Çiğdem CANPOLAT /
ÖNCÜŞEHİR - İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, 12-14 Mayıs tarihleri
arasında düzenlenen We-Cycle Çevre ve Geri Dönüşüm Teknolojileri Fuarı’nın açılışına
ev sahipliği yapıyor.
Soyer'in yanı sıra, CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Ege İhracatçılar Birliği Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, Ege Bölgesi Sanayı Odası Yönetim Kurulu Başkan Vekili İbrahim Gökçüoğlu, İzmir Ticaret Odası Başkanı Mahmut Özgener, CHP Geçmiş Dönem Milletvekili Erdal Aksünger katıldı.
İZFAŞ ve EFOR Fuarcılık işbirliğiyle Fuarizmir'de düzenlenen We-Cycle, kentlerde atıkların kaynağında ayrıştırılması, geri dönüşüm kültürünün yaratılması ve gereksiz kaynak kullanımının engellenmesi konularını gündeme taşıyacak.
SOYER: BÜYÜK
FELAKETLERLE YÜZ YÜZEYİZ
Açılış konuşmasını yapan Başkan Soyer, “Dünya değişiyor, iklim kriziyle yüz yüze olduğumuz bir denem geçiriyoruz. Tarımdan gıdaya atık bertarafına, yenilebilir enerji kaynaklarına, bunların hepsinin iç içe geçmiş olduğunu ve birbirinden etkilendiğini hepimizin bu büyük felaketle yüz yüze olduğunu görüyoruz. Böyle bir konjonktürde bu fuarı düzenlemiş olmanın daha büyük bir anlamı var. Doğamızla, geçmişimle, geleceğimiz ile uyumu da temel alan dönüşümsel şehir anlayışının hayat buluğu İzmir için canla başla çalışıyoruz. 20 ürün grubunun katıldığı fuar 6 bin metrekarede kurulu… İlk kez düzenlene bu fuara Rusya, Bulgaristan, Kırgısiztan ve Polonya gibi katılım olması fuarın önemini ve değerini arttırıyor. İzmir’in dönüşümsel ekonomisini büyütmek için kırsal alandan başlayıp şehrin sokaklarına, kamusal binalara, parklara ve hanelere uzanan farklı bir program uyguluyoruz. Her bir halkası çöp kavramına son veriyor ve farklı kullanımlar sonucu ortaya çıkan atığı başka sektörün girdisi olarak değerlendiriyor. Artık çöpü ham madde olarak ekonomiye ve doğaya yeniden kazandırıyoruz” dedi.
“ATIKLARI
KAYNAĞINDAYKEN AYRIŞTIRIYORUZ”
İZDOĞA tarafından başlatılan projeyi duyuran Soyer, “Önemli bir projeyi sizinle paylaşmak istiyorum. Atık Yönetim Dairemi ve İZDOĞA tarafından başlatılan İzdönüşüm projesi ile atıkları kaynağındayken ayrıştırıyoruz. Bu süreci Buca, Karabağlar, Karşıyaka ve Karabağlar’da başlattık. Önümüzdeki yaz aylarında tamamlanacak sürecin sonlarında İzmir nüfusunu 3’te 1’ini ambalaj atıklarını çöpe gitmeden ekonomiye kazandırmış olacağız. Kurduğumuz ayrıştırma sistemiyle tüm İzmirlileri ambalaj atıklarını çöp yerine geri dönüşüm kutularına atmaya teşvik edeceğiz. Bu atıkları konak’ta, İZDOĞA tarafından işletilen İzdönüşüm tesisinde ayrıştırılarak ekonomiye geri kazandırılacak. Burada günde 420 ton da kadar ambalaj atığını ayrıştırarak geri dönüştürme kapasitesine dahil edecek. Bu projeyle mevcut durumda geri dönüşüme gönderilen ambalaj atıklarını yüzde 12’de yüzde 20’ye çıkarıyoruz. Sonra yüzde 40’a çıkartacağız. Yüzde 20’iyi yakalamanın 160 milyon liralık fazladan kazanç anlamına geldiğini de söylemek istiyorum. İzdönüşüm projemizin ekonomik ve ekolojik boyutu kadar gurur duyduğum başka toplumsal boyutu daha var. Bu değerli görevde yer alacak iş gücünü sağlamak amacıyla sokak toplayıcısı kardeşlerimizi istihdam etmeye başladık. Onlara sadece iş olanağı sağlamıyor, aynı zamanda ömürleri boyunca çöpü karıştırmaya zorunluluğundan kurtarıyoruz. Daha iyi ekonomik şartlar, kalitesi yüksek yaşam ve sağlıklı bir iş olanağı sunuyoruz. Bundan sonra İzmir’de sizlere iki seçenek sunuyoruz; atıklarınızı çöpe atmak ya da geri dönüşüm kutularımızda buluşturmak. Eğer ikinci tercih ederseniz doğamızı ve toplum sağlığını korumuş olacaksınız. Dahası ülke ekonomisine katkı sağlayacaksınız. Sokakta çöp arayan insanlara umut olacaksınız. Bundan sonra İzmir’de çöp diyip geçmeyeceğiz. İzdönüşüm’e dahil olan her bir vatandaşımızla ülkemizin kanayan üç yarasını aynı anda merhem olacağız. Bundan hareketle diyoruz ki, İzmir’de dönüşüm başlıyor” dedi.
ESKİNAZİ: ÜRETİMİN VE
TİCARETİN ÖNCELİKLERİ DEĞİŞİYOR
Ticaretin önceliklerinin değiştiğini vurgulayan Ege İhracatçıları Birlik Başkanı Jak Eskinazi, “Sürdürülebilirlik alanındaki gelişmeler; günümüz dünyasında üretim şekillerine, ekonomik ilişkilere, küresel ticaretin kurallarına yön veriyor. Üretimin ve ticaretin öncelikleri değişiyor, paydaşların beklentileri farklılaşıyor. Bu yolculukta hepimize çok fazla sorumluluk düşüyor. Sürdürülebilirlik ile ilgili trendler, yasal mevzuat ve tüketici beklentileri artık firmaların stratejilerini belirleyen unsurlar haline geliyor. Sürdürülebilirliğin sağlanması için firmalarımızın satın alma, üretim, pazarlama ve dağıtım işlemlerinden oluşan tedarik zinciri boyunca çevre ile uyumlu politikalar izlemesi, bu politikalara uygun stratejileri hayata geçirmesi gerekiyor. Tarihsel sürece baktığımızda, üretimde sınırsız kaynak anlayışı yerini önce doğanın kirletilmesinin önlenmesi ve enerji tüketiminin azaltılmasına, sonrasında ise tamamen döngüsel bir tedarik zinciri anlayışına bırakmıştır. Döngüsel ekonominin sağlanması amacı doğrultusunda; geri dönüşüm, yeniden kullanım ve yeniden üretim modellerini benimsememiz ve üretim süreçlerimize entegre etmemiz gerekiyor. Üretim sistemlerinin daha az atık üreten ve daha da önemlisi girdi olarak atık kullanan modellere geçmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.
“FİRMALAR,
SÜRDÜRÜLEBİLİR MODELLER İLE…”
Güncel rakamları vererek konuşmasını sürdüren Eskinazi, “Bugün küresel ölçekte ortaya çıkan emisyonun yüzde 55’i enerji, yüzde 45’i ise endüstriyel üretim faaliyetleri kaynaklı. Dolayısıyla döngüsel ekonomi faaliyetleri ile yüzde 45’lik oranın temsil ettiği emisyonu daha aşağı çekmemiz mümkün olacaktır. Biraz önce bahsettiğim sürdürülebilir ve döngüsel modeller hem işletmeler hem de paydaşlar açısından çevresel ve ekonomik kazanım anlamına geliyor. Kaynak verimliliğinin sağlanması, yasa ve düzenlemelere uygunluk sağlanması ve olumlu firma itibarı; firmaların döngüsel iş modellerinden sağladığı ekonomik kazanımların başlıcaları olarak değerlendirmek mümkün olacaktır. Firmalar, sürdürülebilir modeller ile hem çevreyi koruyor ve doğamıza sahip çıkıyor hem de rekabet avantajı elde ediyor” dedi.
“KARBON SALINIMINI
AZALTACAK MODELLERİN GELİŞTİRİLMESİ İÇİN ÇALIŞIYORUZ”
Eskinazi konuşmasını şu sözleriyle sonlandırdı;
“Ege İhracatçı Birlikleri olarak, hem kendi bünyemizde kurumsal sürdürülebilirlik faaliyetlerimizi yürütüyor hem de üye firmalarımızda farkındalık yaratmak ve bu alanda kapasitelerini artırmak amacıyla projeler yürütüyoruz. Çalışmalarımızdan örnek vermek gerekirse, tekstil ve konfeksiyon sektörümüze yönelik olarak yürütmekte olduğumuz Uluslararası Rekabetçiliğin Geliştirilmesi Projesi kapsamında katılımcı firmalarımızın üretim süreçlerini iyileştirerek döngüsel ve daha çevreci uygulamalara geçilmesine destek oluyoruz. Bu projemiz kapsamında önemli çıktılar da elde ettik. 12 firmamız tarafından toplamda 307 ton atık kumaş, 38 ton atık kağıt, 13 ton atık kısa bir zaman sürecinde plastik-naylon geri dönüşüm sürecine dahil edildi. Benzer projeleri, tarım ve gıda da dahil olmak üzere diğer sektörlerimizde de yürütmekteyiz. İhracatçılar olarak, AB’nin en büyük tedarikçi ülkelerinden biri olma özelliğimizi korumak adına, sürdürülebilirlik alanındaki tüm gelişmeleri çok yakından takip ediyoruz. Avrupa Yeşil Mutabakatı çerçevesinde karbon salınımını azaltacak modellerin geliştirilmesi için çalışıyoruz. Hem sanayimizi geliştirmek ve ticaret hacmimizi büyütmek, hem de çevremize sahip çıkmak için endüstriyel süreçlerimizde doğa dostu dönüştürülebilir malzeme kullanmalı, etkin bir atık yönetimi politikası oluşturmalı, geri dönüşüme önem vermeliyiz.Yarınlara yaşanabilir bir dünya bırakabilmek için sürdürülebilirlik kavramını çok iyi anlamalı; konuyu çevresel, ekonomik ve sosyal boyutu ile ele almalı ve yapmamız gerekenleri vakit kaybeden hayata geçirmeliyiz. Bu yıl ilk kez düzenlenen We-Cycle fuarının bölgemizin, ekosistemine büyük katkı koyacağına ve önümüzdeki yıllarda katlanarak büyüyeceğine inancımız tam.”
ÖZGENER: GELECEK
NESİLLER KÜRESEL ISINMA VE İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ SORUNLAR İLE YÜZ YÜZE
İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, “Sınırsız
kaynaklara sahip olmayan dünyamız, doğal kaynakların rasyonel ve çevreye duyarlı
bir şekilde kullanılmaması nedeniyle günümüzde sadece ekonomik problemler değil
daha da önemlisi gelecek nesilleri tehdit edecek şekilde küresel ısınma ve
iklim değişikliği gibi büyük sorunlar ile de yüz yüze. İklim Değişikliği, bugün
artık bilim insanlarımızın makale ve araştırmalarında yer alan bir konu olmanın
ötesinde sosyal, ekonomik ve bireysel hayatlarımızın bir parçası haline geldi.
İklim değişikliğinin olumsuz etkilerini ne yazık ki tüm bu alanlarda
deneyimliyoruz. Bunun sonucunda, iklim değişikliği ile mücadele için
sürdürülebilir kalkınma ve toplumsal refah odaklı yeni bir vizyonun hayata
geçirilmesi amacıyla uluslararası alanda her bir ülkenin uzlaşı ve etkin
katılımla ortak hareket etmeyi benimsediği noktaya ulaştık. Bu konuda, Avrupa Birliği dünyada öncü rol
oynuyor. Avrupa Birliği, 2050 yılına kadar net sera gazı emisyonlarını sıfıra
indirerek dünyanın ilk iklim-nötr kıtası olmayı hedefliyor. Belirlenen yüksek
hedeflere ulaşılması için de uygulamaya konulan Yeşil Mutabakat ile somut bir
aşamaya gelindi. İstatistikler, “Yeşil Mutabakat” kapsamında yaşanacak
dönüşümün ülkemizi ne kadar yakından ilgilendirdiğini ve firmalarımızın Yeşil
Mutabakat kapsamında uygulanacak politikalardan haberdar olmalarının önemini
açık bir şekilde gösteriyor” diye konuştu.
“YERLİ EMİSYON
TİCARETİ SİSTEMİ KURULMASINA DİKKAT ÇEKİYORUZ”
İzmir Ticaret Odası olarak, yeşil dönüşüm çalışmalarını ve İzmir’i
daha rekabetçi bir ekonomiye dönüştürmeyi fırsat olarak değerlendirdiklerini
söyleyen Özgener, “2 yıla yakın süredir ilgili tüm platformlarda; Yeşil
Mutabakat’ın etkileri hususunda farkındalığı artırıcı çalışmalar yapılmasına,
Avrupa Birliği mevzuatına uyumlu yerli Emisyon Ticareti Sistemi kurulmasına
dikkat çekiyoruz. Bunun yanında Gümrük Birliği’nin, Yeşil Mutabakatla uyumlu
olarak güncellenmesi ve yeni alanlarla genişletilmesi gerektiği konusunu da
vurguluyoruz. 2026 yılında uygulamaya geçecek “Sınırda Karbon Düzenleme
Mekanizması” ile Avrupa Birliği pazarına ihraç edilen ürünler için içerdikleri
karbon ayakizi kapsamında ton başına vergi ödenmesi söz konusu olacak. Biz de,
öncelikli sektörlerden başlayarak üyelerimizin karbon ayak izi ölçümünde
yetkinlik kazanabilmesi için destek olabilecek projeler üzerinde çalışmaya
başladık. Yeşil ekonomik dönüşümü başlatmanın ilk adımı karbon ayak izini
ölçmek ve hangi noktada olduğumuzu öğrenmek. Fakat asıl iş bu aşamadan sonra
karbon oranlarımızı nasıl düşüreceğimizin doğru ve verimli şekilde
planlanmasında. Bunun için ortaya konan yol haritaları döngüsel ekonomi, enerji
verimliliği, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının
yaygınlaştırılmasından geçiyor. İşletmelerimizin, geri dönüşüm, yeniden
kullanım ve endüstriyel simbiyoz gibi yöntemleri benimsemesiyle eko-verimli bir
üretim ve hizmet hattı oluşturulabilir. Birbirinden bağımsız olarak faaliyet
gösteren işletmeler arasında bir işletmenin atığının diğerinin hammaddesi
olacak şekilde kurulacak simbiyotik ilişkiler sayesinde yeni iş modelleri
yaratılabilir. Biz de, üyelerimizin dünyadaki yeşil dönüşüme dahil olması,
döngüsel ekonomi ilkelerine dayalı geri dönüşüm esasına dayanan sistemlerin ve
endüstriyel simbiyoz uygulamalarının kısa bir zamanda yaygınlaştırılarak
uygulanması amacıyla Odamızın 2022 Çalışma Programına, “Senin Atığın Benim
Hammaddem” projesini aldık. Bu proje ile en temelde atık sahibi ve hammadde
ihtiyacı olan üyelerimiz arasında etkileşim oluşturulmasını amaçlıyoruz” dedi.
“ÇOK GÜZEL BİR
İŞBİRLİĞİNE İMZA ATIYORUZ”
İzmir’in özel bir fuar kazandığını ifade eden Özgener, “Özetle yukarda saydığımız tüm bu nedenlerle kentimiz çok hızlı bir şekilde uluslararası kimliğe kavuşacağına inandığımız çok özel bir fuar kazandı. Tüm paydaşlar fuarın oluşum fikrinden itibaren çok güzel bir işbirliğine imza atarak, önümüzdeki birkaç yıl içerisinde katılımcı sayısını yüzlerle ifade edeceğimiz bir organizasyonun temelini oluşturdu. AB Yeşil Mutabakatı ve Sınırda Karbon Düzenlemesi başlıklarında farkındalık oluşturmak amacıyla biz de Oda olarak fuarda yerimizi aldık. Tüm üyelerimizi görüşmelerini yapmak için standımıza bekliyoruz. We Cycle Fuarı’nakatılan üyelerimize teşvik veriyoruz. Ayrıca önümüzdeki yıllarda fuara getirmeyi planladığımız alım heyetleri ile de desteğimizi uluslararası boyuta taşımış olacağız. Sözlerime son verirken, başta İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Tun Soyer, değerli İZFAŞ Genel Müdürü Sayın Canan Karaosmanoğlu ve EFOR Fuarcılık ekibi ile Odamız Çevre Komisyonu Başkanı Sayın Mehmet Özmüş, değerli komisyon üyelerimiz ve 65. Geri Kazanım Grubu Meslek Komitemiz ile fuarın hayata geçmesi için yoğun emek harcayan tüm kurum ve kuruluşlarımızı kutluyor, hepinizi sevgi ve saygılarımla selamlıyorum” şeklinde konuştu.
ZEYDAN: SON
ZAMANLARDA ÇÖP MERKEZİ ADANA DİYE ÇOK REKLAM YAPILDI
Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar ise, “Burada bulunmaktan çok mutluyum ve bu fuardan çok etkilendim. 2 şeyde etkilendi;, biri Adana’da uzun süredir uygulana ve gerçekten olumlu sonuçlarını aldığımız kentin birlikte hareket etmesi. Neredeyse her etkinlikte belediye ile ticaret, borsa, sanayi, organize sanayi birlikte gerçekleştiriyoruz dedi. Gerçekten bunun önemi çok büyük. Bunun bütün Türkiye’de model olmasını temenni ediyorum. Burada muhalefetin de iktidarından bu kaoslu günlerden geçerken sorunları birlikte oturup çözmeyi söylemek doğru olur. Fuardan da etkilendim. Hepimizin bütün insanlık doğayı hunharca davranmamızın içinde bulunduğumuz günlerde cezasını çekiyoruz. Eğer bugün den itibaren dikkatli davranmazsak insanlığın başına neler geleceğini tahmin etmek zor değil. Bütün dünya ve biz çevrenin korunmasıyla ilgili en azami gayreti göstermek zorundayız. Çevre aşırı kar zaafı olmayanların işidir. Biler önce insan, insan sağlığı deriz. Elbette sanayi olmalıdır, olacaktır. İstihdam, iş, aş olmalıdır. Ama bu dünyayı katletmek ve aşırı kar uğruna olmamalıdır. Ben burada da onu gördüğüm için çok mutluyum. Son zamanlarda çöp merkezi Adana diye çok reklam yapıldı. İngiltere’nin çöpleri evet Adana’ya geldi. Çok büyük bir infial yarattı. İşletmeler daha ucuza, Avrupa’dan atıkları ithal ettiler, işlediler ve kalan yüzde 3, 5, 10 atığı verimli toprağa atmaya kalktılar. Biz orada devreye girdik. Hızlı bir biçimde birlikte çalışarak bunu engelledik” dedi.