Çiğdem CANPOLAT /
ÖNCÜŞEHİR - İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği “Etkin ve
Demokratik Yerel Yönetimler için Türkiye Muhtarlar Buluşması”, CHP Lideri Kemal
Kılıçdaroğlu katılımıyla Fuar İzmir’de gerçekleşti. Türkiye’nin farklı
illerinden yaklaşık 2 bin muhtar yerel siyaset yapma sürecinde karşılaşılan
sorunların belirlenmesi ve çözüm önerilerinin geliştirilmesi için bir araya
geldi. Buluşmada, demokrasinin yerel yönetimlerle güçlenmesine hedefine katkı
koyacak zirve sonrası bir de eylem planı hazırlandı.
Çalıştaya CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun yanı sıra, ev
sahibi İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, CHP Genel Başkan
Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı, CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, İlçe Belediye
başkanları, parti ilçe başkanları ve Türkiye'nin dört bir yanında gelen mahalle
muhtarları katıldı.
KILIÇDAROĞLU:
DEMOKRASİ ÇARKININ İYİ ÇALIŞMASI LAZIM
Buluşmada konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Gittiğim
illerde mutlaka muhtar arkadaşlarla toplantı yaparım. Türkiye’nin içine
bulunduğu şartları hepimiz iyi biliyoruz. Biz yeni bir şeyler yapmak
zorundayız. Kavga etmeden ayrışmadan bölünmeden ama bir saat gibi çalışarak
ülkemizi inşa etmek zorundayız. Bazen kolunda saat taşırsınız. Arka kapağını
açtığınızda orada çalışan mekanizmayı görürsünüz. Orada tek alet yoktur, birden
fazla çark vardır. Her bir çark ayrı görev yapar. O çark iyi çalışmazsa zamanı
doğru öğrenemeyiz. Türkiye’de geldiğimiz nokta budur. Demokrasi çarkının iyi çalışması lazım. En büyük halkayı muhtarlar
oluşturuyor. Çünkü siz seçimle geliyorsunuz” dedi.
“2023’DEN SONRA
İKİNCİ YÜZYILI BAŞLAYACAĞIZ”
En son gerçekleştirilen çalıştayda, ikinci yüzyıla çağrı
beyannamesi yayınladıklarını ifade eden Kılıçdaroğlu, “Bir yüzyıl geçti. 2023’den
sonra ikinci yüzyılı başlayacağız. 2. yüzyıla başlarken bu ülkede huzurun,
demokrasinin, gelişmenin, kalkınmanın, her mahallede her köyde bütün Türkiye’de
huzur olsun istiyoruz. Elbette ki farklı düşünebiliriz ama hepimizin bayrak ve vatan
aşkı kaçınılmazıdır. Bu bayrak ve vatanda huzur içinde yaşamak istiyoruz. Neler
yaşayacağız, neler düşünüyoruz, muhtarla ilgili onu anlatacağız. Muhtarlık kurumu
tarihçesi anlatıldı ama bu kurum ne kadar değerli, ne kadar önemli siyaset bu
kuruma yeterli desteği veriyor mu? Siyasi partiler yani devleti yönetenler
muhtarlık kurumuna yeteri önemi ve değeri veriyor mu? Ben diyeyim vermiyor. Değeri
ve önemi nasıl vereceğiz? Sadece muhtarlar önemlidir deyip alkışlarsak bunun
altı budur. Muhtarı değerli ve saygın kılmak için ne yapacağız, bunu anlatacağız”
ifadelerini kullandı.
“105 MADDEDEN OLUŞAN
BİR MUHTARLIK TEMEL KANUNUNUN TASLAĞINI HAZIRLADIK”
Muhtarlar için temel muhtarlık kanununun olmadığını dile
getiren Kılıçdaroğlu, “Buna ihtiyacımız var bizim. Görevleri, yetkileri,
sorumlulukların anlatan bir temel muhtarlık kanunu olması lazım. Bunu yaptık.
105 maddeden oluşan bir muhtarlık temel kanununun taslağını hazırladık. Biz ilgili
yerlere gönderdik, bakın, inceleyin bize dönün diye. Şimdi elimizde muhtarlık
temel kanunu taslağı var. Seçim olur belediye başkanları ve muhtarlar seçilir. Sizin
birleşik oy pusulanız yok. Neden yok? Girerseniz kabine beğenemediğiniz alır
pusulayı koyarsınız, oy vereceğiniz pusulayı bulamazsınız. Birleşik oy pusulası
olsa herkesin adı, fotoğrafı vardır. Bu olunca basarsınız pusulaya seçersiniz. Belediyelerin
binaları var. Muhtarların büyük bir kısmının ya binası yoktur ya da derme çatma
bina vardır veya kiralık bir yerde durur. Neden sizin muhtarlık eviniz yoktur
ve neden yapılmaz? Bizim bazı belediyelerimiz tek tip muhtarlık evi yapıp
teslim etti” dedi.
“YANLIŞ YÖNETİM
KAYNAK İSRAFIDIR”
“Sizin bir bütçeniz yok çünkü siyaset kurumu size önem
vermiyor” diyen Kılıçdaroğlu, “Çar çur edecek, yok deyip verecek para yok diyorlar.
Sizin bütçeniz olması gerekiyor. Bütçe aynı zamanda denetim demektir. Gittiğim her
toplantıda örnek veririm. Fakir bir öğrenin çocuğu üniversiteyi kazandı, otobüs
parası bile yok. Belediye başkanı milletvekili, bakana ulaşamaz. Cumhurbaşkanına
hiç ulaşamaz. En rahat muhtara ulaşır. Anne baba gider bu çocuk kazandı gitmesi
lazım der. Muhtar doğrudan doğruya mahallesinde bulunan bir kişiye çözüm üreten
bir pozisyona gelir. Der ki, otobüs biletini alıyorum gitsin kaydını yapsın
gelsin der. Bunları ilk dediğimde dediler ki bütçe diyorsunuz ya parayı nereden
buluyorsunuz der. Emlak vergileri var. Onun yüzde biri veya ikisi mahalle muhtarlarına
tahsis edilse günah mı olur, ayıp mı olur? Biz sadece muhtarlık kurumunu değil
belediyeyi de güçlendirmek istiyoruz. Otopark yerini merkezi hükümet yapmaz,
belediyeye yap der. Taşıt vergisini merkezi hükümet alıyor neden belediye
almıyor. Gelişmiş ülkelerde bu vergileri belediyeler alır. Hem kaynak vermiyorsunuz
hem de sorunu çözün diyorsunuz. Bu ne anlama geliyor: biz dersimize iyi
çalışıyoruz. Biz ülkeyi afetle, ahlakla, bilgiyle, birikimlerle yöneteceğiz ülkeyi.
Yanlış yönetim kaynak israfıdır. Siyasete güveni sarsar. Bunu çözeceğiz” dedi.
“BİR KİŞİNİN
YOKSULLUĞUNU TEŞHİR ETMEK GÜNAHTIR”
Köylerin mahalleye dönüştürülmesi konusuna da değinen
Kılıçdaroğlu, “Köyler mahalleye dönüştürüldü. Ama mahalle değil köy hala. Onları
iade edeceğiz. Az önce ifade etim. Bir bütçesi olsun dedim. Fakir bir aileye
sorunla karşılaşıyorsa, o aileye muhtar yardım eder. Sosyal yardımların politik
amaçlarla değil muhtarlık aracılığıyla dağıtmak lazım. Yardımı muhtar
dağıtacak. Muhtarın politik kimliği de yok. Adıyla girer seçime. Mahallede sevilir.
Gider propagandasını yapar ve seçilir. Bir kişinin yoksulluğunu teşhir etmek
günahtır. Bir elin verdiğini diğeri görmeyecek. Muhtar bunu dağıtırsa bunu
muhtar yapar. Her muhtar kendi mahallesi ile karar alınacaksa meclise katılacak
ve söz karar sahibi olacak. Mahalleli gelip muhtarı bulduğuna neden karar
alındığını söyleyecek. Olayın arka planını muhtar öğrenecek. Bunun yapmadığınız
takdirde demokrasi olmaz. Demokrasi katılımcıdır, katılacaksınız.
“DEVLET SOYULACAK
ORGAN DEĞİLDİR”
Muhtarlığın kamu görevi olarak sayılmadığını ifade eden
Kılıçdaroğlu, “Kanun öyle görmüyor. Belediye başkanı muhtarlarla ortak proje
yapamaz. Yaparsa soruşturma açılıyor. Kanunun değişmesi lazım. Türkiye muhtarlar
birliği yok, çok fazla parçalı yapınız var. Çok kalabalıksızız, yeteri kadar
güçlüsünüz ama politik olarak ayrı olduğunuz için politikacılar bunun arkasına
sığınıyorlar. Ben sizin oyunuza talip değilim. Ben sizin sorunlarınızı çözmeye
talibim. Türkiye’nin adaletle yönetilmesi lazım. Hiçbir devlet bir kişinin iki
dudağına teslim edilemez. Dünyada böyle bir örnek yoktur, liyakat dediğiniz bir
kavram vardır. Padişahlar doğrudur ama başbakan görevini sadrazam yapar. Osmanlıda
da vardı. Bunların tamamı yönetimde liyakatı sağlayabilirse devleti güzel ve
sağlıklı yönetilirsiniz. Olaylara kendi hakkınıza sahip çıkmanızı istiyorum. İkinci
bir yüzyıla giriyoruz. İkinci yüzyıla Türkiye’nin barış içinde büyümesi lazım; çatışarak, karalayarak, kötü örnek olarak değil. Akılla, mantıkla, birikimle,
erdemle, adaletle bir devletin yönetilmesi lazım. Devlet soyulacak organ
değildir. Siyaset devletin malını cebine indirecek kurum değildir. Devleti sosyal
olmaktan çıkarırsanız büyük yaralar çıkarırsınız. Size maaş değil ödenek
veriliyor. Hastalanıp işe gitmezseniz ödeneğiniz kesilir. Size maaş verilmesi
lazım. Bu hakkı talep etmelisiniz. Karakolun
bekçisi postanenin nöbetçisi muhtar olmamalıdır” dedi.
“EKONOMİK BUHRAN
İÇİNDEYİZ, TÜRK LİRASI KAR GİBİ ERİYOR”
Muhtarlardan isteklerini dile getiren Kılıçdaroğlu, “Gençler geldiği zaman onlar şunu deyin: torpilden canları yanmış. Dayısı bir siyaset arkası olmadığı için başkası kazanıyor. Onlara şunu deyin: Kılıçdaroğlu dedi ki mülakatı kaldıracağız. Haklarını teslim edeceğiz. Çiftçi dostlarınız var, çiftçilikle uğraşanlarınız var. Bankalardan kredi aldılar. İktidara geldiğimiz ilk bir haftada o faizlerin tamamını sileceğiz. Ana parayı alacağız, makul taksitlerle. Buna benzer pek çok uygulama yapacağız. Etnik kimlik üzerinden siyaset yapmaya kimseye izin vermeyiz. Herkesin anne babası onun şerefidir. İnanç üzerinden siyaset yapmayız. Herkesin inancına saygılıyız. Kimsenin yaşam tarzında müdahale etmeyiz. Biz siyaseti sosyal kimlikler üzerinden yapıyoruz. Şunu unutmayın Türkiye’nin çözülemeyecek sorunu yoktur. Bütün sorunlar akılcı politikalarla çözülebilir. Ekonomik buhran içindeyiz, Türk lirası kar gibi eriyor. Bu kış zor geçecek biliyorum. Ama az kaldı. Bu günleri atlatacağız. Hep birlikte çağdaş Türkiye’yi birlikte kuracağız. Sözüm söz” diye konuştu.