Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Genişletilmiş İl
Başkanları Toplantısı'nda konuştu. 2023'ün önemli bir dönüm noktası olduğuna
dikkat çeken Erdoğan, ”Unutulmamalıdır ki 2023 AK Parti veya bizim şansımızdan
ziyade ülkemiz ve milletimiz için bir dönüm noktası olacaktır. Türkiye bu
seçimde demokrasi ve kalkınmasıyla eskinin köhne devirlerine dönüş ile aydınlık
geleceğine yürüyüş arasında kritik bir tercih yapacaktır.
Milletimiz bugüne kadar girdiğimiz hiçbir mücadelede
hamdolsun bizi yalnız bırakmadı. Bugün ülke olarak dünyanın en büyük on
ekonomisinden biri haline gelmemizi sağlayacak tarihi bir atılımın, radikal bir
dönüşümün, en üst lige çıkma hamlesinin içindeyiz. Allah'ın izniyle her
mücadelemiz gibi bunu da başaracağız. Bu durumun farkında olan sadece biz
değiliz, milletimizi iki asırdır demokraside ve kalkınmada geri bırakmak için
her yola başvuranlar da bu hakikati görüyor.
Türkiye'nin önünü kesmek için kendi siyasi ve ekonomik
güçlerini sonuna kadar kullanıyorlar, hem de içerdeki araçlarını seferber
ediyorlar. Bizimle birlikte bunlar içinde 2023 bir kader seçimidir. Sizlerden
bu açık ve gerçek fotoğrafı önce kendi arkadaşlarımızla, onlar vasıtasıyla da
tüm milletimizde paylaşmanızı istiyorum” açıklamasında bulundu.
Yaşanan ekonomik sürecin takipçisi olduklarını bildiren
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ”Hiç şüphesiz her büyük dönüşüm gibi bu süreçte de
sancılar çekiyor, bedeller ödüyoruz. Milletimizin 2018'den beri devam eden
ekonomik dalgalanmalar, özellikle de hayat pahalılığı sebebiyle sıkıntılar
yaşadığını biliyoruz. Ülkenin ve devletin tüm kaynaklarını seferber ederek
çalışanlarımız başta olmak üzere her kesimin gelirlerini artırarak
insanlarımızın yanında olduğumuzu göstermeye çalışıyoruz. Dünkü kabine
toplantısı sonrasında yaptığımız milleti seslenişte bu yönde aldığımız yeni
kanalları kamuoyumuzla paylaştık.
Tarım desteklerinden enerjiye, KDV indirimlerinden
gençlerimize yönelik adımlara kadar her alanda toplumumuzun tüm kesimlerini
rahatlatacak birçok müjdeler açıkladık. Özellikle son dönemde çokça gündeme
gelen elektrik tarifeleri konusunda ilgili kurumlarımıza yeniden bir
değerlendirme yapılması talimatını verdik” dedi.
AK Partili belediyelere su faturalarında da indirim talimatı
veren Erdoğan şunları kaydetti:
"Bu vesile ile tüm partili belediyelere, bir kısmının
geçtiğimiz günlerde başlattığı bir uygulamayı süratle yaygınlaştırmaları
çağrısında bulunmak istiyorum. Evet arkadaşlar su tarifelerinde birinci derecede
belediye başkanlarıma sesleniyorum. Biz ne ana muhalefetiz ne ne şuyuz ne
buyuz. Biz AK Parti'yiz. En az KDV indirimi kadar şartları uygun olanlar, bunun
da üzerinde bir oranda indirim yaparak enflasyonla mücadelemize katkıda
bulunmalıdır. Şimdi birçok belediyemiz açıkladı.
Ne dediler; yüzde 7 indirim yapacağız, neyde suda.
Arkadaşlar yüzde 7 indirim yapmak suretiyle vatandaşımıza su parasından
İstanbul yüzde 25'in üzerinde zam talebiyle Meclise geldi ve sonunda geldiği
noktaya bakalım. Mecliste tabii ağırlık bizde olduğu için arkadaşlarımız
bunların bu zam talebine evet demediler. Biz vatandaşımızın bu noktada huzurunu
istiyoruz. Çünkü bunlar seçim öncesinde diyorlardı ‘Suya biz indirim
getireceğiz, ekmeğe indirim getireceğiz.' Tabii çıktı ağaları da Şanlıurfa'da
'Şanlıurfa'yı bize verin, biz de bundan böyle elektriği size bedava veririz'
dedi. Bir defa elektriğin kimde olduğundan haberi yok. Elektrik şimdi Enerji ve
Tabii Kaynaklar Bakanlığında. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı nerede, AK
Parti iktidarında. Dolayısıyla burada şu an itibarıyla bizler elektrikte enerji
ile ilgili tüm adımları en ideal şekilde atıyor ve vatandaşımıza zulmetmeyen
bir süreci çalıştırıyoruz.”
İstanbul'da su faturaları için önerilen zam talebine ilişkin
konuşan Erdoğan, ”Şu anda su tabii ki belediyelerin peki belediye olarak sen
seçim öncesi, seçim döneminde söz verdin. Koltuğuna oturunca unutanlardan oldun
ve şu an itibari ile de geldin bir zam talebiyle İstanbul'da işi meclise
getirdin ve mecliste de arkadaşlarımız bunların bu talebine evet demedi. Şimdi
ben buradan diyorum ki Türkiye, AK Partili belediyelerin olduğu yerlerde bizler
en az yüzde 7 indirim yapmak suretiyle vatandaşlarımızı su parasında
aydınlatacağız. Bizimki lafta kalmaz, bizimki uygulamada ve bu adımı da hemen
süratle nasıl Kocaeli, Sakarya Belediyelerimiz bu adımları attıysa şu anda
bugünden itibaren de süratte hemen tüm belediyelerimiz irili ufaklı inşallah bu
adımı atmak suretiyle ana muhalefete, yavrularına, hepsine buradan sinyali
veriyoruz” diye konuştu.
“Seçim döneminde değil seçim döneminin dışında biz bugün bu
açıklamayı yapıyoruz ve süratle de arkadaşlarımız hemen meclislerinden bunu
geçirmek suretiyle vatandaşımızın inşallah rahatlatacaktır” diyen Erdoğan,
fiyatlardaki yükselişlerin de takipçisi olunduğunu belirterek, ”Kurdaki
dalgalanmaların önüne geçtiğimiz, istihdamı, üretimi ve ihracatı artırarak
büyümeyi sürdürdüğümüz gibi hayat pahalılığının belini de biz kıracağız. Tekrar
ediyorum marketler, çarşı pazar eğer vatandaşlarımıza hububatta, meyvede,
sebzede, şurada burada hala zulmetmeye devam ediyorsanız tüm dolaşan teftiş
ekiplerimizle, denetim ekiplerimizde sizlerin sırtına bineceğiz. Onun için
belediyelerimiz çarşıyı, pazarı, marketleri çok sıkı denetime alacaklar” dedi.
"Fırsatçılık ve
açgözlülük yaparak halkımızı mağdur edenleri affetmeyecek, hepsinden
yaptıklarının hesabını soracağız"
Vatandaşları mağdur edenlere karşı yaptırımlar
uygulanacağına dikkat çeken Erdoğan, ”Küresel dengesizliklerden kaynaklanan
sorunlara çözüm ararken fırsatçılık ve açgözlülük yaparak halkımızı mağdur
edenleri affetmeyecek, hepsinden yaptıklarının hesabını soracağız. Tabii her
şey sırasıyla olacak, her şey vakti saati geldiğinde yapılacak. Bugüne kadar
nice mücadeleleri beraberce zafere ulaştırdığımız milletimiz müsterih olsun. 20
yıl biz milletimize zulmetmedik, nasıl milletimizi huzurlu kıldıysak bundan
sonra da huzurlu kılacağız.
Hak ve özgürlükleriyle, güvenliğiyle, huzuruyla,
zenginliğiyle, büyük ve güçlü Türkiye güneşin doğuşu Allah'ın izniyle çok
yakındır. Bizim için bölgemizde ve dünyada kim olduğunu, hangi niyetleri
taşıdığını, hangi miktarlara sahip olduğunu bildiğimiz hasımlarımızla,
rakiplerimizle mücadele etmek kolaydır. Ne kadar sinsi yöntemler kullanırlarsa
kullansınlar, hangi tuzakları kurarlarsa kursunlar, hangi senaryoları devreye
alırlarsa alsınlar biz bunları biliyoruz, tanıyoruz. Bizi asıl zorlayan, tarih
boyunca hep olduğu gibi bugün de içimizdeki gafiller, içimizdeki muhterisler,
içimizdeki mankurtlardır. Türkiye asırlardır ne çektiyse işte bu iç
mücadeleden, iç kavgadan, iç çekişmeden, içeriden yediği yumruklardan
çekmiştir. Tek parti faşizminden vesayete, darbelerden siyasi
istikrarsızlıklara, ekonomik krizlerden sosyal fay hatlarının
derinleştirilmesine kadar yaşadığımız her badirede bu tabloyu görebiliriz” diye
konuştu.
"Karşımızda
siyasette eserlerimizle ve hizmetlerimizde yarışacağımız bir muhalefet görmek
isterdik"
Kılıçdaroğlu'nun tutumunu eleştiren Erdoğan, ”Bugün de aynı
dertten mustaribiz. CHP ve başındaki zat maalesef ülkemizde demokrasinin
kökleşmesine, ekonominin güçlenmesine, bölgesel ve küresel gücünün artmasına
karşı oynanan oyunların koçbaşılığına soyunmuştur. Bu zihniyet yalanlarıyla,
iftiralarıyla ülkenin zararından, milletin felaketinden, insanımızın sıkıntısından
medet uman siyaset anlayışlarıyla Türkiye'nin vaktini ve enerjisini tüketmenin
peşindedir. Her ne kadar biz hedeflerimize doğru yürüyüşümüzden taviz vermesek
de bu can sıkıcı tablodan üzüntü duymadan edemiyoruz. Halbuki biz karşımızda
siyasette eserlerimizle ve hizmetlerimizle yarışacağımız bir muhalefet görmek
isterdik. Maalesef bahtımıza Kılıçdaroğlu CHP'si gibi bir muhalefet çıktı. Son
günlerde Kılıçdaroğlu, kendi aklınca sık sık bize meydan okuyor, karşıma çık
diye yeri göğü inletiyor. Halbuki biz sandıkta Kılıçdaroğlu'nun karşısına çok
çıktık. Kemal Kılıçdaroğlu, 2010 yılı mayıs ayında CHP Genel Başkanı oldu, aynı
yıl anayasa değişikliği halk oylaması yapıldı.
Kılıçdaroğlu hayır kampanyası yürüttü, biz ‘evet' dedik.
Milletimiz yüzde 58'le yanımızda yer alarak daha ilk imtihanında
Kılıçdaroğlu'nu sandığa gömdü. 2011 yılında milletvekili genel seçimi yapıldı,
biz yüzde 50 ile birinci parti olduk. Milletimiz yüzde 26 ile Kılıçdaroğlu'nu
yine sandığa gömdü. 2014 yılında mali seçimler yapıldı, biz yüzde 39'la yine
birinci parti olduk. Kılıçdaroğlu yüzde 26 ile bir kez daha sandığa gömüldü.
Yine aynı sene içinde cumhurbaşkanlığı seçimi yapıldı, kendisi yüreği yetip
karşımıza çıkamadığı için ithal bir adayı karşımıza dikti. Milletimiz bizi
yüzde 52 ile bu makama layık görürken, Kılıçdaroğlu tekrar hezimete uğradı.
Türkiye 2015 yılında iki milletvekili seçimi yaşadı. Haziran
ayındaki seçimde AK Parti yüzde 41 ile birinci parti olurken, Kılıçdaroğlu'nun
CHP'si yüzde 25'te kaldı. Kasım 2015 tekrar seçiminde AK Parti yüzde 50'ye
yükseldi. Kılıçdaroğlu yine yüzde 25 oyla sandığa gömüldü. Yeni yönetim
sistemine geçmek için milletimizin huzuruna çıktığımız 2017 halkoylamasında
bizim evetimiz yüzde 52'yi bulan oy oranına ulaşarak, Kılıçdaroğlu'nun başını çektiği
hayırları geçti. Bu sisteme göre yapılan 2018 seçiminde Cumhurbaşkanlığı'nda
biz yüzde 53'e yaklaşan bir oy oranıyla milletimizden onay aldık. Kılıçdaroğlu
yine kendisi yüreği yetip karşımıza çıkamadığı için ortaya sürdüğü adayla ancak
yüzde 30'a çıkabildi. Aynı gün yapılan milletvekili seçiminde AK Parti yüzde 43
oy alırken, Kılıçdaroğlu partisinin oylarını sağa sola peşkeş çektiği için
yüzde 23'te kaldı. Tabii bu seçimde Cumhur İttifakı'nın oy oranı da yüzde 54'ü
aştı. 2019 mahalli idareler seçimlerinde AK Parti yüzde 45'e, Cumhur İttifakı
yüzde 50'ye yaklaşırken, CHP ise başta HDP olmak üzere diğer partilerden aldığı
tüm desteğe rağmen yüzde 30'u ancak bulabildi.
Kılıçdaroğlu ile doğrudan veya dolaylı olarak milletin
huzurunda on defa karşı karşıya geldik. Onun da kendisini sandığa gömdük. Bay
Kemal senin kıratın buna yetmez. Senin daha çok çalışman lazım ve biz sana
oturduğun koltukta meşruiyet sağlamayız. Bizim işimiz var, bizim işimiz
milletle” açıklamasında bulundu.
Erdoğan, geçtiğimiz günlerde 6 parti genel başkanının bir
araya geldiği toplantıya yönelik, ”Biz milletimizle beraber yola devam
ediyoruz. Bizim öyle yuvarlak masalarda filanda işimiz yok. Bu yuvarlak
masalarda neler görüşüyorsunuz, neler konuşuyorsunuz hepsi ortada. Paylaşın
bakalım nereye kadar paylaşacaksınız. O masadan bir şey çıkmaz. Unutkanlığınıza
geldi galiba HDP'yi neden almadınız. Onu da yanınıza alın. Arkadaşlarımız güzel
söylüyor, herhalde masanın altında mı kaldı ne oldu. Herhalde şimdi de bir
ziyarete gidersin ve ziyarete git ki unutulduklarını anlamasınlar. Bizim böyle
bir derdimiz yok. Bizim AK Parti, Milliyetçi Hareket Partisi, Büyük Birlik
Partisi birlikte biz bu yola devam ediyoruz. Bunlar her seçim hezimetinden
sonra gereğini yapacağını, yani CHP Genel Başkanlığı koltuğunu ve siyaseti
bırakıp gideceğini taahhüt etmişse de tüm sözleri gibi bu da yalan çıktı.
Kılıçdaroğlu'nun CHP'nin başına getirilmesi hangi projenin ürünüydü bilmiyoruz
ama uğradığı onca seçim hezimetine rağmen orada tutulması henüz kendisine
verilen misyonu tamamlamadığının işaretidir. İnşallah 2023'te milletimiz bu
zatı da, temsilcisi olduğu projeyi de siyaset arşivinin tozlu raflarına
kaldıracaktır” dedi.
"Biz oynanan
oyunun farkındayız"
Türkiye'nin bugüne kadar farklı yöntemlerle önüne engeller
çıkarıldığını ifade eden Erdoğan şunları söyledi:
"Milletimizin çelikten iradesini terörle, vesayetle,
darbeyle, tehditle kıramayanlar son çare olarak ekonomi kozunu piyasaya
sürmüştür. Biz oynanan oyunun farkındayız. Bu oyunun unsurlarından biri de
ülkemizi yaşanmaz bir yer gibi göstererek, gençlerimiz başta olmak üzere
insanlarımızın moralini bozmaktır. Halbuki sıkıntılarımız var ama hamdolsun
elimizdeki imkanlarımız, sahip olduğumuz avantajlar çok daha fazla, çok daha
kıymetli. Allah'a şükür Türkiye vatandaşları can ve mal güvenliği endişesi
taşımayan, huzur özlemi ve gelecek kaygısı ile yanıp tutuşmayan bir ülkedir.
Allah'a şükür Türkiye artık 30 milyona dayanan istihdamıyla insanlarının
çalışacak iş sıkıntısı çekmediği, günü kurtarma tasasıyla kıvranmadığı bir
ülkedir. Allah'a şükür Türkiye gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin kendi
içlerine kapandığı bir dönemde krizi fırsata dönüştürerek sürekli hedef
büyüten, vites yükselten bir ülkedir. Allah'a şükür, Türkiye sınırları içindeki
hiç kimseyi aç, açıkta, sahipsiz bırakmayacak sosyal destek, sağlık, eğitim
sistemi ile kimsesizlerin kimsesi olmayı ilk önceliği olarak belirlemiş bir
ülkedir.”
Türkiye'nin bugünkü konumuna kolay ulaşmadığını ifade eden
Erdoğan, ”Osmanlı'dan devralınan mirasın üzerinde Cumhuriyetin kuruluşuyla yeni
bir safhaya geçen rahmetli Menderes ve Özal'la yeniden harlanan uzun demokrasi
ve kalkınma yolculuğumuzda nice acılar çekmiş, nice sorunlar göğüslenmiş, nice
bedeller ödenmiştir. AK Parti olarak son dönemde de Cumhur İttifakı'yla birlikte
işte bu asırlara sarih demokrasi ve kalkınma mücadelesini tarihimizin en üst
seviyesine çıkarmayı biz başardık. Ülkemizi hazırlık sorularını çözerek nasıl
çağ atlattıysak inşallah bugünkü sıkıntıların üstesinden de yine biz geleceğiz,
AK Parti gelecek. Ülkemizi dünyanın en büyük on ekonomisinden biri haline
getirmeden bu mücadeleyi bırakmayacağız. Milletimizin hayallerini gerçeğe
dönüştürene kadar bu çabayı, bu gayreti göstereceğiz. Bizim sözümüz öyle
kifayetsiz, muhteris üfürmesi değildir. Biz milletimize ne söz verdiysek
yaptık, bu sözümüzü de yerine getireceğiz.
Evlatlarımıza 2053 vizyonlarını hayata geçirebilecekleri
büyük ve güçlü Türkiye'yi emanet edene kadar durmayacağız, duraksamayacağız. Bu
böyle biline. Biz hiçbir zaman zihinleri de, kalpleri de, gözleri de başka
yerlere bakanlar gibi çareyi dışarıda aramadık. Allah’ın yardımına güvendik,
milletimizin desteğine güvendik, tarihimizi ve medeniyetimizin birikimine
güvendik ve işte ülkemizi bu seviyeye getirdik. Bugün de milletimizden
aldığımız güçle diplomasiden güvenliğe ve ekonomiye kadar her alanda
gerektiğinde yedi düvele meydan okuma pahasına ülkemizin haklarını ve
çıkarlarını savunuyoruz. Dün Türkiye'yi küçümseyerek ve bu şekilde bakanlar,
müstemleke muamelesi yapanlar, bugün aynı masada eşit şartlarda oturarak
müzakere yürütüyor. Gözümüze bakıyor, tavrımızı merak ediyor”
değerlendirmesinde bulundu.
Erdoğan, ”Dün bu ülkeyi sadece soğuk savaş kamplaşmasının
sınır muhafızı, insan gücü ihtiyacının deposu, üretiminin pazarı olarak
görenler bugün savunmadan sanayiye her konuda bizimle ortaklık arayışına
girmişlerdir. Dün bu milleti geçmişinde inanç, kültür ve medeniyet birikiminden
koparmak için her yolu deneyenler, bugün yeniden özünü keşfeden bir
toparlanışı, bir yükselişi, bir şahlanışı seyrediyor. Emin olun büyük ve güçlü
Türkiye'nin inşasına bugün engel olamayanlar yarın bu inkişafın ışığından
yararlanmak için hepsi sıraya gireceklerdir. Çünkü dünya yeni ve köklü bir
değişimin sancılarını yaşıyor. Küresel finans krizi ile başlayıp, küresel salgında
süren ekonomik ve sosyal boyutlarıyla giderek genişleyen bu değişimin yükselen
yıldızı Türkiye'dir. Türkiye'yi kendi ülkelerinin yükselişi için paçasından
sarılıp dibe çekmeye çalışanlara aldırmayın, onların hayalindeki siyaset tek
parti faşizmi siyasetidir. Onların hayalindeki yönetim darbe yönetimidir.
Onların hayalindeki Türkiye, siyasi ve ekonomik krizlerin pençesinde kıvranan
eski Türkiye dönemidir” dedi.
Türkiye'nin 2023 hedeflerine kararlılıkla ilerlediğini ifade
eden Erdoğan, ”Dikkat ederseniz kendilerini ne kadar tutmaya çalışırlarsa
çalışsınlar oynadıkları tiyatro oyununda mutlaka bir açık veriyorlar. Ya
milletin inancına, ibadetine, kıyafetine, değerlerine hakaret ediyorlar ya
insanların alın terlerini, emeklerini kendileri ve aileleri için gösterdikleri
gayreti alaya alıyorlar. Ya terör örgütü yandaşları ile kol kola giriyor
darbecilere göz kırpıyor, Türkiye düşmanlarına selam çakıyorlar. Üstelik bunlarla
da kalmıyor, hırsızlık, taciz, tecavüz, arsızlık yapan mensuplarını koruyup
kollayarak kimseyi umursamadıklarını açıkça gösteriyorlar. Çünkü bunların derdi
ülke, millete hizmet değildir. Eğer öyle olsaydı bunca yıldır ülkenin ve
milletin hayrına bir projelerini, bir tekliflerini, samimi bir üzüntülerini,
azıcık da olsa gayretini görürdük. Hiçbiri yok. Tek vaatleri eski Türkiye'yi
geri getirmek. Kimsenin Türkiye'nin o karanlık siyasi ve ekonomik iklimini geri
getirmesine izin vermeyeceğiz. Bugünlerde yaşanan sıkıntılar gelip geçicidir.
Yitik bulununca emek zayi olunmazmış. İnşallah bu sıkıntıları atlatıp ülkemizi
2023 hedeflerine ulaştırdığımızda verdiğimiz tüm emeklerin, yaptığımız tüm
fedakarlıkların, döktüğümüz tüm alın terinin karşılığını almış olacağız. Sahip
olduğumuz tüm imkanlar gibi yaşanan sıkıntıları da farkındayız” dedi.
Eğitimi önceleyen projelere her zaman ayrıcalıklar
tanındığını söyleyen Erdoğan şunları kaydetti:
“Biz çalışacağız, milletimiz sabredecek, inşallah güzel
günlere hep beraber kavuşacağız. Hükümete geldiğimiz günden veri önceliklerin
en başına eğitimi koymamızın bir sebebi vardı. Salgın döneminde bu
önceliğimizden taviz vermedik. Bu yılın ilk dönemini yüz yüze eğitimle
tamamladık. Aynı kararlılıkla ve tüm önlemlere uyarak yüz yüze eğitime devam
ediyoruz. Öğretmenlerimizi de ihmal etmiyoruz. İki ay gibi kısa sürede
kütüphanesi olmayan 16 bin 361 okula kütüphane yaptık, kütüphanelerimizdeki
kitap sayısını da 28 milyondan 50 milyona çıkardık. Yıllardan beri şikayet
edilen yardımcı kaynak sorununu da çözdük. Bakanlığımız yardımcı kaynak
kitapları da tüm öğrencilerimize ücretsiz ulaştırıyor.
Son üç ayda yaklaşık 24 milyon yardımcı kaynak kitabı öğrencilerimize dağıtarak ailelerimiz üzerindeki bir maddi külfeti da kaldırmış oldu. Yakında temel eğitimde 10 bin okul projesini başlatacağız. Bütçesi 3 milyar lira olan bu proje kendi kapsamında 10 bin ilkokul ve ortaokulun alt yapısını laboratuvarlarıyla, atölyeleri ile baştan sona güncelleyeceğiz. Amacımız çocuklarımızın Teknofest gençliği yolculuğuna çok daha donanımlı bir şekilde çıkmalarını sağlamaktır.”