ÖNCÜŞEHİR - Gaziemir Belediye Meclisi’nin AK Parti Grup Başkanvekili Uğur İnan Atmaca, MHP Grup Başkanvekili Selahattin Şahin ile Bağımsız Üyesi Levent Çağlarsu, Öncüşehir TV’de ‘Öncü Siyaset’ programının konuğu oldu. Öncüşehir Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mevlüt Dağdeviren’in sorularını yanıtlayan isimler, Gaziemir için çevre felaketi uyarısında bulundu.
ÇAĞLARSU: GAZİEMİR’DE UZUN ZAMANDIR DOĞA KATLİAMI YAŞANIYOR
Gaziemir’de bir doğa katliamı yaşandığını ifade eden Bağımsız Meclis Üyesi Levent Çağlarsu, “Gaziemir’de sorunlar hiç bitmiyor, uzun zamandır bir doğa katliamı var. Yeşil Mahalleden bahsediyorum. Gaziemir’in doğasını katleden 2017 yılında inşaat ruhsatı alınmış, 2019 yılında da plan proje tadilatı yapılarak inşaat başlandı. Bu inşaatın doğayı talan ettiğini meclislerde defalarca dile getirdim. Herkes inşaat ve ticaret yapabilir ama doğayı katletmeden ve verilen yasal izinler sınırlarında yapılması gerekiyor. Biz buraya AK Partili Meclis Üyesi arkadaşımız Uğur İnan Atmaca ile beraber gittik. Bunun siyaseti olmaz ki. Bu bizim çocuklarımıza bırakacağımız mirasa beraber sahip çıkmaktır. CHP’li arkadaşlarımla da beraber gittim. İmar komisyonu üyelerini de alana götürdüm. Ben bunu mecliste defalarca dile getirmeme rağmen CHP’li meclis üyesi arkadaşlarımız maalesef bu konuda asa bir şey yapmadılar. Ama bu konuyu Selahattin Şahin ve Uğur İnan Atmaca gündeme getirdi. Onun için burada siyasi düşünce yoktur, Gaziemir’in sorunları vardır” dedi.
ATMACA: ÇANAK TUTANLARIN PEŞİNİ BIRAKMAYACAĞIZ
Burada inşaat faaliyeti yürüten firmanın ağaç rölöve planlarına uymadığını ifade eden Atmaca, “İnsanın doğduğu değil, doyduğu yer vatanıdır. Dolayısıyla bizim de yaşadığımız kent olan Gaziemir, 3’ümüzün ortak paydası. Aslında tüm Gaziemirlilerin ve meclis üyelerinin ortak paydası. Fakat biz bunu biraz daha somut ve sürdürülebilir hale getiriyoruz. Bununla ilgili gerek meclis toplantılarında gerek güncel yaşantıda Gaziemir’in sorunlarını her türlü platformda tartışmaya ve çözüm bulmaya yönelik girişimlerimiz oluyor. Bunlardan biri de çevre konusu. Çevre konusunda hassasiyeti olmayan hiçbir vatandaşımız yoktur. Bölgede 30 yıl önce yapılmış bir mevzi imar planı var. O dönemde bu planı yapan irade; ormanlık alanda herhangi bir ağacın zarar görmemesini, çevrenin dokusunun doğal karakterinin bozulmamasını kayıt altına alıp ağaç rölöve planı yapmışlar. Bununla ilgili de imar planlarına bir plan notu eklemişler. Bölgedeki ağaçlar haritada tek tek işaretlenmiş ve bu plana uyulacak denmiş. Yani siz oradan bir ağaç kesip de yerine bloklar koyamazsınız. O ağaç yanmış, yıkılmış, kırılmış olabilir, hiç fark etmez. Onun yerine dokunamazsınız. Belediyenin arşivinde bulunan bu ağaç rölöve planına uymak zorundasınız. Ben mimarım, sözkonu alanla ilgili daha önce benden bir çalışma istendiğinde ağaç rölöve planına uymak kaydı ile o parsele 20 veya 25 villa sığabiliyordu. Fakat şu anda orada yapılan 7 katlı rezidans binaları ve toplamda da 200 daire civarında bir yapılaşma söz konusu. Gaziemir’de 165 kotundan dolayı yapılaşma da belli bir yükseklikten sonra inşaat hakkınız olmaz. Bu projenin en yakındaki noktası da Yeşil Mahalle sırtlarıdır. Yeşil mahallede bu vatandaşlarımız 2 katı bile yapamayacak durumda, mülkiyetleri olmasına rağmen… Bu ormanın içerisinde ağaç rölöve planını baypas ederek 7 katlı binaların yapılması ciddi anlamda kanunun arkasından dolaşmaktır. Buna çanak tutanların da biz peşini bırakmayacağız, gerekli yasal girişimlerimizi zaten sürdürüyoruz. Gerekli kurumları da daha öncesinde göreve çağırmıştık, şimdi yine bu çağrımızı yineliyoruz” diye konuştu.
Ağaç rölöve planı olmasına karşın 7 kat ve bitişik olarak yapılmış inşaat blokları...
ŞAHİN: BELEDİYE SEYİRCİ KALDI
MHP’li Şahin ise hafriyatların ormana döküldüğünü söyleyerek, “Gaziemir’in için İzmir için, Gaziemir’in ve İzmir’in sorunları için buradayız. Ciddi bir şekilde çevre tahrip edilmiştir. Mevcut plana uyulmamıştır, ağaçlar yok edilmiştir. Sonra oradan çıkan hafriyatlar, yakın yerlere kamyonlarla dökülmüştür. Burada yapılmaması gereken uygulamalar maalesef yapılmıştır. Buna da belediyemiz seyirci kalmıştır. Biz bunu anlatıyoruz, böyle bir durum başka projelerde ve burada devem etmesin diye. Ormanın içine çok katlı binalar inşa edilmiş, oraya da birçok insan yerleşecek. Ne olacak bu çevre?” ifadelerini kullandı.
ÇAĞLARSU: MECLİS ÜYESİ SEÇİLDİYSEM HAKKINI VERMEK ZORUNDAYIM
Belediyenin bu konuda çevreyi korumaya yönelik yetkilerini kullanmadığını belirten Çağlarsu, “Ben çevre katliamını gündeme getirdiğim zaman Başkan Halil Arda, “rölöve planları burada” dedi. “İnşat bitince bu rölöve planına uyuldu mu uyulmadı mı bakacağız” diye o planı bize doğru salladı. Biz “ağaç rölöve planını görebilir miyiz” diye talep ettiğimizde, “Hayır görmezsiniz” dedi. Biz orada doğa katliamı yapmış bir inşaatın ağaç rölöve planını görmek istiyoruz. Belediye meclis üyesi olarak, halkın sözcüsü olarak görmek istiyoruz, ben Levent Çağlarsu olarak görmek istemiyorum ki. Meclis üyesi seçildiysem hakkını vermek zorundayım. Halkımın sorunu varsa dile getiririm. Planı istediğimiz zaman ise yüzümüze salladı, “inşaat bitince de bu rölöve planına göre denetim yapacağım” dedi. Bu bittiğinde sen orada olacak mısın, senin orada oturman garanti mi ki? Sen o gün ki yasal hakkını neden şimdi kullanmıyorsun? Sen 2019’da orada plan tadilatı yaptın, nasıl bir plan tadilatı yaptın? İnşaatta artma mı vardı? Belki orada villa vardı, 7 katlı rezidanslara dönüştü. Biz bilemiyoruz ki, söyleyin diyoruz onu da vermiyorlar” şeklinde konuştu.
“GAZİEMİR SAHİPSİZ KALIYOR”
Sözlerine devam eden Çağlarsu, binlerce kamyon hafriyatın ruhsatlı hafriyat alanlarına değil de çevreye ve dereye döküldüğü iddialarına ilişkin olarak da Çağlarsu, “Bunu sorduğumuzda Belediye Başkan Yardımcısı “biz tespit edemiyoruz, gece karanlıkta döküyorlar, ne yapayım oraya zabıta kulübesi mi dikeyim” dedi. Ormanı korumak için gerekirse bekçi kulübesi dik. Necati Kırmaz’ın söylemine göre, orman arazisi belediyeyi ilgilendirmiyor, hazine ilgilendirmiyor. Öyle olunca da Gaziemir sahipsiz kalıyor” açıklamalarında bulundu.
İnşaat çevresindeki derelere sökülerek atılmış ağaçlar...
ATMACA: OLAYIN RANT BOYUTU DA VAR
Yeşil Mahalledeki inşaat olayında ve ormana, dere yataklarına hafriyat dökülmesi iddialarına ilişkin olarak olayın bir de haksız rant boyutunun bulunduğunu ifade eden Atmaca, “Bölge zaten meyilli bir alan. Oradan 10 bin kamyonun üzerinde bir hafriyat çıktığını biz yaklaşık olarak hesapladık. Dayanak noktamız da şu; oradan çıkan hafriyatlar çok yakın bir noktada hazine arazilerine ve orman alanlarına döküldü. Ayrıca o bölgelerde de hafriyatların altında kalan birçok ağaç da katledildi. Bunu sadece hafriyat olarak düşünmeyin, bunun bir defa rant boyutu var. Çünkü bir kamyonun Büyükşehir’den izinli hafriyat alanlarına dökülebilmesi için gidiş geliş süreci var. Belli bir kilometre yapması lazım. Ciddi bir akaryakıt bedeli var. Bir kamyonun gün içinde yapabileceği tur 3 ya da 4. Ama orada çok yakın bir alanda günde belki de 20-25 tur yaparak bu kamyonlar ciddi bir yükten kurtuluyorlar. Bir de bunun akabinde hafriyat dökülerek düzleştirilen alanlarda da yavaş yavaş konteynırlar konuluyor, ufak tefek kaçak yapılaşmalar başlıyor. Bununla beraber de o doğa katliamı başka boyutlara taşınıyor. Bunları söylediğimiz zaman Belediye Başkan Yardımcısı Sayın Kırmaz da inşaat mühendisi olmasına rağmen belediyenin asli görevi de kaçak yapı ve kaçak hafriyatla mücadele olmasına rağmen maalesef bugüne kadar bu konuda gerekli hassasiyeti göstermedi. Bildiğim kadarıyla 4 tane kamyona ceza kesilmiş ama gece döküyorlardı bunu yakalayamadı demek asla ve asla bir gerekçe olamaz. Biz bunları ada ve parsel tespitlerini yapmak suretiyle belediyeye bildirdik, tek tek. Belediyenin yapması gereken bu bölgelerden bu hafriyatları kaldırmak. Engel olamayabilirsiniz ama sizin bu sorunu ortadan kaldırmanız için biz size bir fırsat tanıdık. Bu fırsatı da değerlendirip yerine getirmediniz. Yani burada bir sarmal oluşmuş durumda” dedi.
Gaziemir'de sözü edilen inşaat projesine yakın orman içinde hafriyat dökülerek doldurulmuş alanlar...
“ÇEVRE HASSASİYETİNİ GAZİEMİR YÖNETİMİ CİDDİYE ALMIYOR”
Gaziemir’de kanunsuz bir şekilde çöp dökümü yapıldığını vurgulayan Atmaca, “Sarnıç’ta orman alanı yanında belediyenin çöp depolama tesisi adı altında bir yeri var. Fakat çöplük haline gelmiş. Yıllardır oraya döküle kapatıla yaklaşık 10-15 metre civarında yüksekliğe ulaşmış bu bölge. Aslında aktarma alanı olarak ifade ediliyor ama hiçbir zaman dökülen çöp aktarılmıyor. Alanda çöplerden kaynaklı 4-5 defa çok ciddi yangınlar çıktı ve bu yangınların ormana sıçraması son anda önlendi. Önerge haline getirdikten sonra tekrar dile getirdiğimizde burayı döküme kapattılar ama kulağıma geldiği kadarıyla yavaş yavaş tekrar dökümler yapılıyormuş. Gelecek için ciddi riskler barındırmaya devam ediyor. Çevre hassasiyetini Gaziemir yönetimi çok da ciddiye almıyor. Söylemleri var ama eylemlerine maalesef yansımıyor” şeklinde konuştu.
ŞAHİN: AKTEPE EMREZ’Lİ VATANDAŞLARDAN OLUŞAN BİR KOOPERATİF MODELİ OLUŞMALI
Geçtiğimiz günlerde Aktepe-Emrez bölgesinde CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’un katılımıyla gerçekleşen kentsel dönüşüm projesi temel atma törenini değerlendiren Şahin, “Gaziemir’imizde ciddi derecede çevre konularında ihmal var, uygulamalarda usulsüzlük var. Bunlara Gaziemir Belediyesi olarak müdahale edilmesi ve müsaade edilmemesi gerekiyor. Maalesef ki bu ihlaller devam ediyor, inşallah belediyemiz bunlara müdahil olur. Öte yandan vatandaşlar yaklaşık 20 yıldır Aktepe Emrez ile ilgili planların yapılıp alanın dönüşmesini bekliyor. Deprem kapıda… İzmir’de bir deprem oldu, 117 canımızı kaybettik, acılarını hala yüreğimizde hissediyoruz. Allah korusun böyle bir durum bir daha yaşanırsa ne tedbirimiz var? İnsanlarımızı deprem öldürmüyor çürük binalar ve tedbirsizlikler öldürüyor. Çünkü Aktepe Emrez’deki yapılaşma, depreme dayanıklı bir yapılaşma değil. Çok katlı olmasa da geçmişten kalan imarı olmayan, ruhsatsız binalar bile var. Aktepe Emrez halkı da alanın bir an önce dönüşmesini bekliyor. Şu anda temeli atılan yer, Milli Emlak’tan alınan 80 dönüm arazi. Bu arazi 20 milyona alındı ve yaklaşık bir dairenin maliyeti Büyükşehir Belediyemize 20 bin lira. İki etap imar planı yapıldı. Orası zaten boş bir arazi, 2348 ve 2349 ada. İlk yapılan etap İzbeton üzerinden ihalesiz verildi. Biz buna ihalesiz verilemez diye itiraz ettik, mahkemeye taşıdık. Süreç devam ediyor. 234 adada İzbeton üzerinden ihaleye çıkarıldı. Bir tane firma aldı. Bunun temeli atıldı ama burada vatandaşa dokunan bir şey yok. Zaten burası boş bir araziydi. Buranın bir bütün olarak planı yapılması gerekiyordu. İlçe belediye başkanımız anlattı; “burada hazine fazlalığı var iktidar mensuplarımızla bunları konuştuk ama hiç oralı olmadılar” dedi.
HALK KOOPERATİFİ DOĞRU MODEL
Hazine fazlalığı da bir taraf, imar planını engellemiyor. Büyükşehir Belediyemiz ivedilikle Aktepe Emrez’in imar planlarını yapıp bir an önce kentsel dönüşümü başlatması lazım. Kooperatif modeli dendi, böyle model olmaz, biz buna da karşıyız. Biz dedik ki; Aktepe Emrez halkından oluşan bir kooperatif kurun, bu modelle dönüşüm başlasın.” Bunu savunuyoruz. Tunç Soyer Başkanımız bir Halk Kooperatifi modeli oluşturdu. Buna karşı değiliz, doğru bir model. Aktepe Emrez’li oluşan bir kooperatif modeli oluşsaydı daha iyi olurdu” dedi.
“MAĞDURİYETLERİN ORTADAN KALKMASINI İSTİYORUZ”
Temeli atılan alana 3,5 emsal verilmesini eleştiren Şahin, “Aktepe Emrezli kardeşlerimize 1,5 emsal veriliyor, şu anki yapılan yerlere 3,5 emsal veriliyor. Bu bölge bir bütün olarak ele alınmalı. İmar planları alınıp yapılıp eşit koşullarda ele alınmalı. Orada oturan kardeşlerimize de aynı uygulama, şu an ki yapılan yerlere de aynı uygulama yapılması lazım. Biz bunu savunuyoruz, ivedilikle imar planlarının yapılıp buradaki kardeşlerimizin mağduriyetlerin ortadan kalkmasını istiyor ve bekliyoruz” dedi.
ATMACA: GERÇEKTEN SAMİMİYSE BİZİM ÖNERGELERİMİZE CEVAP VERSİN
Temel atma töreni hakkında açıklamalarda bulunan AK Partili Atmaca, “Selahattin Bey’e teşekkür ediyorum, Büyükşehir meclislerde her zaman bu konuyu ele alıyor. Deprem anıtları açmakla bu iş çözülmüyor. Deprem kapıda… Temel atma törenine odaklanmak lazım. Törende Sayın Tunç Soyer, “Biz kentsel dönüşümde 3 ilkeyle hareket ediyoruz. Yerinde dönüşüm, uzlaşı ve şeffaflık ve belediye garantisi” dedi. Bu ilkeleri ele alırsak ben çok da buna uygun bir hareket tarzı olduğunu düşünmüyorum. Şeffaflıktan bahsedelim; biz Cumhur İttifakı olarak bazı önergeler hazırlıyoruz, Büyükşehir Belediyesine verdik. Örnek verecek olursak; İzmir Büyükşehir Belediyesi ile İzbeton arasında yapılan protokol, sonrasında İzbeton ile İş İnsanları Gaziemir Kooperatifi arasında yapılan protokolün bir örneğini istedik. Maalesef bununla ilgili bir geri dönüş olmadı. Yerinde dönüşüm diyorsunuz… Kemal Bey de bu konuya dahil oldu; İstanbul’da Fikirtepe’yi örnek verdi. Kamuoyunun aldatılmasına yönelik söylemler bunlar. Fikirtepe’de ve Gaziemir’in Aktepe bölgesinde uygulanan kentsel dönüşümün yasal dayanakları aynı değil. İzmir’de 6 tane kentsel dönüşüm ve gelişim alanı var; bunlar 5393 sayılı kanunun 73. Maddesine göre uygulandı, sonrasında bir değişiklik oldu 5998 diye adlandırabiliriz. İzmir’deki yapılanma bu şekilde. Fikirtepe’de ki uygulama ise 6306 sayılı kanunla oldu. Yani afet riski altındaki alanların dönüşümü ile ilgili bir kanun. İki kanunun ruhu birbirinden farklıdır. 5393’te uzlaşı esastır, 6306’da uzlaşı aramazsınız. İzmir’de uzlaşı ile iş yapacağız diyorsunuz, uzlaşıyı soruyoruz yüzde kaç diye. Bölgede yaşayan yurttaşlarımızın yüzde kaçıyla uzlaşıyı imzaladınız? Uzlaşı var mı yok mu, bunu da bilmiyoruz. Bununla ilgili bir geri dönüş yapılmaması, şeffaflık ilkesini bizim gözümüzde ortadan kaldırıyor. Tunç Bey’in bu söylemleri söylemde kalıyor, eyleme bu konuyu taşıyabilmiş değil. Gerçekten samimiyse bizim önergelerimize cevap vermesini talep ediyoruz” dedi.
“VATANDAŞIN HAKKI GASP EDİLİYOR”
“Planı olmayan yerde dönüşüm olmaz” diyen Atmaca, “122 hektar alanıyla Aktepe Emrez bölgesi İzmir’deki en büyük kentsel dönüşüm ve gelişim alanı. Bu bölgede bütüncül imar planları yok. Halen daha 1980’li 1990’lı yıllardan kalma gecekondu imar ıslah planları geçerli. İşte sıkıntı burada başlıyor zaten. Alanda bulunan resmi kurumlara ait mülkiyetler, belediye arsa rayiç değeri üzerinden Büyükşehir Belediyesi’ne devredilmek zorunda. Milli Emlak Müdürlüğünden İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin devraldığı 80 dönüm bir arazi söz konusu. 80 dönüm arsayı 12 milyon değerle satın aldı. Bunun 40 dönümüne 2 ada imar planı yaptılar ama çok ciddi bir yoğunluk verildi. Vatandaş pazarlık yapılırken 1,5 emsal üzerinden yüzde 50 teklif ediliyor fakat Büyükşehir Belediyesi kendi yerine 3,5 emsal veriyor. Eğer bütüncül imar planları yapılırsa vatandaş da 3,5 emsal üzerinden hakkını talep edecek. Büyükşehir Belediyesi bunun vatandaş tarafından bu şekilde değerlendirmemesi amacıyla bu imar planlarını yapmadığını düşünüyoruz. Bu da vatandaşın haklarının gasp edilmesi anlamına geliyor” şeklinde konuştu.
ÇAĞLARSU: BİZ HALİL ARDA HOLDİNGİNİN YÖNETİCİLERİ MİYİZ Kİ?
Gaziemir’deki aciliyet olan sorunları aktaran Çağlarsu, “Selahattin Başkan ve Uğur arkadaşımızın bir önergesi vardı Aktepe Emrez mahallesine doğalgaz hattı döşenmesinde ön ayak olunmasıyla ilgili. “Kamu zararı oluşur” dediler, kamu zararını savundular. Biz ticarethane miyiz ki, biz Halil Arda holdinginin yöneticileri miyiz ki? Biz belediyenin birer meclis üyesiyiz, belediye de bir kamu kurumu. Eğer ki halk adına bir zarar edilecekse ben bunun altına imzamı atarım. Halka hizmete kamu zararı oluşuyorsa imzamı atarım. Eğer atamıyorsam da oraya bir daha da seçilmem. Halil Arda ve yönetiminin öncelikleri, Aktepe Emrez değil Akçay caddesinde 9 metre yükseklik sınırının kaldırılması, Akçay Caddesinde plan tadilatının yapılması… Aktepe’deki halkın doğalgaza veya oyun alanlarına ihtiyacı varmış, bu konular onun öncelikleri değil. Gaziemir’de yüzde 52’ye varan zayiatlar var. Planlama yapıldığında yüzde 52 kamuya terk ediliyor. Akçay caddesinde yüzde 35’e zor çıkarttık dediler. Akçay caddesinde yüzde 95’i yapısal olarak tamamlanmış adalarda yüzde 5’lik kısım için aciliyet. Yeni yapılacak olan kısımlarda yüzde 95’i 9 metre ile sınırlandırılmış, yapılmış bitmiş. Kalan yüzde 5’lik kısmında da 15-16 metreye çıkacak. Onun için Aktepe Emrez, işçi sorunu, çevre sorunu, hafriyat sorunu öncelikli değil, onun için Akçay Caddesinde kentsel dönüşümü değil rantsal dönüşümü sağlamak” dedi.
“GAZİEMİR BELEDİYE İŞÇİLERİ İZMİR’DEKİ EN DÜŞÜK MAAŞINI ALIYOR”
Gaziemir Belediye işçilerinin İzmir’deki en düşük işçi maaşını aldığını iddia eden Çağlarsu, “İşçisine en az maaş vermede İzmir’in Gaziemir ilçesi en üst sırada. CHP’li bir belediye başkanının yönettiği bir metropol ilçesi ve İzmir’in kurulan ilk ilçelerinden biri bugün en düşün maaşta birinci. Aynı sendika Buca Belediyesi’nde 11 bin 500 TL’ye imza atarken bizde 6 bin 500 TL’ye imza atıldı. Bizde halaylar çekilmesi, çünkü kimse duymadı. Sözleşmenin içeriğini merak Başkana sorduk, “seni ilgilendirmiyor” dedi. Ben işçilerin hakkını savunacağım. El kaldır-indir diye meclise gelmedim. Gaziemir işçileri mutsuz. Şu anda sendikadan istifa edip dayanışma aidatlarını yatıran sözleşmesinin içeriğinden faydalanmak istiyorlar. Sendika yönetimi işçilerimizi tehdit ediyor. Aktepe Emrez’de yapılacak olan tören için işçilere sendika “törende olacaksınız” diye mesaj atıyor. Aynı sendika toplu iş sözleşmesinde işçilerin hakkını savunurken neden bir şey yapmadı? Seni ilgilendirmiyor ki Aktepe Emrez’deki kentsel dönüşüm? Neden işçileri oraya taşımaya çalışıyorsun, senin maraban mı işçiler? Benim söylemlerime sert deniyor ama bunu başka türlü nasıl anlatayım? Yapılan bir haksızlık ve adaletsizlik var” diye konuştu.