Emine KULAK / ÖNCÜŞEHİR- Türkiye Programları kapsamında İzmir'i ziyaret eden Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz AK Parti İzmir İl Başkanlığı ziyaretinin ardından MHP İl Başkanlığı ve ardından iş dünyasıyla buluşmak için İzmir Ticaret Odası'na ( İZTO) geldi.İzmir Ticaret Odası Meclis Toplantı Salonu’nda gerçekleştirilen buluşmaya İzmir Ticaret Odası, Ege Bölgesi Sanayi Odası ve İzmir Ticaret Borsası üyeleri katıldı. Buluşmaya İzmir Valisi Dr. Süleyman Elban, İzmir milletvekilleri, siyasi parti temsilcileri ve iş dünyasından isimler katıldı.‘İŞ DÜNYAMIZA YÜKLENMELER OLUYOR’İş dünyasına seslen Yılmaz, “Bazen iş dünyamıza yüklenmeler oluyor. Siyasette de bunu yaşıyoruz. Mutlaka eleştirilmesi gereken hususlar olabiliyor ama iş dünyamızla iftihar ediyoruz. İş dünyamız ülkemizin kalkınmasına, istihdam oluşmasına öncülük yapıyorlar. İzmir iş dünyası başta olmak üzere iş dünyamıza şükran sunuyorum” dedi.‘İYİ BİR DÖNEMDEN GEÇMİYORUZ, TÜRKİYE İSTİFADE EDEBİLİR’Türkiye ekonomisinin dünyada yaşanan sıkıntıların olduğu dönemde yükselişe geçebileceğini belirterek, “OVP ile ilgili bir çerçeve yapmak istiyorum. Dünyanın iyi bir döneminden geçmiyoruz. Dünya ticareti hala ortalama altında. Bir toparlanma mevcut. Bölgemizde iyi bir dönemden geçmiyoruz. Kuzeyimizde ve güneyimizde savaşlar var. Diğer yandan tarihimizin en büyük afetini yaşadık. Çok olumlu şartlar altında değiliz. Bu zorlu dönemler ülke veya şirketlerin bir fırsat aslında. Yakınsama diye bir kavram var, bu tür dönemlerde mümkün. Daha sıkıntılı bir dönemde ayrışırsanız farkı çok daha kısa sürede kaldırmanız mümkün. Türkiye bu dönemlerden istifade edecek” dedi.‘SİYASİ BELİRSİZLİK BİTTİ VE İLK BAŞLIĞIMIZ ENFLASYON’Yenilenmiş OVP’ye dair ana çerçevedeki başlıkları anlatan Yılmaz, şunları söyledi:"OVP’yi yeniledik. Seçimler geçti ve siyasi belirsizlik bitti, politika belirsizliklerini ortadan kaldırdık. OVP politikalarımızı kararlı bir şekilde devam ettiriyoruz, ana çerçeveye dokunmadık. Birtakım güncellemeler yaptık. Enflasyonla mücadele ilk başlığımız. Bir gecede değil elbette ama bir süre içerisinde tek haneli rakamlara ulaşma hedefimiz var."
İKİNCİ BAŞLIK: İSTİKRAR VE KALKINMAYI “Enflasyonla mücadele ederken büyümeyi de belli bir seviyede sürdürme ihtiyacımız var. Sadece istikrar meselesiyle uğraşmak lüksünde değiliz. İstikrar ve kalkınma programını eşzamanlı geliştirmek zorundayız. Sosyal refahı arttırma üçüncü başlığımız. Geçici bir takım iyileştirmeler değil. enflasyonun düştüğü ortamda kalıcı sosyal refah arttırma en temel amacımız. Konojktürel olarak depremin yaralarını sarma ve kentleri güçlendirme ise dördüncü başlık. Rakamlar tabi ki değişir. Bu bize özgü değil, dünya bütün hayatlardan daha dinamik. Kontrol edemediğimiz faktörler vardır. Büyük oranda OVP’nin gerçekleştiğini, bazı alanlardan hedeflerimizin ötesinde iyileşme olduğunu söyleyebilirim. Geçen yıl ekonomimiz yüzde 5,5 büyümüştü, 14 yıl boyunca büyümeyi sürdürdü bu sayede. Nominal dolar olarak 2002 yılında 21. ekonomi iken bugün 17. büyük ekonomi. Rakamların büyüklüğünden öte kompozisyonu çok önemli, ne kadar olduğu kadar nereden olduğu da önemli. OVP’deki temel çerçevemiz dengeli büyüme kompozisyonu. Bu anlamda hedefimize de ulaştık” “GELECEK YILA BAKINCA 3 TANE ÖNEMLİ OLUMLU ETKİ GÖRÜYORUZ”Yılmaz konuşmalarına şu şekilde devam etti;“Gelecek yıla bakınca 3 tane önemli olumlu etki görüyoruz. Bizim ihracatımızı kurdan çok daha fazla etkileyen dış pazarlardaki büyüme. Dış pazar daralınca da tam tersi oluyor. En önemli iki bölge AB ve MENA bölgeleri ihracatımızın yüzde 70’i. AB’nin büyümesi 1,5, MENA ise yüzde 2’lerde bekleniyor. Geçmişe göre daha fazla büyüyecek gibiler. Emtia fiyatları ılımlı seyrediyor diğer olumlu haber. FED ve AB Merkez Bankası başta olmak üzere gelişmiş ülkelerde faizler düşüyor. Faizlerin düşüşü küresel likitideyi arttıracak. Bütün bu şartlara bakınca gelecek yıl yüzde 4 büyüme hedefi koyduk. Bütün bu şartları dikkate alarak bu hesaplamayı yaptık. Büyümeyle enflasyon arasında kısa vadede zorluklar olabilir. Sıkıntılı tablolar oluşabilir. Enflasyonun düşmesi büyüme oranını da arttırabilir. Temel bir çelişki görmüyoruz. Kısmi ve kısa dönemli etkilenmeler olabilir. Düşük enflasyonla büyüme olabilir. 15 bin doları aşan kişi başına gelir bekliyoruz.”“EKONOMİDE DÜŞÜŞ VAR”“Enflasyonla temel meselemizde sürpriz olmadı. Geçiş süreci olacak dedik, geçici olarak yükselecek dedik. Düşme eğilimine geçecek dedik, öyle oldu. Haziran’dan bu güne 23,5 puanlık düşüş var. Eylül’de 50’nin altına inecek. Yıl sonunda ise yüzde 41,5 hedefimiz var. Tüm kurumlarla birlikte çalışıyor, konsensüs oluşturuyoruz. 2025’te ise gelecek yılın ortalarında bugünkü kadar enflasyondan bahsetmeyeceğiz. 20 ila 30 arası bir enflasyon olmayacak ama mücadelemiz. devam edecek. 2025 sonunda 20’nin altında enflasyonu beklerken 2026’da tek haneli enflasyon bekliyoruz.Siyasi ve toplumsal sahiplenme ile mümkün ancak. Cumhurbaşkanımız ve Cumhur İttifakı’mız çok güçlü bir destek sağlıyor. İş dünyamızın toplumsal sahiplenmesinin çok değerli olduğunu düşünüyorum. Geçici sıkıntılar yaşasalar da sonu sağlıklı. İstihdamda tahminlerimizin ötesinde iyi gidiyoruz. 1 puan civarında daha iyi bir sonuç çıktı. 9,3 ile kapatacağız gibi görünüyor. Son 1 yılda 1 milyonun üzerinde istihdam üretimi olmuş. Kadın ve genç istihdamından mutluyuz. Cari işlemler dengemiz çok önemli. Uzun yıllar Kalkınma Bakanlığı yaptım. Cari açık’ı kalıcı bir şekilde çözmezsek kalkınma sürecimiz bir şekilde tıkanacak. Cari Açık’ı çözmek isyirozu. Yüzde 6,9’a kadar yükseldi. Bugün ise 2’nin altında. Yıl sonunda ise 1,7 ile yılı kapatmayı öngörüyoruz. OVP’yi hazırlarken 3,4 demiştik. Dövize ihtiyacımız azalıyor demek. Bir taraftan döviz ihtiyacını azalttık. Dış ticaretimiz büyük katkı sunuyor. Makro rakamlar bize ihracat artışı gösteriyor. İthalatımız tam tersine azalıyor. Dış ticaret açığı 78 milyar dolarlara geldi.”
“TURİZM ÇOK İYİ GİDİYOR”Turizm de çok iyi gidiyor. 60 milyon turist 60 milyar dolar turizm geliri dedik. 59,6 milyar dolar seviyesinde gidiyor şu anda. Bu durumda İzmir’in de performansını beğeniyoruz ama potansiyeli çok daha büyük ama gerçekleştiremiyor. TL’nin cazibesini arttırdık. KKM ihtiyacı gördü bir dönem aşama aşama tasfiye ediyoruz. 126 milyar dolara ulaşmıştı KKM. 46,5 milyar dolara kadar düştü bugün. Uhuletle zuhuletle gerçekleştirdik. Kısa bir süre sonra tamamen kalkmış olacak. Rezervlerimizde ciddi artışlar gerçekleşti. Çok ciddi bir iyileşme sağlandı. Geçen sene 98,5 milyar dolara kadar düştü. 55 milyar dolar civarında artış var. Net rezervlerde artış daha yüksek. Bütçe açığımız geriledi. Depremin ağır yüküne rağmen… 2,5 trilyon TL deprem ve bağlantılı harcama yaptık. Buna rağmen bütçe açığımızı belli bir seviyede tuttuk. Bütçe açığını yüzde 3’e düşürme hedefimiz var seneye. Cari açığı ve bütçe açığını kontrol ettiğiniz zaman riskleriniz düşüyor. Risk primlerimiz düşüyor. Geçen yıl 703 baz puana çıkmıştı. Bugün ise 260’a düştü. Özel veya kamu sektörü daha az riskli bir ülke olarak daha düşük maliyetle borçlanabiliyoruz. Kredi derecelendirme kuruluşları not artırımına gitti.”“YENİ BİR SANAYİ POLİTİKASINA İHTİYACIMIZ”“Sadece bir para programı değil. maliye ve yapısal reform çerçevesi. Bütünlüğü orada ortaya koyuyoruz. Para politikası MB’nin çerçevesinde yürüyor. Maliye politikalarına destek veriyoruz. Kamu harcamalarının milli gelire oranı düştü. 1,5 – 2 puan civarında düştü. Bu maliye politikaları kanalıyla enflasyon mücadelesine destek sunuyor. Yapısal reformlar… En fazla üzerine durmamız gereken konular. Bunu başaracağız ki ülkemizde rekabet gücü artsın. OVP’lerin ekine reform gündemi koyduk. Bu yıl da aynı çerçeveyi devam ettiriyoruz. İlk çeyreği için 26 tedbir planlamıştık, 20’sini gerçekleştirdik. Yapısal reformlarda yeni bir sanayi politikasına ihtiyacımız var. AR-GE’nin ticarileşmesi yine önemli bir hadise. Yeşil dönüşümü hızlandırmamız, karbon nötr bir ekonomiye gitmemiz gerekiyor. Dijital dönüşümü yapay zeka dahil olmak üzere başarmamız gerekiyor. Her alanda dijital dönüşümü hızlandırmak zorundayız. Kamu altyapı yatırımları etkinleştiriyoruz. Tarımı stratejik bir alan olarak görüyoruz. Dünyada modası geçmeyecek sektör varsa o da tarım sektörü. Tarımı desteklemeye devam edeceğiz. Dezenformasyon çağı aynı zamanda, çok fazla söylenti çıkıyor ve şaşırıp kalıyoruz. Tarımda çok yanlış şeyler söylendi. Tarımsal verimliliği arttırmamız çok önemli katkılar sunacaktır. Planlı bir tarım, suyu esas alan bir destekleme modeli üzerinde çalışıyoruz. Sanayinin planlı alanlarını arttırmak yapısal reformlarını arttırmak önemli. İltisak haklarına önem veriyoruz, OSB’lerle demiryollarını bağlamak istiyoruz. Çalışma hayatında önemli reform gündemlerimiz var. Yeni nesil çalışma gündemlerini katmak istiyoruz. Bugünün değil geleceğin ihtiyaçlarını öngörüp müfredatımızı ayarlamak durumundayız. Birçok mesleğin dönüşeceği bir döneme giriyoruz. Şimdiden bunları görmemiz gerekiyor. Finansal konularda sıkılaştırma ve sadeleştirme yönünde adımlarımız olmaya devam edecek. Seçici kredi uygulamalarını yaygınlaştırmaya devam edeceğiz.”

