Emine KULAK / ÖNCÜŞEHİR - Son yıllarda gençler arasında evlenmeye yönelik isteksizlik dikkat çekici bir şekilde artarken, bu durum sadece toplumsal bir eğilim değil aynı zamanda ekonomik sıkıntıların da etkili olduğu yapısal bir sorun haline geldi. Uzmanlar, yüksek enflasyon, artan yaşam maliyetleri ve ekonomik güvencesizlik nedeniyle gençlerin evliliği ertelediğine dikkat çekiyor.Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, ülkede evlenme oranı son 20 yılda belirgin bir düşüş gösterdi. 2001 yılında her 1.000 kişi başına düşen evlenme sayısı 8,35 iken, 2024 itibarıyla bu rakam 6,63’e geriledi.Konuya ilişkin Öncüşehir’e değerlendirmelerde bulunan Klinik Psikolog Şenel Karaman gençlerin evlilik kararını sadece kişisel istekleriyle değil, aynı zamanda ekonomik yeterlilikleriyle de ilişkilendirdiğini belirtti.GÜNÜMÜZDE EVLİLİK YAŞI DİYE BİR YAŞ ORTADAN KALKTIToplumsal dönüşüm, ekonomik koşullar ve bireysel beklentilerin evlilik kararlarını doğrudan etkilediğini söyleyen Karaman, “Evlenme dediğimiz şey birçok faktörle ilgili. Bunda psikolojik faktörler, ekonomik koşullar, kültürel durumlar var. Baktığımızda şu anda insanların evlenmekten kaçındıklarını görüyoruz. Kaçınmaların bir kısmı psikolojik nedenler bir kısmı ise ekonomik nedenler. Çünkü kendisini bir eve idare edebilecek, bir evliliği sürdürebilecek, bir evin geçimini sağlayabilecek oranda ekonomik olarak güçlü, yeterli görmüyorlar. Yetişkin olmanın ölçülerinden bir tanesi ekonomik özgürlük. Ancak yeterli bir ekonomik geliri yok ise kendisini ekonomik olarak özgür hissedemiyor. Dolayısıyla yetişkin de hissedemiyor. O yüzden ekonomik şeyler önemli. Kültürel faktörler var. Benim çocukluğumda, yani eski zamanlarda bir erkeğin askerden gelmesi, belli bir yaşta olması evlenmek için bir kriterdi. Ve hemen bir kız aranıyordu, birisi bulunuyordu, evlendiriliyordu. Ortalama insanlar 22-23 yaşlarında evlendiriliyordu. Ama günümüzde artık evlilik yaşı diye bir yaş ortadan kalktı. Şu yaşta evlenmelisin diye bir kültürel ölçü yok. O yüzden ne oluyor? İnsanların evlilik kararı kendilerine bırakılıyor. Kendilerine bırakıldığında evlenecek birisini bulmak, onunla evlilik yolculuğuna girebilmek çok kolay olmuyor” dedi.
“EVLİLİK LUNAPARK DEĞİL, ZORLUKLARIN OLDUĞU BİR YER”Maddi dengesizliklerin evliliklerin sürdürülebilirliğini doğrudan etkilediğini ifade eden Karaman, “Temel giderler var. Bir evliliği düşündüğümüzde evlenecekler, bir yuva kurulacak. Bu evin temel giderleri var. Bu giderleri alt alta topladığınızda gelir gider arasında bir dengesizlik var ise bu aile, yeni çift rahat edemeyecek. Bunu da aklı başında herkes görüyor. Kendilerini güvende hissedemeyecekler. Böylece ekonomik olarak güvende hissedemeyenler evlenmekte zorlanırlar, ciddi bir zorluk yaşarlar. Bir grup insanda ekonomik bir problem yok. Ailenin geçimini sağlamakla ilgili bir problem yok ama yine evlenemiyorlar. Bu da psikolojik ve kültürel diğer nedenlerle ilgili. Ancak bir ailenin en önemli ögelerinden bir tanesi o ailenin bütçesidir, ekonomisidir. Bu ailenin bütçesi, bu aileyi finanse edebilecek giderlerini, ihtiyaçlarını karşılayabilecek tek oranda değilse çok zorlanılır. Şimdi bir genç insan düşündüğümüzde kendi annesinin babasının yanında kalıyorsa anne babasının satın alma gücüyle hayatını sürdürüyor. Evlendiğinde ailesinin satın alma gücü değil, kendi gelirinin satın alma gücüyle hayatını sürdürecek. Bu yaşam kalitesini, konforunu önemli olarak düşürüyor. Evlendiklerinde de çok zorluk yaşıyorlar. Çatışmalar artıyor. Sonuçta evlilik lunapark değil, zorlukların olduğu bir yer. İki kişinin birlikte uyum sağlaması, birlikte hayatın zorluklarını göğüs görmesi o kadar kolay olmuyor. Bu bir tür çatışmaya gidiyor. Bunu da gençler, etraflarındaki arkadaşlarının, dostlarının ekonomik olarak zorlandıklarında ne olduğunu görüyorlar. Bu ciddi bir engel. Bir de şu var; ben evimi geçindiremiyorum hissi bir insanın takatini kıran bir his. Kendisinde mahcubiyet ve utanç duygusu yaratan bir his. Ben eşimin, kendimin ya da ailemin ihtiyaçlarını gideremiyorum hissi bir insanı çok zorlar. Zorladığı için bir grup insan kumar, bitcoin ile uğraşıyorlar. Kolay yoldan para elde etmenin yollarını arıyorlar. O da nereye kadar… Bir süre sonra o proje de çöküyor. O nedenle ekonomik zorluklar bireylerin ilişkisini, yakın ilişkileri, evliliği ciddi oranda etkiler. Ve ekonomik sorunlar arttıkça evlilik sorunları da artar. Evlenmeye girişimini de engeller” şeklinde konuştu.“KÜLTÜR OLARAK DÜNYADAKİ DEĞİŞİME ADAPTE OLAMADIK”Ekonomik dengenin kurulamadığı durumlarda evliliğin ertelendiğini belirten Karaman, “Bir insanın evlenmesi için önce evleneceği bir adayın olması lazım. Bu aday var ve bu ikisi birlikte bu hayatı sürdürebilecek yeterliliğe ulaşabildiler mi ulaşamadılar mı ona bakmaları lazım. Yeterlilik derken ‘biz bir eve çıktığımızda biz ikimizin masraflarını ve ilerleyen süreçte çocuk olduğunda o çocuğun masraflarını karşılayabilir miyiz, karşılayamaz mıyız’ sorusu ortaya çıkıyor. Karşılayamıyoruz dediğinde gelirini arttırmak dışında bir çare yok. Çok eski zamanlarda insanlar yokluğa, ekonomik darboğaza katlanıyorlardı. Ve herkes ekonomik sorun yaşıyordu. Bir köyde yaşıyordu, kasaba da yaşıyordu. Kasabanın, aşağı yukarı insanların gelirleri, alışkanlıkları, giderleri birbirine benzerdi. Bundan 50 yıl sonra, 50 yıl önce bir kasabaya ya da köye gitsek, teker teker aileleri dolaşsak ailenin giderleri hemen hemen baktığınızda aynıydı. Günümüzde ise sosyal medya var. İnsanlar tüm dünyayı görüyor. Sadece kendi hayatlarını değil, tüm dünyanın ekonomik durumunun yaşanan tarzını görüyorlar. Aynı ülke içerisinde başka insanların yaşanan tarzını da görüyorlar. Ve herkes bende de olsun istiyor. Bu yanlış bir istek değil. Ama bu sosyolojik değişim, evlenecek iki insanın uyum sağlaması için çok da kolay değil. Çünkü biz henüz kültür olarak bu dünyadaki değişime, ekonomik ve satın alma gücündeki değişime adapte olamadık. Buna uygun bir formül bulamadık. O yüzden türlü nedenlerle insanlar evlilikten kaçınıyorlar” diye konuştu.“EVLENEMEME SENDROMU VAR”Toplumda ‘evlenememe sendromu’ olarak bilinen duruma da dikkat çeken Karaman, “Çiftler gelirlerini artırmanın bir yolunu bulmak zorundalar. Ancak evliliğin, evlilikten uzak durmanın nedenlerinden bir tanesi ekonomiktir. Ama bütün neden ekonomiktir diyemeyiz. Çünkü psikolojik faktörler var. Evlenememe sendromu dedikleri bir şey var. Evlenememe sendromu, evlenmeyi çok istediği halde, bir yuva kurmayı çok istediği halde bir türlü evlenemeyen insanlar var. Bu hem bizim ülkemizde hem dünyada ciddi bir sorun. Bu konunun nedenlerinin içinde psikolojik sorunlar önemli bir yer tutuyor. Eğer evlenmek istediği halde bir türlü evlenemiyorsa ve mantıklı gerekçeleri, ekonomik sorun yoksa, evlenmekte zorlanan insanlar bir psikolojik destek almalılar. Bu konuya gidip bir uzmanla çalışmalılar” dedi.
