Tireli Safiye Abla...
AK Parti İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Nihat Zeybekci’nin sayesinde Türkiye’nin tanıdığı, tüpünü bekleyen Safiye Ablamız oldu.
Tireli Safiye Ablamızın, beklediği tüpünün derdine düşen
Zeybekci ise, samimiyet, tevazu ve gayretiyle seçimlere ilk damga vuran ilk
aday oldu.
AK Parti’nin seçim öncesi ana sloganı, ‘samimiyet, tevazu ve
gayret’
AK Parti Genel Başkanı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip
Erdoğan’ın ise parti teşkilatına, adaylarına özellikle taşımaları gerektiğini
vurguladığı üç kelime.
AK Parti İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Nihat Zeybekci,
kaldırımda oturan Safiye Ablanın yavaşça yanına yaklaşıyor ve kaldırım
kenarında onun yanına oturuyor. Bir Zeybekci ve bir de Safiye Abla. Zeybekci,
Safiye Ablaya ne beklediğini soruyor. Bir şey beklediğini tahmin ediyordu, o
saatte, kaldırımda oturarak. Safiye Abla, yanına yaklaşan genç ve samimi adama,
komşusunun oğlu, mahallenin delikanlısı gibi ‘Tüpünü beklediğini’ söyledi.
AK Parti İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Nihat
Zeybekci, ‘Bizim oğlan’ samimiyetiyle, sıradan bir Egeli tevazuuyla, Ege’nin
bilindik şivesiyle karşı dükkândaki tüpçüye sesleniyor, ‘Tüpçüüüü. Yok mu
tüpçü? Safiye Ablanın tüpü gelmedi mi la!’
Tüpçü cevap vermeyince, tutuyor Safiye Ablanın elinden
beraber gidiyorlar tüpçüye ve tüpün gelip, gelmediğini beraber soruyorlar.
Tüpü soran Safiye Abla ve ona eşlik eden eski Denizli
Büyükşehir Belediye Başkanı, Eski Ekonomi Bakanı, İzmir Büyükşehir Belediye
Başkan Adayı Nihat Zeybekci.
Burada çok doğal samimiyet var.
Burada çok doğal tevazu var.
Burada çok doğal bir gayret var.
Zeybekci’nin bu hareketin seçime yönelik bir davranış şekli
olduğunu düşünenler olduğunu tahmin ediyorum. Onlara sadece ön fikirli, cin
fikirli olduklarını söylemek zorundayım.
Bir gazeteci olarak, çok zamanda, çok yerde sayın Nihat
Zeybekci’yi takip etmek, onunla bir topluluk içinde karşı karşıya geldim ve
onda hep bu samimiyeti, tevazuu ve gayreti gördüm.
Kimi seçerseniz seçin, kime oy verirseniz verin, kim seçimin
galibi olursa olsun, bana göre seçimlerin en güzel yanı, siyasetçilerle
vatandaşların böyle kenetlenme imkânı yaratmasıdır.
Belki Cumhurbaşkanı olamazsınız, belki bakan olamazsanız,
belki başkan da olamazsınız ama seçimlerden her siyasi aday için çıkan en güzel
sonuç, insanlara ulaşabilmek, onların dertlerine çözüm umudu verebilmek, onlara
yalnız olmadıklarını hissettirebilmektir.
Seçimler, seçilebilmek için değil, seçmek için değil bir
arada, birlikte yaşama kültürümüzün gelişmesi için fırsattır.
Fırsatımız güzel olsun.