CHP İzmir Milletvekili Kani Beko’nun TBMM Genel Kurulu’nda
İYİ Parti’nin vermiş olduğu grup önerisi üzerine konuştu. Milletvekili Beko, “Ülkemizde,
2019 Eylül itibarıyla 12 milyon 896 bin emekli yurttaşımız bulunmaktadır” diyerek
emeklilerin sesi oldu. İşte Milletvekili Beko’nun o konuşması.
“Emeklilerimiz yaşamı boyunca çalışan, üreten, alın teri
döken, bu ülkeye vergi veren, prim ödeyen ve bu çabanın ve emeğin karşılığını
emekli olduğunda hak ettiği biçimiyle alması gereken yurttaşlarımızdır.
Ülkemizde, 2019 Eylül itibarıyla 12 milyon 896 bin emekli
yurttaşımız bulunmaktadır.
Ne yazık ki; 12 milyon 896 bin emeklinin yaklaşık 8 milyonu
açlık sınırı altında ücret alıyor.
• 847 bin
emekli 1000 tl ya da altında aylık almaktadır.
• 248 bin
emekli 1000 tl ile 1100 tl arasında aylık almaktadır.
• 220 bin
emekli 1100 tl ile 1200 tl arasında aylık almaktadır.
• 6 milyon
850 bin emekli 2000 tl’nin altında aylık almaktadır
Ekim 2019 hesaplamalarına göre dört kişilik ailenin açlık
sınırı 2.058 tl’dir ve emeklilerimiz açlık sınırı altında yaşamaya
çalışmaktadır.
Geri kalanı ise yoksulluk sınırı altında yaşıyor.
5 milyon emekli ikinci bir işte çalışıyor veya iş arıyor.
Bugün asgari ücretle çalışan bir işçiye, emekli olduğunda
850 lira gibi açlık sınırı altında bir maaş bağlanacak.
Emeklilerimizin maddi koşullarının iyileştirilmesi ve
yaşamlarını kolaylaştırıcı düzenlemelerin ivedilikle uygulamaya konulması
anayasal güvence altına alınmış olan sosyal devlet ilkesinin bir gereğidir.
EYT sorunundan hareketle Türkiye’de emeklilik yaşı ve
koşulları herkes için gözden geçirilmeli, ülke gerçeklerine uygun, makul ve
hakkaniyetli yeni bir sistem inşa edilmelidir.
Emeklilik yaşının kademeli artışına derhal son verilmeli,
emeklilik yaşı, tüm yurttaşlar için ülke gerçeklerine uygun bir seviyeye
çekilmelidir.
Özellikle ağır, tehlikeli ve yıpratıcı işlerde çalışanlara
özel emeklilik koşulları oluşturulmalı, mevcut “fiili hizmet süresi zammı”
uygulaması geliştirilmeli ve yaygınlaştırılmalıdır.
Ayrıca Türkiye’deki 12 milyon emeklinin ekonomik,
demokratik, siyasi ve sosyal haklarını korumak adına Avrupa’da olduğu gibi
sendikalı olmalarının önü açılmalı ve gerekli yasal düzenlemeler derhal
yapılmalıdır.
Avrupa standartlarında anayasal hakları olan, sendikal hak
ve özgürlüklerin çalışanların emekli olduktan sonra da devam etmesi ve grevli,
toplu sözleşmeli sendikal haklarının olabilmesi için hazırlamış olduğum ve TBMM
başkanlığına sunduğum kanun teklifinin ivedilikle kabul edilmesi gereklidir.
Emekliler Türkiye’de kamunun üstlenmediği fakat aile
yaşantısında küçülen ve çekirdek aileye dönüşen toplumsal yapıda, dayanışmanın
merkezidir.
Emekli maaşları kıt kanaat geçinen emeklilerin kendi
yaşamlarının sürdürmelerinin aracı olmanın yanında, emeklilerimizin
çocuklarının, torunlarının ve bakmakla yükümlü olduklarının da en temel gelir
kaynağıdır.
Emekli maaşları artan enflasyonla kuşa dönmüştür. İnsanımız
intihar dışında yol bulamaz hale gelmiştir. Toplumsal bir yıkım yaşanmaktadır.
Saraylarda yaşayıp kendini harikalar diyarında görenler
dışındakiler için gündelik yaşam bir
zulüm dünyasına dönüşmüştür.
2000 yılı öncesi emekli olanlarla 2000 yılı sonrası emekli
olanların arasında oluşan maaş farkını kamuoyuna açıklayamadınız, biz de bunu
anlayamadık. 19 yıldan bu yana ödenmeyen maaş farklarının derhal emeklilere
ödenmesi gereklidir. Bu eşitsiz ve de adaletsiz uygulama aynı zamanda anayasaya
da aykırıdır.
Bu nedenle intibak konusunun acilen düzenlenmesi ve
emeklilerimize hak ettikleri gibi bir yaşam standardının sağlanması gereklidir.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum.”