ÖNCÜŞEHİR - İzmir’in
Karşıyaka İlçesi’nin Atakent Mahallesi’nde yer alan Emlak Bankası Konutları’nın
1976-1980 tarihleri arasında inşa edildi. “07.03.1984 Bostanlı Uygulama İmar
Planı notlarına istinaden Emlak Bankası Konutları’nın 0.40 imar büyüme hakkı
bulunuyor. Karşıyaka Belediyesi, geçen yıl plan notlarında yaptığı değişiklikle
Mahallenin 0.40 büyüme hakkını kullanacak şekilde kentsel dönüşüm taleplerini
onaylamadı ve imar durum belgesi vermedi. Bunun üzerine sorunlarının
çözülmesini isteyen mahalle sakinleri Emlak Konutları Platformu’nu kurarak
mücadeleye başladılar. Platform, Belediyenin 0.40 emsal büyüme haklarını
koruyan 07.03.1984 onaylı Bostanlı İmar Planı notlarında değişikliğe
gitmeyerek, dikey ya da yatay şekilde yapılaşma haklarının mahalle sakinlerine
verilmesini istiyor.
Emlak Konutları Platformu üyeleri geçtiğimiz günlerde Karşıyaka Olof Palme Parkı’nda mahalle sakinlerinin katılımı ile düzenlediği basın açıklaması ile Karşıyaka Belediyesi’nden 47 yıllık binalarının yenilenmesi ve kentsel dönüşümünün gerçekleştirilmesi için imar durum belgesi istemelerine karşılık “Başkanlık makamının sözlü talimatıyla plan notu verilmediğini ifade etmişlerdi.
Karşıyaka Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın kendileri ile iletişime geçmediklerini söyleyen Emlak Konutları Platformu Sözcüsü Nevzat Özkılıç, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun katıldığı Çiğli Tramvayı temel atma töreninden sonra Kılıçdaroğlu’na konu ile ilgili bir dosya vererek, yaşadıkları sorunların çözümü için kendisinden destek istedi. Özkılıç, Kılıçdaroğlu’nun kendisini ilgiyle dinlediğini ve konuyla ilgili geri dönüş yapacaklarını ilettiğini söyledi.
ÖZKILIÇ: HUKUKTA YERİ
OLMAYAN BİR BELGE VERDİLER
Konu hakkında gazetemize detaylı bir açıklama yapan Emlak Konutları Platformu Sözcüsü Nevzat Özkılıç, Atakent Emlak Bloklarında mevcut imar haklarının bulunduğunu ama şimdiki Belediye Başkanı Cemil Tugay tarafından bunun alındığını söyledi. Özkılıç, “Bu imar hakkında önceki belediye başkanı iki binaya 07.03.1984 Bostanlı Plan notlarına göre izin hakkı vermişti. 0.40 büyüme hakkı verdiler. Sayın Cemil Tugay geldikten sonra ise bu işe karşı çıktığını söyledi. Sonra da iki binaya da kendileri aynı şekilde yapılaşma izni verildi. Bu ara çürük raporu alınan ve onlara, “Binaya artık izin vereceğiz” diyen ve yirmi gün önce en 5-10 binaya imar hakkı belgesini veren aynı belediye başkanı Başak Apartmanına şimdi ise izin vermedi. Sonra bizler Gonca Apartmanı için müracaat ettik. Bize maalesef Başkanın İmar Müdürü Semra Hanım, Sayın Tugay’ın sözlü talimatı üzerine, “İmar durumu veremeyiz” diye hukukta yeri olmayan bir belge verdiler. Hepsi de bizde duruyor. O günden sonra görüşmeleri yaptık, çok uğraştık. Burada bir platform kurduk. Platformun yüzlerce üyesi oluştu. Hep beraber bir imza kampanyası başlattık. İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne 350 tane birebir tek başına daire sahibinin vermiş olduğu imzayla müracaatlarımızı yaptık. CHP Genel Merkez’e yolladık, fakat maalesef sonuçlanmadı. Her türlü çabamıza rağmen Cemil Başkan, buradaki insanların deprem zamanı yaşadıkları böyle bir durumda ve deprem sonrası binalarımızın sürekli sallandığı, 47 yıldır yaşadığımız binaların zeminlerinin çok bozuk olduğunu bütün ünlü deprem uzmanlarının söylediği halde bize gene izin vermedi” ifadelerini kullandı.
“BİZİMLE GÖRÜŞTÜĞÜNÜ
İDDİA EDİYOR AMA HAYIR GÖRÜŞMEDİ”
Başkan Tugay’ın kendilerine kendi ceplerinden ödemesini veya kredi çekmelerini söylediğini belirten Özkılıç, “İnsanlar şaşırıyor. Burada yaşayan 6 bine yakın insan var. Bu insanların yüzde 80’i emekli, bürokrat. Bunlar aidatlarını ödemekte zorlanıyor, Sayın Başkan Cemil Tugay, “Gidin cebinizde 500-600 bin verin” diyor. Bir arkadaşımıza bizzat bunu söyledi. Bize de, “Gidin cebinizden ödeyin veya kredi alın” demişti. 70, 80, 90 yaşındaki insanlar kredi alacaklar, evlerini yapacaklar. Böyle bir cümleyi kurmak bile, işin, hayatın gerçeklerinden uzak olduğunu gösteriyor Sayın Başkan’ın. Sürekli görüşmeye çalıştık fakat bizden hep uzak kaldı. Bizimle görüştüğünü iddia ediyor ama hayır görüşmedi. Bizimle bir kere görüştü. O da ben gidip kendim onunla görüştüm. Ondan sonra bir toplantı yaptı. Bizleri yöneticileri çağırdı, kendi kendimize gittik. Bizlerle görüşmeden bir karar almayacağını söylemesine rağmen karar aldı” dedi.
“BÖYLE BİR ORTAMDA
DOĞABİLECEK BİR İNSAN KAYBININ ADI KATLİAM OLACAK”
Özkılıç, Kılıçdaroğlu ile arasında geçen diyalogu ise şöyle anlattı:
“Burada korkunç bir infial var. Bütün insanlar stresli, gergin ve kırgın. Sayın Genel Başkan’a dün bu bilgileri aktardım. Özellikle şunu belirttim, “Sayın Genel Başkanım, Belediye Başkanı şu an hiçbir net açıklaması olmadan, haksız bir şekilde, mevcut haklarımızı emsal binalara rağmen bize vermemesi yanlıştır. Yarın doğacak riskli bir depremde bizler ne yapacağız? Bizim zeminimiz tamamen balçık. Böyle bir ortamda doğabilecek bir insan kaybının adı katliam olacak. Bu katliamın sorumlusu da, özür dilerim ama belediye başkanları olacak. Ama CHP burada onlara yüzde 80-90 oy veren bu insanları korumak zorunda. Siz hak, hukuk, adalet peşinde koşan bizim de saygı duyduğumuz bir lidersiniz. Lütfen sahip çıkın” dedim. Sayın Genel Başkan bizi gerçekten çok ilgiyle, ciddiyetle dinledi. KIlıçdaroğlu, “Kesinlikle dosya içerisinde bütün yazıları okuyacağım. Elimden geleni de yapacağım. Size döneceğim” dedi. Bir randevu istedik, o randevuya da mutlaka bir şekilde döneceklerini ilettiler. İstediğiniz zaman geliriz diyerek teşekkür ettim.”
“BAŞKAN BİZİ
RANTÇILIKLA İTHAM ETTİ”
İnsanları korku içerisinde olduğunu dile getiren Özkılıç, çoğu vatandaşın deprem ve pandemi korkusuyla yazlıklarına gittiğini açıkladı. Özkılıç, “Fakat Sayın Belediye Başkanı neden niçin cevabını veremiyor ve bu insanları burada sözde yeşili koruyacağım bahanesiyle ki yeşili de biz yarattık, biz koruyoruz, mağdur ediyor. Bizim isteğimiz 0.40 büyüme hakkını yatay veremiyorsanız, dikey verin. Ya da yatay çok az büyüme verin, bir kat yukarı çıkın. Bunları bizimle görüşmüyor. Nilüfer Bakoğlu diye bir İmar Komisyonu Başkanı bayan, “Ben size izin vermem, ben buraya yaptırtmam” gibi neden ve niçin tavır takındığını anlamadığımız ama çokça sorular çıkan bir süreç yaşanıyor. Yazık, bu konulara biz girmiyoruz ama hayat insanları konuşturtuyor. Toplum bunları konuşuyor. Neden diyorlar, neden? Niçin burası ile uğraşılıyor? Yaşadığımız yer önemli bir bölge. Bizler kimseden rant istemiyoruz. Burada herkesin bir tane evi var. Başkan bizi rantçılıkla itham etti. 4 tane binaya izni kendi veriyor, açıklamasını da yapamıyor. Başkan’a, “Sen hangi maddeye göre izni verdiniz” dedim. Başkan Tugay bize, Hüseyin Mutlu Akpınar’ın hukuksuz yaptığını söylüyor. Bende o zaman, “Siz nasıl yaptınız, siz hukuklu mu yaptınız” diye sordum. “Hukuki yaptıysanız bizim hakkımızda nerede” dedim. Cevap yok. Bu bir sorun ve bu sorun bitmeyecek. Bu sorun çok farklı boyutlarda devam edecek” diye konuştu.