CHP Milletvekili Av. Kılıç, konuyla ilgili hazırladığı
yazılı soru önergesini Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin yanıtlaması
istemiyle TBMM Başkanlığı’na sundu.
Katip Üye Av. Sevda Erdan Kılıç, yaptığı yazılı açıklamada,
kedi ve köpeklerde birden fazla farklı hastalığın oluşumunu engellemek için
yapılan karma aşılarda uzun zamandır stok sıkıntısı yaşandığını belirtti.
“Bu dönemde hayvanlar
ikinci planda kaldı”
Stok sıkıntısının hem dünyada hem de Türkiye’de olduğunu
kaydeden CHP’li Av. Sevda Erdan Kılıç, şunları belirtti:
“Sadece karma aşılara değil, diğer bütün aşılara ve
malzemelere de ihtiyaç arttı. Geçmişte kedilerde 1,5 milyon aşı yapıldığını
biliyoruz ama günümüzde bu sayı 2 milyonu geçti. Dünyada pandeminin
yayılmasıyla birlikte, aşı üretim kapasitesinin bir kısmı koronavirüs aşılarına
ayrıldı. Bu noktada sorunlar yaşanmaya başlandı. Geçmişte büyük bir
potansiyelle stoklu olarak çalışan aşı üretim merkezleri, şu anda bir kısım
kapasitelerini koronavirüs aşısı üretimine ayırdılar. Aşı üretimi arttıkça, ham
madde flacon denilen şişe ve aşıların bileşenine giren maddelerde de sıkıntı
yaşanmaya başladı. İnsan aşısı yetiştirmek için aşıların konulduğu şişeleri
üreten firmaların çoğu, bir an önce insanlara ulaştırılsın diye korona aşısı
flakonu üretmeye başladı. Bu dönemde hayvanlar ikinci planda kaldı. Tabi ki aşı
üretim merkezleri öncelikli olarak Koronavirüs aşısı üretecekler, üretimlerini
Covid-19 aşısı için kullanacaklar ama bu yapılırken can dostlarımızın da
unutulmamasını istemekteyiz.”
Katip Üye Av. Sevda Erdan Kılıç, stok krizinde ülkelerin
pazarlama stratejisinin de etkili olduğunu ifade ederek, “Firmalar hangi
ülkelerde daha fazla karlılık görürlerse aşılarını orada pazarlama yoluna
gidiyor. Ülkemiz bu konudan da etkilendi. Türkiye’deki ithalatçı firmalar,
ithalat ve bunun planlanması konusunda öngörülerini tam olarak yapamadı ve
talebe yetişemedi.” dedi.
“Firmaların güvenlik stoğu kalemi vardır ve stokta belli
miktarda ürün her zaman tutulur.” diyen Av. Sevda Erdan Kılıç, bu stoğun da
tükenmiş durumda olduğunu vurguladı.
“Refik Saydam Hıfzıssıhha
Merkezi’ni kapatmasaydık, kendi aşılarımızı üretiyor olabilirdik”
CHP İzmir Milletvekili Av. Kılıç, yaşanan bu karma aşı
sıkıntısının, AKP iktidarının yanlış bir politikasını daha ortaya koyduğunu
belirterek, “Nedir o yanlış politika? Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi
Başkanlığı’nı kapatmak… Ülkemizde aşıların tümü ithal edilmektedir. 1928
yılında kurulan Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Başkanlığı 2011 yılında bir
KHK ile kapatılmamış olsaydı, bugün aşıların tamamını ithal etmiyor, aşıda dışa
bağımlı olmadan kendi aşılarımızı üretiyor olabilirdik. Bu nedenle Refik Saydam
Hıfzıssıhha Merkezi Başkanlığı’nı tekrar açarak kendi aşılarımızı üretmeliyiz
ve ülkemizdeki aşı üretim merkezleri çalışmalarını desteklemeliyiz.” dedi.
TBMM Başkanlık Divanı Katip Üyesi Av. Kılıç, Türkiye
genelinde olduğu gibi İzmir’deki hayvan hastaneleri ve veteriner kliniklerinde
de karma aşının bulunmadığını kaydetti.
İzmir’deki hayvan hastaneleri ve veteriner kliniklerinin
“karma aşıların stoklarında da tükendiğini” söylediğini aktaran CHP’li Av.
Sevda Erdan Kılıç, ”20 yıldır hizmet veriyoruz, ilk kez bu derecede yüksek bir
sorunla karşı karşıyayız. İzmir’deki meslektaşlarımız can dostlarımızın
sahiplerine, ‘aşı yok’ demeye utanır hale geldi. Bulaşıcı salgın hastalıklar
patlayabilir.” dediklerini de vurguladı.
“Kaçak ve ruhsatsız
karma aşı çok ciddi boyutlara ulaşmış durumda”
CHP İzmir Milletvekili Av. Kılıç, aşı problemi nedeniyle el
altından kontrolsüz bir piyasanın da oluştuğuna dikkat çekerek, “Kaçak ve
ruhsatsız karma aşı çok ciddi boyutlara ulaşmış durumda. Bu aşıların
içerikleri, neye iyi geldiği, yan etkileri hepsi muallakta. Hayvan sağlığı ile
insan sağlığı ayrı düşünülebilecek bir konu değildir.” ifadesini kullandı.
Aşı sorunu çözülene kadar hayvan severlerin tedbirli
olmaları gerektiğine işaret eden CHP Milletvekili Av. Sevda Erdan Kılıç,
“Dışarıdaki hayvanlarla teması olan, sokaktaki hayvanları seven ve besleyen
insanların özellikle bu süreçte temas yaptıktan sonra hastanın dışkısı, idrarı,
kanı, salyası ya da sümüğü, vücuduna, tenine, elbisesine bulaştıktan sonra
mümkünse eve gittikten sonra normal hijyen şartlarına dikkat etmeli. El
sabunlamak, elbise değiştirmek, duş almak gibi önlemler almakta fayda var. Bu
süreçte evimize ekstra bir hayvan almak istiyorsak, mutlaka bir veteriner
hekimden görüş alıp, evdeki can dostumuz için risk oluşturup oluşturmayacağını
kontrol ettirmelerini tavsiye ederim.” uyarısında bulundu.