Sındır, “Trump'ın mektubunun Temsilciler Meclisi'nde
dağıtılması sonucu Fox News muhabiri twiterda bu mektubu paylaşmasaydı; bu
hakaret dolu mektup Türk kamuoyundan gizlenecek miydi? Bir hafta boyunca bu
mektup neredeydi? Neden bir hafta boyunca tepki gösterilmedi?” sorularını
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’na sordu. Sındır, iktidarın devletlerarası
mütekabiliyet yeteneğinden yoksun olduğunu ifade etti.
“DIŞ POLİTİKA, DEVLET POLİTİKASI OLMALIDIR”
Sözlerine dış politikanın devlet politikası olması
gerektiğini ifade ederek başlayan Sındır, “dış politika milli olmalıdır, bir
devlet politikası olmalıdır. Dış politika kişisel hırs, ihtiras ve duygulardan
uzak tutulmalıdır; tutarlı olmalıdır ve süreklilik arz etmelidir. Dış politika;
iç politikanın da aleti olmamalıdır; barışçıl, tarafsız, adil ve akılcı
olmalıdır. Güvenlik ve Dış Politikalar Kurulu diye bir kurul var. Bu Kurulun
görev, yetki ve sorumlulukları var. Cumhurbaşkanına öneriler getirmek,
geliştirmek; izlemek, denetlemek gibi fonksiyonları da var. 2019-2023 stratejik
plan hazırlığında bu Güvenlik ve Dış Politikalar Kuruluyla pek istişare
olunmadığını, bununla herhangi bir çalışma yapılmadığını görüyoruz. Bu Kurul ne
iş yapar? Bu Kurul, Dışişleri Bakanlığının görev, yetki ve sorumluluğuyla
çakışan, çelişen bir kurul mudur? Bunları görmek, duymak, bilmek istiyoruz”
dedi.
“KAMUOYU NEDEN BİR HAFTA SONRA HABERDAR OLDU?”
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’na seslenerek sözlerine devam
eden Sındır, “9 Ekim’de Trump tarafından Cumhurbaşkanı'na yazılan hakaret dolu
mektuptan Türk kamuoyu neden bir hafta sonra haberdar oldu? Trump'ın mektubunun
Temsilciler Meclisi'nde dağıtılması sonucu Fox News muhabiri twiterda bu
mektubu paylaşmasaydı; bu hakaret dolu mektup Türk kamuoyundan gizlenecek
miydi? 16 Ekime kadar bu mektuptan kimsenin haberi yok, herkes bihaber. Bir
hafta boyunca bu mektup neredeydi? Sayın Cumhurbaşkanı, Dışişlerimiz bu mektupla
ilgili kamuoyuna neden bir açıklama yapmadı, neden bu bir hafta tepki
gösterilmedi? Bu bir hafta neredeydiniz? Devletimizin başı olan, Anayasa'mızda
bu Cumhuriyetin başkomutanı sıfatı olan bir kişiye yazılmış böylesi hakaret
dolu bir mektuba verilmiş yanıt; gizlenmiş ve bir haftadan sonra verilmiş
geçici bir yanıttır. Anlaşılan, eğer mektup açığa çıkmasaydı, bu aciz ve utanç
verici durum da sumen altı edilecekti” dedi.
“AMERİKA’DAKİ LOBİ ÇALIŞMALARINDA SONUÇ SIFIR”
NATO Parlamenterler Asamblesi Üyesi olan ve NATOPA toplantısı için Washington’da bulunduğu esnada aynı gün Temsilciler Meclisinde karara bağlanan sözde Ermeni soykırımı tasarısına karşı önemli çalışmaları ve ziyaretleri olduğunu ifade eden Sındır, “Washington Büyükelçiliğimizin yaptığı bir program çerçevesinde geçmiş dönemlerde Bakanlık yapmış üç arkadaşımız ile birlikte Temsilciler Meclisi’ne ve Senatoya giderek bazı parlamenterlerle ve senatörler ile temaslarımız oldu. Devletimizin ve partimizin görüşlerini bizzat ilettik. Ermeni soykırımı iddiası meselesinin tarihçilere bırakılması gerektiğini söyledik. Bu ziyaretler esnasında Amerika’da lıbi faaliyetlerimizde çok eksiğimiz olduğuna üzülerek bizzat şahit oldum. Toplam 435 üyesi olan Temsilciler Meclisi’nde 11’e karşı 405 oy ile aleyhimizde karar alınmış olması tesadüf değildir. NATO Parlamenterler Asamblesi toplantılarında bizi müttefik değil de, düşmanmışız gibi ifade eden söylemlere tanıklık ettim. Amerika Birleşik Devletleri'nin ‘müttefiklerimiz’ diyerek o bölgedeki, o örgütlerle olan ilişkilerinin alkış aldığına da üzülerek şahit oldum. Türkiye 2017 ve 2018'de Trump yönetimine yakın firmaların da ağırlıkta olduğu lobi firmalarına yaklaşık 13 milyon ABD doları ödemiştir. Ne acıdır ki bu kadar para ödeniyor ancak karşılığında sonuç sıfır. Öyle görülüyor ki lobi faaliyeti yapılsa da yapılmasa da sonuç hiç değişmiyor” dedi.