Kani Beko'nun konuşması ise şöyle;
"Gündemde olduğu için sözlerime öncelikle asgari ücretle
başlamak istiyorum.
Asgari ücretten asgari geçim indirimi çıkarılmalı ve vergi
dışı kalmalıdır. Asgari ücret 4 kişilik aile için hesaplanmalı, ILO
kriterlerine uygun olmalıdır. Asgari Ücret Tespit Komisyonu demokratik hâle
getirilmeli, Komisyonda DİSK ve HAK-İŞ de mutlaka yer almalıdır. İşçi-memur
ayrımı yapılmadan tek asgari ücret olmalıdır. Saray giderleri bir dakikada
2.020 TL, bir işçi bir ay çalışıyor yine 2.020 TL alıyor.
İşsizlik... TÜİK'in son açıkladığı rakamlara göre 2019
yılının Ağustos ayı işsizlik oranı, son on beş yılın en yüksek ağustos ayı
işsizlik oranına ulaştı. İşsizlik oranı yüzde 14 oldu. Kadın işsizliği yüzde
17,6'ya yükseldi. Genç işsizliği yüzde 27,4'e yükseldi. Yani her 3 gençten 1'i
maalesef işsiz. Gerçek işsiz sayısı 8,5 milyon kişiyi geçmiş. Bu rakam,
dünyadaki 95 ülkenin nüfusundan fazladır.
İşsizlik Sigortası Fonu'ndan 2019 Eylül ayı verilerine göre
kayıtlı 4 milyon 53 bin işsizin sadece 627 bini yararlanabilmiştir. Yani
işsizlerin yüzde 80'inden fazlası işsizlik ödeneğinden yararlanamamıştır. Bu
durumun tek açıklaması fonun işverenler ve devlet tarafından amaç dışı
kullanılması ve açıkça yağmalanmasıdır. Fonun 25 milyara yakını GAP'a harcanmış
olması, 25 milyar da işverenlere ve Halkbank, Vakıfbank ve EXIMBANK'a verilmesi
hayret vericidir.
Toplum yararına çalışma programı kapsamında İŞKUR'a kayıtlı
işsizler, dokuz ayı geçmemek üzere çalıştırılmaktadırlar. TYP'lilerin en çok
çalıştırıldıkları yerler belediyeler ve okullardır. Son on yıla baktığımızda
toplam yararlanıcı sayısı 2 milyona ulaşmıştır. TYP programlarında özellikle
seçim öncesi dönemlerde çok ciddi bir artış yaşandığını görüyoruz yani TYP bir
siyasi rant aracı olarak da kullanılmıştır.
Kıdem tazminatının Bireysel Emeklilik Fonu'na devri
düşünülmektedir. Bu, kabul edilemez. Türkiye işçi sınıfı 1936'dan bu yana kıdem
tazminatı hakkına sahiptir. Kıdem tazminatı, işverenlerin ve hükümetin iddia ettiği
gibi, yük değil haktır. Kıdem tazminatının fona devri işçiler açısından sonun
başlangıcı demektir.
"Taşeron işçileri 696 sayılı Kanun Hükmünde
Kararname'yle kadroya geçirdik." dediniz, işçilere yılda yüzde 4, artı,
yüzde 4 ücret artışı getirdiniz. İşçilerin sosyal yardım, prim ve tazminatları
için herhangi bir artış yapılmamıştır. Oluşan bu hak kayıplarının eşitlik
ilkesine ve Anayasa'ya aykırı olduğunu bir kez daha ifade etmek gereklidir.
Sendikalaşma... Türkiye, en kötü sendikalaşma oranı ve düşük
toplu iş sözleşmesi kapsamıyla OECD ülkelerinin sonuncusudur. Sigortalı işçiler
arasında sendikalaşma oranı sadece yüzde 13,9 dur. Ayrıca işçilerin sadece
yüzde 7'si toplu iş sözleşmesi kapsamındadır. Sendikal hak ve özgürlüklerin
önündeki engeller mutlaka kaldırılmalıdır.
Emekliler ve EYT'liler... Ülkemizde 2019 Eylül itibarıyla 12
milyon 896 bin emekli yurttaşımız bulunmaktadır. Ne yazık ki 12 milyon 896 bin
emeklinin yaklaşık 8 milyonu açlık sınırı altında ücret almaktadır, geri kalanı
ise yoksulluk sınırı altında yaşamaktadır. 5 milyon emekli ikinci bir işte
çalışmaktadır veya ikinci bir iş aramaktadır. Emeklilerimizin maddi
koşullarının iyileştirilmesi ve yaşamlarını kolaylaştırıcı düzenlemelerin ivedilikle
uygulamaya konulması, anayasal güvence altına alınmış olan sosyal devlet
ilkesinin bir gereğidir.
EYT'lilerin sorunu çözülmeli, hakları iade edilmelidir.
Çocuk işçiliği... Çocuk işçi çalıştırılması yasaktır. 4857
sayılı Yasa, ILO kararları, Birleşmiş Milletler kararları da yasaklamıştır.
Ülkemizde çocuk işçilerin sayısı her geçen dönem daha da artmaktadır. Üstelik
çocuklar çalışırken iş cinayetlerine kurban gitmektedir. 2019 yılına bakarsak,
Eylül ayı itibarıyla 55 çocuk çalışırken hayatını kaybetmiştir.
İş kazaları... İşçi sağlığı iş güvenliği önlemleri
alınmadığından dolayı AKP iktidara geldiği günden beri maalesef 25 bine yakın
işçi kardeşimizi kaybettik.
Buradan bir kez daha sesleniyorum: İşçi sağlığı, iş
güvenliği önlemleri mutlaka ama mutlaka ILO kriterleri hâline getirilmelidir.
Son olarak, meslek hastalıkları... Meslek hastalıklarından ölümler ülkemizde gizleniyor. Sosyal Güvenlik Kurumu, meslek hastalığından ölenlerin sayısını 1 kişi olarak açıklamıştır ama 2017 yılında 157 hak sahibine meslek hastalığı sonucu ölenler için ölüm geliri bağlanmıştır."