Çiğdem CANPOLAT /
ÖNCÜŞEHİR - İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi CHP Grup Sözcüsü Nilay
Kökkılınç, Öncüşehir Gazetesi'nin sorularını yanıtladı.
İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi’nde Bayraklı özelinde alınan
emsal kararı hakkında istenildiği takdirde bütün ilçelere verilebileceğini ve
bütün ilçelere eşit mesafede olunduğunu belirten Kökkılınç, “Diğer
ilçelerimizde aynı şekilde bir çalışma yaparlar ise Büyükşehir Belediye
Meclisi’ne geldiğinde görüşülecektir. Hepsine aynı şekilde aynı yaklaşımla
İzmir Büyükşehir Belediyesi Meclisinde emsal artışıyla ilgili bir değerlendirme
yapılacaktır” ifadelerini kullandı.
Akabininde mecliste yaşanan tartışmalar hakkında usul ve
esaslara dair CHP, İYİ Parti, AK Parti ve MHP’nin almış olduğu ortak kararı
hatırlatan Kökkılınç, “Öncelikle nereden başladığınıza bakmanız gerekiyor.
Başlangıç noktamız depremzede yurttaşların ve imar yasalarındaki çelişkilerin
giderilmesi ve bu çelişkilerden etkilenmemesi, mağduriyetlerin giderilmesi
amacıyla bir önerge çıkardı. Usul ve esaslar belirledik. Bu usul ve esasları
belirleyen Meclisteki 4 partiydi” dedi.
“MECLİSLERİN HER
ZAMAN SAKİN OLMASI MÜMKÜN OLAMIYOR”
Mizacında sakinlik olduğunu ifade eden Nilay Kökkılınç, “Her
zamanda diyalogdan yana ve uzlaşıyı çok seven bir insanım. Meclis’te
gerginlikler olduğu zaman bende açıkçası çok geriliyorum. Mümkün olduğunca eğer
bir gergin ortam olmuş ise bunu yatıştırmak için elimden geleni yapıyorum. Ama
Meclislerin her zaman sakin olması mümkün olamıyor. Sonuçta meclisler, her
konunun tartışıldığı ve bazen çok hararetli tartışmaların yapıldığı bir yer.
Ama gönül ister ki her zaman sözle ifade edelim düşüncelerimizi, tartışalım.
Mecliste herkesin konuşabildiği bir ortam yaratalım; bunları da kişilik
haklarını ihlal etmeden, bir saygısızlık içermeden meclisteki her konunun,
bilgiye dayalı konuşulmasından yanayım. Rudolf von Jhering’in bir sözü var; “Şekil
keyfiliğin can düşmanı, hürriyetin ikiz kardeşidir.” O yüzden eğer bir belediye
meclis çalışma yönetmeliğiniz var ve oradaki kurallara mümkün olduğunca
uyabilirseniz o zaman bu kadar yüksek, gergin ortamlarda doğmaz diye
düşünüyorum” diye konuştu.
EMSAL YORUMU: TÜM
İLÇELERİMİZE EŞİT MESAFEDEYİZ
İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi’nde 30 Ekim 2020 depremi sonrası Bayraklı’daki orta ya da ağır hasar raporu almış binalar için ‘parsel bazında yüzde 20, ada bazında yüzde 30 emsal artışı’ kararı hakkında açıklamalarda bulunan Kökkılınç, “İzmir çok büyük bir doğal afet yaşadı. Ne yazık ki 30 Ekim depreminde 118 yurttaşımızı kaybettik. Özellikle Bayraklı ilçesinde çok fazla deprem mağduru yurttaşımız oldu. Hafif, orta ve ağır hasarlı binalar oldu. İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak, başkanımızın da sunmuş olduğu arge ile meclisteki 4 parti bir araya geldik, bu konudaki mağduriyetleri nasıl giderebiliriz noktasında usul ve esaslar belirledik. Son anda meclise gelmeden önce bu usul ve esaslarla ilgili önerge hakkında Çevre ve Şehircilik Bakanımızın bir çekincesi olmuştu. Biz derhal tekrar bir toplantı yaptık. Bu çekinceleri nasıl giderebiliriz noktasında toplandık ve giderdik. Meclisimizdeki tüm partilerin oy birliği ile Çevre ve Şehircilik Bakanının da kabul ettiği bir usul ve esaslar belirledik. Bu usul ve esaslarda 30 ilçeye de görevlendirmeler yaptık. K alanları dedik. Burada belirlenecek olan alanlar için içerisinde orta ve ağır hasarlı yapılarla ilgili bir çalışma yapsın istedik ilçe belediyeleri. Çünkü her ilçe belediyelikleri farklı. Mesela Aliağa’da sanayileşme var, Çeşme’de turizm karakteri var. Yine Çeşme’de Urla’dan örnek vermek gerekirse banliyö tarzı yatay bir yerleşim var ama kuzeyde daha çok dikey bir yerleşim var. Merkez de farklı bir yapılaşma söz konusu. Dolayısıyla bunun her ilçe belediyelerince öncelikle sınırlarının belirlenmesi, ondan sonra da Büyükşehir’e onay için gönderilmesi istenildi. Bayraklı Belediyesi, bu konudaki ilk çalışmayı yaptı. Çünkü orada çok fazla deprem mağduru vatandaşımız vardı. Önce yüzde 10 emsal artışı ile geldiler ama daha sonra oradaki vatandaşlarımızın ihtiyaçlarının parsel bazında yüzde 20, ada bazında yüzde 30 ile çözüleceği noktasında hem İmar Komisyonun bir çalışması oldu. Bu konuda talepte bulunan ve yoğun çaba sarf eden STK’lar vardı ve dile getirdikleri bazı öneriler vardı. Bütün bunlar dikkate alınarak Bayraklı öncülüğünde böyle bir karar alındı. Diğer ilçelerimizde aynı şekilde bir çalışma yaparlar ise Büyükşehir Belediye Meclisi’ne geldiğinde görüşülecektir. Tüm ilçelerimize eşit mesafedeyiz, hepsine eşit yaklaşıyoruz. Hepsine aynı şekilde aynı yaklaşımla İzmir Büyükşehir Belediyesi Meclisinde emsal artışıyla ilgili bir değerlendirme yapılacaktır. Büyükşehir Belediye Başkanımız da bu konuda öncü rol üstlendi. Şu anda bu konu onunda dikkatinde. Umuyorum tüm vatandaşların yararına bir çalışma yapılacak” dedi.
“BİZ İSTERİZ Kİ,
VATANDAŞIN CEBİNDEN HİÇ PARA ÇIKMASIN”
Bir deprem mağduriyeti yaşandığını söyleyen Kökkılınç, “Vatandaşlar
yapılarını kaybettiler. Yaşadıkları evleri, çalıştıkları ofisleri kaybettiler.
Bu konudaki duyarlılık maksimum düzeyde. Biz isteriz ki, vatandaşın cebinden
hiç para çıkmadan yeniden deprem sebebiyle kaybettikleri mülklerini aynı yerde
aynı koşullarla sahip olsunlar. Bütün temennimiz bu. Orada bir müteahhit
çalışacak. Müteahhit de asgari düzeyde bir para kazanmadan bu maliyeti
karşılamadan giremez. Depremzede vatandaşın bir mağduriyeti var, onun da
cebinden bir para çıkmaması önemli. Bir de imar yasalarımız var. Birbirinden
çelişkili yasalar; kentsel dönüşüm olsun, birbirinin arda arda çıkan yasalar
olsun. Kazanılmış haklarında yıkıldığı zaman yeniden yapımına girildiğinde hak
kayıpları var. Bütün bunları çözecek, herkesi memnun edecek bir çözüm üretmek
önemliydi. Bir de meslek odaları var. Onlar da kentin bütününde iyi bir şey yapalım
derken hiç kimsenin belki rant beklentisi yok ama yanlış bir şeylere de
sebebiyet vermeyelim noktasında hassasiyetleri var. Bütün bu unsurları birlikte
değerlendirip birlikte çözmek gerekiyordu. Bir orta yol bulmak gerekiyordu.
Sanıyorum Bayraklı Belediye Meclisinde alınıp da İzmir Büyükşehir
Belediyesi’nin değişiklik yapma yetkisine istinaden parsel bazında yüzde 20,
ada bazında yüzde 30 emsal artışı getirmek suretiyle bir orta yol bulundu
kanaatindeyim. Diğer ilçelerden gelecek olan çalışmalar veya Büyükşehir
Belediye Başkanımızın inisiyatifiyle sunulacak olan bir çalışma, Büyükşehir
Belediye Meclisi’nde yeninden gündemde olacaktır” ifadelerini kullandı.
“ÇOK BÜYÜK BİR
HAKSIZLIK YAPILMIŞ”
Kökkılınç, alınan emsal kararı hakkında İzmir Büyükşehir
Belediyesi Meclisi AK Parti Grup Başkanvekili Özgür Hızal’ın “Mimarlar Odası
bir dava açmaya hazırlanıyor. Eğer Mimarlar Odası bir dava açarsa bunu
müsebbibi CHP ve Tunç Soyer olacaktır” ifadelerine cevap verdi. Kökkılınç, “Bu
ifadelerle İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımıza, CHP’ye ve dolaylı olarak İYİ
Parti’ye çok büyük bir haksızlık yapılmış. Öncelikle nereden başladığınıza
bakmanız gerekiyor. Başlangıç noktamız depremzede yurttaşların ve imar
yasalarındaki çelişkilerin giderilmesi ve bu çelişkilerden etkilenmemesi, mağduriyetlerin
giderilmesi amacıyla bir önerge çıkardı. Usul ve esaslar belirledik. Bu usul ve
esasları belirleyen Meclisteki 4 partiydi. Buna Çevre ve Şehircilik Bakanımızda
uygunluk ilavesini gösterdi. Bizim şu anda yapmakta olduğumuz çalışmalar zaten
bu birlikte başladığımız, birlikte metodunu çizdiğimiz usul ve esasların devamına
yönelik bir çalışmaydı. Neyle başladığımızı bırakıp, yeni yeni şeyler söylemek,
bunu da belirttiğim hassasiyetleri dikkate almadan kaleme almak, diğer
meclisteki paydaşlarla paylaşmadan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımızın ve
gerekirse Çevre ve Şehircilik Bakanımızın da iradesine başvurmadan bir anda
getirilen bir önerge. Üstelik içeriği İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin kurumsal
kimliğine saygısızlık içeren bir üslupla kaleme alınmış bir metindi. Belki
içinde değerli öneriler olabilir buna bir şey demiyoruz. Zaten biz yaralanama
noktasında bu metindeki önerilerden, dilek ve temennilerden komisyonumuz ve
belediye meclisimiz yararlansın demiştik. Bunu zaten biz hiç reddetmedik ve dikkate
alınmasını söyledik. Başkanımızda bunu ifade etti. Buna rağmen bu şekilde,
siyasi bir fayda elde etmeye yönelik bir çalışma, popülist bir yaklaşım olarak
gördüğümüzü ifade ettik Mecliste sadece. Depremzede vatandaşlarımız yararına
hep birlikte başladığımız bir çalışmanın sonucu olarak belirlediğimiz usul ve
esaslara bağlı olan ilçe belediye meclislerinde yapılan çalışmaların tekrar
Büyükşehir Belediye Meclisine geldiğinde; her bir ilçe özelinde ama hepsine
eşit mesafede ve tüm depremzede vatandaşlarımızın mağduriyetlerini giderecek
şekilde bir çalışma yürütmekteyken; birden bire böyle bir önerge ile gelmek
tamamen siyasi bir fayda sağlamaya yönelik davranış olarak değerlendirdik”
dedi.
“VATANDAŞLARIMIZ ÇOK
BÜYÜK BİR ORANDA TOPLU ULAŞIMI TERCİH EDİYOR”
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin trafik rahatlatma
çalışmalarından bahseden Kökkılınç, “İzmir Büyükşehir Belediyesi trafikle
ilgili toplu ulaşımı çok destekledi. Sezon başladığında özellikle okullar
açıldığında vatandaşlarımızın çok büyük bir oranda toplu ulaşımı tercih
ettiklerini görüyoruz. Çünkü iniş binişlerimizi bizde sayısal değerlerle tespit
edilebiliyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin toplu ulaşım noktasındaki
hizmetlerine maksimum bir talep olduğunu görüyoruz ve bundan dolayı çok büyük
bir mutluluk duyuyoruz. Bu konuda da yönlendirmelerimiz ve çağrılarımız
olmuştu. Bunun dışında yeni otobüs alımlarımız oldu. Yaklaşık 450 otobüs aldık.
Elektrikli otobüslere yatırımlarımız oldu. Özellikle hem yakıt tasarrufu
sağlamak hem de doğaya da hizmet etmek ve çevreci bir yaklaşım sunmak
anlamında. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız da makam aracını artık
elektrikli araçlarla gerçekleştiriyor. Kamuda kullanılan araçları da mümkün
olduğunca elektrikli araçlara yöneltmeye başladık. Buca-Bornova hattında çok
büyük bir proje var, onun tamamlanması için bir ivme kazandırıldı. Tramvay ve
metro hatlarında da ilaveler oldu. Bir an önce kazandırılması için bunlara çok
büyük bir hız kazandırdık. Özellikle Narlıdere Metrosu. Karabağlar ve Gaziemir
arasında raylı hizmet çalışması var. Bir de otogara yönelik bir çalışma mevcut.
Otogarın İzmir’le bağlantısı noktasında çalışmalar yapılıyor. Kavşak
düzenlemeleri oldu. Çok şeritli yollarda geliş gidiş saatlerine göre bir düzenleme
var. İZUM dediğimiz bir merkezimiz var; 7-24 İzmir trafiğini izliyor. Bu konuda
elimizden geleni yapıyoruz ama vatandaşlarımızın da bu konuda bizlere destek
olması memnuniyet verici” diye konuştu.
“TUNÇ SOYER VİZYONER
BİR KİMLİK”
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer hakkında düşüncelerini dile getiren Kökkılınç, “İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız Tunç Soyer vizyoner bir kimlik. İzmir için çok değerli bir kazanım. Dünya Belediyeler Birliği’nin İzmir’de ev sahipliğinin gerçekleştiği çok güzel bir organizasyon oldu. Burada Dünya Belediyeler Birliği Başkanı, Tunç Soyer’in esasında pek çok Avrupa’daki kentlere bile örmek olacak çalışmalar yaptığını, bu konuda vizyoner bir başkan olduğunu ifade etti. Bizim dışımızda başka ülkelerin bir araya geldiği bir birliğin başkanının ifadesiyle duymak çok güzel. Burada hakkını teslim etmek gerekiyor. Başkanımız sakin de bir insan. Her konuya da bilgi birikimiyle, donanımıyla ve sakinliğiyle çoğulcu demokrasiye olan saygısıyla yaklaşıyor. Bugüne kadar çok fazla projesine tanık olduk. Çok güzel işler yaptığını görüyoruz. Ben de kendisiyle siyaseten yol almaktan çok büyük bir mutluluk duyan siyasetçiyim” şeklinde konuştu.
KADINA ŞİDDETLE
MÜCADELE İÇİN TURUNCU DESTEK
Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komisyonu'nun çalışmalarından
bahseden Nilay Kökkılınç şu ifadeleri kullandı:
“Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komisyonu olarak bu sene 3.
yılımızı yaşıyoruz. Yine güzel çalışmalar içerisindeyiz. ‘Turuncu Bahçeler’
ismiyle bir belediye meclis kararımız vardı. Birleşmiş Milletler Genel
Kurulu’nun her yıl 25 Kasım ile 10 Aralık tarihleri arasında şiddetle mücadele
ile ilgili turuncu renk kullanılarak etkinlik yapılması ve bu şekilde kadına
karşı şiddete dikkat çekilmesi noktasında bir genel kurul kararı vardı. Bu
kapsamda almış olduğumuz meclis kararını biz bu yıl uyguladık. Uluslararası bir
karikatür yarışması düzenlemiştik. Bu karikatür yarışmasına gelen eserler çok
ilgi gördü. Bu eserlerden yola çıkarak bir heykel seçtik. Kadına karşı şiddetle
mücadelede özellikle bir anıt olacak şekilde ve yeşil alanlarımızın birisinde ‘Turuncu
Bahçeler’ ismiyle bu anıtı yerleştireceğimiz bir yer belirledik. Herkesin gelip
geçtiği çok rahat görebildiği ve her yıl 25 Kasım’da da burada şiddetle
mücadele de yaşamını yitirmiş kadınları anabileceğimiz ve bu konuda ki
toplumsal konularımızı ulaştırabileceğimiz bir anıt olacak. 25 Kasım’da
heykelin açılışını gerçekleştirebilmeyi umuyoruz. Etkinliğimiz Konak’ta vapur
iskelesi ile metro istasyonu arasındaki yeşil alanda gerçekleşecek.
MOR KONAKLAR PROJESİ
YOLDA
İkinci sığınma evimizi tamamladık. Türkiye genelinde
üniversite öğrencilerimizin yurt problemi olmuştu. Biz de bu konuda derhal
harekete geçerek Buca ve Bornova’da yurt kiralaması yaptık. Örnekköy’deki
misafirhanemizi de öğrenciler için açtık. ‘Mor Konaklar’ ismiyle bir projemiz
var. Bunun meclis kararını almıştık. Özellikle tarihi yapılar, Rum Evleri bunun
için çok uygun görünmüştü. Büyük Kemeraltı Projesi’nin de bir parçası olan
Kadifekale’den Konak Pier’e kadar uzanan Kemeraltı’nı ve Basmane’yi de içine
alan bir proje bu. İstedik ki hem turizme hitap etsin, hem de kadınlara yönelik
bir ihtiyacı karşılasın. Aynı zamanda kız öğrencilerinin de yararlanabileceği
bir proje olsun. İsmini de bu sebeple ‘Mor Konaklar’ demiştik. Bu alan
içerisinde yer alan tarihi yapıları bu şekilde hizmete açma noktasında bir
çalışma içerisindeyiz. Umuyoruz ki bu yıl bunun da uygulama yılı olur.
“İZMİR, KADIN HAKLARI
KONUSUNDA DEĞERLİ BİR GEÇMİŞE SAHİP”
Kent Kadın Müzesi ile ilgili bir meclis kararımız vardı.
İzmir, kadın hakları konusunda değerli bir geçmişe sahip; hem Cumhuriyet öncesi
hem Cumhuriyet sonrası. Bu proje içinde yer belirledik. İkiçeşmelik yolu üzerinde Agora’nın karşısında
Mustafa Kemal Atatürk’ün İzmir’e geldiği bir dönemde sinema olarak girmek
istediği bir tarihi yapıda; sadece erkekler kabul edilmiş, kadınlar dışarıda
bırakılmış. Mustafa Kemal Atatürk’te, “Neden kadınlar dışarıda, birlikte
girmiyoruz sinemaya?” dediği zaman kadınlara kapısını açmış bir yapı. İstedik
ki bu tarihi öyküsü ile beraber Kent Kadın Müzesi’ne bu yapı çok yakışır.
Oranın kamulaştırma işlemleri ve yenileme çalışmaları sürüyor. Amacımız hem
Cumhuriyet döneminde kadınların kazanımlarını hem de bu yolda dünyada ve ulusal
çapta mücadele veren kadınların öykülerini yansıtmak, hem de hak mücadelesinde
bir müze olarak tüm geçmişi vatandaşlara aktarmak. Bu yolda mücadele eden
erkekleri de yansıtmak istiyoruz. Kent Kadın Müzesi diyoruz ama sadece kadınlara
yönelik bir müze olmayacak. Kadınların haklarını elde etme yolundaki tarihini,
geçmişini anlatan; geleceğe de nasıl baktığını gösteren toplumsal cinsiyet
eşitliği perspektifinde bir müze olacak.”