“Cumhurbaşkanın son açıklamasında da belirtildiği üzere,
hükümet salgın kısıtlamalarını birer birer kaldırıyor. Salgın döneminde
uygulanan kısa çalışma ödeneği (KÇÖ) ile işten atma yasağı ve ücretsiz izin
uygulamasında da süre 30 Haziran’da doluyor.
Son kez uzatıldığı vurgulanan kısa çalışma ödeneğinin
kesilecek olması, henüz salgının olumsuz etkilerinden kurtulamayan birçok
kişiyi, işçiyi, işvereni olumsuz bir şekilde etkileyecektir.
İşten çıkarma yasağının kaldırılmasını da beraberinde
getirecek olan bu durum birçok insanı zora sokacak, işsizlik daha da çok
artacaktır. Halen ülkemizde 10 milyona yakın işsizin olduğunu biliyoruz.
Dünyada 95 ülkenin nüfusundan daha fazla kişi demektir bu.
Kısa Çalışma Ödeneğinin sona ermesi ile birlikte, pandemi
koşullarında zaten açlıkla, yoksullukla boğuşan milyonlar bir kez daha açlığa,
sefalete terk edilecektir. Durumun ciddiyetine tüm yetkililerin dikkatini
çekmek isterim.
Üstelik kısa çalışma ödeneğinin verildiği zamanda, bu
kişilerin SSK primleri yatırılmadığından dolayı önümüzdeki dönemde başta
kendileri ve onlarla birlikte aileleri de sağlık sorunlarıyla uğraşacaklardır.
Kısa çalışma ödeneği alan kişiler, açlık sınırı 3 bin TL’ye
yakın, yoksulluk sınırının 8 bin TL’yi geçtiği bir süreçte zaten zar zor
geçiniyorlardı.
Kısa çalışma ödeneği kesilirse ve bu insanlara iş
bulamazsak, işsizlik fonundan da yararlanmazlarsa bu insanlar evine ekmek
getiremez konumuna geleceklerdir.
Buradan bir kez daha İşsizlik Ödeneğinden Yararlanma
Koşullarını hatırlatmak isterim;
Kendi istek ve kusuru dışında işsiz kalmak,
Hizmet akdinin sona ermesinden önceki son 120 gün hizmet
akdine tabi olmak,
Hizmet akdinin feshinden önceki son üç yıl içinde en az 600
gün süre ile işsizlik sigortası primi ödemiş olmak,
Bu yasal koşulları, kısa çalışma ödeneği alanların
birçoğunun yerine getirmesi çok zordur. Bu yurttaşlar işsizlik fonundan ne
yazık ki maaş alamayacaklar. 30 Haziran gününden itibaren kısa çalışma ödeneği
de alamayacaklar. Açlıkla, işsizlikle baş başa kalacaklardır. Böylesi ağır bir
krizin altından kalkmak çok zor olacaktır.
Hatırlatmak isterim ki; bu durum ILO’nun kararlarında da
tanımlanmıştır. ILO'nun sosyal güvenlikle ilgili 102 sayılı Sözleşmesi ve 202
sayılı Tavsiye Kararı'na uygun olarak; iktidar, bütün yurttaşlara asgari geçim
şartlarını sağlayacak bir asgari gelir desteği/sigortası sağlamak zorundadır. O
nedenle de bu kişilere mutlaka en az asgari ücret düzeyinde bir maaş
bağlanmalıdır.
Dolayısıyla koşulları yeniden değerlendirmek ve 30
Hazirandan sonrası için yeni bir planlama yapmak şarttır.
Pandemi sürecinde birçok insan da işini, gelirini ve
ekmeğini kaybetti. Kimisi de pandemi yasaklarına uymayan işverenlerin haksız
uygulamaları ile işlerinden oldular. Bu süreçte sendikalara üye olan işçiler,
ahlak ve iyi niyet kurallarına uymadıkları gerekçesiyle 25/2 maddesi çıkış kodu
olan 29 ile işten atıldılar. Öncelikle bu işçiler tekrar işlerine
dönmelidirler.
Bunun yanı sıra, 14 milyona yakın işçinin yaklaşık yarısı
işini, gelirini kaybetti. Bu kayıplar mutlaka telafi edilmelidir.
Pandemi sürecinde yüzbinlerce çalışan da sözde işten
atılmadı ama ücretsiz izne çıkarıldı. Bu uygulama sonucu mağdur olan işçilerin
de hakları ödenmelidir.
Dünya Sağlık Örgütü “pandemi bitti” açıklaması yapana kadar
kısa çalışma ödeneği devam ettirilmeli, hiç değilse 6 ay daha uzatılmalıdır.
Ayrıca ödenen miktar en az asgari ücret seviyesine
çıkarılmalıdır. “