Millet İttifakı Çeşme Belediye Başkan Adayı Ekrem Oran'ın, Reisdere TOKİ seçim ofisi önünde düzenlediği seçim toplantısına katılan CHP İzmir Milletvekili Kamil Okyay Sındır, yaptığı konuşmada, "Cumhurbaşkanı kimliğini bir kenara bırakarak AKP'nin Genel Başkanı diyorum, ne zaman televizyonu açsanız, karşınızda görüyorsunuz. Sabah, öğle, akşam, Cumhuriyet Halk Partisi'ne ve kendisine muhalif olan herkese, kin ve nefret söylemiyle, öfke kusan, hakaret ve iftiralarla dolu sözleriyle televizyon ekranında karşınıza geliyor. Bundan bıktık, usandık" diye konuştu.
"PKK'lı diye ilan ettikleri Meclis Üyesi adayları
hakkında bir dava bile yok"
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun, Belediye Meclis Üyeleri
adayları arasında bir çok PKK'lı terörist olduğu sözlerine de tepki gösteren
Sındır, "Bu Belediye Meclis Üyesi adaylarının tamamı, İlçe ve İl Seçim
Kurulları'nın kontrollerinden geçti ve tamamı Yüksek Seçim Kurulu tarafından
onaylandı. Örneğin, İzmir'den Belediye Meclis Üyeliği'ne aday olmuş bir abimiz
var. 1967 yılında, öğrencilik döneminde, doğu toplantısı yaptı diye fişlenmiş.
Yine aynı yıl, Mardinliler Derneği'ne üye oldu diye fişlenmiş. O yıllarda ne
terör, ne PKK var. Şimdi bu abimizi, PKK terör örgütüyle işbirliği ile
damgalamaya çalışıyorlar. Bu insanları, TC kimlik numaraları da dahil,
gazetelere veriyorlar. Bu ülkede yargı bağımsız olmayınca, hukukun üstünlüğü
olmayıp da, yerini üstünlerin hukuku alınca işte böyle oluyor. Bu ülkenin resmi
kurumları, bir parti devletinde, o devletin başındaki partinin yetkililerine bu
bilgileri ifşa ederler. Şu anda bir kişi hakkında dahi ne bir soruşturma, ne
bir dava, ne bir hüküm var. Bütün Meclis
Üyesi adayı arkadaşlarımız, bunlara göre terörist. Bu, bir korkunun, bir
paniğin, bir endişenin göstergesi" şeklinde konuştu.
"Üretim diye bir şey kalmadı"
Ülkenin büyük bir ekonomik sıkıntı içinde olduğunu belirten
Sındır, "16 yıllık AKP iktidarında, ekonomik olarak geldiğimiz durum
ortada. AKP döneminde, dış ticaret açığımız, 1 trilyon doları geçti. O açığı
kapatmak için ödeyip duruyoruz. 460 milyar dolar, sadece faizi ödendi. Bu
ülkede üretim diye bir şey kalmadı. Büyük Önderimizin bize emanet ettiği
Cumhuriyet'i ayağa kaldıran, üreten ne kadar fabrikamız varsa, ne kadar iş yeri
varsa, hepsi bir bir satıldı" diye konuştu.
"Ülkeyi soyup soğana çevirmekten başka dertleri
yok"
İktidarın ülkeyi yönetmek gibi bir dertleri olmadığını
söyleyen Sındır, "Ülkeyi soyup soğana çevirmekten başka dertleri yok.
Kendi yandaş sermaye gruplarını beslemek, büyütmek, onları ayakta tutmak,
onların obur iştahlarını sürekli karşılamaktan başka bir dertleri olmadı bu
zamana kadar. Ne işçi, ne memur, ne esnaf, ne köylü, ne çiftçi dertleri de
olmadı. Bu siyasal iktidarın başındaki, tek başına hükümet olan, tek adam
rejiminin tek adamlık hükümeti olan kişinin atadığı bakanların hepsi, tek
adamın iki dudağı arasından çıkacak talimatlarla iş yapar durumdalar" diye
ifade etti.
"'16 yılın hesabını nasıl veririz?' korkusu
içindeler"
İktidarın korku ve telaş içinde olduğu söyleyen Sındır,
"Dilimize dolanan bir şarkı var; 'korkuyorlar, korkacaklar, korksunlar,
geliyoruz, geleceğiz, yakındır'. Gerçekten korkuyorlar. Gerçekten korkacaklar.
Ama bunların korkusu; 'iktidar elimizden gider, iktidarı kaybetmeyelim' değil,
'16 yılın hesabını nasıl veririz?' korkusu. 'Biz, bu milleti 16 yılda soyduk,
soğana çevirdik. Milletin cebindekine elimizi uzattık. Çiftçinin tarımdan
kopmasını sağladık. Esnafın kepenk kapatmasına, sanayicinin iflas etmesine
neden olduk, nasıl hesap veririz' korkusu içindeler. Artık açlık, işsizlik
rekorları, Cumhuriyet tarihinin rekorları oldu. Onun için bu önümüzdeki sandık,
bir milat olacak" diye konuştu.
"31 Mart sandıkları, vatana, Atatürk'e sahip çıkma
sandığıdır"
31 Mart yerel seçimlerinin önemine dikkat çeken Sındır, "Büyükşehir'de, öğrencilik yıllarından beri tanıdığım Tunç Soyer'i seçeceğiz. Ankara'yı da, İstanbul'u da, Adana'yı da, Antalya'yı da, Mersin'i de, Bursa'yı da alacağız. Size bir sır vereyim; Kahramanmaraş'ı da, Kütahya'yı da alacağız. 31 Mart sandıkları, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'e, onun emaneti Cumhuriyet'e, vatana, bayrağa sahip çıkmanın sandığıdır. Ne kadar öfke diliyle, nefret kusarak konuşsalar da, bu milleti bölemeyecekler. Böldürtmeyeceğiz. 81 milyonun hepsi bizim kardeşimiz. Biz, bir arada, kardeşçe yaşamak, barış istiyoruz. Onlar, kendilerinden olmayanları 'terörist' diye sınıflandırıp, neredeyse Kürt olan herkese de 'terörist' damgası vurup, bu ülkeyi bölmekten başka hiçbir dertleri yok. Onun için , güçlü ve bir olmak zorundayız" şeklinde konuştu.