MİLLET İTTİFAKI’NI ELEŞTİREN CUMHUR İTTİFAKI’NDA SON DURUMİttifakları değerlendiren Alaattin Yüksel, "İttifaklar ve koalisyonlar doğaldır. Avrupa'da 90'lı yıllarda sosyal demokratlar genellikle iktidarda olmuştur ve Avrupa'nın bugünkü gelişmişliği büyük ölçüde bunun sonucudur. Bu süreçte birçok koalisyon hükümeti de oluşmuştur. İtalya'da zaman zaman hükümet olmadığı dönemler olmuştur ancak kurumlar ve kurallar işlediği sürece her şeyin yürüdüğünü gördük. Cumhurbaşkanı Erdoğan, başkanlık sistemini savunurken tek başına güçlü bir lider olmasına rağmen, kendisini prangalayan şeylerin olduğunu söylemişti. Ancak Kahramanmaraş depreminde hızlı kararlar alınamadı ve bu yüzden insanlar hayatlarını kaybetti. Devletin kurumlarının işleyişinin düzgün olması önemlidir.
Cumhur ittifakı 5 partiyle seçime giriyor: AKP, MHP, Hüda Par ve Yeniden Refah. Millet ittifakı ise 6 partiden oluşuyor. Millet ittifakının en büyük farkı, bir yıl boyunca çalışarak anayasa konusu ve toplumsal mutabakat konusunu ele aldıktan sonra, 2 bin 500 maddeye yakın tüm politikaları kapsayan bir mutabakat metni ortaya çıkarmış olmalarıdır. Bu metinde öğrencilerden köylülere, profesörlerden işçilere, esnaflardan tüccarlara kadar herkes kendini bulabilir. Yakıcı sorunların cevaplarını içeren bu metinde, herkesin yaşadığı sorunlarla ilgili çözümler yer almaktadır. Millet ittifakının ne yapacağı bu mutabakat metninde yer almaktadır. Ancak Cumhur ittifakında böyle bir şey yoktur. İttifakı 6 partiye genişletmeleri eleştiriliyor ancak şu anda kendileri de 5 parti halindeler. Ayrıca, İmralı ile görüştükleri iddiaları da var. HÜDAPAR gibi şiddete bulaşmış bir parti ile bile işbirliği yapabilecek duruma gelmişlerdir.Emek ve Demokrasi İttifakı da üçüncü bir ittifak olarak sahada. Onlar da 7 partiye mensup ve birçok ortak değerimiz var bu ittifakla. Millet İttifakı ile Emek ve Demokrasi İttifakı'nın en temel konuda anlaştıkları nokta, güçlendirilmiş parlamenter sisteme dönmek ve ülkeye büyük zararlar veren cumhurbaşkanını değiştirmek. Bu doğrultuda Kılıçdaroğlu'nun cumhurbaşkanı adayı olduğu bir mutabakat sağlanıyor. Dolayısıyla, iki ittifakın oyları toplandığında genel başkanımız Kılıçdaroğlu'nun cumhurbaşkanı olarak seçilebileceği bir tablo ortaya çıkıyor." şeklinde konuştu.
CUMHUR İTTİFAKI’NIN KUTUPLAŞTIRMASININ KARŞISINDA ALTILI MASA
Ülkenin geleceği için Altılı Masa diyen Yüksel,”Altılı masanın çok ayrı başka bir tarafı daha var. Farklı düşüncedeki insanların bir araya gelip birlikte bu ülke için bir şeyler yapabildiklerini gösteriyor. İktidarın ve Cumhur ittifakı'nın ülkeyi ayrıştırdığı kutuplaştırdığı bir ortamda bir başka ittifak çıkıyor ve biz de farklı düşünüyoruz ama ülkenin geleceği için bir arada olabiliyoruz diyor.
Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanlığında kimlerle çalışacağını şimdiden tüm Türkiye biliyor. İki başarılı büyükşehir belediye başkanı ve çalışacakları alanları dahi belli. Onun dışında diğer 5 partinin genel başkanı ve kurmaylarıyla kadro belli. “ diye konuştu.
YAPTIĞI AFFEDİLİR BİR ŞEY DEĞİL
Muharrem İnce adaylığı Cumhurbaşkanı adaylığı konusunda ağır eleştirilerde bulunan Yüksel şöyle konuştu:"Ben İzmir İl Başkanı iken, o da Yalova İl Başkanıydı. Tanışıklığımız o zamanlara dayanıyor. Muharrem İnce, bu parti içinde üç-beş kişiye nasip olacak bir deneyim yaşadı. Yıllarca grup başkanvekilliği yaptı ve asıl önemli olan cumhurbaşkanlığı adaylığıydı. Ne kadar haksızlık yapıldığına inanırsanız inanın, asıl meselemiz bu ülkenin geleceğini inşa etmek olmalı. Muharrem İnce'nin yaptığı şey affedilemez bir şey değil. Ancak görünen o ki, tek amacı muhalefeti kaybettirmek."YÜKSEL SEÇMENE SESLENDİ
CHP milletvekili olarak en az sayıda temsil edildiğimiz dönem olacağını ifade eden Yüksel,”Benim zamanımda 24 milletvekili vardı. Şu an 28 milletvekili var İzmir’in. En azından o günkü rakama ulaşırız diye düşünüyorum. Milletvekillerinin yarısı ittifak partilerinden olacağı için CHP milletvekili olarak en az olduğumuz dönem olacak. İktidar cephesinin bizim adaylarla ilgili ne kadar bel altı vurduğunu biliyoruz. Seçmenlere şunu söylemek istiyorum: Bunlara prim vermeyin. Geçmişteki köşe yazılarından birer cümle bağlamından kopartılarak alt alta koyduğunuz zaman bambaşka anlamlar çıkabiliyor. Bunlara kulak asmayın. Bizimde ittifak içinde itiraz ettiğimiz isimler var. Şu anda Türkiye bir karanlığın içinde ve bu Türkiye’yi karanlıktan çıkaracak ilk adımdır. Bu iki yıllık parlamenter sisteme geçiş sürecidir. Ondan sonra bu beğendiğimiz, beğenmediğimiz insanlarla ayrı yerlerde olacağız. Kendi adaylarımızla kendi düşüncelerimizle yola devam edeceğiz.Bunu bahane ederek kimse oy vermemezlik yapmasınlar. “ dedi.
Cumhur ittifakı 5 partiyle seçime giriyor: AKP, MHP, Hüda Par ve Yeniden Refah. Millet ittifakı ise 6 partiden oluşuyor. Millet ittifakının en büyük farkı, bir yıl boyunca çalışarak anayasa konusu ve toplumsal mutabakat konusunu ele aldıktan sonra, 2 bin 500 maddeye yakın tüm politikaları kapsayan bir mutabakat metni ortaya çıkarmış olmalarıdır. Bu metinde öğrencilerden köylülere, profesörlerden işçilere, esnaflardan tüccarlara kadar herkes kendini bulabilir. Yakıcı sorunların cevaplarını içeren bu metinde, herkesin yaşadığı sorunlarla ilgili çözümler yer almaktadır. Millet ittifakının ne yapacağı bu mutabakat metninde yer almaktadır. Ancak Cumhur ittifakında böyle bir şey yoktur. İttifakı 6 partiye genişletmeleri eleştiriliyor ancak şu anda kendileri de 5 parti halindeler. Ayrıca, İmralı ile görüştükleri iddiaları da var. HÜDAPAR gibi şiddete bulaşmış bir parti ile bile işbirliği yapabilecek duruma gelmişlerdir.Emek ve Demokrasi İttifakı da üçüncü bir ittifak olarak sahada. Onlar da 7 partiye mensup ve birçok ortak değerimiz var bu ittifakla. Millet İttifakı ile Emek ve Demokrasi İttifakı'nın en temel konuda anlaştıkları nokta, güçlendirilmiş parlamenter sisteme dönmek ve ülkeye büyük zararlar veren cumhurbaşkanını değiştirmek. Bu doğrultuda Kılıçdaroğlu'nun cumhurbaşkanı adayı olduğu bir mutabakat sağlanıyor. Dolayısıyla, iki ittifakın oyları toplandığında genel başkanımız Kılıçdaroğlu'nun cumhurbaşkanı olarak seçilebileceği bir tablo ortaya çıkıyor." şeklinde konuştu.
CUMHUR İTTİFAKI’NIN KUTUPLAŞTIRMASININ KARŞISINDA ALTILI MASA
Ülkenin geleceği için Altılı Masa diyen Yüksel,”Altılı masanın çok ayrı başka bir tarafı daha var. Farklı düşüncedeki insanların bir araya gelip birlikte bu ülke için bir şeyler yapabildiklerini gösteriyor. İktidarın ve Cumhur ittifakı'nın ülkeyi ayrıştırdığı kutuplaştırdığı bir ortamda bir başka ittifak çıkıyor ve biz de farklı düşünüyoruz ama ülkenin geleceği için bir arada olabiliyoruz diyor.
Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanlığında kimlerle çalışacağını şimdiden tüm Türkiye biliyor. İki başarılı büyükşehir belediye başkanı ve çalışacakları alanları dahi belli. Onun dışında diğer 5 partinin genel başkanı ve kurmaylarıyla kadro belli. “ diye konuştu.
YAPTIĞI AFFEDİLİR BİR ŞEY DEĞİL
Muharrem İnce adaylığı Cumhurbaşkanı adaylığı konusunda ağır eleştirilerde bulunan Yüksel şöyle konuştu:"Ben İzmir İl Başkanı iken, o da Yalova İl Başkanıydı. Tanışıklığımız o zamanlara dayanıyor. Muharrem İnce, bu parti içinde üç-beş kişiye nasip olacak bir deneyim yaşadı. Yıllarca grup başkanvekilliği yaptı ve asıl önemli olan cumhurbaşkanlığı adaylığıydı. Ne kadar haksızlık yapıldığına inanırsanız inanın, asıl meselemiz bu ülkenin geleceğini inşa etmek olmalı. Muharrem İnce'nin yaptığı şey affedilemez bir şey değil. Ancak görünen o ki, tek amacı muhalefeti kaybettirmek."YÜKSEL SEÇMENE SESLENDİ
CHP milletvekili olarak en az sayıda temsil edildiğimiz dönem olacağını ifade eden Yüksel,”Benim zamanımda 24 milletvekili vardı. Şu an 28 milletvekili var İzmir’in. En azından o günkü rakama ulaşırız diye düşünüyorum. Milletvekillerinin yarısı ittifak partilerinden olacağı için CHP milletvekili olarak en az olduğumuz dönem olacak. İktidar cephesinin bizim adaylarla ilgili ne kadar bel altı vurduğunu biliyoruz. Seçmenlere şunu söylemek istiyorum: Bunlara prim vermeyin. Geçmişteki köşe yazılarından birer cümle bağlamından kopartılarak alt alta koyduğunuz zaman bambaşka anlamlar çıkabiliyor. Bunlara kulak asmayın. Bizimde ittifak içinde itiraz ettiğimiz isimler var. Şu anda Türkiye bir karanlığın içinde ve bu Türkiye’yi karanlıktan çıkaracak ilk adımdır. Bu iki yıllık parlamenter sisteme geçiş sürecidir. Ondan sonra bu beğendiğimiz, beğenmediğimiz insanlarla ayrı yerlerde olacağız. Kendi adaylarımızla kendi düşüncelerimizle yola devam edeceğiz.Bunu bahane ederek kimse oy vermemezlik yapmasınlar. “ dedi.