Limanın beka meselesi olduğunu vurgulayan İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu, ‘’Bizler seçimlerden önce sürekli dile getirmiştik, Türkiye AK Parti iktidarı ile bu krizden çıkamaz. Tam aksine ülkenin kaynakları borçlarını kapatmak, israfı fonlamak için, haraç mezat satılır diye. Üzülerek söylüyorum ki haklı çıkmanın acısını yaşıyoruz. Bu gizli saklı pazarlıklarla satılan milli değerlerden biriside Alsancak Limanı. Kesin bir dil kullanıyorum çünkü iddialar basın tarafından dile getirildikten, İzmir milletvekilimiz Sayın Mahir Polat tarafından meclise taşındıktan sonra çiçeği burnunda Ulaştırma Bakanı iddiaları mecburen kabullenmek zorunda kaldı. Üstelik sayın bakan limanın satışı ile ilgili bir ihaleden özelleştirme için isteklilerin teklif verebileceği bir sistemden değil direkt olarak Arap Emirliklerine ihalesiz ve adrese teslim bir satış olacağını açıkça söyledi. Bu liman Osmanlı zamanında İngiliz ve Fransızlara verilmiş. Mustafa Kemal Atatürk tüm borçları ödeyip limanımızı İngiliz ve Fransızlardan alıp millileştirmişti. Şimdi AK Parti iktidarı Araplara vermek istiyor. Bu liman İzmir’in aynı adını taşıyan semti ile özleşmiş ve İzmir’in simgelerinden biri olmuştur, bu liman İzmir’in malıdır, bu liman milli güvenlik ve beka meselesidir. İzmir’e yatırım yapmak yerine İzmir’in mallarını ve milli değerlerini satmakla uğraşan AK Parti’ye sormak isteriz: Böylesine değerli olan bir limanı bunca yıldır devlet işletirken ne oldu da Arap Emirliklerine, üstelik ihalesiz bir şekilde satmak için ayaklarına kadar gittiniz? Alsancak Limanı satılmasıyla ilgili İzmir İş Dünyası, İzmir Ticaret Odası, Ege Bölge Sanayi Odası ve Deniz Ticaret Odası gibi birçok güçlü, köklü odalarımız ve sanayicilerimiz ile görüştünüz mü? Kendilerinden işletme ile ilgili teklif vermelerini istediniz mi? Buradan İzmir Ticaret odası, Ege Bölge Sanayi Odası, Deniz Ticaret Odası başkanlarına ve yöneticilerine seslenmek istiyorum. Siz bu limanın Araplara ihalesiz satışını doğru buluyor musunuz? Bulmuyorsanız İzmir âşıkları olarak lütfen çıkıp dile getiriniz bu konu hakkında düşüncelerinizi İzmirliler için paylaşın lütfen. Ey AK Parti’nin başındakiler seçimden önce mangalda kül bırakmayarak beka meselesi, milliyetçilik ile attığınız nutuklar iş Arapların dolarlarına gelince unutuldu mu?’’ dedi.
ASLANOĞLU: ACİL OLARAK BU İKTİDARI YANLIŞTAN DÖNMEYE ÇAĞIRIYORUZ
İktidara çağrıda bulunan Aslanoğlu, ‘’Sayın Mehmet Şimşek ulusal ve uluslararası piyasalara güven verecek modern ve şeffaf politikalar sözü vermişti. İki gün önce TÜİK’in açıkladığı saray mutlu olsun diye uydurulmuş yüzde %38’lik enflasyon mu şeffaflık örneğiniz? Artık kamu bankaları aracılığıyla dolara müdahale edilmeyecek denildikten sadece bir gün sonra kamu bankalarından yapılan dolar satışı mı şeffaflık örneğiniz, yoksa İzmir’in simgesi arkamızda duran konumu itibariyle bekamız sayılan, kapasitesi sebebiyle ticaret hayatımızın can damarı konumundaki Alsancak Limanı’nın gizli saklı pazarlıklarla adrese teslim ve ihalesiz şekilde Araplara satılacak olması mı şeffaflık örneğiniz? Bir diğer utanç tablosu da tüm bu satışlar için sözüm ona varlık fonunun adeta paravan olarak kullanılmasıdır. Diğer ülkelerdeki varlık fonları ülkelerinin tasarruf fazlalarının değerlendirilmesi için kurulmuşken Türkiye’de milletin malı satılarak AK Parti tarafından çökertilen ekonomimizin batmaması için kullanılıyor. Yani bir anlamda artık bizim varlık fonu ülkenin mallarının haraç mezat körfez ülkelerinin satılması için kullanılan bir aracı kurum haline geldi. Türkiye’nin çıkarlarından çok Katarlıların, Birleşik Arap Emirlikleri’nin çıkarları için çalışıyor. Dünyada varlık fonu ülkeler varlık fonunu dışarıda yatırıma dönüştürebilmek için kurarken Türkiye varlık fonu hazineyi iflastan, çökmüş ekonomiyi batmaktan kurtarmak için elindeki milli ve yerli kurumları yok pahasına satmak için kurulmuş gibi duruyor. CHP olarak ticaret hayatımızın uluslararası düzeyde iş birliğine açılmasının ülkemize döviz getirecek, ihracatımızı güçlendirecek yatırım ve anlaşmalar yapılmasının hep destekçisi olduk. Bundan sonra olmaya da devam edeceğiz. Ancak ülkenin önemli kaynaklarının, milli değerlerinin satılmasının karşısında olacağız. Vatanın güvenliğini tehlikeye atacak anlaşmaların karşısında durmaya devam edeceğiz. Alsancak Limanı gibi bir liman başka bir ülkenin elinde olsa satın almak için teklif eden ülkeleri ulusal güvenliğini tehdit edenler olarak algılar. Limanlar sadece ticaretimizin değil, milli güvenliğimizin de dayanağıdır. Güvenliğimizi başka devletlere para karşılığında devredemezsiniz. Devrediyorsanız bunun adı ihanettir. Alsancak Limanı’nı yabancılara satmak, satmak için teklifte bulunmakta İzmir’e ve İzmirlilere ihanettir. Milliyetçilik lafla değil, uygulamayla olur. AK Parti’nin ne kadar milliyetçi olduğunu tüm İzmirliler olarak şimdi görmek isterdik. Milli nutuklar duymak istemiyoruz. İzmir Limanı’nın satılmayacağının, İzmir’e ait olacağının ilan edilmesini bekliyoruz. Acil olarak bu iktidarı yanlıştan dönmeye çağırıyoruz’’ ifadelerini kullandı.
POLAT: DEĞERSİZLEŞTİR, ONDAN SONRA PEŞKEŞ ÇEK
Limanın dünyanın eşsiz limanlarından biri olduğunu ancak değersizleştirildiğini vurgulayan CHP İzmir Milletvekili Mahir Polat, ‘’Ben milletvekili olmadan önce hayatımı bu limanda gümrük müşavirliği yaparak kazanmış bir milletvekili olarak karşınızdayım. İzmir Limanı İzmir şehrinin kurulmasının amacıdır. Çünkü İzmir doğal yapısı itibariyle bir liman şehridir. Yerleşim limandan kaynaklı olmuştur. Alsancak Limanı Türkiye Cumhuriyeti’nin işlettiği elinde olan ve işletmede hali hazırda olan iki limandan biridir. Diğeri özelleşmemiştir. Çokça defa İzmir limanı bu iktidar tarafından iştahları kabarmış bir şekilde ihale edilmek istendi fakat ihale edilemedi, satılamadı. En son 2007’de içinde Ege İhracatçılar Birliği’mizin ve milli yerli sermayenin olduğu bir konsorsiyuma 1 milyon 275 bin dolara ihale edilmişti. Fakat o zamanın idarecileri devretmekten vazgeçtiler. Bugün bize gelen duyumlar dâhilinde son 1 1.5 aydır yani seçimden itibaren İzmir limanına bağlı varlık fonu yöneticileri ve Birleşik Arap Emirlikleri firması gelip tespit yaptıklarını biliyoruz. Israrla sorduğumuz sorularımıza ‘evet görüşüyoruz, satıyoruz’ dendi. Görüşme yeni değil. 2021’den itibaren başlayan hem de FETÖ'ye kaynak ayıran FETÖ'yü destekleyen ülke dedikleri BAE ile Varlık Fonu üzerinden, hatta ve hatta BMC'nin ve bizim tank paletin peşkeş çekildiği firmaların da içinde olduğu bir gruba peşkeş çekilmeye çalışıldığını biliyoruz. Limanımız uluslararası değerlendirmelerde 52 milyon dolar civarında bir yatırımla dünyanın en önemli aktarma limanlarından birisi olacağı tespit edildi. Bu tespit ve fizibilite çalışmaları Devlet Demiryolları Liman İşletmesi'nin elinde var. Çünkü bu liman, yapıldığı zaman 13 metre yanaşma dip derinliğiyle dünyanın eşsiz limanlarından biriydi. Yıllar içerisinde on bir metreye düşmüş ve 2007’den bugüne hiçbir yenileme yapmadan ölüme ve değersizleştirilmeye terk edilmiş bir liman haline dönmüştür. Biz buna karşıyız. Değersizleştir, ondan sonra peşkeş çek. Yeni tip sömürge anlayışında tıpkı Afrika'da olduğu gibi borç ver, ülke ödeyemesin, sonra başka limanlara ardından da havalimanlarına çök. Çünkü bunlar gelir getirici, en büyük, yatırımı az ve geliri en yüksek işletmelerdir mantığıyla Türkiye'nin sömürgecilere peşkeş çekilmesine karşıyız. Buna izin vermeyeceğiz. Ölüme terk edilmiş, çürümeye terk edilmiş bir limandan bahsediyoruz. Bu liman sadece swaptan kaynaklı borçlarla mı yoksa Tosyalı gibi grupları zengin yapmak için peşkeş çektiğiniz bir liman mı? Yoksa kendinizi zenginleştirmek için mi yada üç kuruşa muhtaç olduğunuz için mi peşkeş çektiğiniz bir liman mı? Ben buradan dış ticaret erbaplarına, ticaret erbaplarına seslenmek istiyorum. İzmir Limanı 1994-1998 yılları arasında Türkiye'de elleşlenen konteynerlerin yüzde 47’sini elleşlerken bugün yapılmayan yatırımlarla yüzde 10’un altına düşmüş bir değere ve elde işleme kapasitesine sahip’’ dedi.
POLAT: BU ÜLKENİN LİMANLARINI YABANCILARA PEŞKEŞ ÇEKMEYİN
Liman satışına izin vermeyeceklerini belirten Polat, ‘’Gelin bu limanı başkasına tıpkı milli egemenliğimizi etkileyecek unsurlar doğurmaması kaydıyla kendi yerli konsorsiyumlarımıza verelim. Ticaret odamıza, sanayi odamıza, 2007’de olduğu gibi Ege Bölgesi İhracatçılar Birliği'ne ve içinde bizim belediyelerimizin de olduğu işe hâkim iş insanlarının da olduğu bir konsolosluğum tarafından eğer devletin gücü yoksa işletilmeye açılması çağrısında bulunuyorum. Bu topraklar Umumiye idareleri gördü. Duyunu Umumiye idareleri beleş parayla bu ülkenin limanlarını yabancılara sattı. Ta ki İzmir İktisat Kongresi'ne kadar. İzmir İktisat Kongresi'nde alınan ve Kabotaj Bayramı diye kutladığımız kararlarla limanlarımız milli ve oldu ve o günün gazeteleri ‘Türk limanları özgürleşti’ dedi. Biz İzmir'den sesleniyoruz: Milli egemenliğimizi ve ulusal çıkarlarımızı zedeleyecek işlere girmeyin. Bu ülkenin limanlarını yabancılara peşkeş çekmeyin. Yabancılara peşkeş çektiği limanlarda neler olduğunu görüyoruz. Örnek Mersin Limanı… 2022 yılında anlattım. Mersin Limanı'ndaki usulsüzlüklerin hiçbirini burada göremezsiniz. Çünkü devletimiz işletiyor burayı. Hiçbir çocuğumuzu zehirleyecek materyaller bu limandan geçmez. İzmir'in bütün siyasetçilerine seslenmek istiyorum. Başta da AK Partili Duyun-u Umumiye hükümetinin parçalarına seslenmek istiyorum. Çamdan, kavaktan nedenlerle İzmir'de algı yaratmayı bırakın. İzmir'in malı İzmir'de kalsın. Gelin yanımızda durun. Bunlarla birlikte mücadele edelim. Tam bağımsızlıktan yana olan İzmirlilere sesleniyorum. Gelin Hep beraber bir yabancı işgaline, bir Arap işgaline, bir ekonomik işgale karşı Cumhuriyet Halk Partisi'yle birlikte yan yana durun ve buna geçit vermeyelim. Biz vermeyeceğiz diyorum” diye konuştu.