Türkiye'nin yangın felaketi ile, yüzlerce hektar doğasını,
ağacını, bitki örtüsünü, canlı ve insan yaşamını yitirdiği bugünlerde başka
çevre felaketlerinin de devam ediyor olmasına halkın büyük tepki gösterdiğini
vurgulayan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili Kani Beko, bir
çevre katliamına neden olacak kararın da Urla Zeytinler Mahallesinde verilmeye
çalışıldığını belirtti. Bölge halkının ve Çevreci avukat Şehrazat Mercan’ın
öncülüğünde çevre aktivistlerinin yoğun bir şekilde yapılmaması için yıllardır
mücadele ettiğini ifade eden CHP’li Beko, “Bunca çevre felaketi yaşanırken,
doğamız yok olurken bir taraftan da başka yöntemlerle yok edilmeye
çalışılmasına kimsenin artık tahammülü kalmadı. Bu ülkeyi seven, vatanını seven
herkesin çevre ile ilgili duyarlılığı artık yerine oturdu. Bu alan o kadar
değerli ki hem arkeolojik sit alanı hem de yüz binlerce zeytin ağacının olduğu
bir bölge. Büyük bir çevre felaketine yol açacak bir tesis için ÇED sürecinin
onca itiraza, hukukun reddetmesine rağmen dalaverelerle yeniden başlatılmasına
göz yummayacağız!” dedi.
ÇEVREYE BÜYÜK ZARAR
VERECEK!
Kalker Ocağı ve Kırma Eleme Tesisi için ÇED izninin 2016
yılında iki kez reddedilmesine ve çevreye büyük zarar vereceği bilinmesine
rağmen yeniden gündeme gelmesinin altında yine rantların döndüğünü belirten
Beko, “Zeytinler Mahallesinde birinci derece arkeolojik sit alanına sadece 10
metre uzaklıktaki bir alanda işletme için ÇED izni süreci başlatılmış. Bu kadar
kısa bir mesafede, ocak için kullanılacak patlayıcıların bölgeye zarar
verebileceği öngörülmesine rağmen, kalker ocağı için yeniden bir ÇED izin
sürecinin başlatılmış olması doğru mudur? Kalker Ocağının açılması halinde,
bölgede büyük bir çevre kirliliğinin ve olumsuz sağlık koşullarının oluşması
kaçınılmazdır. Aynı zamanda bölgedeki çok değerli zeytin ağaçlarının olduğu
alanın zarar göreceği ve patlatma kaynaklı titreşimlerin ise birinci derece
arkeolojik sit alanını tahrip edeceği vurgulanmaktadır. Kurulacak ocak ve
işletme zeytin ağaçlarının olduğu alana çok yakın bir bölgede yer almaktadır.
Bölgede bulunan zeytin ağaçlarının bu ocak nedeniyle zarar göreceği açıktır.
Buna rağmen bu sürecin başlatılmasının gerekçesi nedir? Bunlarla birlikte
işletmenin projelendirildiği alanın İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsüne tahsis
edildiği ve Üniversite Rektörlüğünün de bu konuda bir onayının bulunmadığı
bilinmektedir. Eğitim amacıyla tahsis edilen bu alanda bu tür kirletici ve
zarar verici bir tesis hangi yasal dayanakla yapılmak istenmektedir? Başvuru yapan şirketin, ÇED izni için
başvurulan ruhsat sahası, çıkarılacak ve kırılacak miktar da dahil birçok
konuda yasal prosedürleri görmezden gelerek gerçeğe aykırı bir biçimde işlem
tesis etmeye çalıştığı bilgisi doğru mudur?” sorularını yöneltti.