Çiğdem CANPOLAT GÜÇTEKİN / ÖNCÜŞEHİR – Ege Denizi'ndeki Santorini Adası çevresinde ardı ardına gelen sarsıntılar endişe yaratırken İzmir Büyükşehir Belediyesi harekete geçti.İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay’ın ev sahipliğinde CHP Genel Başkan Yardımcıları Gökan Zeybek Ve Murat Bakan, Aydın Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu, Manisa Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek, Denizli Büyükşehir Belediye Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu, Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras’ın katıldığı bir deprem acil eylem plan toplantısı gerçekleşti.
Toplantının ardından isimler bir basın açıklaması düzenlendi.ZEYBEK: CİDDİ BİR AKTİVİTE OLUŞTURMAKTA
Yaşanan depremlerin ciddi bir aktivite oluşturduğunu söyleyen Zeybek, “Ege Denizinde yaşanan yoğun sismik aktiviteler bölgemiz için ciddi bir aktivite oluşturmaktadır. Komşumuz Yunanistan bu duruma karşı etkili ve hızlı önlemler alırken maalesef ülkemiz benzer bir hazırlığın yerel yönetim noktasında eksik olduğunu görmekteyiz. Bugün bir değerlendirme toplantısı yaptık. Öne çıkan konu başlıklarını sizlerle paylaşacağız. 2020 yılında İzmir’de gerçekleşen deprem sonrası TBMM’de kurulan komisyonun 278 sıra sayılı raporu var. 2021 yılı Temmuz ayında TBMM’de görüşülmüş ve kabul edilmiş. Tam 500 sayfa! Kahramanmaraş depreminin ardından 912 sayfalık bir rapor yayımlanmıştır. 2023 yılının sonunda yayımlanan raporla 2 raporun toplamı bin sayfayı geçmektedir ve bu TBMM'de görüşülmüştür. Türkiye’deki tüm kurumların tamamı durum tespiti yapılmış, riskli alanların tamamı belirlenmiştir. Türkiye'de 6.7 milyon riskli konutun 20 yıl içinde dönüştürülmesi yönündeki görevde ilgili bakanlıklara tanımlanmıştır. Kahramanmaraş depremi sonrası yıkılan 679 konutun 201 bin tanesi teslim edilmiştir. Yılda 350 bin konusun dönüştürülmesini yapacak yol haritası belirlenmişken deprem sonrası 2 yılda sadece 201 bin konut teslim edilmiştir. Görünen o ki sürecin eksik işlemesi için alışılmış durumların dışına çıkılması ve aksiyon alınması gerekmektedir. Daha bu sabah Resmi Gazete'de yayımlanan karar ile AFAD Başkanı değişti. 17 Ağustos depremini ardından ülkemizde deprem vergisi adı altında vergi toplandı. 2023 yılı raporlarda 40 milyar doların üzerinde kaynak toplandığını görüyoruz. Bu güne kadar ilgili bakanlıkların açıklamasında deprem için toplanan paraların kentsel dönüşümün iyileştirilmesi yerine bütçe açığını azaltılması ya da tarımsal desteğe verildiği açıklanmıştır” dedi. FİNANSMAN AÇIĞININ HAZİNE TARAFINDAN SAĞLANMASI GEREKİR
Konut dönüşümü için kredi desteği verilmesi gerektiğini belirten Zeybek, “Deprem riski altında yatan temel çalışma riskli yapının azaltılması olmalıdır. Konutu dönüştürmek isteyen ve dar gelirli olan kişilerle ilgili en az 15 yıl vadeli faizsiz kredilerle finansman açığının Hazine tarafından sağlanması gerekir. Bugün bankaya gidip kredi almanın maliyeti aylık yüzde 4’ler seviyesindeyken ocak enflasyonu yüzde 5 seviyesindeyken kentsel dönüşüm süreçlerin yapılabilmesi yurttaşlar açısından olağanüstü zorluk taşıdığını görmek gerekir. Bu dönemde kentsel dönüşümden yararlanmak isteyen kişilerin barınma sorununda ucuz kiralara ulaşması ya da sosyal konutlarda bu süreci geçirmesi ihtiyacı olduğu çok açıktır” ifadelerini kullandı. KAYNAK AYIRIN DEMEK BAŞLI BAŞINA ÇELİŞKİDİR
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamasına da değinen Zeybek, “Bu dönemde Sayın Cumhurbaşkanı yaptığı açıklamada yerel yönetimlerin bu konuda adımlar atması gerektiğini söylemektedir. Bu kurumlar devletin içindeki kurumlar arasında işbirliğinin sağlanması gerektiğini açıkça ortaya koymaktadır. Ancak geçmişte olan borçları yapılandırmak yerine İller Bankası paylarını kestiğinizde kentsel dönüşüm ile ilgi kaynak ayırın demek başlı başına çelişkidir. Ortaya çıkan tablo çok açıktır. Devlet yerel yönetimlerin kentsel dönüşümde aktif olarak yer almasını istiyorsa borçları faizsiz olarak en az 120 ay uzatmaya girmesi gerekmektedir. Bu belediye iştiraki şirketler içinde geçerlidir. Hazinenin yapmış olduğu Hazine atışlarından belediyeye aktarılması gereken yüzde 38 pay yerine arazileri TOKİ'ye devredilmesi ve TOKİ'nin belediyelere pay aktarmaması sorunlardan biridir” diye konuştu. RİSK OLUŞTURDUĞU ORTADA
Yeni kaynak ayrılması konusunda çalışmalara başlanması gerektiğini söyleyen Zeybek, “1999 depremi sonrası kentsel dönüşüme tabi alanlardaki yapıların dönüştürülmesinde şehir içindeki kamu alanlarının askeri alanların DOP alanların dönüştürülmesi gündeme alınmışken, bu arazilerin yandaşlara peşkeş çekilmesinden kaynaklı elde edilecek gelirler yandaşlara aktarılmış ve kamusal alanlarının imara açılması sonrası gelen paydan yerel belediyelere pay ayrılmıştır. Bugünden hemen başlamak üzere özellikle ulaştırma faaliyetinde bulunan TCDD, Havalimanı ve Karayollarının güçlendirme çalışmaları için yeni kaynak ayrılması ve ortak bir eşgüdüm çalışmasını yapılması şart. Büyükşehir belediyelerinin sınırlarına dahil edilmiş kırsal mahalle statüsündeki yerlerle ilgili alanların yeni yerleşim yapılacak alanların oluşturulmasında olan zorluklar kaçak yapıların artmasına ve kırsal mahallelerdeki yapıların da risk oluşturduğu ortadadır” ifadelerini kullandı.
ACİL EYLEM PLANI YARINDAN İTİBAREN HAZIR EDİLECEK
5 büyük şehrin acil eylem planının yarından itibaren hazır edileceğini söyleyen Zeybek, “Vatandaşlarımızın üzerinde durduğu Yunanistan'daki deprem sonrası ilgili belediyelerin itfaiye ekipleri Akom yetkilileri ve kentsel dönüşüm ile ilgili afet riskini azaltacak olan ve daire başkanlarıyla birlikte eş güdümlü yapılması ile ilgili bir karar aldık. Bu karar ile belediye başkanlıklarını çağrısına gerek olmadan Ege Bölgesi'ndeki alanlarda sorun çıkması halinde kimin, nereye yardım edeceği konusunda nasıl çalışma yapacağını da belirlemiş bulunmaktayız. 5 büyük şehrimiz acil eylem planını yarın itibari ile hazır edecekler ve olası problem halinde alınacak önlemler konusunda planlar hazır olacak” diye konuştu.
İZMİR VE CİVARINDA TSUNAMİ İLE İLGİLİ BİR ÖN UYARI SİSTEMİ YOK
İzmir ve civarında tsunami ile ilgili bir ön uyarı sisteminin olmadığını ifade eden Zeybek, “İzmir ve civarında tsunami ile ilgili bir ön uyarı sistemi yoktur. Bunun mutlaka hayata geçmesi konusunda çağrıda bulunmak istiyoruz. Aydın ve Denizli arasında canlı fay hattı vardır. İzmir'de aktif fay hatları vardır. Bunlarla ilgili kentsel dönüşümün finansmanı konusunda gerekli kurumların eşgüdüm toplantısı yaparak riskli yapı stokunun azaltılması için neler yapılacağını açıklanması lazım. İtfaiye birimlerimiz tüm illerde meydana gelecek afetlerde çalışma yapmaya hazırdır” ifadelerini kullandı.
TÜM İLLERİMİZDE AFET KRİZ MASALARINI OLUŞTURDUK
Tüm illerde afet kriz masası oluşturduklarını söyleyen Zeybek, “Tüm illerimizde afet kriz masalarını oluşturduk. Önümüzdeki süreçte yurttaşlarımızın herhangi bir şekilde tedirgin olmasını önlemek istiyoruz. İzmir’de yıkılan 9 binada gördüğümüz gibi yüksek yapılarla ilgili bakanlık bir genelge çıkardı ve 4 kat üstüne çıkma yapılamayacak dedi. Altında ticarethane olan yerlerle ilgili ise kısa kolon olmasın dedi. Ancak Resmi Gazetede yayımlanan değişiklikle sanki bu ülkede deprem olmamış gibi yine müteahhitlerin çıkar grupların isteği doğrultusunda getirilen düzenlemelerden geri adım atıldığını görüyoruz. Deprem riskini yarattığı tehditler ortadayken, binalarımız nasıl etkilediği bilindiği halde doğruluğu raporlarla tescillenmiş yönetmelikten geri adım atıyorsunuz? Bundan geri adıma atmamıza neden olan çıkar grupları kim bunlar kamuoyu ile açıklanması gerekmektedir” dedi.
TOPLANTININ BURADA YAPILIYOR OLMASININ DOĞRU OLDUĞUNA İNANIYORUM
AFAD’a tam yetki verdiklerini söyleyen Zeybek, “Böyle bir toplantının burada yapılıyor olmasının doğru olduğuna inanıyorum. Bugün CHP ülkeyi yönetme iddiasında ve iktidar hareket etmiyorsa biz hareket ederiz. Hangi ilin afet kurtarma ekipleri hangi ile sevk edileceği yönünde yetki AFAD'da ancak biz yine de Genel Merkez olarak şu talimatı bilgi verdik; Belediye başkanı onayı olmadan itfaiye müdürü arayarak başka bir itfaiye müdürlüğünden destek isteyebilir. Bugün de buna ilişkin iradeyi belediye başkanlarımız da ifade ettiler” şeklinde konuştu.
Toplantının ardından isimler bir basın açıklaması düzenlendi.ZEYBEK: CİDDİ BİR AKTİVİTE OLUŞTURMAKTA
Yaşanan depremlerin ciddi bir aktivite oluşturduğunu söyleyen Zeybek, “Ege Denizinde yaşanan yoğun sismik aktiviteler bölgemiz için ciddi bir aktivite oluşturmaktadır. Komşumuz Yunanistan bu duruma karşı etkili ve hızlı önlemler alırken maalesef ülkemiz benzer bir hazırlığın yerel yönetim noktasında eksik olduğunu görmekteyiz. Bugün bir değerlendirme toplantısı yaptık. Öne çıkan konu başlıklarını sizlerle paylaşacağız. 2020 yılında İzmir’de gerçekleşen deprem sonrası TBMM’de kurulan komisyonun 278 sıra sayılı raporu var. 2021 yılı Temmuz ayında TBMM’de görüşülmüş ve kabul edilmiş. Tam 500 sayfa! Kahramanmaraş depreminin ardından 912 sayfalık bir rapor yayımlanmıştır. 2023 yılının sonunda yayımlanan raporla 2 raporun toplamı bin sayfayı geçmektedir ve bu TBMM'de görüşülmüştür. Türkiye’deki tüm kurumların tamamı durum tespiti yapılmış, riskli alanların tamamı belirlenmiştir. Türkiye'de 6.7 milyon riskli konutun 20 yıl içinde dönüştürülmesi yönündeki görevde ilgili bakanlıklara tanımlanmıştır. Kahramanmaraş depremi sonrası yıkılan 679 konutun 201 bin tanesi teslim edilmiştir. Yılda 350 bin konusun dönüştürülmesini yapacak yol haritası belirlenmişken deprem sonrası 2 yılda sadece 201 bin konut teslim edilmiştir. Görünen o ki sürecin eksik işlemesi için alışılmış durumların dışına çıkılması ve aksiyon alınması gerekmektedir. Daha bu sabah Resmi Gazete'de yayımlanan karar ile AFAD Başkanı değişti. 17 Ağustos depremini ardından ülkemizde deprem vergisi adı altında vergi toplandı. 2023 yılı raporlarda 40 milyar doların üzerinde kaynak toplandığını görüyoruz. Bu güne kadar ilgili bakanlıkların açıklamasında deprem için toplanan paraların kentsel dönüşümün iyileştirilmesi yerine bütçe açığını azaltılması ya da tarımsal desteğe verildiği açıklanmıştır” dedi. FİNANSMAN AÇIĞININ HAZİNE TARAFINDAN SAĞLANMASI GEREKİR
Konut dönüşümü için kredi desteği verilmesi gerektiğini belirten Zeybek, “Deprem riski altında yatan temel çalışma riskli yapının azaltılması olmalıdır. Konutu dönüştürmek isteyen ve dar gelirli olan kişilerle ilgili en az 15 yıl vadeli faizsiz kredilerle finansman açığının Hazine tarafından sağlanması gerekir. Bugün bankaya gidip kredi almanın maliyeti aylık yüzde 4’ler seviyesindeyken ocak enflasyonu yüzde 5 seviyesindeyken kentsel dönüşüm süreçlerin yapılabilmesi yurttaşlar açısından olağanüstü zorluk taşıdığını görmek gerekir. Bu dönemde kentsel dönüşümden yararlanmak isteyen kişilerin barınma sorununda ucuz kiralara ulaşması ya da sosyal konutlarda bu süreci geçirmesi ihtiyacı olduğu çok açıktır” ifadelerini kullandı. KAYNAK AYIRIN DEMEK BAŞLI BAŞINA ÇELİŞKİDİR
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıklamasına da değinen Zeybek, “Bu dönemde Sayın Cumhurbaşkanı yaptığı açıklamada yerel yönetimlerin bu konuda adımlar atması gerektiğini söylemektedir. Bu kurumlar devletin içindeki kurumlar arasında işbirliğinin sağlanması gerektiğini açıkça ortaya koymaktadır. Ancak geçmişte olan borçları yapılandırmak yerine İller Bankası paylarını kestiğinizde kentsel dönüşüm ile ilgi kaynak ayırın demek başlı başına çelişkidir. Ortaya çıkan tablo çok açıktır. Devlet yerel yönetimlerin kentsel dönüşümde aktif olarak yer almasını istiyorsa borçları faizsiz olarak en az 120 ay uzatmaya girmesi gerekmektedir. Bu belediye iştiraki şirketler içinde geçerlidir. Hazinenin yapmış olduğu Hazine atışlarından belediyeye aktarılması gereken yüzde 38 pay yerine arazileri TOKİ'ye devredilmesi ve TOKİ'nin belediyelere pay aktarmaması sorunlardan biridir” diye konuştu. RİSK OLUŞTURDUĞU ORTADA
Yeni kaynak ayrılması konusunda çalışmalara başlanması gerektiğini söyleyen Zeybek, “1999 depremi sonrası kentsel dönüşüme tabi alanlardaki yapıların dönüştürülmesinde şehir içindeki kamu alanlarının askeri alanların DOP alanların dönüştürülmesi gündeme alınmışken, bu arazilerin yandaşlara peşkeş çekilmesinden kaynaklı elde edilecek gelirler yandaşlara aktarılmış ve kamusal alanlarının imara açılması sonrası gelen paydan yerel belediyelere pay ayrılmıştır. Bugünden hemen başlamak üzere özellikle ulaştırma faaliyetinde bulunan TCDD, Havalimanı ve Karayollarının güçlendirme çalışmaları için yeni kaynak ayrılması ve ortak bir eşgüdüm çalışmasını yapılması şart. Büyükşehir belediyelerinin sınırlarına dahil edilmiş kırsal mahalle statüsündeki yerlerle ilgili alanların yeni yerleşim yapılacak alanların oluşturulmasında olan zorluklar kaçak yapıların artmasına ve kırsal mahallelerdeki yapıların da risk oluşturduğu ortadadır” ifadelerini kullandı.
ACİL EYLEM PLANI YARINDAN İTİBAREN HAZIR EDİLECEK
5 büyük şehrin acil eylem planının yarından itibaren hazır edileceğini söyleyen Zeybek, “Vatandaşlarımızın üzerinde durduğu Yunanistan'daki deprem sonrası ilgili belediyelerin itfaiye ekipleri Akom yetkilileri ve kentsel dönüşüm ile ilgili afet riskini azaltacak olan ve daire başkanlarıyla birlikte eş güdümlü yapılması ile ilgili bir karar aldık. Bu karar ile belediye başkanlıklarını çağrısına gerek olmadan Ege Bölgesi'ndeki alanlarda sorun çıkması halinde kimin, nereye yardım edeceği konusunda nasıl çalışma yapacağını da belirlemiş bulunmaktayız. 5 büyük şehrimiz acil eylem planını yarın itibari ile hazır edecekler ve olası problem halinde alınacak önlemler konusunda planlar hazır olacak” diye konuştu.
İZMİR VE CİVARINDA TSUNAMİ İLE İLGİLİ BİR ÖN UYARI SİSTEMİ YOK
İzmir ve civarında tsunami ile ilgili bir ön uyarı sisteminin olmadığını ifade eden Zeybek, “İzmir ve civarında tsunami ile ilgili bir ön uyarı sistemi yoktur. Bunun mutlaka hayata geçmesi konusunda çağrıda bulunmak istiyoruz. Aydın ve Denizli arasında canlı fay hattı vardır. İzmir'de aktif fay hatları vardır. Bunlarla ilgili kentsel dönüşümün finansmanı konusunda gerekli kurumların eşgüdüm toplantısı yaparak riskli yapı stokunun azaltılması için neler yapılacağını açıklanması lazım. İtfaiye birimlerimiz tüm illerde meydana gelecek afetlerde çalışma yapmaya hazırdır” ifadelerini kullandı.
TÜM İLLERİMİZDE AFET KRİZ MASALARINI OLUŞTURDUK
Tüm illerde afet kriz masası oluşturduklarını söyleyen Zeybek, “Tüm illerimizde afet kriz masalarını oluşturduk. Önümüzdeki süreçte yurttaşlarımızın herhangi bir şekilde tedirgin olmasını önlemek istiyoruz. İzmir’de yıkılan 9 binada gördüğümüz gibi yüksek yapılarla ilgili bakanlık bir genelge çıkardı ve 4 kat üstüne çıkma yapılamayacak dedi. Altında ticarethane olan yerlerle ilgili ise kısa kolon olmasın dedi. Ancak Resmi Gazetede yayımlanan değişiklikle sanki bu ülkede deprem olmamış gibi yine müteahhitlerin çıkar grupların isteği doğrultusunda getirilen düzenlemelerden geri adım atıldığını görüyoruz. Deprem riskini yarattığı tehditler ortadayken, binalarımız nasıl etkilediği bilindiği halde doğruluğu raporlarla tescillenmiş yönetmelikten geri adım atıyorsunuz? Bundan geri adıma atmamıza neden olan çıkar grupları kim bunlar kamuoyu ile açıklanması gerekmektedir” dedi.
TOPLANTININ BURADA YAPILIYOR OLMASININ DOĞRU OLDUĞUNA İNANIYORUM
AFAD’a tam yetki verdiklerini söyleyen Zeybek, “Böyle bir toplantının burada yapılıyor olmasının doğru olduğuna inanıyorum. Bugün CHP ülkeyi yönetme iddiasında ve iktidar hareket etmiyorsa biz hareket ederiz. Hangi ilin afet kurtarma ekipleri hangi ile sevk edileceği yönünde yetki AFAD'da ancak biz yine de Genel Merkez olarak şu talimatı bilgi verdik; Belediye başkanı onayı olmadan itfaiye müdürü arayarak başka bir itfaiye müdürlüğünden destek isteyebilir. Bugün de buna ilişkin iradeyi belediye başkanlarımız da ifade ettiler” şeklinde konuştu.