Çiğdem CANPOLAT / ÖNCÜŞEHİR – İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Ocak ayı olağan meclis toplantısının üçüncü oturumu gerçekleştirildi.
Oturum, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in yokluğunda Meclis Başkanvekili Mustafa Özuslu idaresinde yapıldı. Oturuma, CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu da katılım gösterdi.
İzmir Manisa Planlama Bölgesi 1/100 bin ölçekli Çevre Düzeni Planında "Kentsel Yerleşik Alan" olarak belirlenen Güzelbahçe ilçesi, Maltepe Mahallesi ve Kemalpaşa ilçe sınırları içerisinde 10 noktayı kapsayan alanda 1/25000 ölçekli İzmir Büyükşehir Bütünü Çevre Düzeni Planı Değişikliği önerisinin İmar ve Bayındırlık Komisyonunda oyçokluğuyla reddedilmesi AK Parti ve CHP grubu arasında gerginliğe neden oldu.
BOZTEPE: KOCAOĞLU DÖNEMİNDEN GELEN ALIŞKANLIK DEVAM EDİYOR
Önergeye ilişkin söz alan AK Partili Meclis Üyesi Hüsnü Boztepe, 25 binlik planların 100 binlik planlara uyumlu hale getirilmesi gerektiğini belirtti ve “Ne zaman böyle bir konu gündeme gelse Sayın Tunç Soyer meclisi size devrediyor. Gönül isterdi ki kendisine burada kalsın. Söylediklerimizi kendisi de görüp fikir beyan ederek bir sonuca varmak isterdik. Bizim 4 yıldır devamlı söylediğimiz şey üst ölçekli planlara Büyükşehir’in de çalışma yapması. Biz bu önergenin ilçelerden geldiği gibi kabul edilmesini istedik ama CHP’li arkadaşlar yine reddettiler. Bu ilçeler sizin ilçeleriniz. Vatandaşlarımızdan gelen talepler var. Biz dilerdik ki bu kentin önün açalım, be kentte arsa üretelim. İzmir’de arsa fiyatları çok yüksek. Fakat nedense Büyükşehir Belediyesi, Aziz Kocaoğlu döneminden gelen alışkanlığını devam ettiriyor. Ama bu konuda yapılan bir çalışma yok. Biz ilçeden geldiği gibi kabul ettik. Ama sizin meclis üyeleriniz kendi ilçelerinden gelen önergeyi reddettiler” diye konuştu.
ÖNAL: YOLUN ÜSTÜNE İMARIN AÇILMASI GEREKTİRECEK BİR DURUM YOKTUR
Maddeyle ilgili görüş bildiren İmar Komisyonu Başkanı CHP’li Meclis Üyesi İrfan Önal, “3,5 yıldır benzer durumlarda benzer kararlar aldık. Aynı görüşlerimiz iki grup açısında devam etmektedir. 100 binde konut alınmış yerde 25 binlik değişiklik önerisi olarak önümüze geldi. Bu noktada oranın değiştirilmesini konut alanının açılmasını yani imara açılmasını doğru bulmuyoruz. İlkesel yaklaşımımızı eleştirdikleri noktada da bu yönde gidiyor. 100 binlikler yapılırken ölçü alınamayacak yerlerde yolun üstüne taşmış bir noktayı konuşuyoruz. Güzelbahçe’de yolun alt tarafında vakti zamanında 100 binlerden bağımsız 25 binlikte konut alanı zaten yapılmış. Üstüne de 100 binde taşan bir yerin şu an da 25 binliklerin değiştirilmesi önerisi var. Burayla ilgili de, diğer maddelerde de benzer durumlar söz konusu. Bu kent çok daha önceki yıllarda yapılmış yanlış planları muhdesat hak olarak sayarak üst ölçekli planlara işleyerek sadece kendimize değil ülkemizin de birçok yerinde planlama süreci bitirilmiştir. Ancak daha sonra parçacık olarak vatandaşların belli yerlerde 100 binliklerde değişiklik yapmak kaydıyla bakanlıktan aldıklarını söyledikleri bir hak var. Onları 100 binlik değişikliği yaptığında Büyükşehir’in 25 binlikte ihtiyaç duyduğunda 100 bine uygun olarak 25 binlik yapma sorumluluğu taşıyor. Ancak bizim burada yaptığımız değerlendirmede de yolun üstüne imarın açılması gerektirecek bir durum yoktur. Bu sebeple bizler görüş olarak hayır diyoruz. Ayrışığımız nokta doğrudur, kendimizi haklı buluyoruz” dedi.
HIZAL: NE OLDUĞU BİLİNMEYEN BİR İLKE KARARINDAN BAHSEDİYORUZ
Kemalpaşa ilçe sınırları içerisinde 10 noktayı kapsayan alanda 1/25000 ölçekli İzmir Büyükşehir Bütünü Çevre Düzeni Planı Değişikliği önergesi hakkında konuşan AK Parti Grup Başkanvekili Özgür Hızal, “İzmir’in temel sorunlarının nedeni 8 bin yıl önce burada yaşayanlar değil 25 senedir bu şehri yöneten sizlersiniz. İlk iki madde benzer maddeler. Planlama ilkeleri ile alakalı sizlerin orta koyduğu yanlış politikalar. Biz her zaman bu şehrin plansız bir şehir olduğunu dile getirdik. Bu şehirde plan problemi olduğunu dile getiriyoruz. Bunla bağlantılı olarak İzmir’in en temel sorunu olan kentsel dönüşüm dediğimiz deprem gerçeği ile alakalı sorunların çözülmesi gerektiğin belirliyoruz. İki madde de CHP’li belediyeler tarafından yönetilen ilçeler. Burada sıklıkla şu eleştiri ile karşılaştık; Bir oy çokluğu veridimizde CHP grubundaki arkadaşlar ‘bizi kıskanıyorsunuz, biz güzel işler yapmaya çalışıyoruz ancak siz sırf inat olsun diye hayır oyu veriyorsunuz’ dediler. Biz doğru neyse, İzmir’in menfaatine ne yapıyorsanız onun altına imza atarız dedik. Bugün geldiğimiz noktada bizim ne kadar haklı olduğumuzu 22 maddede görüyoruz. İki ilçe belediye başkanımız da gönül ister ki çıkıp konuşsun ve AK Parti sözcüleri haklı desin. Urla’da 25 bin değişikliği vardı bizim itiraz ettiğimiz ve sizin geçirdiğiniz. 2,5 milyon metrekarelik tarihi sit alanı içinde bir plan değişikliği yaptınız. Sonra savunmanız ne oldu? Kurul bir karar verdi… Burada da bakanlık bir karar verdi. Aynı bankalık da 100 binlik planlarla ilgili İzBB görevlileri bir protokol imzaladı. Siz böyle işlerle ilgili böyle davranışı sürdürürseniz bu şehirde dönüşümü sürdüremezsiniz. Pazar günü bir temel atma treniniz var Genel Başkanınız ile birlikte. O bina nende yıkıldı? Bu şehirde yeni alanlar açmaz, arsalar üretmezseniz, insanların yaşam alanlarını genişletmezseniz sıkışmış kent içinde dönüşüm yapma çabası içine girersiniz. O zaman yüzde 20-30 emsal artışları vermek zorunda kalırız. Son bilirkişi de 3 günde raporları değiştirmek zorunda kalır. Bir hukuk garabeti olur. Burada tamamen hukukun temel ilkeleri göz ardı edilerek, birbirince ortaya konulmuş, ne olduğu bilinmeyen bir ilke kararından bahsediyoruz. Urla’ya geldiğinde bu ilkeden vazgeçiyorsunuz. Ancak Torbalı, Kemalpaşa’ya gelince bu ilkeyi savunuyorsunuz. Keşke Kemalpaşa Belediye başkanımız konuşsaydı. Ancak ben onun yerine de konuşacağım” dedi.
PARLAK: BELEDİYE MÜRACAATTAN GELEN KONU
CHP’li Meclis Üyesi Ozan Parlak ise, “İmar komisyonundaki arkadaşlar sanırım komisyonlara katılmadı. Güzelbahçe ile ilgili konu Güzelbahçe belediyesinden genle konu değil. Direkt olarak belediye müracaattan gelen konu. Burada 24,5 metrelik sahile paralel 7,5 kilometrelik Güzelbahçe’nin sınırı var. Burada kara sınırı tarafından olan kısmı tarımsal niteliği korunacak alan içinde kalmaktadır ve hiçbir imar uygulaması yapılmamaktadır. Kişiye özel mi diye beliriyorlar ya, buradaki karar kişiye özel olmayan, bölgeye göre göre alınmış bir karardır. Bölgenin konut kullanıma açılmasının doğru olmadığını bizde alınan karar sonrası gördük. Yerel olarak da ilçe olarak da eğer bir şey yapılacaksa sadece vatandaşın birine değil tamamına göre yapılması gerekmektedir Burada arsa üretimi gibi bir konu söz konusu değildir” diye konuştu.
ÖNAL: SAPLA SAMANI BİRBİRİNDEN AYIRALIM
Urla ile Kemalpaşa konusunun ayrı değerlendirilmesi gerektiğini ifade eden CHP’li İrfan Önal, “Sapla samanı birbirinden ayıralım. Urla konusu başlı başına zaten hali hazırdan bizde olmayan bir belediyeden yani kabul ettiğimiz yer bir CHP’li belediyenin gönderip de kabul ettiğimiz bir konusu değildi. Bu noktadaki hakkaniyetimiz gösteriyor ki bizim kendi belediyelerimizden gelen talepler bile bir noktada reddedilebiliyor. Belediyenin hazırlattığı bir plandı. Yine gelen noktada Kemalpaşa Belediyemizin önergesini biz oy çokluğuyla reddettik. İçinde doğru olan yerler olmakla birlikte bizim ilkesel yaklaşımımıza aykırı olduğu gerekçesiyle reddettik. İlkelerimiz neler? İlkeler şehir bölge planlama, bilimsel metotları olan, bir bölüm. Üniversiteler tarafından okutulan lisans düzeyinde dersler veren bir bölümdür. Bununla ilgili bu insanların yapmış odluğu çalışmalar bilimsel metotlara dayanarak sübjektif yoruma dayanan ancak dayağını yine bilimden alan bir bilim. Bu ilkeler neler oluyor? Kemalpaşa ilçesinde 25 binlikler yapılırken 1172 hektarlık alanda planlama yapılmış. Bu da 240 bin nüfusu barındıracak kadar ki zaten Büyükşehir Belediyesi 25 binlik plan çalışması yapmış. 130 bin nüfusu olan ilçemizin yaklaşık yüzde 17’si yapılaşmış, yüzde 83’ü boş olan bir alandan bahsediyoruz. Biz yüzde 83’lük bir alanı daha doldurduğumuzda Kemalpaşa belediyesinde evet arsaya ihtiyaç olacaktır. Bu yönde yeni yerlerini imara açması söz konusu olacaktır. Matematiksel veriler bir bilim metodu değil midir? Bununla ilgili arkadaşlarla ortaklaşa bildiğimiz yerlerde var. Bir yer bir plan çalışması yapıldığından bunun belirleyici Ankara değildir, Ankara’da iki müdür masa başında bir kağıtla vatandaşın talebi noktasında bir yeri işaretleyip ben 100 binliğe açtım diyemez. 100 binlik bir santim, 100 metreye tekabül ediyor. 100 binde yapılan her değişiklik bizim imar komisyonu 100 bine işlendiği halde burayı açıyorum diyemez. Güzelbahçe’de bahsedilen yer noktasal yer ölçü alınamayacak bir konut lekesi. Kemalpaşa’da evet ihtiyaç olabilecek belli güzergahların açılabilmesini kendi aramızda da konuştuk. Ama tek önergede birden fazla yerin bütün önergesi çalışılmış gönderilmiş. Bu kadar büyük alanın imara açılmasını biz doğru bulmuyoruz. İlkelere, yine bilimsel metotlara dayanıyor” şeklinde konuştu.
“KENDİ DOĞRULARIMIZI ORTAYA KOYMAKTAN YORULMAYACAĞIZ”
Urla konusu ile ilgili de detaylı açıklamada bulunan Önal, “Manipülasyonlardan yorulmayacaklar, bizler de kendi doğrularımızı ortaya koymaktan yorulmayacağız. Bunu bilsinler. Urla’daki konu Koruma Kurulunu aldığı bir karar. Korumu Kurulunun kararlarını korumakla mükellefiz. Hukukçu olan grup başkanvekili biliyor; kurul bir karar aldığında hele ki sit derecesinin değiştiği alanda bu işi yapmakla hükümlüyüz. Biz kurulun aldığı kararı 25 binliklerde işledik. Bununla ilgili sanki bizler yeniden sıfırdan bir yeri imara açmışız gibi sürekli ayrı mecralarda dile getiriliyorlar. Bizlerin Urla’da yaptığı koruma kurulunun sit değiştirilmesiyle birlikte yapığımız sit derecesini oynatmak. Koruma kurulunun talebi doğrultusunda 1. Derecede arkeolojik sit 3’e düştü. Altında 1984 yılında kalan planlar var. İzBB, geçmiş dönemde yapılmış bütün yasal planları üst ölçeklere aktarmış. Bugüne kadar kişiye, kuruma, şirkete bakmaksızın eski yapılmış planları muhdesat hak olarak görüyor ev bunları 5 bin ve 25binlşkelre aktarıyor. Engel olan tek durumu; 1 arkeolojik sit olan yerlerde plan yapamıyoruz, yetkisi bizde olmuyor. Sit derecesi değiştiğinde geçmişte plan varsa işliyoruz, ya da İzBB yeniden plan da yapıyor. Bizim yaptığımız sıfırdan bir plan yoktur. 1984 yılında yapılmış planlar sit derecesi değiştiğinde tekrardan işlenmiştir. Konu bundan ibarettir” dedi.
AYDIN: ARKADAŞLAR BİR ELMA İLE KAZMAYI KIYASLIYORLAR
Konunun çarpıtıldığını vurgulayan CHP Grup Başkanvekili Murat Aydın, “Bir gerçek ve durum nasıl çarpıtılır, ancak böyle çarpıtılır. CHP kıskanmak kelimesin kullanmaz, bunu kim kullanır herkes bilir. Nasıl bir çarpıtma ile karşı karşıyayız? 100 bine uygun 25 bin plan yapmayacağız demedik. Kendilerinin de söylediği gibi, 25 binlik plan değişikliklerini yaptık bu mecliste. Değerli arkadaşlara biz bunu bardakla anlattık, şekil çizerek anlattık sözle anlattık ancak bir kez daha anlatalım. 100 binlik planda şehirlerin 40-50 yıllık gelişimleri ile ilgili öngörüler ortaya koyar. Bu öngörülen değişikliği bugün yapmak zorundasınız demek değildir. 100 binlik planlar çok şehri kapsadığı için zaten bakanlık yapar. Şunu hep söylüyoruz. Bir yerin 100 binlik planda olması onun bugün imara açılması halinde, oranın belediye hizmetler anlamından bir sorun ve maliyet yaratacaktır. Mahallenin en son evinden 4 kilometrelik ötesine biri ev yaparsa belediyenin oraya altyapı götürmesi gerekir. Dolayısıyla 25 binlik planlarla ilgili yapılacak değişiklerinin şehirle bütünleşerek dışa doğru açılır şekle göre yapılması lazım. Bu ilkleri kim koyuyor dedi arkadaşlar. Tabii ki bilim ile aranıza mesafe koyar, canımın istediği yeri canımın istediği şekilde açarım derseniz tabii ki bu ilkleri kim koydu dersiniz. 100 binlik planları olan yerin hemen bugün 5 binlik ve 25 binlik planlarını yapmak gibi bir zorunluluktan bahsedemeyiz. O şehrin bugün imara açık olan kısmı kaç bin metrekare ve orda kaç nüfus yaşıyor ve yapılaşma durumu nasıl… Şehrin yapılaşmasını dışa doğru açtıkça ilave masraflarla karşılaşacaksınız. Biz bilimin ışığından ilerliyoruz ve ilkelerimiz bilimden alıyoruz. Dönüp dönüp bir tartışma yapıyorlar. Urla ilgili meselede sit alanını tam ortasında olmadığını sayın grup başkanvekili de biliyor. Göstersin tam ortasında olduğunu ben özür dileyeceğim her kesin ortasında. Sit alanın sınırında yerleşik alanda olduğunu söylemek farklı bir şeydir. Neden bu tartışmayı dönüp dönüp yapıyoruz? Arkadaşların bir siyasi yönetimi var. Biz bir meseleyi konuşuyoruz, onarlın bunla ilgili söyleyecek sözleri kalmayınca ‘siz de şurada’ diyorlar. Emsaller birbiri ile benzerlik taşıyan vakalardır. Arkadaşlar bir elma ile kazmayı kıyaslıyorlar. 100 binlik planlarla 25 binlik planların ne etkisi olduğunu tartıştık. Burada konuştuğumuz konuda artık 100 binlik plan uygun 25 binlik yapmanın zamanı gelmiştir diyebilirler. Ancak bir yerde 100 binde konut olarak gözüküyorsa bunu konuta açmak gerek demek…” dedi.
HIZAL: SİZİN SÖYLEDİKLERİNİZ HİÇBİR OBJEKTİF DELİLE DAYANAMAYAN…
Tekrar söz alan AK Partili Hızal, “Biz burada örnekleme yoluyla kendilerine anlatamaya çalışıyoruz. Bilim ışığında denildi. Planlamanın belirli kriterleri vardır. Doru ile yanlışı belirlerken bizim örnek vermemiz gerekiyor. Sizin kriterlerinizin objektif olmadığını göstermek için örnek veriyoruz. Bozyaka’da bir Hasan amcamızın konut alanında olmayan bölgesini… Torbalı’da Arkas’a tanıdığınız hakları Bozyaka’da, Alpaslan Mahallesi’ndeki vatandaşa verdiniz mi? Kapıdan içeri sokmazsınız. Kriter dediğiniz bu. Bilimsellikten bahsediyorsunuz ancak bu şehir 2 yıl önce bir deprem geçirdi. Bu şehrin 1 saniye sonra deprem geçirmeyeceğinin garantisini kimse verebiliyor mu? Siz yeni alanlara su, kanalizasyon, altyapı götürmeyeceğiz mi diyorsunuz? Gidiyorsunuz Urla’nın bilmem ne tepesinde milyonlarca TL’lik villalar yapılıyor ancak altında fosseptik çukurları var. Siz 25 milyarı nereye harcayacaksınız? Bu şehrin yüzde 85’i depreme dayanıklı değil. Daha neyi konuşuyoruz? Bu şehrin dönüşmesi lazım. Siz ne kadar kabul etmeseniz de, siz yekiniz olmayan kararlar alıyorsunuz bu mecliste. Dalan kimya… Bir gece kondu fabrikanın yerinde kalmasını sağladınız. İzBB o fabrikayı alıp OSB’ye götürmekle mükelleftir. Bunları yetkiniz olmadan yapıyorsunuz ancak biz 25 binlik planları nende yapmıyorsunuz dediğimizde ‘bilim ışığında’ diyorsunuz. Kentsel dönüşüm, depremden daha büyük bir gerçek mi var? Sizin söyledikleriniz hiçbir objektif delile dayanamayan saçma sapan bir kriter” ifadelerini kullandı.
ÇALIŞKAN: SİZ EŞİTLİĞİ BOZUYORSUNUZ
Söz alan AK Partili Meclis Üyesi Erhan Çalışkan ise, “Biz daha önce konuştuk. 1/25 binlik planı zamanında yapmadığınızda 2 sonuca neden oluyorsunuz. Birincisi… Bugün İzmir’de yüzde 45’in altında arsa payı olmadan inşaat yapamazsınız. Çünkü siz planlamayı zamanında yapmadınız. İnşaat yapılabilecek gerekli arsayı yaratmadığınız için konut fiyatlarında artışa neden oluyorsunuz. Eğer ki siz bunu yapsanız İzmir’de bugünkü inşaat maliyetleriniz en az yüzde 25 düşürme şansınız var. İkincisi… 25 binlik planları zamanında yapmadığınızda… Önümüzde bir gerçek var 2014 öncesinde belediye olan birçok yerde yapılmış sürüyle 1/1000’lik planları geçmiş binlere imar planı var. Ama 5 binlik planlara işlenmiş değil. 1/25 binlikleri de yok. Ama bunlar planlanmış ve arsa maiyetinde. Mesela Torbalı… Yan yana fabrikalar. Sıralanmışlar ama arada arsa var. Ama siz diyorsunuz ki 1/25 binliği uygulamadığınız için imar ruhsatı alamıyor. Eğer vizyonunuz doğruysa bu rantı ortadan kaldırmanız gerekir. Bir bölgenin tümünü planlamalısınız. Mesela Kemalpaşa’nın 1/25 bin uyguladığınızda adaletli planlama oluyor. Siz eşitliği bozuyorsunuz. Eşitliğin bozulmaması için planların bütüncül yapılması gerekiyor” şeklinde konuştu.
YILDIZ: BUNU ÇÖZMEK İÇİN ODALARLA ANLAŞMA YAPTINIZ
İmar meselelerinin uzun ve kapsamlı tartışılması gerektiğini ifade eden AK Parti Grup Sözcüsü Hakan Yıldız, “4 yıldır görev yapıyoruz. Kentsel dönüşüm komisyonunda CHP’li arkadaşlar da var. Bu kentin imar problemlerini hepimiz dile getiriyoruz. Bunu çözecek olan irade de burada. 4 yıl içesinde ağır bir deprem yaşadık. Bu deprem maalesef ki bir sorunu ortaya çıkardı, yapı stokunu. Bunu çözmek için Odalarla anlaşma yaptınız. Geçtiğimiz bütçe görüşmelerinde çok doğru bir ifade kullanmıştı Sayın Abdül Batur, “Çevre yolu yapalım Kuzey İzmir’e, Bergama’ya kadar uzanan. Sağı solu boş arazi var, oraları planlayalım” diye. Bunu biz değil, bir belediye başkanımız söyledi. Biz de söylüyoruz. Ondan farklı bir şey demiyoruz. Biz bu kentte imar problemi var diyoruz. Biz 2018 yılında İzBB ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bir protokol imzaladı. Bu protokole imza atan genel müdürününüz hala görevde, bürokratlar hala görevde. Sayın Aydın, İrfan Bey bilimsellik arıyor. Bakanlığın uzmanları, genel müdür yardımcıları, belediyemizin genel sekreteri buna imza attı. Bazı meclis üyeleri bilmeden eleştiriyorlar. 100 maddede bir protokol imzalandı. 100 binlikler Büyükşehir’in talebi üzerinden düzeltildi. O düzeltilen 100 binlikler üzerinden 25 binlikler yapıldı. Şimdi bilimsellik diyorsunuz, ama belediye bürokratlarının imzaladığı protokol var el birliği çözelim. 100 binlikler ile 25 binlikleri düzeltelim dedik. Davalar var ve bu davalardan vazgeçmiyorsunuz. Gelin gidelim tartışalım. Dün Ankara’daydım. Bakanımızın İzmir’e bakış net. Gelin düzeltelim” dedi.
ŞAHİN: BÖLGE HALKI MAĞDUR
Söz alan MHP Grup Başkanvekili Selahattin Şahin, “Siz yerinde dönüşümü önceleyerek kent merkezindeki yoğunluğu artırıyorsunuz. Sonra çıkıp yeterli yeşil alan yok, Buca cezaevini yeşil alan yapalım diyorsunuz. Mevcut nüfusu kent merkezi dışına taşıyarak ve yeni plan yaparak Kent merkezinde bu donatı alanlarını arttırabilirsiniz. Ama maalesef zaten yoğun olan kent merkezindeki yoğunluğun daha da artmasına sebep oluyorsunuz. Ayrıca bütün şehir yasası öncesi her belde belediyesi kendi meclisinde imar planı yapıyordu. Hükümet bu yasayı çıkarmasaydı, bu parçacıl anlayış devam edecekti. Mevzi imar planlama böylece ortadan kalktı. Bunu unutmamak lazım. Madem bu kadar planlama biliminden bahsettiniz, dünyada kabul gören anlayışın bütüncül planlama olduğuna itiraz etmezsiniz herhâlde. Aktepe - Emrez bölgesinde 10 yıldır 122 hektarlık alanın 1/5000 ve 1/1000 planlarını neden yapmadınız? Bölge halkı mağdur” diye konuştu
ŞAHİN’İN İZSU ÖNERİSİNE RET
Geçtiğimiz meclis oturumunda Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Grup Başkanvekili Selahattin Şahin’in İZSU’nun teşkilat şemasında bazı değişiklikler yapılmasına dair önergesi de gündeme geldi.
“İZSU teşkilat yapısındaki değişikliklere ilave olarak Yağmur Suyu Hasadı Daire Başkanlığı kurulması elzem olduğundan, yine uzun yıllardır çözüm bekleyen körfez kirliliği ve kötü koku probleminin sürdürülebilir ve bilimsel yöntemlerle çözümüne olanak sağlanacak “İzmir Körfezi Dairesi Başkanlığı” kurulması amacıyla gerekli çalışmaların yapılmasına yönelik Yazılı Önergenin; “İzBB bağlı mevzuatında daire başkanlıklarının kurulması tahdidi olarak sayılmış olup önergede isteme konu daire başkanlıkları sayılı başkanlık listesinde bulunmamaktadır. Ayrıca önergeye konu çalışmalar İzBB bünyesinde yoğun olarak çalışılan konulardır. Bu itibarla önerge içeriği olumlu değerlendirilmekle birlikte yasal mevzuat ve süregelen çalışmalar dikkate alınarak önergenin bu aşamada reddi” ifadeleriyle gündeme gelen önerge, mecliste de CHP ve İYİ Parti’nin ret oylarıyla reddedildi.
ŞAHİN: GEREKLİ ÇALIŞMALARIN YAPILMASI HAYATİ ÖNEM TAŞIYOR
Önerge ile ilgili konuşan Şahin, “Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yürürlüğe konulan yasal mevzuat çerçevesinde binalarda yağmur suyu hasadı zorunlu hale gelmiştir. Ayrıca tarım ve orman bakanlığı tarafından Türkiye genelinde yaklaşık 25 adet yeraltı barajı tesis edilmiştir. Küresel ısınmaya bağlı olarak su kaynaklarındaki azalma yağmur suyunun kent genelinde hasadını ve kullanımını zaruri hale getirmiştir. Bu bağlamda, İZSU teşkilat yapısındaki değişikliklere ilave olarak Yağmur Suyu Hasadı Daire Başkanlığı kurulması elzemdir. Yine uzun yıllardır çözüm bekleyen körfez kirliliği ve kötü koku probleminin sürdürülebilir ve bilimsel yöntemlerle çözümüne olanak sağlanacak İzmir Körfezi Daire Başkanlığı kurulması amacıyla gerekli çalışmaların yapılması hayati önem taşıyor. Bu önergenin komisyona iade edilsin ve yeniden değerlendirilsin” dedi.
İZFAŞ’A SERMAYE ARTTIRIMINA OY ÇOKLUĞU
Oturumda İzmir Büyükşehir Belediyesi, fuarcılık organizasyonlarının yürütüldüğü İZFAŞ A.Ş.’de sermaye artırımı konusu gündeme geldi. Plan ve Bütçe – Şirketler Komisyonlarından oyçokluğuyla gelen önerge kapsamında İZFAŞ’ın 207 milyon 420 bin lira olan sermayesinin yaklaşık 5 milyon artırılarak 212 milyon 418 bin liraya çıkarılması konusu mecliste de Cumhur İttifakı’nın ‘ret’ oylarına karşılık Millet İttifakı’nın ‘evet’ oyuyla oyçokluğuyla kabul edildi.
Sermaye artırımı konusu da mecliste kısa süreli tartışmaya neden olurken AK Parti’nin karşı çıktığı sermaye artışı, CHP grubu tarafından ekonomik koşullar gerekçe gösterilerek savunuldu.