ÖNCÜŞEHİR – Cumhuriyet
Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili Atila Sertel, Öncüşehir TV’de ‘Öncü
Siyaset’ programının konuğu oldu.
Öncüşehir Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mevlüt Dağdeviren’in sorularını yanıtlayan Sertel, depremzedelerin sorunlarını, emsal artışını ve gelen zamları değerlendirdi.
“BÜYÜKŞEHİR’İN
BULDUĞU KREDİYİ ONAYLAMAYAN BİR CUMHURBAŞKANI VAR”
30 Ekim 2020 yılında yaşanan İzmir depremini hakkında konuşan Vekil Sertel, “İzmir büyük bir felaketi yaşadı. İnanılmaz boyutta maddi ve manevi zarar gördü. Özellikle benim de yaşadığım bölge olan Bayraklı ve Bornova bölgesi. Büyük yıkımlara ve can kayıplarına neden oldu. Yıkımlarda can kaybının yanı sıra maddi kayıplarından olması ve bunun çözüm yollarını ararken insanların çok büyük sıkıntılar çekmesi bize anlatılan ve gelen sorunlar. O bölgede yaşayan insanlar genelde emekli, bütün mal varlığını, maaşını, emekli ikramiyesini yatırım dönüştürerek; oradaki biri daire sahibi olmuş insanlar. Bu insanların bir depremle geleceği karardı. Kendi konutları yeninden onlara para karşılığında yapmak isteyen müteahhitler var. Bu insanların maddi durumları buna elverişli değil. Kredi kullanma noktasında devlet desteği yok. Herhangi bir el uzatma yok. Bankalardan veya merkezi hükümetin herhangi bir katkısı yok. Katkı noktasında çaba sarf eden Büyükşehir Belediyesi’nin bulduğu krediyi de onaylamayan bir cumhurbaşkanı var” dedi.
“ÇİFTE STANDARDA
VATANDAŞIN TEPKİSİ BÜYÜK”
Depremzedeler için verilen emsal kararını değerlendiren Sertel, “Ortada bir çaresizlik var ve en büyük sıkıntı bunu aşamamak. Bunu aşmak için yerel yönetimler emsal artışını getirdiler. Bu emsal artışı da rant yaratıyor gerekçesiyle yargıya taşındı. O bölgede rant yaratılıyorsa 60 veya 70 katlı binalara bakmak lazım. Asıl rant orada. Bir kişinin bir daireyi kendisi için yenilemesi rant değildir. Üstelik belli bir miktarda ödeyecek üstüne. Bu barınma hakkıdır. Siz vatandaşın barınma hakkını emsal artışı nedeniyle rant olarak değerlendirirseniz o zaman vatandaşın çaresizliğini çözüm noktasında bulamazsınız. 70 kat yaparken aynı duyarlılık görünmüyor. Bunlara neden karşı çıkılmıyor? Bayraklı sahil gökdelenlerle doldu. Gökdelenlerin 150 metre arkasında diyorlar ki sizin kat yükselişinize karşıyız. Siz 5 katlı binalarda oturacaksınız, 5 katın üstüne çıktığı zaman bu bölge deprem bölgesi. Bir an için kabul edelim tamam, deprem bölgesi. Ama aynı bölgede 70 kata nasıl göz yumuluyor, onu da sorgulamak lazım. Çifte standarda vatandaşın tepkisi büyük” diye konuştu.
“İZMİR’E ŞAŞI BAKAN
MERKEZİ YAPI…”
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in orta hasarlı binalarda kullanılmak üzere Dünya Bankası’yla 340 milyon dolarlık kredi anlaşmasına Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın onay vermesi gerektiğini ifade eden Sertel, “Tunç Soyer’in yurt dışında bulduğu kredinin onaylanması lazım. Vatandaşlara maddi destek sağlamak lazım. Kredilerle kentin yıkılan bölgelerinde yeni yapılanmaların yapılması lazım. Depremzedeleri, konutlarını kaybetmiş insanların hakkını hukukunu korumak lazım. Yeniden yaşanabilir konutlarında Bayraklı’nın içerisinde kendi yerlerinde yaşamaları için bir yol bulmak lazım. O yolu bulanlarında yolunu kapatmamak lazım. İzmir’e şaşı bakan merkezi yapı, bu konuda da gerekli desteği yapmıyor. TOKİ’leri yaptı, yapmaya devam ediyor. TOKİ’lerde depremzedelerin bir kısmının yanı sıra başka kesimlere de yararlanma hakkı verileceği söyleniyor. Bunu kesinlikle kabul etmek mümkün değil. Yapılan konuların sadece depremzedelerin hakkı olduğunu inanıyorum. Onlar için yapıldıysa onlar yararlanmalı. Satmaya kalkışırlarsa bunun karşısında topyekun mücadele etmek gerekir” dedi.
“İZMİR’İN GELİRİNE EL
KOYUYORSUN”
Merkezi hükümetin İzmir’e destek vermediğini söyleyen Atila Sertel, “Merkezi hükümet İzmir’de yatırım için gerekli parayı yatırmadılar. Destek vermiyorlar. İzmir’de 100 vergi alıyor, geri dönüş ise 2.3. Bu olur mu? İzmir’de aldığın paranın karşılığını vermiyorsun. İzmir’in gelirine el koyuyorsun. İzmir’in kalkınmasına yönelik projeleri bitiyorsun. Yılan hikayesine dönen bir şehir hastanesi var. Bitiş tarihi ile doru orantılı olmayan, sürekli uzayan bir süreç var. Tire Belevi yolunu hala bitiremediler ya. Altı üstü 20 kilometre. 3 tane Bakan değişti, 4 tane genel müdür değil. Bir tane yol bitmedi. Ama ayırdıkları rakam bütçede 1 milyon. 1 milyon TL ile ne yapabilir? Öyle komik ki… Müteahhit yürütemiyor, çünkü para alamıyor, ödenek yok. Diğer yöreler içinde aynı durum söz konusu. İzban’ın Bergama’ya uzanması gerekiyor ama yok. Bergama’nın adını unuttular ya” ifadelerini kullandı.
“İZMİR’İ
SEVMEDİKLERİNİN GÖSTERGELERİNDEN BİRİDİR”
Merkezi hükümetin İzmir’de bir karış metro hattı yapmadığın ifade eden Sertel, “İzmir’i sevmediklerinin göstergelerinden biridir. Bizim Büyükşehir Belediye Başkanımız onca olanaksızlığa ve parasızlığa rağmen Narlıdere metro hattını başarıyla götürüyor. O bittikten sonra inşallah Güzelbahçe’ye doğru uzanacak o hat devam edecek. Buca metrosu ile ilgili ihale kısmı tamamlandı, sözleşme yaptılar. Çiğli’ye raylı sistemin uzaması çok önemli bir maddi yatırımdır. Bunların hiç birinde merkezi iktidarın hiçbir katkısı yok. İzmir’i çok sevmedikleri için pek bağı da çok kurmuyorlar. Yatırım açısından da bakmıyorlar” açıklamasında bulundu.
“İZMİR’E YAPTIKLARI
BİR ŞEY YOK”
İzmir’e yapılan yatırımların yetersizliğini eleştiren Sertel, “Bizim belediye başkanlarımız kendi bütçeleriyle İzmir’e yatırımları sürdürüyorlar. Ama onlar ne yapıyorlar; birkaç tane milletvekilleri var. Sürekli belediye başkanlarına yönelik eleştiriler yapmaya çalışıyorlar ama komik. Sen devasa bütçeyi buradan alacaksın, bunun 2.3’ünü İzmir’e döndüreceksin. İzmirlileri cezalandıracaksın. Sonra gelip konuşacaksın. İzmir’e yaptıkları bir şey yok. Benim bildiğim bir Konak Tüneli var. Şehir Hastanesini yapıyorlar ama bitiş noktası ne olacak bilmiyorum” şeklinde konuştu.
“RECEP TAYYİP ERDOĞAN
ZAMLARLA TRAFİK SORUNUNU ÇÖZDÜ”
İzmir’de akaryakıt zamlarından sonra trafik sorunun çözüldüğünü belirten Vekil Sertel, “Trafik sorunu İzmir’de çözüldü. Recep Tayyip Erdoğan çözdü bu sorunu. Mazotla benzine oto gaza yapılan zamlarla çözdü. İnsanlar arabalarını evdeki garajlarına sokaklara bıraktılar. Toplu taşıma araçlarıyla yolculuk yapıyorlar. İzmir trafiğinde son zamlardan sonra büyük rahatlama hissettim. İstanbul’da aynı sorun çözülmüş durumda. Günü belli saatlerinde hiçbir sıkıntı yok. İş saatlerinde nispeten sıkıntı yok. Recep Tayyip Erdoğan’ı tebrik etmek lazım. Zamlarla hem trafik sorununu hem çevre sorununu çözdü” dedi.
“TÜRKİYE
CUMHURİYETİ’NİN EN AĞIR ZAMLARININ YAPILDIĞI DÖNEMLERİ YAŞIYORUZ”
Elektrik ve doğalgaza yapılan zamları da eleştiren Sertel, “Elektrikte vatandaş çarpılmış vaziyette. Vatandaşa bin 300 lira, bin 400 lira elektrik geliyor. Vatandaş ağlıyor. Emekli maaşını 2 bin 500 lira alan vatandaşın, bin 500 lira elektrik parası verdiğine tanı oldum. Bunların içine doğalgaz ve diğerlerini katmıyorum ki, çok ağır bir fatura çıktı insanlara. Kademeli yapacağız dediler. Ya arkadaş, insanların en temel ihtiyaçlarından biri elektrik. Buzdolabı, çamaşır makinesi, bulaşık makinesi, gibi elektrik ihtiyaçları var. Bir kişi elektrikler ısınmaya kalkarsa perişan olur. Elektrik zammı, emekli maaşın 3’te 1’inin götürür vaziyette. Türkiye Cumhuriyeti’nin en ağır zamlarının yapıldığı dönemleri yaşıyoruz. Hiper enflasyonun olduğu ve her şeye her gün inanılmaz zamların geldiği bir ülke haline geldik. Kontrol edemiyorsun, şaşırıyorsun. Markette, bakkalda, kasapta şaşırıyorsun. Gidip de şaşırmadığın yer yok” açıklamalarında bulundu.
“HALKI
YOKSULLAŞTIRDILAR VE YOKSUL HALKI YÖNETMEYE ÇALIŞIYORLAR”
Bu yılın eylül ayında bir erken seçim beklediklerini dile getiren Vekil Sertel, “Bunlar bu ülkeyi götüremiyorlar. Büyük bir sıkıntı var. Sorunları çözemiyorlar. 20 yılda geldikleri nokta, ülkeyi perişan ettikleri nokta. Geline noktadan bunlar bir çözüm yolu bulamıyorlar. Saçma sapan politikalar uyguluyorlar. Halkı yoksullaştırdılar ve yoksul halkı yönetmeye çalışıyorlar. CHP, seçilere çok uzunca bir süredir hazırlanıyor, yeni değil. Milletvekili olarak seçildiğimden bu yana 4 vilayete gitmişim. Ayak basmadığımız ilçe yok, biz seçimden seçime insanın ayağına giden siyaset döneminin bitmesi gerektiğine inanıyoruz” dedi.