ÖNCÜŞEHİR - Karşıyaka Belediyesi’nin dün gerçekleşen meclis oturumunda 2024 yılı performans programı ve 2024 yılı bütçesi görüşüldü.
Gerçekleştirilen oturumda AK Parti cephesinden projelerin yetersiz görüldüğü belirtildi. AK Parti’ye cevap veren CHP’li Meclis Üyesi Murat Aydın, bütçenin sağ siyaset çerçevesinde şekillendirilmediğini ve bütçenin Karşıyaka halkının yaşam standartlarını artırmaya yönelik oluşturulduğunu söyledi. Aydın, “Belediye nedir ve bir belediye ne yapar? Belde halkının mutluluğunun peşindedir. Sağ siyasette insan ve insanın değeri yoktur” dedi.
“SAĞ SİYASETTE İNSAN DEĞERİ YOK!”
AK Partili meclis üyelerinin ‘dev proje’ görememelerinin nedenini sosyal belediyecilik ve sol siyasetten uzak olmalarından kaynaklandığını belirten Aydın, “Siyasi söylem ve tercihleri nedir? Ve bu siyasi söylem, tercih ve ideolojileri bir şehrin nasıl yönetileceği konusunda bize nasıl yol gösterir. Kendileri standart sağ siyaseti yaptığı için ancak beton, ancak büyük ve devasa projeler… İnsan? İnsan yok… İnsanın olmadığı kadar belli ki. Emekliye müjde diye açıklanan rakam bir defalık 5 bin lira. Benim gibi emekli olup çalışanlara o da yok. Çünkü devasa projelere ayırıyorlar. Siz, ben emekliler, kadınlar, çocuklar, engelliler, işçiler, emekçiler, yoksullar yok siyasetlerinde. Doğru söylüyorlar. Ama bakın ne oluyor biliyor musunuz siyasi tercihin böyle olmasının sonucu? 2 ayrı yerden rakam aldım. Hem Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı hem İnsani Gelişme Vakfı’nın iki ayrı rakamını aldım. Vakfınkini beğenmezlerse bakanlığınkini kullansınlar diye. Türkiye’deki en gelişmiş 10 ilçeyi okuyorum: Şişli, Çankaya, Beşiktaş, Kadıköy, Yenimahalle, Bakırköy, Fatih, Nilüfer, Ataşehir ve Başakşehir. Gördünüz mü aradaki farkı? Bu 10 ilçenin 8’ini CHP yönetiyor yıllardır. İnsani gelişme endeksi açısından bakalım; Kadıköy, Çankaya, Beşiktaş, Şişli, Bakırköy, Üsküdar (AK Partili), Karşıyaka (7’inci sıra), Maltepe, Nilüfer, Sarıyer. 10 belediyenin 9’unu Cumhuriyet Halk Partisi yönetiyor. Fark budur arkadaşlar. Sağ siyasette insan ve insanın değeri yoktur. İnsana yatırım, bütçe performans programlarında kale alınmaz, önemsenmez. Orada proje bakılır. ‘Sen ne yaptın başkan?’ ‘Ben buraya uzay üssü yaptım.’ ‘Çok iyi başkan’. Çocuklar? Çocuklar kime ne? İşsizler? Kime ne? Emekliler? Bir defalık 5 bin lira, çalışıyorsa o da yok” ifadelerini kullandı.
“CHP SOL SİYASETİ TERCİH EDER”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a saray ve sarayın giderleri üzerinden gönderme yapan Aydın, “Yönetim anlayışını ve siyaset tercihlerinin üzerinde bir tartışma yapılır bütçe tartışmalarında. Maliyet hesapları üzerine yapılacak bir tartışmanın anlamı yok. Çünkü bu heyet siyasi bir heyet ve siyasi tercihlerinin insanların hayatında ne etki yaptığını düşünürüz. Şimdi size soruyorum. Belediye nedir ve bir belediye ne yapar? Belde halkının mutluluğunun peşindedir de mi? En genel, en basit anlamı olarak. E peki belde halkının mutluluğunun sağlanması için birkaç altbaşlık açmak gerekir değil mi? Herhalde bunlardan birisi dezavantajlılara yönelik hizmetlerdir. Daha yoksul, daha az gelirli kesimlere yönelik hizmetlerdir. İkincisi yaygın olan hizmetlerdir. Yani hepimizin kullanacağı hizmetler öncelik alır. Mesela sadece belli bir kesimin kullandığı bir saray yaptırmak yerine; park-bahçeler yapmak, okul yapmak, kreş yapmak, anaokulu yapmak sağ siyaset bakımından tercih edilmez. Sol siyasette tercih edilir. Cumhuriyet Halk Partisi tercih eder!” diye konuştu.
“BU OLMADIĞI İÇİN ONLAR BAŞKA PARTİDE BİZ BAŞKA PARTİDEYİZ”
Üniversite öğrencilerinin yemek zammına karşılık olarak yaptığı protesto sonucunda gözaltına alınmasına değinen Aydın, “Öğrencilere bir öğün sıcak yemeği vermeyi zul görüp, çok görüp bütçe bulamayıp belediyenin dağıtımını engellemeye çalışmak bir sağ siyaset anlayışıdır. Öğrenciler yemek ücretleri yüzde 350 arttı diye yaptıkları tek protesto çatal kaşıkları tabldotları vurmak olan öğrencileri polisle gözaltına aldırmak sağ siyasettir. O öğrencilere yemek vermek bizim işimizdir. Bunu göremezler bütçede. Bunu aramalarına gerek yok, aramalarını beklemeyin onlardan. Bakış açıları bu değil çünkü. Bu olmadığı için onlar başka partide biz başka partideyiz. Aynılar aynı yerde farklılar farklı yerde bunun için söylüyorum bunu” şeklinde konuştu.
“TUGAY KADINLARA GÜVENLE GEZEBİLECEKLERİ ŞEHİR BIRAKTI”
Sol siyaset anlayışının neticesinde Karşıyaka’nın geliştiğini belirten Aydın, “Mesela Karşıyaka kadın şehri? Neden bu şehrin kadın nüfusu Türkiye ortalamasına göre daha fazla? Tesadüf mü bu? Kadınlar daha mı uzun yaşıyor bu şehirde? Çünkü bu şehrin sokaklarında kadınlar dolaşabiliyor. Bunu sağlamakta belediyenin hiçbir katkısı yok mu? Sahilde yapılan faaliyetlerden, kültür-sanat faaliyetleri, kadınlara yönelik hizmetler, mahalle merkezleri… Bunlar çılgın proje değil ama değil mi? ne bıraktınız sayın başkan? Kadınlara güvenli gezebilecekleri bir şehir bıraktınız. ‘Boş verin bunları. İki tane tesis yapsaydınız daha iyiydi’ derler sağ siyasette. Biz öyle demeyiz. Bu bir tercih o yüzden. O yüzden bütçeler siyasi tercihlerinizi ortaya koyar. Hayattan ne beklediğinizi, hayata nasıl baktığınızı ortaya koyan belgelerdir. Evinizin bütçesi de öyle değil mi? Çocuğunuzun eğitimini önemsiyorsanız, çocuğunuzun eğitimine çok para harcarsınız. Kılık kıyafetinize önem veriyorsanız kılık kıyafete çok para harcarsınız. Telefona değer veriyorsanız telefonu yenilersiniz, çocuğunuzun çantasını yenilemezsiniz. İnsanlar sizi son model telefonla görürler, kendinizi zengin gösterirsiniz. O yüzden en gelişmiş 10 ilçenin bakanlık rakamına göre 8’i, İnsani Gelişmeler Endeksine göre 9’u CHP’li belediyedir. Tesadüfen olmuyor bunlar” dedi.
“BELEDİYELER MİNÖR SİYASET DENEN BİR ŞEY YAPMAK ZORUNDADIRLAR”
Aydın, sağ siyasetin insan merkezli bir siyaset türü olmadığını yineleyerek, “Belediyeler minör siyaset denen bir şey yapmak zorundadırlar. Yapabileceğini yapmak diye tanımlıyor bir hoca. Şunu söylemek istiyor hoca, kısaca okumak isterim. Hayatın her alanında insanın yapıp etme kudretini geliştirmeyi hedefleyen bir siyaset. Kişinin, bireyin kendisini aşma yolunda ona katkı sağlayan bir siyaset. Farklılık ve eşitlik içinde çokluğu varsayan ademi merkeziyetçi yani tek adamcı merkeziyetçi değil, tahakküm ilişkilerinden uzak, çatışmacı ve temsili olmaktan ziyade kurucu bir siyaset anlayışı. Yapılmaya çalışılan şey bu aslında. Pandeminin orta yerinde canlı yayına fitness ve step videosu yayınlamak nedir? Çılgın bir proje midir? Sağ siyasetçiye göre değildir. Bizim için evet öyledir, çok yaratıcıdır. Çünkü insanlar hayatına dokunur. Çocuklara süt dağıtmak çılgın bir proje midir? Sağ siyasete göre değil. Tesis yapmamışsın, kaç tesisin var? Senin çocukların süt alamıyordu. Derler ki işte senin çocukların beslenemiyor. Senin çocuklarının beslenme çantaları boş. İzmir Büyükşehir Belediyesi tam bir yıldır okul çocuklarının çantasına 20 g fındık ve 50 g kuru üzüm koyabilmek için Milli Eğitim Bakanlığı’ndan izin bekliyor. Çılgın proje mi? Çılgın proje budur. Her çocuğun beslenmesine bir katkın var mı? Yok. Yeri gelmişken söyleyeyim ‘İzmir Büyükşehir, Karşıyaka’ya ne yaptı bir tanesini saysın’ diyorsunuz. Bir tanesini söyleyeyim: En azından Mavişehir sahile artık su basmıyor. Oraya kocaman bir iş yapıldı bilmem kaç milyon liraya. Daha diğerlerini saymayayım” ifadelerini kullandı.
İŞÇİ VE EMEKÇİ HAKKI VURGUSU
Karşıyaka Belediyesi’nin sendikalaşmaya verdiği önemi vurgulayan Aydın, “Karşıyaka Belediyesi’nin de Sayın Cemil Tugay da Cumhuriyet Halk Partili belediyeler de insan odaklı hizmetler yapar. Bu hizmetlerini kendi personeliyle mümkün olduğunca yapar. O yüzden arkadaşların yatırım diye anladığı şeyi, bu bütçede personel gideri olarak görürsünüz. O yüzden arkadaşlar personel sayısının çok olduğundan bahsederler. Verimlilikten bahsetmiyor, çokluktan bahsediyor. Ama şunu yapabilir Sayın Tugay; personel sayısını yarıya düşürüp belediye hizmetlerini yürütür. Saydığım pek çok işi müteahhitlere ihale eder. Onlar asgari ücretin altında, açlık sınırının altında, sigortasız işçi çalıştırarak o hizmetleri yapar. Sonra bu bir çılgın proje olur. Bak bu bir siyasi tercih işte. Sol siyaset tercihi bu işte. Bütün zorluklarına rağmen sendikalaşmayı kabul eder CHP’li belediyeler. Öyle sarı sendikalarla falan değil. Kora kor mücadele eder. Burada sendika kaç gün eylem yaptı. Defalarca toplu sözleşme pazarlığına oturduk. Bir tane AK Partili belediyede eylem gördünüz mü? Yok mu orada sendika? Oradaki ücretler bizim üstümüzde mi? İşçinin maaşından keserek o çılgın projeleri yapıyorlar. İşçileri 12-14 bin liraya çalıştırıyorlar o projeleri yapmak için. Sayın Tugay bilmiyor mu bunu yapmayı? Keser işçinin maaşını, oradan artırdığı parayla size çılgın projeler yapar. Ama o zaman bu şehir gelişmişlik endeksinde ilk 10’a giremez işte. Bu şehir o zaman kadın şehir olmaz. Bu şehir insanların yaşamak istediği bir şehir olmaz. Bunu anlamayacak ne var? Basit bir şey bu” diye konuştu.
“GÖLGE ETMEYİN BAŞKA BİR ŞEY İSTEMEZ”
Merkezi hükümet tarafından Karşıyaka’ya proje yapılmadığını belirten Aydın, “Komik oluyor arkadaşlar. Hiç hazzetmem ama merkezi hükümete haksızlık oluyor bu. Kültür Bakanlığı’nın bütçesiyle Karşıyaka Belediyesi’nin bütçesini karşılaştırıyorsunuz? ‘Kültür Bakanlığı şunu yaptı, siz ne yaptınız?’ Biz bu kıyaslamadan böbürleniriz ama Kültür Bakanlığı’na ayıp olur ya. Büyükşehir’in yapıp yapmadıklarını saydınız. En son Karşıyaka’ya merkezi hükümetin parasıyla ne yapıldı? Yıkılan okulların bir kısmı hâlâ yıkık. Hastanemizi yıktılar. Sahildeki polikliniğimizi taşıdılar. Karşıyaka’da en son bizim vergilerimizle yapılan hangi hizmeti görüyorsunuz? Karşıyaka’da belediyenin şu bütçeyle yaptığı hizmetlerin toplamıyla merkezi hükümetin bütçesinden yapılanla bir kıyaslayın ya. Çılgın proje, çılgın proje… E siz bir çılgın proje yapın da Karşıyaka’ya görelim ya. Yıktığınız okulları yapın bari hiç olmazsa, başka bir şey istemez. Gölge etmeyin başka bir şey istemez” şeklinde konuştu.
EMLAK VERGİSİ TEPKİSİ
Aydın, hükümet tarafından vergilerin zam oranının adil şekilde yapılmadığını vurgulayarak, “Hepimiz vergi ödüyoruz değil mi? Ödediğimiz vergiler, merkezi hükümetin tahsil ettiği vergiler her yıl yeniden değerleme oranında artıyor. Bu oran 2023 yılı için yüzde 122,93. Yetmedi bir motorlu taşıt vergisi daha aldılar. Helali hoş olsun. Peki belediyelerin en büyük geliri olan emlak vergisi artışı ne? Yeniden değerleme oranının yarısı kadar. Niye belediyelerin tahsil ettiği vergi bakımından böyle bir fark var? Basit değil mi sebebi? Merkezi hükümet, ‘Belediyeler benim elime baksın. Öyle kendi kaynaklarınla para toplayıp kendi kendine dayılanma, bana gel’ diyor. Motorlu taşıtlar verginiz ve diğer vergiler yüzde 123 artarken emlak vergisi neden yüzde 61 artıyor? Bu şu demektir: 2 yıl sonra emlak vergisi 3 yıl önceki rakamda kalacak demektir. İşte bu anlayıştan dolayı. Oysa minör siyaset ademi merkeziyetçi yani merkezden kopuk bir siyaset dile getirir” diye konuştu.
“BETON OLMADIĞI İÇİN ÇILGIN PROJE GÖREMEZLER”
Aydın son olarak ise şu ifadeleri kullandı;
“Anlatmaya çalıştığım şey şudur: Her bütçe konuşmasında söylediğim şeyi söylüyorum. Bütçeler siyasi tercihlerinizi ortaya koyar. Hayata bakışınızı ortaya koyar. Nasıl bir şehir, nasıl bir belediye istediğinizi ortaya koyar. CHP’nin yönettiği, Cemil Tugay’ın yönettiği belediye kişilerin, bireylerin, kadınların, çocukların, yoksulların mutluluğu için tercihlerini ortaya koyar. O yüzden arkadaşlar bu bütçede beton göremezler. O yüzden bu arkadaşlar çılgın proje göremezler. Bu bütçede insanların mutluluğu için çaba sarf eden bir belediye görürler.”