ortaya koyduğu tavır kent için çözücü ve olumlu bir tavır. Bura bakıyoruz
Tarım ve Orman Bakanlığı'nın bir azısı var ÇED onaylanmadan onay veremem diye.
Tahtalı Barajı İzmir'in sulanması için en öneli kaynaklardan biri. Biz dedik ki
bu çöpler bu alandan gidecek. Hep yol yapacağı söylendi ancak bunla ilgili bir
plan göremedik. Kurumların ÇED orta yokken oldu bitti ile tesisi yapma
çalışmasını, yol sorunu çözülmedi ortadayken sıralı bir şekilde tesisin
yapılması için ortaya konan tavrı eleştiriyoruz. Ödemişte muazzam bir tesisi
gördük ancak burada Ödemişte oradaki çöplerin bir yerde depolanması gerektiğini
gördük ancak Tire'ye götürülmesini yol ve kirletme aşamasını gördük ancak
CHP'li meclis üyeleri bunu reddetti. Madem çevreci belediye başkanımız var
gelsin menderese, Menderes halkını dinlesin ve içme suyu havzasından bu
kamyonların geçmeyeceği garantisini versin ve bizde ak partililer olarak
mendereste vatandaşı bilgilendirelim."
KÖKKILINÇ: KURUM
GÖRÜŞLERİNDE OLUMSUZLUK BELİRTİLMEDİ
Tahtalı Barajı'na zarar verdiği yönündeki iddiaları kesin
bir dille yalanlayan CHP'li Meclis Üyesi Nilay Kökkılınç;
"Bunla ilgili kamudan tüm görüşler mevcut. Tahtalıya
zarar verecek hiçbir unsur yok. Yine çevre yolundan geçeceği bir güzergah
değişikliği planlandı. ÇED raporu için kamu kurumlarını vermesi gereken
görüşlerde hiçbir olumsuzluk belirtilmedi."
YILDIZ: KURUM
EKSİKLİKLERİ VAR
Kökkılınç'a 'bilgi' talebinde bulunan AK Partili Yıldız,
"Grubumuza tüm kurumlar dedi ya, tarafımıza bu alanla ile ilgili kaç
kurumdan görüş alınması gerektiğin ve ne görüş geldiği, ve kaçının olumlu görüş
verdiği konusunda bürokratlardan bir bilgi alıp bize verebilirse bizde memnun
oluruz. Çünkü kurum eksiklikleri var."
ÖZUSLU: CİDDİ
MESAFELER ALINMIŞ DURUMDA
Gündem maddesi ile ilgili söz alarak sorunların çözümü
noktasında çalışmaların yürütüldüğünü belirten Başkan Vekili Mustafa Özuslu;
"Katı atık entegre sistemi İzmir'in kuzey güney aksında
değerlendirerek, İzmir'in atık sorunun çözme planı doğrultusunda yürüyor. Her
aşamasında devletin ilgili kurumları ile birlikte yürümek mecburiyetinde. ÇED
raporu şu an yürüyen bir süreç. İBB olarak İzmir'in katı atık meselesini bir
kazancı dönüştürmek yönünde irade orya koymuşuz ve bu çerçevede yürüyoruz.
Ciddi miktarda elektrik üretimi söz konusu. Sorunlar var mıdır, her zaman sorun
olacak ancak ortay koyulan irade önemlidir. Güzergah belirlenme konusunda
itirazlar oldu bunlar halloldu ve değiştirildi. Bu meseleyi çözüyoruz, ciddi
mesafeler alınmış bir durum."
BOZTEPE: GENEL
SEKRETER İHALEYE BİZZAT KATILDI
Gündem dışında söz alarak Levent Marina ile ilgili
iddialarda bulunan AK Parti Meclis Üyesi Hüsnü Boztepe,"Belediye başkanız
gelir gelmez şatoya taşındı, daha sonra buraya bizzat ihalesini bizzat genel
sekreterimiz katıldı. Çünkü ne olursa olsun burası alınması lazımdı. Diğer
firmalar 1 milyona çıksa o seviyeye çıkılacaktı. Bence büyükşehri Belediyesi'ne
bir yerlerden talimat gelmiş olabilir burası alınacak diye. KSK belediyesinin
ambulans olarak kullandığı bir araç vardı, geçenlerde o yatı Karşıyaka Meclisi
tarafında İBB'ye tahsis edilmiş. Ambulans için alınan yat Tunç Bey'in yatı
olarak kullanılıyor. Şatodan sonra restoran yaptılar. Buraya gemi yanaşamıyor.
Çünkü derinliği yeterli değil. Büyükşehir bürokratları bilmiyor muydu. Ancak
talimat geldi, burasını alın diye. Biz burada denize sıfır gelip yemeğimizi
yemek istiyoruz diye alındı diye konuşuluyor. Burası bunun için alındı. 480 bin
TL her ay oraya para ödeniyor. Mehmetçik Vakfı sanırım orasının parası hayırlı
bir yere gidiyor para."
KÖKKILINÇ: EN KÜÇÜK
BİR BİLGİYE VE BELGEYE DAYAMAYA İDDİALAR
Tüm eleştirilere toplu cevap veren CHP’li Kökkılınç, “Fikret
Beyin bahsettiği durumun kara yolları ile ilgili olduğu bilgisini aldık. Yanılgı
söz konusu. ihaleye girilememesinin sebebi ise biliyoruz; Bayındırlık birim
fiyatları ile ihaleye çıkıyoruz. Bu da piyasada yüksek olduğu için üçüncü
şahıslar katılamıyor. Aliağa’daki yollar ile ilgili UKOME’nin ve AYKOME’nin bir
takım izin sorunları var. Buralardan izin alamaması veya süreçlerin uzamaması
ile ilgili sorun olabiliyor. Genel sekreterimiz ile Aliağa Belediye Başkanımız
arasında bir dava söz konusu. Küfür, hareket etmekten dolayı. Bahsedilen durum
da yargıya bağlı bir inceleme. Buca ile ilgili konu da konu Buca Belediye
Başkanlığı sorumluluğunda. İBB müdahale edemiyor. Değirmendere ile Tahtakale
Barajı ile ilgili mutlak koruma statüsü var. Burası ile ilgili İZSU’nun bir
takım sıkıntısı var. Büyük ölçekli çözüm getirilmesi gerekiyor. Hüsnü Bey her
zaman ki gibi. Cevap versek de olmuyor vermesek de olmuyor. Çok soyut iddialar,
dedikodu, en küçük bir bilgiye ve belgeye dayamaya iddialar. Bu tür iddialarda
bazen o kadar ileriye gidiyor ki… Bakın burada bir yargı konusu oldu. İZSU Genel
Müdürümüz, AK Parti Grup Başkanvekilimiz
hakkında yargıya yansıttığı bir durum oldu. Hüsnü Bey de daha dikkatli
konuşmalı. Meclis tutanakları resmi kayıtlardır. Bu kadar cevap vereyim. İddialara
doğru değil. Biz çarşamba günkü AK Parti grup Sözcüsü de İZKA’nın yapısı
bütçesi projelere desteği ile ilgili diyaloğumuz oldu. Konak Belediyesi ve diğer
belediye yatırımlarında İZKA’nın proje desteklerini belediyelerden elde ettiği
paylarla belli oluyor. AK Parti Sözcünüz kesin dile reddetti. Araştıralım ve gerekli açıklamayı yapalım dedim. Ben üzerime
düşeni yaptım. Araştırdığım şey İZKA belediyelerde aldığı paya uyarınca belediyeler ne kadar proje desteği olmuş ona
baktım. Ama iç acısı şeyler görmedim. Belediyelerin çok yüksek oranda İZKA’ya
katkı yaptığını söylüyorum. İZKA’nın web sitesine girdim. 2020 bütçe kayıtlarında
45 milyon lira gider ve 45 milyon lira gider var. Merkezi bütçeden katılan para
9 milyon, belediyelerden 25 milyon, odalardan 875 bin lira, geri kalanlarda bütçenin
geri kalanını oluşturuyor. İZKA 2006 yılında kurulmuş. Değerli bir kamu
kurumumuz. Kurulduğundan bugüne kadar İBB, İZKA’ya 156,2 milyon pay ödenmiş.
Ama bunun geri dönüşü yüzde 6’da kalmış. 2021 yılında 7 milyon pay ödemiş. 256
bin lira proje desteği görebilmiş. Biz her zaman mecliste hazırlık yaparak
çalışarak geliyoruz. Hukukçuyuz. Ben mesleğimde 30 yılı geçirdim. Hala bildiğim
konuda bile araştırır, inceler, öyle gelirim. Yanlış bilgi vermek gibi bir söz
konusu değil” dedi.
YILDIZ: SOYER’İN
GÖREVLERİNDEN BİRİ BU MECLİSE BAŞKANLIKTIR
Kökkılınç’ın açıklamaları sonrası söz alan AK Partili Yıldız,
“Kökılınç’a getirdiği belgeler için teşekkür ediyorum. O gün de ifade ettim:
Dedim ki Valilikten alınan fonlarda İZKA’ya gelen desteklere de İZKA’da
belediyeler topladıkları vergilerin binde 5‘ini verirler. Bu esasında ilavedir.
Vatandaşların ödediği vergilerin üzerine konmuş rakamlardır. Belediyenin belirlediği
bütçelerden değildir. Vatandaşın ekstralar cebinden çıkıp belediyeler tahsilatlık
yapıyor. Bununla ilgili şimdi şunu da açıkçası biz biraz şaşkınlıkla dinledim
Nilay Hanımı Aliağa konusunda. Hakan Beyin konuşmaların hiçbir yerinde Sayın Başkan
ile sayın genel sekreter arasındaki husumet ile ilgili bir şey duymadım. Bu
özel bir durum. Genel sekreterin şahsında
da böyle bir refleksin olduğunu düşünmüyorum. Ama sayın Kökkılınç’ın ifadelerinde
böyle bir refleksin olduğunu tutanaklarda dinledik. Aliağa’daki işler bu dava
gibi konulardan kaynaklı bir gecikmenin sebebi ise vay halimize. Yani kusura
bakmayın biz o zaman açıklama yapsınlar ve düzeltsinler. Hiç bilgisi olmayan
bir yerde Sayın Hakan Beyin konuşmasın hiçbir yerinde çıkmayan konuşmada böyle
bir ifadenin ne maksatla kullanıldığını AK Parti gurubu olarak anlamış değiliz.
Sayın Cenap Bey’in kendisine kişisel olarak saygım var ama affınıza sığınarak
diyorum. AK Parti grubu hiçbir yerden üslup öğrenmez, üslup bilir. Yalan beyan
ifadesini bu mecliste biraz önce Özgür Bey’e sayın Bülent Bey kullandı. Bülent
Bey tam 3 kere bu ifadeyi kullandı. Sonra hatasını fark etti, düzeltmeye
çalıştı ama şimdi siz bu eleştiriyi gurubunuzu getirirken önünüzde oturan meclis
üyenizi eleştirmezseniz o zaman çifte standart yok mu sayın başkan. Biz geçmiş
meclislerde Sayın Tunç Soyer’in ısrarlı bir şekilde mecliste biz söze girdiğimizde
her seferinde Hüsnü Bey, Hakan Bey, Özgür Bey susun diye isim zikrederek hedef
göstererek müdahalelerine bizde CHP’den Bülent Bey, Cenap Bey susun duymuyoruz
dedik. Söylemler ile eylemler ile uymak zorunda. Sayın başkanın ifadelerini
gazete beyanları gibi algılatmak yanlış. Bakınız Tunç Soyer’in problemi var. Yakın
ekip problemi var. Bu ifadeler kendisine ait değilse düzeltme talep etsin. Twitter
sorunlar var. Pandemi döneminde “kuşların da başkanıyım” dediği twit attı,
sonra açıklama duyduk. “Benim değil yardımcım yaptı, görevden aldım.” Levent
Marine ile ilgili açıklamalar var. Şimdi ise biz değiliz. Basında çıkan ifadeler
eleştiriyorsunuz. Ya arkadaş, biz çarşamba günü derim. Sayın Tunç Soyer’in bu
meclise saygısın yerine getirmesi lazım. Görevlerinden biri bu meclise
başkanlıktır. Bu meclis sadece ayda 3 toplanır. Eğer siz 30 günde 3 gün burada
4-5 saat İzmir’in belediye meclisine başkanlık yapacak kadar vakit
ayıramıyorsanız burada biz sorun vardır. Tunç Soyer alışkanlık yapmıştır.
Pazartesi meclisi açıyorlar. Çarşamba ve Cuma burada yoklar” dedi.
ÖZUSLU: AK PARTİLİ
BELEDİYELERİN YÖNETTİĞİ MECLİSLERE BAKIN
Meclisin kapanışı öncesi söz alan Başkan Vekili Mustafa
Özulsu, iddiaların gerçeği yansıtmadığını belirtirken, 'demokrasi' konusunda da
İzmir Büyükşehir Belediye Meclislerini diğer kıyasladı. Özuslu;
Burası İBB. Bizim görev aldığımız süreye baktığınızda söz
hakkının bu kadar açık, çok net ve bütün süreçler içinde gündem maddelerinin
açık ve net tartışıldığı bir meclis daha gösterirseniz bizim eksiğimiz var
diyeceğiz. Bu başta Tunç Soyer'in iradesidir. Tunç Soyer demokrat bir insandır
ve demokrasinin tecelli etmesi için samimiyet ile içtenlik ile bu iradesini
ortaya koyan birisidir. Aynı şekilde, bende meclis Başkan Vekili olarak aynı hakka
ve hukuka anlayışa sadakat göstermeye özen göstermeye dikkat ediyorum. Sayın başkanımızın her mecliste burada olma
zorunluluğu yok. AK Partili Belediyelerin yönettiği meclislere bakın. Ben
bakıyorum. Böyle bir keyfiyet yok. Sizin paşa gönlünüz istiyor diye.. Her çarşamba Cuma gelmiyor demek doğru değil.
Belki son birkaç mecliste böyle olmuş olabilir ancak bu doğru değil. Açık
söyleyeyim ben Boztepe'ye ne diyeceğimi bilmiyorum. Ambulans meselesi diyor.
Ambulans kendisi biliyorsa ne zamana alınmış Karşıyaka Belediyesine? Su
alıyordu batıyordu ben önerdim!"
Başkan Vekili Özuslu'nun masaya vurarak konuşması üzerine
konuşan AK Partili Özgür Hızal, "Elinizi masaya vurmayın" dedi.
Yeniden söze devam eden Özuslu, "Yaparım ben başkanım,
çünkü yalan söyleniyor. Karşıyaka Meclis üyesi olarak ben önerdim sayın başkan.
Burada çürüyor bari kamu yararına bir iş yapsın, bir ihtiyaç olduğunda başkanı
da taşısın başkalarını da taşısın bir hizmet yapsın.Az da olsa kullanılıyor. Ne
talimatı? Talimat gelmiş ihaleye girilmiş… Talimat gelmiş genel sekreter
girmiş… Kim girecek başka? Ne var bunda? O kurumun alınması kötü mü oldu.
Marina ile ilgili iddiaları önümüzdeki günlerde oranın teknik yapısı ile ilgili
bir arkadaş eleştiri getirdi bunu konuşacağız. Marinaya ancak girip oturdum ben
denizci değilim. Ancak elinizi vicdanınıza koyun. Sayın başkan İBB başkanı,
halkın oyları ile seçilmiş Velev ki hatalı bilgilendirilmiş olabilir. Sayın
Cumhurbaşkanına o ifadeyi kullanıyor muyuz? Benim bazen ateşli söylemlerim
oluyor ancak bu benim fıkratımdan geliyor yanlış anlamayın. Elimi kolumu çok
kullanan biriyim yanlış anlamayın, sizleri rencide etmek için değil. Ülke yeteri kadar gerin. Siyasetin dilini,
hep birlikte bir seviyede tutmak mecburiyetindeyiz."