CHP'li Kurun' dan iddialı çıkış: Salon değil alan siyaseti yapacağız!

Emine KULAK / ÖNCÜŞEHİR - Geçtiğimiz hafta sonu gerçekleşen iki adaylı CHP İzmir İl Kadın Kolları Kongresinin kazananı olan Zahide Kurun, gazetemize açıklamalarda bulundu.

Kongre sürecini ve yönetim planını anlatan Kurun, 9. Yargı Paketi’nde yer alan ‘kadının soyadı’ kullanımı ile ilgili ise, “Biz kadınların her alanda daha güçlü ve görünür olması gerektiğini savunurken bu soyadı dayatmasını kabul etmiyoruz. Hem CHP’li kadınlar olarak hem de cumhuriyetin kadınları olarak kabul etmiyoruz” ifadelerini kullandı.

“KAYBEDENİ OLMAYAN BİR YARIŞTI”

Kongre sürecini değerlendiren Kurun, “6 Temmuz’da yapmış olduğumuz kongrede önce 3 aday olarak yola çıkmıştık. Daha sonra mevcut Kadın Kolları Başkanımız Nurcan Hanım, Pınar Hanım lehine çekildi. 6 Temmuz’da kongreye 2 aday olarak girdik. Bu yarışın sayısal olarak bir kazananı, kaybedeni var gibi görünse de kazanan CHP, CHP İzmir İl Kadın Kolları, İzmir İl Örgütü olmuş oldu. Kaybedeni olmayan bir yarış. Sayısal anlamda da birbirimize çok yakın olduğumuz için İzmir kadın örgütümüz de beraber çalışmamızı istiyor. Bundan sonraki yol haritamızı Pınar Hanım ile birlikte yol yürümemizi ve kol kola, omuz omuza bir süreç yürütmemiz gerektiğini söylediler. Baktığımızda hem güzel bir rekabet, hem de güzel bir sonuç oldu” şeklinde konuştu.

“BENİ BENİM ANLATMAM ETKİLİ OLDU”

Kongre öncesi yaptıkları çalışmaları aktaran Kurun, “3 Haziran’da Buca İlçe Kadın Kolları Başkanlığı’nın bir seçimi olmuştu ama bu seçim iptal edildi. İptal sonrasında 1 Temmuz’da yenilenme kararı alındı. 1 Temmuz’da biz tekrar seçimimizi yaptık. Aslında benim çalışmalarım bu seçimden sonra başladı. 4 günlük çalışma sürecim oldu. Bu 4 günlük çalışma sürecimde 28 ilçeyi dolaştım. İlçelerdeki arkadaşlarımıza kendimi anlattım. Kendimi tanıtmaya çalıştım ve yoğun bir kongre çalışma sürecim oldu. Beni benim anlatmamın etkili olduğunu düşünüyorum. İnsanın kendini anlatması çok farklı bir şeydir” dedi.

“DİYALOĞUMUZ SAĞLAM VE SIKI”

İlçe kadın kolları başkanları ile arasındaki uyumdan da söz eden Kurun, “İlçe başkanlarımızla diyalog halindeyiz. Hepsiyle görüşüyoruz. Kongre sürecinde enerji de çok güzeldi. Adaylık sürecimde olumlu tepkiler aldım. Ziyaret etmemi memnuniyetle karşıladılar. Önem arz ettiğini biliyordum ve bir kez daha görmüş oldum. Bütün ilçe başkanlarımızla da diyaloğumuz sağlam ve sıkı bir şekilde devam ediyor” dedi.

“SALON DEĞİL ALAN SİYASETİ”

Benimsedikleri yönetim anlayışı aktaran Kurun, “Salon değil alan siyasetini önemsiyorum. Bizi daha sık alanda göreceksiniz ve görme imkanınız olacak. Çünkü sürekli alanlarda olacağız. Sürekli çoğalarak, büyüyerek, yelpazemizi genişleterek, sadece CHP Kadın Kolları olarak değil; STK’lerdeki kadın yöneticileri, kadın muhtarlarımızla, kent konseyimizle, ev kadını arkadaşlarımızla yol haritası çizmeyi planlıyoruz. Çünkü kadınlar olarak görünür olmamız gerekiyor. Bu hem CHP’yi hem de kadınları güçlendireceğini düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.

“BELİRLENEN BİR KARAR YOK”

CHP Kadın Kolları Genel Başkanlığı seçimi için destekledikleri bir aday olup olmadığı sorusunu cevaplayan Kurun, “4 aday ile yola çıkılmış görünüyor. Biz 4 adayımızı da tanıma noktasında yol alacağız. Son olarak da yönetimdeki arkadaşlarımız ve kurultay delegelerimiz ile birlikte en doğru kararı uyum içerisinde vereceğiz. Hangi adayımız bize daha yakın geldiyse, bizim taleplerimizi karşılayabilecek, bizimle uyumlu ya da biz onlarla yol alabileceğimizi düşündüğümüz adayımıza karşı tavrımızı belirleyeceğiz. Ama şu anda belirlenen herhangi bir karar yok. Bütün adaylarımızı tanıyıp, kurultay delegelerimizle ortak noktada net karar vereceğiz” dedi.

“SOYADI DAYATMASINI KABUL ETMİYORUZ”

Kadının soyadına ilişkin yapılacak düzenlemeyi eleştiren Kurun, “Biz kadınların her alanda daha güçlü ve görünür olması gerektiğini savunurken bu soyadı dayatmasını kabul etmiyoruz. Hem CHP’li kadınlar olarak hem de cumhuriyetin kadınları olarak kabul etmiyoruz. Avrupa İnsan Haklarına ve anayasaya aykırı olan bu dayatma karşısında biz kadınları birey olmaktan çıkaran, bir kocaya tabii olmaya zorlanan bir durumun insan haklarına ve eşitlik ilkesine aykırı bir durumun karşısındayız” diye konuştu.