ÖNCÜŞEHİR - Efes
Selçuk Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel’in “5 Hedef 50 Projesi”
içerisinde yer alan, tamamı Efes Selçuk Belediyesi’nin öz kaynaklarıyla hayata
geçen Efes Tarlası Yaşam Köyü’nün açılışı CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun katılımıyla
gerçekleşti.
Efes Tarlası Yaşam Köyü'nün içerisinde; Efes Tarlası Tohum Merkezi, Toprak Okulu Binası, Toprak Kafe, Toprak Kütüphanesi, İsmail Hakkı Tonguç Tarım Müzesi ve Toprak Okulu yer alıyor.
Düzenlenen açılış etkinliğine CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun yanı sıra ev sahibi Selçuk Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel, CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, CHP İzmir Milletvekilleri Kani Beko ve Tacettin Bayır, Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu, Buca Belediye Başkanı Erhan Kılıç, Kemalpaşa Belediye Başkanı Rıdvan Karakayalı, Tire Belediye Başkanı Salih Atakan Duran, Foça Belediye Başkanı Fatih Gürbüz, Karabağlar Belediye Başkanı Muhittin Selvitopu, Seferihisar Belediye Başkanı İsmail Yetişkin, Beydağ Belediye Başkanı Feridun Yılmazlar, Ödemiş Belediye Başkanı Mehmet Eriş, Menderes Belediye Başkanı Mustafa Kayalar, Güzelbahçe Belediye Başkanı Mustafa İnce, Balçova Belediye Fatma Çalkaya, Gaziemir Belediye Başkanı Halil Arda, Bornova Belediye Başkanı Mustafa İduğ, Karşıyaka Belediye Başkanı Cemil Tugay, Torbalı Belediye Başkanı Mithat Tekin, Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Günel, CHP Parti Meclisi Üyeleri, CHP’li ilçe başkanları ile çok sayıda vatandaş katıldı.
Açılışa katılan Kemal
Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarından satır başları ise şöyle:
Her birimiz tek tek düşünüyoruz.
Ne olacak bu memleketin hali diye. Sakın umutsuzluğa kapılmayın. Eğer bu ülke
babalarımız tarafından kurtarılmışsa, babalarımız ve dedelerimiz en zor
koşullarda milli kurtuluş savaşını verip bağımsızlığı sağlamışsa, sanayi
devrimini yakalamışsa, 1940'lı yıllarda dünyaya uçak ihraç eden beş ülkeden
biri haline getirmişse bizim umutsuzluğa kapılma hakkımız yoktur. Beraber,
birlikte, omuz omuza kadın erkek yaşlı genç birlikte çalışacağız. Türkiye7nin
tarım ve sanayi alanında vasat olduğunu biliyorum. Kötü yönetiliyoruz. Aslında
Türkiye bir aile şirketi gibi yönetiliyor. Adaletle yönetilmesi lazım.
Bilgiyle, erdemle yönetilmesi lazım. Bunları yaptığımız zaman Türkiye'yi
büyütürüz.
“HOLLANDA'DAN NEYİMİZ EKSİK?”
Avrupa'nın bütün ülkeleri, 83
milyonu kim doyuracak diye bekliyor. Samanı, nohutu, mercimeği, canlı hayvanı,
eti kim verecek diye bekliyor. Biz dünyanın parasını ödüyoruz Batının egemen
güçlerine. Şu soruyu hiçbir arkadaşımın unutmamasını istiyorum; Konya'dan küçük
Hollanda'nın yıllık tarım ihracatı 185 milyar dolar. Türkiye'nin 20 milyar
dolar. Neyimiz eksik? Soru şu. Hollanda'dan neyimiz eksik? Toprak, insan, güneş
daha fazla. Dağlar daha fazla. O zaman neyimiz eksik? Bizler bütün bunları
düşünerek karar vermeliyiz.
“SEÇİM İSTİYORUZ, NEDEN?”
Seçim istiyoruz neden? Daha ağır yükle karşı karşıya kalmalarını istemiyoruz. Türk Lirası güneş görmüş kar gibi eriyor. Bu tabloyu düşünmemiz lazım. Geleceğimizi düşünmemiz lazım. Bizler üretebiliriz. Gençlerimiz var. emin olun taşı sıksa suyunu çıkaracak gençlerimiz var. soruyorlar, umudu dışarıda aradığını söylüyor, geleceği dışarıda aradığını söylüyor. Neden? Ülke kötü yönetildiği için. Dışarıda bana iş imkanı sağlarlar diye düşünüyor. Umutsuzluğa kapılmayın, bunların tamamını çözeceğiz. Yapacağız. Elimiz mahkum yapacağız. Kiminle? Sizlerle beraber. Halkımızla beraber yapacağız. Dostlarımızla beraber yapacağız, dostlarımızla.
“TAŞKINLIK, BASKIN YAPABİLİRLER AMA...”
Dostlarımız kim diye soruyorlar?
Bu ülkenin manavı, kasabı, apartman görevlisi, muhtarı, belediye başkanı,
memurları, emeklileri, gençleri. Bunların tamamıyla birlikte ülkeyi aydınlığa
çıkaracağız. Gücümüz, aklımız, bilgimiz var. bunu birlikte yapacağız. Düşünerek
yol almak, aklımızı kullanmak zorundayız. Dün tv programına katılmış sayın
Erdoğan. MB parasının nereye gittiği sorulur mu diyor. Soruyoruz ya 128 milyar
dolar nereye gitti. Ya, dünyanın bütün ülkelerinde sorulur. Sorulmayan ülkede
insanların ağzına bant çekilmiş, demokrasi yok demektir. Soru sormayacaksın da
tüyü bitmemiş yetimin hakkını ne zaman savunacaksın? Hepsini çözeceğiz. Ne
yaparlarsa yapsınlar. Sizden isteğim sabırlı olun. Taşkınlık, baskın
yapabilirler, gençlerimizi yerlerde sürükleyebilirler. Dikkatli olacağız.
Sandık gelecek. Bugün gelecek yarın gelecek. Demokratik yollarla bir dikta
yönetimine son vereceğiz.
“O ZAMAN SANDIĞI BEKLEYECEĞİZ, GELECEK BU SANDIK”
Bu başarı hepimizin olacak. Bu
başarı dünya siyaset tarihine de bir armağan olacak. Baskı yapıyorlar mı, evet.
Vatandaş soru soruyorlar. Onu bile engelliyorlar. O zaman sandığı bekleyeceğiz.
Gelecek bu sandık. Beraber mücadele edeceğiz.
“OTURUP KALKIP CHP'Lİ BELEDİYELER VAR DİYE DUA ETSİNLER”
Belediye başkanlarımız
seçildiğinde CHP'li belediyelere oy vermeyin, yardımları keserler. Hatta Ankara
seçimleri için su faturalarını teröristler düzenleyecek dediler. Halkın
ferasetine, sağduyusuna güveniyorum. Yetkilendirdiler mi? Yetkilendirdiler.
Ankara, İstanbul, Mersin'i aldık. Başkanlarımız şimdi pandemi döneminde
gerçekten tarih yazıyorlar. Oturup kalkıp CHP'li belediyelere dua etsinler; iyi
ki CHP'li belediyeler var diye. 5 maskeyi bile dağıtamadılar.
“SOSYAL YARDIM HİÇ KESİLMEDİ TAM TERSİNE ARTTI”
Bizim bir özelliğimiz var; biz
cebimize değil halkın cebi para görsün diye çalışırız. Biz ailemiz için değil
toplumda her aile içi çalışırız. Hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği bir Türkiye
için çalışırız. Biz kendimizi halkımıza feda etmesini yeri geldiğinde biliriz.
Ben yanmasam, sen yanmasan, nasıl çıkacak karanlıklar aydınlığa. Mücadele
mücadele. Baskı baskı. Baskı gelecektir ama asla şikayet etmeyeceksiniz dedim
belediye başkanlarına. Halkla kucaklaşacaksınız. Sosyal yardımlar hiç kesilmedi
tam tersine arttı. Saray ve şürekası bir ülkeyi yönetiyor. Asgari ücret 2860
lira civarında. Bizim tüm belediyelerde asgari ücret en az 3 bin 100 lira.
Onların veremediğini biz veriyoruz, tüm engellemelere rağmen. Demek ki
çalışırsanız, kul hakkını korursanız, yolsuzluk yapmıyorsanız bunların hepsi
olur.
“SİZE SÖZ VERİYORUM, HER EVDE BEREKET OLACAK”
Size sözüm sözdür, her evde
bereket olacak. Bu topraklarda nerede olursa olsun hiçbir çocuk ben yoksulum bu
topraklarda demeyecek. Aile destekleri sigortasını getireceğiz. Hiçbir aile
benim gelirim yok demeyecek. Her aileye asgari gelir güvencesi sağlanacak. Ya
21. y.yda yaşıyoruz. 21. yüzyılda insanlar borç batağında, intihar ediyorlar,
bu Türkiye'nin ayıbı değil mi? Türkiye7yi bu ayıpların hepsinden kurtaracağız.
Çiftçi arkadaşlarım unutmasınlar. Bereketli topraklarımız var. Ziraat
Bankası'nı çiftçiye hizmet eden banka haline getireceğiz. Halkbank'ı da esnafa
hizmet eden banka haline getireceğiz. Çiftçiye her türlü destek verilecektir.
“BİRİ YER DİĞERİ BAKAR; KIYAMET ONDAN KOPAR”
Bir yıl içinde çiftçinin aldığı
kredilerin faizlerini sileceğiz. Elin oğlunun faizini, cezasını siliyorsun da
çiftçininkini niye silmiyorsun? Dolar yükseldikçe zarar eden kim? Sanayici,
esnaf, çiftçi. Türkiye bunu kaldıramaz. Bunun için biz bu düzene son vereceğiz.
Ne ezen, ne ezilen, insanca ve hakça bir düzeni kuracağız. Komşusu aç iken tok
yatan bizden değil diyorsa sevgili peygamberimiz, inancımızın gereğini
yapacağız. Devleti uyuyanlar uyumayacak. Bırakın komşuyu ülkenin neredeyse
yarısı aç, saraydakiler sefahat içinde. Biri yer, diğeri bakar, kıyamet ondan
kopar. Beraber yapacağız. İsteğim; bana güvenin. Ben düzelteceğim bunların
tamamını. İnançla, kararlılıkla.
“MORALİNİZİ BOZMAYIN”
Kamu görevleri devletin görevini
yapacak. Siyaset partinin memuru olmaz. Siyasi partinin polisi olmaz. Siyasi
partinin subayı olmaz. Bunlar devletindir. Devleti güçlendirmemiz, saygın
kılmamız lazım. Bir devlet ürettiği zaman güçlü olur. Kdv'si yüksek ürün üretip
ihraç ettiği zaman güçlü olur, dünyada ses getirir. Bunların hepsini yapacağız.
Moralinizi bozmayın. Büyük sıkıntılar var biliyorum, ama aşmasını biliyorum.
Rehberimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk.
“ATATÜRKÇÜLÜĞÜ DE BİZE YANLIŞ ÖĞRETİYORLAR”
Atatürkçülüğü de bize yanlış
öğretiyorlar. Atatürkçülük demek öğretim demektir. Atatürk der ki, özgürlük ve
bağımsızlık benim karakterimdir. Bu siyasi hedefidir. Bayrağımın altında
özgürce yaşarım, hiçbir egemenliği kabul etmem. Egemenlik milletindir. Bu Atatürk'ün
siyasi bağımsızlık söylemidir. 2. ekonomik bağımsızlık. Bir ülkenin ekonomik
bağımsızlığı olmazsa asla ve asla siyasi bağımsızlığı sürekli olmaz. Eğer
Türkiye Londra'daki bir avuç tefeciye hizmet eder hali getirilmişse ekonomik
bağımsızlığı tehlikededir. Bu gerçekleri biliyoruz. Atatürk neden Osmanlı'nın
borçlarını son kuruşuna kadar ödemiştir? Kimse bize laf etmesin diye.
Osmanlının kaçırdığı sanayi devrimini yakalamıştır. Malatya'da, Nazilli'de
Sümerbank'ın kurulması ne anlama geliyor. İlk kez oralarda işçi sınıfı doğuyor.
Düzenli aylık alan bir sınıf çıkıyor ortaya. O fabrikaların bahçelerinde
okullar, havuzlar var. üretiyorsunuz. Alın teri döküyorsunuz. Hak ediyorsunuz,
kazanıyorsunuz. Üretmek değerlidir. Üretmekten değerli Bir şey yoktur. Tarlada
da fabrikada da sanatta da kültürde de üreteceksiniz. Üretim sihirli bir
sözcüktür. Ama bağımsız değilseniz paraları başkaları kullanır. Biz siyasi
bağımsızlığımız ekonomik bağımsızlığımızla perçinlemeliyiz.
“TARIMI DESTEKLEDİĞİMİZ ANDAN İTİBAREN BÜTÜN ORTADOĞU'YU BESLER
ÇİFTÇİMİZ”
Ya mercimek, fasülye, canlı havyan, et mi üretemiyoruz devasa Türkiye'de. Tarımı desteklediğiniz andan itibaren bütün Ortadoğu'yu besler bizim çiftçimiz. Üretim fazlası olur. Olsun. Gönderirsin Filistin'e. Bedava gönderirim dersin. Türkiye'nin itibarı artar. Bunu yapacağız. Mutlaka bir tane ziraat mühendisi görevlendireceğiz. Hayvancılık yapıyorsa bir tane veteriner görevlendireceksin. Ziraat mühendisi işsiz. Görevlendirsene. Bunları yapacağız. Dışarıda işsiz var, çalışmak istiyor, çiftçi var yararlanmak istiyor ama elleri kolları hepsi bağlı. Biz bu siyaset anlayışını yok edeceğiz. Üreten, çalışan, alın teri döken, ihracat yapan, hakça paylaşan, hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği güzel bir Türkiye'yi inşa edeceğiz.
SOYER: İZMİR TARIM
POLİTİKALARINA GÜÇ KAZANDIRACAK
Sengel'in ardından kürsüye çıkarak konuşmasını gerçekleştiren İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ise, "Bugün Selçuk Belediyemizin hayata geçirdiği Efes Tarlası Yaşam Köyü’nün açılışında sizlerle olmaktan ve Genel Başkanımızın bizleri onurlandırmasından büyük mutluluk duyuyorum. Yaşam Köyü, köklü geçmişi ve UNESCO mirası ile İzmir’in en önemli cazibe merkezlerinden biri olan Selçuk Efes’in, aynı zamanda bir tarım kenti olduğu gerçeğini pekiştiren çok kıymetli bir proje. Bu projenin, “Başka Bir Tarım Mümkün” vizyonumuz çerçevesinde uyguladığımız İzmir Tarımı politikalarına güç kazandıracağına yürekten inanıyorum" dedi.
“İTHALATIN TEMEL
SEBEBİ TOPRAĞIN KAYBOLMASI”
Türkiye genelinde tartışmalara neden olan 'tarım arazilerinin tarım dışı kullanıma açılması' ile ilgili de konuşan Soyer, "Küresel pandemi, günbegün daha da yoğun hissettiğimiz iklim krizinin etkilerini ve yakın gelecekte en temel sorunların başında su krizi, tarım ve sağlıklı gıdaya erişim gibi meseleler olacağını, tüm çıplaklığı ile gözler önüne serdi. Üzerinde yaşadığımız topraklarda üretim yapmanın ve topraklarımızın bize sunduğu nimetlere sahip çıkmanın önemini, tükenen su kaynaklarımızın yaşamsallığını, bu süreçte bir kez daha kavradık. 16 yılda ülkemizde 3 milyon 500 bin hektar arazi, tarım dışına çıktı. Bu rakam son 30 yıl için 5 milyon hektar araziye ulaşıyor. Bu miktarın içinde özellikle buğday ekim alanı olan 3 milyon hektarın yok olması, günümüzde buğday ve saman ithalatının temel sebebi" diye konuştu.
“TARIM KÜRESEL
ŞİRKETLEİR ELİNE GEÇTİ”
Gıda güvenliği konusunda da sorunların olduğunu belirten Soyer, "Ülkemizde tarımın içine düştüğü bu çıkmaz, kendiliğinden olmadı; aksine bilinçli bir tercihin sonucu. Son 20 yıl içerisinde uygulanan yanlış politikalar neticesinde; ekonomik, toplumsal ve ekolojik açıdan üç ana sonuç doğmuş durumda; Ekonomik açıdan: Türkiye’nin gıda güvenliği ve kırsal ekonominin geleceği, ciddi tehdit altına girdi. Toplumsal açıdan: Tarım alanları ve sektörü yerli ve küçük üreticinin elinden, büyük ve küresel tarım şirketlerine geçti. Kent ve kır yoksulluğu oluştu. Ekolojik açıdan: Türkiye’nin su kaynakları, günbegün yok olmaya yüz tutarak toprağın kuraklaşması hızlandı ve ekosistemi çöküntüye uğradı" ifadelerini kullandı.
“VİZYONUMUZ VE
POLİTİKALARIMIZA ÇOK ÖNEMLİ KATKILAR SUNACAKTIR”
İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından yürütülen 'başka bir tarım mümkün' projesi ile Selçuk da uygulanan Efes Tarlası Yaşam Kötü projesinin uyumlu oalcağını belirten Soyer, " “Başka Bir Tarım Mümkün” çerçevesinde inşa ettiğimiz İzmir Tarımı, işte tam da bu üç soruna ve ülkemizde tarımın içine düştüğü çıkmaza karşı İzmir’den başlayarak yerli ve milli bir tarım ekonomisi inşa etme projesi. İzmir Tarımı’nı, Türkiye’de bu güne kadar uygulanan tarım politikasından ayıran iki temel fark; kuraklıkla ve yoksullukla mücadele odağı. Ülkemizde suyumuzun yüzde 77’si, tarım için kullanılıyor. Biz İzmir Tarımı ile ekonomik değeri yüksek ve suyu az tüketen stratejik ürünleri destekleyerek tarımda harcanan suyu, yüzde 50 oranında azaltmayı hedefliyoruz. İzmir Tarımı’nın yoksullukla mücadeleyi de amaçlıyor. Biz tarımı, sadece tarlada başlayıp tarlada biten bir faaliyet olarak görmüyoruz. Tarımı ile bunun çok ötesine geçiyoruz. Lojistiği, paketlenmesi, ürünlerin işlenmesi, markalaşması, satışı, ihracatı, Ar-Ge ve eğitim faaliyetleri ile tarım sektörünün tüm ayaklarını bir bütündür. Başka Bir Tarım Mümkün vizyonumuz ve İzmir Tarımı; köylümüzün alın terine sahip çıkmak, kuraklık ve yoksullukla mücadele etmek, adil ve doğaya saygılı bir üretim yaparak işsizlik, enflasyon ve adaletsizliği sona erdirmek, hakça paylaşmak, sağlıklı, güvenilir ve ucuz gıdaya erişimi sağlamak gibi pek çok yönüyle İzmir’den başlayarak ülkemize yaygınlaştırmayı hedeflediğimiz politikalar bütünüdür. Bugün burada açılan Selçuk Efes Tarlası Yaşam Köyü’nün de, bu vizyonumuz ve politikalarımıza çok önemli katkılar sunacağına yürekten inanıyorum. Yaşam Köyü’nün Selçuklu hemşerilerimize hayırlı olmasını diliyorum" dedi.
SENGEL: YEPYENİ
FİLİZLERİ YEŞERTMEK İÇİN BURADAYIZ
Efes Selçuk Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel, Efes Tarlası Yaşam Köyü'nün açılışına katılımlarından dolayı CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na teşekkürlerini ileterek “Artemis’in elinin değdiği Meryem Ana’nın bereketini verdiği kadim topraklarındasınız. Evrenin kalbi ve kafası dediğimiz ilham veren kenttesiniz. Hepiniz hoş geldiniz. Çok büyük bir heyecan içerisindeyim, tarif edebilmem mümkün değil. İlk defa kadın belediye başkanı ve kadın belediye başkanına inanan halkın ve ona inan belediye çalışanlarının emekleriyle en büyük projemiz dediğimiz ve bu büyük projenin açılışında bizleri onurlandırdınız, çok ama çok mutlu ettiniz Sayın Genel Başkanım. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün köylülerin gözleri ile görebilecekleri çalışmaları için örnek tutabilecek, verimli, modern ve uygulama alanlarının olduğu tarım merkezlerinin kurmak gerekir sözünden hareketle, Efes Tarlası Tohum Merkezi, Kadın Üretici Pazarı, Toprak Okulu Binası, Toprak Kütüphanesi, uygulama alanları ve seralarıyla birlikte tam anlamıyla yepyeni bir yaşamı filizlendirmek için buradayız. İnsanların kalbine dokunacak geleceğe değer katacak, çocuklarımızdan başlamak üzere gençlerimize, geleceğimize ciddi köprüler atacak projelerimiz var dedik. Biz yatırımımızı geleceğe yaparız dedik ve sözümüzü tuttuk Sayın Genel başkanım. Yerel tohumlarımızı fide haline getirerek üreticilerle buluşturuyor olmak, yetişen ürünlerine alım garantisi veriyor olmak bizim için mutluluk. Üreticilerimiz bundan sonra Efes Tarlası Yaşam Köyü’nde, ücretsiz bir şekilde toprak analizleri yapılacak. Çiftçilerimiz toprağın neye ihtiyacı var, ona kulak verebilecek, doğru şekilde topraktan alacağı ürünün katma değerini de arttıracak. Biz Efes Selçuk Belediyesi olarak park bahçelerimizin çevresel tüm atıklarını, biz kompos gübreye çeviriyoruz. Onları, Tekrar üreticiye vererek; vermiş olduğumuz yerel fideleri kompos gübrelerle yetiştirilmesini sağlıyoruz” diye konuştu.
“BİZLER BİLİYORUZ Kİ
YAŞAM TOPRAKTA FİLİZLENİR”
“Kadınlarımızı vitrinde tutmaktan yana değil; kadın kenti olan Efes Selçuk’ta kadınlarımızı sosyal ve ekonomik hayata sokarak; aynı zamanda onları ekonomik hayatta ve aile içinde güçlü ve özgür kılıyoruz” diyen Başkan Sengel, “Esasen geçmişten günümüze tarımı herkese anlatabilmek istiyoruz. İsmail Hakkı Tonguç adını verdiğimiz tarım müzesinde bulunan tarım aletlerini yapılan bağışlar sayesinde kurduk. Halkın içine girdiği organizasyonlar başarılı olacak. Halkın dahil olmadığı tüm organizasyonlar başarıya ulaşamamıştır. Birlikten kuvvet doğar diyoruz. Gıda egemenliğini savunuyor, halk ile birlikte yeni gelecek için Türkiye Cumhuriyeti’nin fabrika ayarlarına dönmesini gerektiğini düşünerek üreten bir ülke olmak için uğraşıyoruz. Çocuklarımıza, Cumhuriyetimiz 2. yüzyılında yeni bir yaşamın umut ve kararlığını hep beraber emanet ediyoruz. Çok yönlü bir Efes Tarlası Yaşam Köyü adını verdiğimiz yeni bir çözüm modeli ortaya koyuyoruz. Bizler biliyoruz ki yaşam toprakta filizlenir” dedi.