Çiğdem CANPOLAT / ÖNCÜŞEHİR - İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Aralık ayı Olağan Meclis toplantısının ikinci birleşimi Belediye Başkanı Tunç Soyer idaresinde, Ahmed Adnan Saygın Sanat Merkezi’nde gerçekleşti.
İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi Divan Katip Üyesi Dolunay Bayer'in sosyal medyada yaptığı bir paylaşımda arka sıralarda AK Parti Meclis Üyesi Hüsnü Boztepe'nin de yer aldığı fotoğrafı 'şeytan ayrıntıda gizli' notunu yazarak paylaşması Meclis’te gerginliğe neden oldu.
YILDIZ: YAPILAN HAREKETİ KINIYORUZ
Bu paylaşıma AK Parti gurubu olarak tepkiyle karşıladıklarını söyleyen AK Parti Grup Sözcüsü Hakan Yıldız, “Geçtiğimiz mecliste yaşadığımız talihsiz paylaşım son derece AK Partiyi üzmüştür. Belediyenin yazılı olduğu kadar yazılı olmayan kuralları var. Bu kurallardan biri de Divan Katip üyelerinin genç arkadaşlardan seçilmesi. Geçen pazartesi gördüğümüz paylaşım bir katıp üyesine meclis üyesine ve genç bir arkadaşımıza yakışmamıştır. Şeytan ayrıntıda gizlidir söyleminde 2 kişi vardır. Bu ya kendisindir ya da arkada bulunan Hüsnü Boztepe arkadaşımızdır. Bu paylaşımız kesinlikle yanlıştır. Eğer arkadaşımız bu görevi yerine getiremiyorsa 150 yıllık meclisin katip üyeliğini bırakmasını öneriyoruz. Yapılan hareketi kınıyoruz. Meclis Başkanı olduğunuz için sizin sorumluluğunuz olduğu için, Meclis üyesi olarak ta Mustafa Özulsu'nun sorumluluğunda. Biz gereğinin yapılmasını bekliyoruz” ifadelerini kullandı.
SOYER: KONUŞARAK TELAFİ EDİLİR
Konu hakkında açıklamada bulunan Başkan Soyer, “Bu olsa olsa bir espri maiyeti taşır. Ben onur kırıcı, incitici bir şey olduğunu düşünmüyorum. Meclis üyemizi de hem katip üyemizde bizim aramızda konuşarak telafi edeceğiz bir şey. Genç arkadaşlarımızın yaptıkları bazı davranışların siyasetten uzaklaştıracak bir noktaya gelesi istemem. Onu kırıcı olduğunu da düşünmüyorum. O nedenle görevden ayrılmasını düşünmem. Bir üyeye karşı yapılan saygısızlık olarak değerlendirişe de telafisi mümkündür, konuşarak telafi edilir” dedi.
26 ADET TRAMVAY ARACI ALINACAK
Çalışmaları devam eden Çiğli Tramvay Hattı Projesi için 26 adet tramvay aracı alınması maddesi gündeme geldi. Yapılan görüşmeler sonucunda yıllara sari kullanılmak üzere İzmir Metro A.Ş. ile Hermes ve ICIEC kapsamı altında ING-DiBa AG arasında 749 milyon 750 bin 49 TL veya eşdeğeri döviz cinsinden nakdi kredi tutarına kadar kredi anlaşmaları imzalanma aşamasına gelinmiş olup, Belediye Garantörlüğü kapsamında, söz konusu kredinin sağlanması ve kullanılması, borçlanmanın yapılması, kredi geri ödeme koşullarının belirlenmesi, kredi anlaşmaları üzerinde değişiklik yapılması ve kullanılacak olan kredi için gerekli garanti ve teminatların verilmesi ile bu işlerle ilgili her türlü sözleşme, taahhütname, protokol ve temlik sözleşmelerinin düzenlenmesi veya imzalanması, kredi ile ilgili her türlü yazışmalarda münferiden işlem yapılabilmesi için İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’e yetki verilmesi önergesi Meclis üyelerine sunuldu.
Önerge görüşülmek üzere ilgili komisyonlara havale edildi.
BUCA'DAKİ HİSSE SATIŞI MECLİS GÜNDEMİNDE
Buca’da Tınaztepe Mahallesinde bulunan 255,84 metrekare taşınmazdaki belediyeye ait 118,23 metrekarelik hissenin diğer hissedar adına satışının yapılması Hukuk Komisyonunca oybirliği ile uygun bulunurken Plan ve Bütçe Komisyonunca oyçokluğu ile uygun bulundu.
ÇALIŞKAN: GEÇMİŞTEKİ KÖTÜ ÖRNEKLERİ BİZDE TEKRARLAMIŞ OLACAĞIZ
AK Partili Meclis Üyesi Erhan Çalışkan, söz konusu rapor hakkında, “Söz konusu aslında küçük bir arazi. Ancak değerli bir arazi. Burada bir kurala dikkat çekmek için, bir yönetim önünün kapatılmasını gerektiğini ifade etmek için söz aldım. Biz bu nedenle buna oy çokluğu verdik. Bunun bilinmesini istiyorum. Burada arazinin yarısı Büyükşehir Belediyesi’nin neredeyse. Şimdi ihale yapmıyorsunuz. Bedel belirliyorsunuz. Bedeli nasıl beliyorsunuz? Oraya yakın bir yerde arsa satmışsınız. Sattığı arsanın bedeli ya da çeşitli yönetmelerle sizin komisyonunuz bir bedel belirliyor. Biz araştırdık. Bu bedelin çok daha üzerinde. Bu arazinin 3 tarafı açık. Karşılaştırıldığı şekilde değil. Bunu niye söylüyoruz? Bakın son dönemde İzmir’in gündeminde birçok kez yer alan bir alışveriş merkezi de aynı bu yöntemle belediye mülkleriyle ortak ve böyle belirlenen değerlerle belediye mülklerini ala ala koskoca bir alışveriş merkezinin inşa edilmesinin temeli atıldı. Biz burada ilkesel davranıyorsak bunun önünü kapatmalıyız. Bu büyüklükte yer varsa ya sahibi gitsin dava açsın. Ortaklığın giderilmesi davasıyla adaletin kestiği parmak can acıtmaz. Biz de verelim. Ya da biz alalım aynı bedelle, biz satalım. Bunun önünün kapatılması gerekiyor. Bunun usulü yanlış, bunun ucunu açık bırakırsak meclis olarak geçmişteki kötü örnekleri bizde tekrarlamış olacağız” diye konuştu.
YÖRÜK: EMSALE VURDUĞUMUZ DA 37 METREKARELİK BİR DAİRE DÜŞÜYOR
HukuK Komisyonu Başkanı Ufuk Yörük, ne satıldığın önemli olduğunu belirterek, “Bir taşınmazımız var. Satılmasına ya da kat karşılığı verilmesi değerlendirmesi yaptı komisyonumuz. Bu değerlendirmeyi yaparken bize sunulan bir değerlendirme raporu var. Bunu esas aldık. Tapu kayıtlarını inceledik, imar durumuna baktık. Sonuçta emsale vurduğumuz da 37 metrekarelik bir daire düşüyor bize. Bir bağımsız bölüm 80 metrekare olarak düşünülebiliyor. Bizim hissemize düşen 0,46 oranında bir dairenin hissesine dahil olmuş oluyoruz. Değere gelince, asıl itiraz noktası bu. Bizim elimizdeki değerlendirme raporu bir değerlendirme fikir olması açısından emsal değerler dikkate alınarak resmi olarak yapılmış bir rapor. Bu değerlendirme raporu kat karşılığı verirsek elimize ne geçer, satılırsa karşılaştırma olsun diye ortalama bir fikir olması açısından bir değer verilmiş. Bundan sonraki aşamada biz eğer satılmasına karar verirsek konu encümene gidecek. Encümen prosedürünü hepimiz biliyoruz. Vergi Takdir komisyonunun oluşturduğu rakam üzerinden encümen bir değerlendirme yapacak. Satıp satmamaya karar verecek” dedi.
SOYER: BÖYLE YAPMAK MECBURİYETİNDEYİZ
Başkan Soyer ise küçük parsellerde belediyenin vatandaşın hakkını koruma gibi bir hükümlülüğü de olmalı diyerek, “Sonuçta Erhan Bey’in verdiği örnekler tabi ki vahim örnekler. Bu hatalara hiçbirimizin düşmemesi lazım. Ama bu spesifik olayda vatandaşı koruması belediyenin çok anlaşılır bir durum. Böyle yapmak mecburiyetindeyiz. O nedenle benle şahsen doğru bulduğumu söylemek isterim” ifadelerini kullandı.
BAYSAN’A SERMAYE AKTARIMI TARTIŞMA YARATTI
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in kırsal kalkınma hamleleri arasında yer alan süt işleme tesisiyle ilgili Bayındır'da Büyükşehir’in iştiraki olan BAYSAN A.Ş’nin yapacağı tesis için 8 milyon 607 bin 748,37 TL ayni, 58 milyon 74 bin 204,45 TL ise nakdi olmak üzere toplam 66 milyon 405 bin 74 TL'lik ücret aktarımı önerisi mecliste tartışmalara neden oldu.
ÇALIŞKAN: BİZ SİZİN İYİ YAPTIĞINIZ İŞLERİ ALKIŞLIYORUZ
AK Parti’nin hayır oylarıyla komisyonlardan Meclis’e oy çokluğu ile gelen önerge hakkında açıklamalarda bulan AK Partili Meclis Üyesi Erhan Çalışkan, “Çok değerli bir muhalefet sözcüsü demişti ki; ‘iktidar en iyi de yapsa biz bunu alkışlatacak halimiz yok’. Biz sizin iyi yaptığınız işleri alkışlıyoruz, burada takdirlerimizi iletiyoruz. Baysan’la yapılmak istene iş de iyi bir iş. Ancak bir işi yaparken hep burada uğraştığımız konu yapılan işin iyiliği lekelemek değil; o işin paramın korunarak verimliliği arttırılarak yapılması için elimizden geleni yapmak. Değerli genel müdürümüz konusuna hakim, geldi ve başka bir tarım kampanyasının aslında burada belediye bütçesindeki ayırdığımız 90 küsür milyon lira ile değil, Baysan şirketine aktardığımız paralarla bir kısmını yürütüleceğini anlamış olduk. 100 ton süt alınacak. Alınacak 100 ton sütün büyük bir bölümü zaten Süt Kuzusu projesinde kullanılan süt olacak. Onun dışında manda, koyun, keçi sütünü de alacaksınız. Pazarda da markette de rekabeti az olan ve bizim üst gelir grubuna hitap eden bir ürün olarak piyasaya çıkaracaksınız. Kamu kaynağı ile bir yatırım yapıyorsak, bu kaynağın iki temel hedefi olmamalı. 1, üreticiyi desteklemek; 2, fiyatların regüle ederek bu paranın sahibi vatandaş alabilsin. Bunun dışında marka ürün yaratmak, yarattığınız ürünleri arkalamak İzmir’i bu konuda tanıtmak ya da ihracat yapmak. Bunları biz vizyon ve bir bakış açısıdır. Anacak ikincil bakış açılarıdır. Ana görevlerimizden değildir. Baysan’ın bu yapısı ile bu yapılmak istenen kısmıyla problem var. Üreticiye destek olacak deniliyor. 3,5 liralık sürü 5 liraya alacağım. 5 liraya aldığında süt üreticisini destekliyorsunuz. 5 liraya aldınız, 10,5 liraya sütü mal edeceksiniz. Daha arada kar yok. Bu işletmenin giderleri yok. Çünkü en büyük endişemiz 5 sene sonra kucağımızda bir İzbeton daha bulmak istemiyoruz, bu hep böyle oluyor.
“BİZİM BELEDİYEMİZİN BİR YARDIM YÖNETMELİĞİ YOK MU?”
Süt Kuzusu projesi ile ilgili bir eleştirisini dile getiren Çalışkan, “Süt Kuzusu ile ilgili çok güzel bir iş yapılıyor. Hem üretici destekleniyor hem bütün çocuklarımız süt içiyor. Ama Sayın Başkan, benim oturduğum Bostanlı’da apartmanda Süt Kuzusu projesinde yararlanan bir komşum var. Ev sahibi, 2 milyon liralık bir evde oturuyor. Bindiği araba çok ciddi pahalı. Siz buna da süt bırakıyorsunuz. Bu Sayıştay’ın, bizim belediyemizin bir yardım yönetmeliği yok mu? Bu tür yardımları biz herkese mi vermeliyiz? Parası olanla parası olmayanı ayırt etmeyecek miyiz? Yapılan iyi şeyi yaralanmamalı ama dikkatli olunmalı” diye konuştu.
SÖZÜPEK: NİYET OKUMALARINI DOĞRU BULMUYORUM
CHP’li Meclis Üyesi Bülent Sözüpek cevaben, “5 yıl sonraki olayla niyet okumalarını doğru bulmuyorum. Baysan şirketi tarım alanında yapılan faaliyetleri ile ilgili… ‘Başka bir tarım’ vizyonu doğrultusunda üreticinin emeğinin yerde kalmaması için kurulan bir şirketimiz. Bayındır’da süt fabrikası yapıyoruz. Faaliyete geçmesi için ayni ve nakdi sermaye yapıyoruz. Bu önergede de bunu konuşmamamız gerekiyor” ifadelerini kullandı.
ÇAMUR: ÇOCUKLARI SOSYAL DURUMUNA GÖRE AYIRIRSAK HAKSIZLIK OLMUŞ OLUR
Çalışkan’ın ‘Süt Kuzusu’ projesi ile ilgili yaptığı açıklamalara cevap veren CHP’li Meclis Üyesi Gamze Gül Çamur, “Çocuklar gerçekten bizler için çok değerli. 18 yaşına kadar kimin çocuğu olduğuna ve maddi durumuna bakılmaksızın devlet koruması altında. Bizim için İBB için 0-5 yaş arası çocuklar da Süt Kuzusu projesinde ailesine maddi durumuna bakılmaksızın bizim için çok değerli ve 5 yaşına kadar o çocuklara biz süt vermeye devam edeceğiz. Çocuk haklarından dolayı çocukları sosyal durumuna göre ayırırsak haksızlık olmuş olur. Bu bizim İBB’nin vizyonunu, çocuklara olan bakış açısını ve bütün çocukların her koşulda her şartta eşit olarak muamele görebileceği bir göstergesidir” dedi.
HIZAL: BİZ SİZE ÜRETİM YAPMAYIN DEMİYORUZ TİCARET YAPMAYIN DİYORUZ
AK Parti Grup Başkanvekili Özgür Hızal, önerge ile ilgili yeterli eleştiri yapılmadığını söyleyerek, “Sadece 50 milyonun üzerindeki parayla yapılacaklara ilişkin ayrıntılı bilgi istediler. Yaklaşık 2,5 yıldır siz ve ekibiniz ‘başka bir tarım mümkün’ vizyonuyla ortaya çıktınız. Tarım denilince hayvancılık ve tarımsal faaliyetler aklımıza geliyor. Siz ilk olarak başkanlığınız ilk döneminde bir üretici pazarı kurdunuz. Pagos’ta bir pazar kurdunuz. Oraya ne üretici ne tüketici gitmiyor. Yani bir şeyin planlıyor olmanız o şeyin işleyeceği anlamına gelmiyor. Sonra Halkın Bakkalı dediniz. Hem üretici hem tüketici kazanacaktır. İzmir’de Beydağ, Tire, Bayındır gibi yerler, hayvancılık ve tarımda önemli yerler. Elimde Burdur’daki 2 farklı şirketten alınan ürünlere ilişkin 2 fatura var. Biz size üretim yapmayın demiyoruz ticaret yapmayın diyoruz. Burdur’dan almayı herkes bilir. Hani kooperatiflerden hani İzmir’deki yerli üreticiden alacaktınız? Böyle mi koruyacaksınız yerli üreticiyi? İlerleyen dönemlerde biz Baysan’ı denetleyemeyeceğiz. 50 milyonu aktaracağız. Yine gidecek Burdur’dan, Ankara’dan ya fa başka yerlerden ticaret yapmak adına ürün satın alacak” dedi.
ÖNAL: EN UYGUN FİYATI KİM VERİRSE ONA VERMEK ZORUNDAYIZ
Kamu ihale kanunu üzerinden açıklamalarda bulunan CHP'li Meclis Üyesi İrfan Önal, "Yeni bir tartışma yaratmak istemiyorum ancak manipülatif sözlerle konuşmak ne kadar doğru. Belediyemizin bütün şirketleri kamu ihale kurallarına dahil. Bir ihale yapıldığında en uygun kim veriyorsa ona verilmek zorunda. Biz mevzuata uygun bir şekilde en iyi fiyat veren şirketlerden alınıyor. Kooperatiflerimiz İzmirlilerin elinden toplanmış ürünleri alıyor" şeklide konuştu.
SOYER: BÜYÜKŞEHİR GÜCÜNÜ KULLANACAK ÜRETİCİYE SAHİP ÇIKACAK
Eleştirilere yanıt veren Başkan Soyer, "Tetrepak’ın maliyeti gerçekten çok yüksek maliyet. İzmirli sütünü İzmir'de paketleyemiyor, Balıkesir'de paketliyor. Bu çok ağır bir maliyet. Bizim tesisimizin böyle güçlü bir avantajı var. Fiyatı regüle edilmesi gibi bir faydası vardır. Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu kurumlar bunu yapıyordu. Sonra devletin bütçesine yük getirdiği düşünülerek özelleştirildiler. Belki devletin sırtına yük getiriyor olabilir ancak bunların ortadan kalması ile piyasadaki fiyatları özel sektör belirler hale geldi. Biz geçen sene salatalık aldık. Menderes’li üreticilerden. Salatalığın fiyatı belediyenin ödediği fiyattan daha düşük hale gelmez oldu. Alıcı belediyenin aldığı ücretten aldığı fiyattan almak zorunda kaldı. Bura kamu eliyle bir sütün fiyatını İzmir'de belirleyebilir hale gedeceğiz. Marka ihracat belediyenin işi mi deniliyor… Küçük üreticinin büyük ölçekli tarım üreticinin karşısında korunması için onunda ihracatçı hale getirilmesi lazım. Büyükşehir var. Büyükşehir gücünü kullanacak üreticiye sahip çıkacak ve üreticinin ürününü ihraç etmesini saplayacak. BAYSAN ağırlığını küçükbaş ve manda sütüne vererek sürdürecek. Eğer üretici doğduğu yerde doymuyorsa bütün ülkedeki denge bozuluyor. Baysan’ın yapacağı bütün işletmelerin tüm ihtiyaçları giderecektir. Bu şirketimiz İzbeton gibi olursa da gurur duyarız. Bunlar kamucu politikalar. Biz bu tür politikalar üretmeye devam edeceğiz. Kamu yararını korumaya devam edeceğiz. Hep Pagos deniliyor. Her çalışmamız başarılı olmaz. Gönül isterdik ki Fuar içinde olduğu gibi yoğun olsun bunun için elimizden geleni yaptık ama olmuyor. Halkın bakkalı ise son 6 ayda 12 milyon TL'lik satış yaptı. Bunlar Türkiye'nin medarı iftihardır" dedi.