Didar DEMİRCİ - İlk olarak kürsüye çıkan CHP İzmir Milletvekili Atila Sertel, Menemen'in kendisinde çok derin izleri olduğunun altını çizerek sözlerine başladı. Sertel, "Yıl 1986 14 Mart. Menemen'de çok önemli bir seçim vardı. Zamanın belediye başkanı görevden alınmıştı ve Menemen'i o güne kadar hep sağdan gelen belediye başkanları yönetiyordu... O dönemde Güneş gazetesinden arkadaşlarımızla Menemen'de çalışmaya geldik. Kıran kırana bir seçim hadisesi vardı. Bir dönemin papatyaları 'Yıkılmaz' diye adlandırılan Adalet Partisi'nin başında Turgut Özal vardı. 13 bin seçmenden Kadir Yıldırım, Sosyal Demokrat Halkçı Parti adayı olarak 4 bin 200 oy alarak başkan seçildi. Bazı evlere gece yarısı para, altın, erzak yardımı yapılıyordu. Bu heyecanı birlikte yaşayan arkadaşlarım şu anda salonda var, o günleri anımsarlar. O günün çok önemli bir sloganı vardı, 'Yiyelim, içelim, satılmayalım' sloganıydı. O slogan Menemen'de seçim kazandırdı" dedi.
"Şimdi, Serdar Değirmenci'ye verilen değerin ve ona
gösterilen ilginin boşa olmadığını söylemek isterim" diyerek sözlerini
sürdüren Sertel, "Partimizde emek en yüce değerdir. 'Ben olursam parti var
ama ben olmazsam yakarım, yıkarım' anlayışının hakim olduğu dönem, Menemen'de
bitti. Hiç kimse kendini yıkılmaz, vazgeçilmez görmemeli. Bütün makamlar,
koltuklar gelip geçer. Tarihe bakın, tarihsel mezarlıklara bakın. Bir dönemin
efsanevi başkanı İhsan Alyanak, o Alsancak'ta kilisenin duvarını yıkarken
yaşayan ve o günlere tanıklık edenler ve sonrasında faşist darbenin onu
görevden almasıyla yaşadığı mütevazi hayat. Bizim bütün belediye başkanlarımız
mütevazi yaşamıştır. Boğazımızdan haram lokma geçmedi geçmeyecek. Helalinden
kazanmaya devam ettik. Korumayla gezmedik. Korkan insanların hareketleri
karşısında hepimiz gülüyoruz. Bugün Türkiye'de AKP iktidarı yok. Yalnızca tek
adam ve etrafında görevlendirdiği şüreka var. İstediğini görevden alan ve kendi
hazırladığı yasayı topluma karşı sanki şirin görünmek için asgari ücret
görüşmeleri yapılırken 'Jestimi yaparım' diyerek tüm yetkiyi elini almış tek
kişi. İnanılmaz bir adaletsizlik ve hukuksuzlukla Türkiye'yi yönettiğini
zannediyor. Aslında yönetemediğini çok iyi biliyoruz. Köylü kan ağlıyor, emekli
perişan, gençler işsiz. İnsanlar bırakın ayın sonunu ayın 10'unu getiremiyor.
Biliyor musunuz AKP milletvekilleri kendi grup salonlarına girerken kontrolden
geçiyor. Korkuyor, ödü patlıyor. Oysa bizim belediye başkanlarımız ve milletvekillerimiz
halkın arasında elini kolunu sallayarak geziyor. Biliyor ki CHP'liler kimsenin
hakkını hukukunu çiğnemek için değil, bütün hukuksuzlara karşı durmak için
var" diye konuştu.
'GÜN GELECEK HESAP VERECEKLER'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın son İzmir ziyaretini hatırlatarak sözlerini sürdüren Sertel, şu açıklamalarda bulundu: "Saygılı Cami'nin açılışı için geldi, 30 milyon lira para harcadılar. O caminin temelini atan kişi şu anda kaçak olan eski rektör Cüneyt Hoşcoşkun. Eflatun ve Bilal Saygılı, haklarında FETÖ'den işlem yapılan ve gazeteleri kapanan bir aile. O gazete kapandığı için gazetecilerin basın kartlarını iptal ettiler ama Cumhurbaşkanı gelip onların yaptığı caminin kurdelesini kesiyor. Eflatun Saygılı'nın son dakika gazetesinin ortakları kaçak. Bütün bunları bilenler ve bütün bunlara karşı sessiz kalanlar... Aslında birbiriyle iç içe geçmiş bir yapının, FETÖ'yü kazısan altından AKP'nin, AKP'yi kazısan altından FETÖ'nin çıktığı bir dönemde insanları cezaevine atıyorlar. Emin Çölaşan gibi Mustafa Kemal Atatürk'ün her daim izinde olan birini mahkum ediyor, Metin Yılmaz'ı, Gökmen Ulu'yu Sözcü yazarlarını mahkum etmeye çalışıyorlar. Aslında mahkum edilenler o hakimlerdir, savcılardır. Gün gelecek onlar da hesap verecektir."
‘SARAY 15 MİLYAR BÜTÇEYİ KENDİSİNE AYIRDI’
CHP İzmir Milletvekili Kani Beko Menemen İlçe Kongresinde
TBMM’deki bütçe kararlarında yaşananları anlatarak işsizlik sorununa değindi. Beko,
“TBMM’de Plan ve Bütçe Komisyon çalışmalarında yapmış olduğumuz mücadele
sonrasında maalesef yeterli oy hakkımız olmadığından dolayı geçen yılda
yaşananlar bu yılda yaşandı. 1.1 trilyonluk bütçenin aslan payını her zaman
olduğu gibi 15 milyara yakınının saray kendisine aldı. Bütçeyi incelediğimizde
maalesef üzülerek söylüyorum ki bütçede işsizlere, memurlara, işçilere,
köylülere, çiftçilere, emeklere, engelli kardeşlerimize yer yok. Dullarımız,
yetimlerimiz bu bütçeden yeterli payı alamadı. Alamadığı gibi baktığımızda 108
milyar çiftçi kardeşlerimizin kredi borçları var. 10 milyar tarım ve kredi kooperatiflere
olan borçları ile birlikte toplam 118 milyara yakın çiftçi kardeşlerimizin
bankalara borçları var. Çiftçi kardeşlerimizin milli gelirden alması gereken
yüzde birlik oranda bir kısım var. Gelin hep beraber yürüyüşlerle mitinglerle
kavgayla gürültüyle almanız gereken parayı hep beraber almak için elimizden
geleni yapalım” dedi.
‘BİRLEŞİRSEK İKTİDAR OLURUZ’
“5 milyon Genel Sağlık Sigortası borcunu ödeyemeyenler
devlet hastanesine ve üniversite hastanelerine gidemeyecekler, giderlerse de
oralarda rehin kalacaklar. Bırakın simit saraylarını, dünya göz hastanelerini
kurtarmayı, 5 milyon GSS ödememiş vatandaşımızı kurtarmanız gerektiğini
düşünüyorum. 8 milyona yakın emeklimiz asgari ücretin altında emekli maaşı
alıyor. Yani açlık sınırının altında yaşıyor. Sevgili arkadaşlar unutmayalım,
bölüşürsek tok oluruz, bölünürsek yok oluruz birleşirsek 2023’de iktidar
oluruz.