Belevi Gölü yakınlarında hayata geçirilen kalker ocağı ve
kırma eleme tesisi için alınacak tedbirlerin taahhüt altına alındığını ifade
eden Bakan Kurum, “Çevre Kanunu ve bu kanuna istinaden çıkarılan yönetmelikler
çerçevesinde tesisin çevreye olası etkileri proje tanıtım dosyasında irdelenmiş,
bu etkilerin yok edilmesi veya en az seviyeye indirilmesine yönelik alınacak
tedbirler proje tanıtım dosyasında belirtilerek taahhüt altına alınmıştır”
dedi.
İzmir’de yılda 40’a yakın madencilik projesi için “ÇED
gerekli değildir” kararı veriliyor. TBMM Çevre Komisyonu Üyesi ve CHP İzmir
Milletvekili Mahir Polat’ın Belevi Gölü yakınlarında inşa edilecek kalker ocağı
ve kırma eleme tesisiyle ilgili soru önergesine yanıt veren Çevre ve Şehircilik
Bakanı Murat Kurum, 2002 tarihinden bugüne kadar İzmir’de Bakanlıkça 27 kalker
ocağı ve kırma-eleme tesisi projesine ilişkin ÇED olumlu kararı verildiğini
belirterek, aynı dönemde İl Müdürlüğü’nce 578 madencilik projesi için “ÇED
gerekli değildir” kararı verildiğini bildirdi. Bakan Kurum, Belevi Gölü yakınlarında
hayata geçirilecek projenin çevreye olası etkilerinin yok edilmesi veya en az
seviyeye indirilmesi için alınacak tedbirlerin taahhüt altına alındığını
vurguladı.
POLAT, TBMM GÜNDEMİNE TAŞIMIŞTI
CHP İzmir Milletvekili Mahir Polat, İzmir’de Uluslararası
Ramsar Sözleşmesi’yle koruma altına alınan Belevi Gölü’nün yakınında hayata
geçirilmesi planlanan kalker ocağı ve kırma eleme tesisini TBMM gündemine
taşımıştı. Proje için verilen “ÇED gerekli değildir” kararı alınırken Belevi
Gölü’nün özel durumunun dikkate alınıp alınmadığını soran Polat, “Projenin
hayata geçirilmesinin ardından Belevi Gölü’nde oluşabilecek olumsuz etkiler
konusunda herhangi bir önlem alınmış mıdır?” diye sordu. Polat, kalker ocağı ve
kırma-eleme tesisinin yerleşim birimleri ve tarım arazilerine etkileri
konusunda da bir çalışma yapılıp yapılmadığını sormuştu.
TARIM ARAZİSİ İÇİNDE YER ALIYOR
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, yapılması planlanan
taş ocağı ve kırma eleme tesisi (386.694
ton/yıl) projesi için hazırlanan proje tanıtım dosyasının 9.7.2018’de İl
Müdürlüğü’ne sunulduğunu ve yapılan değerlendirme çerçevesinde 5.11.2018’de ÇED
gerekli değildir kararı verildiğini bildirdi. Faaliyet alanının İzmir-Manisa
Planlama Bölgesi’ne ait 1/100.000’lik Çevre Düzeni Planı’nda tarım arazisi
içerisinde yer aldığını vurgulayan Bakan Kurum, “İl Müdürlüğümüzce yapılması
planlanan faaliyete ilişkin olarak yapılan yer incelemesi neticesinde, İzmir İl
Tarım ve Orman Müdürlüğü, Tabiat Varlıklarını Koruma Şube Müdürlüğü, İzmir
Büyükşehir Belediye Başkanlığı, İZSU Genel Müdürlüğü, BOTAŞ İzmir Şube
Müdürlüğü, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, Orman ve Su İşleri Bakanlığı 4. Bölge
Müdürlüğü ve Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı’na proje tanıtım dosyası
gönderilerek, faaliyet hakkında görüş talep edilmiştir” dedi.
ALINACAK TEDBİRLER TAAHHÜT ALTINA ALINDI
Kurum, söz konusu alanın doğal SİT alanı içerisinde bulunmadığını ifade ederek, Orman ve Su İşleri Bakanlığı 4. Bölge Müdürlüğü’nün söz konusu alan için 2873 sayılı Milli Parklar Kanunu kapsamında korunan alanlar içerisinde yer almadığını ve ilan edilen sulak alanlar içerisinde yer almadığını bildirdiğini vurguladı. Bakan Kurum, “Çevre Kanunu ve bu kanuna istinaden çıkarılan yönetmelikler çerçevesinde tesisin çevreye olası etkileri proje tanıtım dosyasında irdelenmiş, bu etkilerin yok edilmesi veya en az seviyeye indirilmesine yönelik alınacak tedbirler proje tanıtım dosyasında belirtilerek taahhüt altına alınmıştır” dedi.
OLUŞACAK TOZUN ZEYTİNLERE ZARARI YOK
BOTAŞ İzmir Şube Müdürlüğü’nün 17.8.2018 tarihli yazısında
boru hattına olan mesafeler ve emniyet hatları ile kullanılabilecek patlayıcı
miktarlarının belirtildiğini, dosyada bu hususlar çerçevesinde taahhütler
verildiğini ifade eden Bakan Kurum, şöyle devam etti:
“İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nün 29.8.2018 tarihli kurum
görüşünde oluşacak eser miktardaki tozun zeytinlerin vegetatif ve generatif
gelişmesine mani olmayacağı belirtilerek, 3573 sayılı Kanun kapsamında uygun
olduğu bildirilmiştir. Aynı zamanda proje alanının 4342 sayılı Mera Kanunu
kapsamında yer almış olması sebebi ile Toprak Koruma Projesi hazırlanmış ve İl
Tarım ve Orman Müdürlüğü’nce onaylanmıştır. Projeye uyulacağı taahhüt
edilmiştir. İzmir İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, İzmir Orman Bölge Müdürlüğü,
Devlet Su İşleri 2. Bölge Müdürlüğü, Tabiat Varlıklarını Koruma Şube Müdürlüğü,
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı, İZSU Genel Müdürlüğü, BOTAŞ A.Ş. İzmir
Şube Müdürlüğü, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, Orman ve Su İşleri Bakanlığı 4.
Bölge Müdürlüğü ve Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı tarafından
faaliyetin yapılmasında sakınca olmadığı bildirilmiş ve kurumların bildirmiş
olduğu proje kapsamında dikkat edilmesi gereken pusuşlar ve ilave tedbirler
proje tanıtım dosyasında ayrıca taahhüt altına alınmıştır.”
578 MADEN PROJESİNE “ÇED GEREKLİ DEĞİLDİR” KARARI VERİLDİ
Bakan Kurum, 2002 tarihinden bugüne kadarİzmir’de Bakanlıkça 27 kalker ocağı ve kırma-eleme tesisi projesine ilişkin ÇED olumlu kararı verildiğini belirterek, aynı dönemde İl Müdürlüğü’nce 578 madencilik projesi için “ÇED gerekli değildir” kararı verildiğini bildirdi. Kurum, “ÇED Yönetmeliği’ne tabi projeler için Bakanlığımıza/Valiliğe başvuru yapılması akabinde madencilik faaliyetlerinden kaynaklı toz, gürültü, titreşim gibi çevresel etkiler ÇED süreci içerisinde modelleme ve ölçümlerle tespit edilerek, kanun ve yönetmelikler kapsamında değerlendirilmektedir. Ayrıca, ÇED kararı verilmesi sonrasında da mevzuat çerçevesinde Bakanlığımız ve ilgili Valilikler tarafından ÇED izleme ve denetim faaliyetleri gerçekleştirilmektedir” dedi.