Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında İzmir hakkında biz takım eleştirilerde bulunmuştu.
Bu eleştirilere cevap veren CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan, “Suyu İzmir’e biz getirdik” söylemi kocaman bir yalan. Yıl 2006… DSİ ile İZSU arasında bir protokol imzalanıyor. Manisa’da inşa edilen Gördes Barajı’ndan İzmir’e su vermesini kapsayan bu protokole göre; İzmir’e bu barajdan yılda 59 milyon metreküp su verilecek. İZSU ise alacağı suyun karşılığında barajın toplam yapım bedeli olan 270 milyon lirayı 30 yıla bölerek, her yılın güncel su tarifesi bedeliyle çarpılması sonucu belirlenen rakamı ödeyecek” ifadelerini kullandı.
Bakan’ın açıklaması ise şu şekilde:
“AKP Genel Başkanı’nın eriyen oy oranlarını gördükçe
iktidarı kaybetme korkusunun hızla tüm hücrelerine nüfuz ettiğinin ve gündem
değiştirme telaşının farkındayız…
“320 milyar metreküp doğalgaz bulduk” diyor, vatandaş “yağ,
şeker, süt, patates, soğan fiyatları” diyor.
“Ay’a gideceğiz” diyor, çiftçi “dolar düşüyor yem fiyatları düşmüyor” diyor.
“Yerli otomobil” diyor, öğretmen, sağlıkçı “atama” bekliyor.
“Yerli uçak” diyor, polis “3600 ek gösterge” bekliyor.
“Yargıda reform” diyor, vatandaş “adaleti sosyal medyada”
arıyor.
“Yeni Anayasa” diyor, gençler “başka ülkede yaşamak”
istiyor.
Her yolu deniyor; olmuyor, olmuyor, olmuyor…
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı nevi şahsına münhasır
siyasetinin en boş örneklerinden birini daha İzmir üzerinden sergiledi… Bir kez
daha gerçeklerden uzak, kibirli siyasetine karşı; hakikati anlatmak istiyoruz.
“AKP’nin su yolu…”
“Suyu İzmir’e biz getirdik” söylemi kocaman bir yalan. Yıl
2006… DSİ ile İZSU arasında bir protokol imzalanıyor. Manisa’da inşa edilen
Gördes Barajı’ndan İzmir’e su vermesini kapsayan bu protokole göre; İzmir’e bu
barajdan yılda 59 milyon metreküp su verilecek. İZSU ise alacağı suyun
karşılığında barajın toplam yapım bedeli olan 270 milyon lirayı 30 yıla
bölerek, her yılın güncel su tarifesi bedeliyle çarpılması sonucu belirlenen
rakamı ödeyecek.
Peki ne oldu?
İzmir’e ilk kez 2011 yılında barajdan su verilmeye başlandı.
Ama sadece 11 milyon 720 bin metreküp verilebildi. Sonraki yıl 14 milyon 763
bin metreküp. 2013, 2014, 2015 yıllarında da 59 milyon taahhüdünün yarısına
bile ulaşılamadı.
Barajdaki su seviyesi suyun çekilebileceği güvenli seviye
sınırının altına düşünce, üç buçuk yıl boyunca (2015’in ikinci yarısı 2016,
2017, 2018 yıllarında) İzmir’e Gördes Barajı’ndan bir damla bile su gelmedi.
2019’da İzmir’e verilebilen su miktarı 4 milyon 350 bin
metreküp, 2020’de ise 38 milyon metreküp.
Neden bunlar yaşandı? Çünkü baraj su tutmuyor.
Düşünün ki geçen hafta barajların dolup tahliye kapaklarının
açıldığı rekor bir yağış düşmüş ama Gördes Barajı’nda doluluk oranı yüzde 4,5
seviyesinde kalmış. Barajın DİBİ DELİK DİBİ!
Üstelik durum böyleyken, DSİ, İZSU’dan hiç su vermediği
yıllar dahil, tahsilat yaptı. Yani İzmirliler kullanmadığı suyun parasını en
yüksek su bedelinden ödedi.
Yıllık 292 milyon metreküp su tüketen İzmir’e DSİ’nin
verebildiği ortalama 13 milyon metreküp.
Gördes Barajı’na bugüne kadar ödediği miktar ise tam 55 milyon 611 bin
TL!
Erdoğan, “Büyükşehirler suyu kendisi temin etmek zorundadır.
İzmir’de böyle bir şey söz konusu değil” diyor. Ancak Belediye Teşkilâtı Olan
Yerleşim Yerlerine İçme, Kullanma ve Endüstri Suyu Temini Hakkında Kanun
Erdoğan’ı yalanlıyor: “Su kaynağını teşkil eden barajlar, isale hatları ve
tasfiye tesisleri Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü, depo ve tevzi şebekeleri
belediyelerce yapılır.”
AKP’nin İzmir’e su yolu böyle… Hatırlarsınız, Erdoğan daha
önce de 1987’de yapılan İzmir Adnan Menderes Havalimanı’nı kendilerinin
açtığını iddia etmişti. İzmir hakkında bir türlü doğru bilgilendirilemedi…
Yazık.
“Cumhurbaşkanı
incinmiş!”
“İstanbul’a ihanet ettik, bundan ben de sorumluyum” itirafıyla
hatırladığımız AKP Genel Başkanı’nın, yaşanan bir afet üzerinden İzmir
Büyükşehir Belediyesi’ni hedef alması çöküşün en somut örneği...
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin bütçesinin 2.5 katı borçlu
olduğu ve finansmanı da tüm diğer bilgiler gibi gerçek dışı. İzmir Büyükşehir
Belediyesi, 2019 yılı sonu itibari ile 2031 yılına kadar ödenecek anapara ve
faiz borçlarının tutarını 1 yıl içinde ödeyebilecek bütçeye sahip. Merkez
Bankası döviz rezervini eksi 45.5 milyar dolara indiren ekonomistin İzmir
Büyükşehir Belediyesi’nin mali yapısını anlamasını beklemiyoruz.
AKP Genel Başkanı halkın günden güne yoksullaşmasından
rahatsız değil, işsizliğin Cumhuriyet tarihinin en yüksek noktasında
olmasından, vatandaşın gitmediği şehir hastanesinin, geçmediği köprünün, kullanmadığı
yolun faturasını ödemesinden, doğanın talanından, kamu kaynaklarının 5
müteahhite akıtılmasından rahatsız değil.
Üstelik bunları kamuoyuna ağzı dolu dolu anlatıyor ama
görüyoruz ki bu ülkenin yüz akı İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin alt yapı yatırımları
için ucuz finansman bulmasından incinmiş. Ne diyelim Allah akıl fikir versin.
Ülkenin kefen parası ile müteahhitlerin hakkedişlerini
ödeyen şahsım devletinin kentinin alt yapı yatırımı için uzun vadeli ucuz kredi
bulan İzmir Büyükşehir Belediyesi’ni alkışlamasını beklemiyorduk tabii. Ama
ülke yönetimindeki becerisizliğinizi, basiretsizliğinizi CHP’li yerel
yönetimleri karalayarak örtemezsiniz.
İzmir’in, Ankara’nın, İstanbul’un ve tüm belediyelerimizin ürettiği işler, yaptığı projeler sizi rahatsız ediyor, biliyoruz… Siz ne derseniz deyin biz halka hizmet etmeye ve sizi rahatsız etmeye devam edeceğiz.