Çiğdem CANPOLAT / ÖNCÜŞEHİR – İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Aralık ayı Olağan Meclis Toplantısının ikinci oturumu gerçekleştirildi.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in yokluğunda Meclis Başkanvekili Mustafa Özuslu’nun idaresinde gerçekleştirilen oturumda
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun, Yüksek Seçim Kurulu (YSK) üyelerine hakaret ettiği gerekçesiyle açılan davada karar açıklandı. İmamoğlu hakkında 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası verildi.
ÖZUSLU: ADALET SİYASETTEN ARINDIRILDIĞI ÖLÇÜDE GERÇEK BİR ADALETTİR
Meclis açılışında konuyla ilgili konuşan Özuslu, “İBB Başkanımızın bugün duruşması vardı. Karar çıktı. 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası verildi. Hukuk gerçekten bizim hayatımızın en önemli parçalarından bir tanesi. Bir ülke hukuku, kurum kuruluşlarıyla birliye yerli yerine oturtamazsak bu ülkede ne istediğiniz demokrasiyi kurabilir ne de yaşamı huzurlu müreffeh bir şekilde tecelli edebiliriz. Adalet önemlidir diyoruz ya, elbette mahkemelerin verdiği, kararlar kendi o mahkememin takdiri değerlendirmesidir. Ama mahkeme kararları eleştirilmez değildir, eleştirilebilir, itiraz edilebilir. Adalet siyasetten arındırıldığı ölçüde gerçek bir adalettir. Gecikmiş adalet, adalet değildir denir. Hiçbir karar hiçbir hâkimin alacağı ya da alması gereken karar siyasi olmamalı, olamaz. Siyasi bir duruşla alınan karar da adil olamaz. Toplum nezdinde ciddi kırılmalara ve o toplumdaki yarılmalara o toplumun adalet duygusunun zayıflamasına, adalete güvenin düşmesine, bütün toplumsal yasamı öylesine derinden etkiler ki nasıl bir şekilde düzeltileceğini ve nasıl bir sükûnete erişeceğini onu siz düşünün. Bu ülkenin cumhurbaşkanı okuduğu bir şiirden hüküm giymişti. O kararda o günkü kişiler kurum tarafında ciddi eleştirtilmişti ama toplum vicdanında bugün gelinen noktada hem başbakanlık hem cumhurbaşkanlığı yaparak Türkiye Cumhuriyetinin yönetmesinde 20 yılı aşkın süredir iktidarda. Her karar düzeltilir, her karar hepimizin her vicdan sahibi insanın itiraz etme hakkı vardır. Kabul etmememiz gerekir. Siyasi bir karar olduğunu vurgulamamız gerekir. Bundan imtina etmemeliyiz. Ben öncelikle üzgün olduğumu söylüyorum ama bir belediye başkanımızın aldığı bu mahkûmiyet kararının çok eminim ki toplum vicdanında hiçbir karşılığı olmayacaktır. Bizim nezdimizde zaten yoktu. Siyasi olduğunu bir kere daha vurgulamak istiyorum. Önümüzdeki süreçte hep birlikte yaşayarak göreceğiz ki toplumda bun kabul etmeyecektir. Hukuka, vicdana adalete inanmış Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının İmamoğlu’nun arkasında yer alıp desteğini gösterecektir” dedi.
GRAND PLAZA’NIN SERMAYE ARTIRIMI TARTIŞMA YARATTI
İzBB iştiraki olan Grand Plaza A.Ş’nin 20 milyon TL sermaye artırımına gitmesi tartışmalara neden oldu. Komisyonlardan oy çokluğuyla meclis gündemine gelen önerge, CHP ve İYİ Partili meclis üyelerinin kabul, AK Partili ve MHP’nin ret oylarıyla oy çokluğu ile kabul edildi.
ÇALIŞKAN: GRAND PLAZA SÜREKLİ SERMAYE ARTTIRIYOR
AK Partili Meclis Üyesi Erhan Çalışkan Grand Plaza’nın doğru yönetilmediğini ifade ederek, “Bu maddede Grand Plaza’nın 20 milyon lira sermaye artırımı var. Grand Plaza sürekli sermaye arttırıyor. Daha doğrusu İzBB’nin sürekli sermaye arttıran azaltan şirketlerini görüyoruz. Bunlar içerisinde belediyenin ana görevlerine hep birlikte oy veriyoruz. Grand Plaza doğru yönetilmiyor, etkin ve verimli yönetilmiyor. İzmir’in en önemli en iyi yerlerini Grand Plaza işletiyor. Şimdi bir su dolum tesisiyle ilgili öneri getirdik. Dedik ki başka bir şirketine verilecek ki bu konuda deneyimli olmayan bir İzBB şirketine vermeyin, Grand Plazaya verin. Grand Plaza iletsin para kazansın ki ikide bir seraya artırımı olmadı. Ancak incelediğimizde görüyoruz ki Grand Plaza’nın sürekli sermaye artırımı yapmasının sebeplerinden bir tanesi İzBB şirketlilerinin çoğunda olduğu gibi azla personel çalıştırması. Benzer işletmelerle karşılaştırdığınızda Grand Plaza’nın normal işletmelerden yüzde 25 ile yüzde 30 fazla personel aldığını görüyorsunuz. Yanlış kararlar alınıyor. Yanlış uygulamalar… Halkın bakkalı, yapboz tahtası deneme… Bunların hepsi masraf-f ve gider. Milyonlar harcanıyor. Her yapılan hayatı sermaye artırımı yapıyoruz. Bu nedenle hayır oyu kullandık” ifadelerini kullandı.
SÖZÜPEK: ÜLKEMİZİN EKONOMİK KOŞULLARI BEL
Ülkedeki ekonomik durumu gerekçe gösteren CHP’li Meclis Üyesi Bülent Sözüpek ise, “Ülkemizin ekonomik koşulları belli. 2. Dönemde asgari ücrete yüzde 44’ün üzerinde asgari ücret zammı yapıldı. Sigorta giderleriyle birlikte yüzde 100’ye yakın maliyet oldukça arttı. Şirketlerin devamlılığı ve sürdürülebilirliği için sermaye artırımı yapmamız lazım. Grand Plaza, Arka sırada değimiz yerlerde ekmek büfeler işletiyor. Ak partili meclis üyesi arkadaşlarımız sabah kahvaltılarını yaparken o ekmek büfelerinin önünden geçsinler, oradaki kuyrukları görsünler. Biz vatandaşa hizmet etmek için maliyetin yarısına vatandaşın temel ihtiyacı olan gıdayı sağlamak için fedakârlık yapıyoruz. Burada da şirketimizi sermaye arttırması gerekli. Bundan farklı bir şey çıkarmaya gerek yok. Biz CHP olarak vatandaşın yanındayız” şeklinde konuştu.
MISIRLI: 7-8 SENEDİR GRAND PLAZA HALA ZARAR EDİYORSA…
AK Partili Meclis Üyesi Fikret Mısırlı, “213 milyon liraya çıkacak olan sermayesi olan bir şirket personel maaşını ödemek için İzBB para alıyorsa bu şirkette bir tuhaflık vardır. Bu kadar sermaye yapısı ve İzmir’in en kıymetli mülklerine sahip Grand Plaza… Bazı projeleri hatalı olabilir ama yıllardır 7-8 senedir Grand Plaza hala zarar ediyorsa… Hadi Halkın Bakkalını kapattık, Halkın Kasabını açtık. 315 liraya et satılıyor. Migros’taki fiyatları bir incelesin görsün. 315 liraya etin satıldığı Halkın Bakkalı ne kadar CHP politikalarına uygun ve kamuya da doğru hizmet etiğin daha iyi anlayacaktır” diye konuştu.
HIZAL: İZMİRLİNİN GÖZÜNE BAKA BAKA MARİNA KİRALADI
Söz alan AK Parti Grup Başkanvekili Özgür Hızal’da Grand Plaza ve Sözüpek’e yüklenirken, “Meclis başkanvekili sıfatı ile bu tarz ifadeler kullanıldığında gerekli uyarıları yapmanızı beklerdim. Hatiplik, siyaset gerçekten zeka işidir, akıl işidir. Bununla ilgili bir problem yaşanırsa mesel hakarete dönüşür. Söyleyeceğiniz lafınız yok ve bilginiz yoksa hakaret edersiniz. Hakaretin de Türk Ceza Kanununda karşılığı vardır. Kimsenin kimseye hakaret etme hakkı yoktur. Eğer biri birine hakaret ederse Türkiye Cumhuriyeti bağımsız ve tarafsız yargısı gerekeni yapar. Grand Plaza'nın sermaye artırımı ile ilgili bir eleştiri ortaya koyduk ve dedik ki bura zarar etmemesi gereken bir şirkettir. Eğer gerçekten İzmirlilerin menfaatine iş yapıyorsa bu zararları göze alabiliriz dedik. Grand Plaza'nın şu an itibari ile zararı 38 milyon TL. Geçen yılki zararı 58 milyon. Grand Plaza'nın 550 personeli olmuş. Bu rakam öncesin 348'di. Grand Plaza İzmirlilerin gözünün içine baka baka bir marina kiraladı. Sonrası orası İzmir'deki arka sıradakilerin asla giremeyeceği mekan haline geldi. Bir marina kiraladınız. Oraya kim gidiyor? Sayın başkan çıkıp kamu kararı söz konusu ve ben birilerini şikayet ediyorum dedi. Dava açtı, suç duyurusunda bulundu. Peki bu şirketi yönetenler ile ilgili suç duyurusunda bulunuyor mu? Bu şirketin yönetim kurulu toplantılarına katılmayan birini yönetim kurulu üyesi olarak atayan bir kişi hakkında su. duyurusunda bulunuluyor mu? Hayır. Sonra çıkıp kararla siyasi denmez. Arkadaşa tavsiyem okuduğunu tane tane okusun ve anlasın. Grand Plaza'nın zarar etmesinin zarar etmesinin nedeni başında liyakatsiz birinin olması” dedi.
AYDIN: KİMİN HALKTAN OLDUĞUNU SÖYLEMEYE BAŞLARSAK SABAHA KADAR ANLATIRIZ
Eleştirilere cevap veren CHP Grup Başkanvekili Murat Aydın, “Migros’ta kıymanın kilosu, 129 lira Halkın Kasabında 110 lira. Bizim Halkın Kasabında en yüksek olan biftek 185 lira. 185 TL’ye Migros’tan biftek alabiliyorsanız beni de davet edin beraber yiyelim. Önce bir düzeltelim. Kimin kabiliyetsiz olup olmadığını bu ülke biliyor. Her defasında bizim çalışanlarımızın aldıkları maaşa ve sayılara laf söyleyen arkadaşlar, ülkede işsizlik rakamları bu haldeyken bu arkadaşların çalışma koşullarına laf söylemesinler. CHP’nin belediyelerinin şirketlerinde insanlar kölelik ücretlerle açlık sınırının altında çalıştırılıp kar edilmez. 7bn 500 lirayı bulan açlık sınırında 8 bin lirayı çok görenleri, asgari ücretleri verilen ücretleri fakir fukaraya sadakayla bir tutanlar. Burada gelip bizim çalışanlarımız hakkında yorum yaması abestir. Buna gerek yok. Bizim şu kadar çakışanlarımız var deniyor. Ne yapalım bunları atalım mı? İşten mi çıkaralım? Bu şirketler kar etsin diye… neymiş nefes fiyat şöyle böyleymiş? Grand Plaza bir tek yüksek gelirli grubu olan İzmirlilere mi tesis işletiyor? Belediyenin önündeki büfeden çay ocağına lüks restorantına kadar bir sürü yer işletiyoruz. Şirketin çalışmasını eleştirip yetersiz bulabilir diyebilirler ama rica ederim burada bu meseleyi siz halktan yana mısınız değil misini meselesine dökmesinler. Kimin halktan olduğunu söylemeye başlarsak sabaha kadar anlatırız. Bizim Halkın Bakkalının fiyatlarını söyleyen arkadaşların çok ucuz diye Tarım Kooperatif fiyatlarını sayarız. Konuşulan konu sermaye artışı. Devri iktidarlarındaki çökerttikleri ekonomik koşullar altında hangi şirket sermeye artışına düşmemiş ki? Temmuz ayında bütçelerimiz çöp olmadı mı? Ek bütçeler getirmedik mi? Böyle devam ederlerse haziran temmuzda burada ek bütçe getireceğiz? Burada beceriksiz, kabiliyetsiz kim? Dönüp baksınlar” dedi.
BOZTEPE: BİR GÜN CANIM SIKILIRSA ÇOK ACIMAZSIZA DAVRANIRIM
Söz alan AK Partili Meclis Üyesi Hüsnü Boztepe, “Bugün meclisin bu kadar uzaması gerekmiyordu ama işte böyle kendini bilmez biri çıkar bir şey söylerse sonuçta böyle olur. Zekamın zekatını bir kere onun hayatı boyunca yeter. Geçmişteki iş ahlakımı bütün İzmir biliyor. Bu meclisteki çoğu arkadaşımızın da iş ahlakını herkes biliyor. Bir gün canım sıkılırsa çok acımazsıza davranırım. Bunu da kendisine söylüyorum. Bizim burada ilk önce karşı çıktığımız... Grup başkanvekilimizin işçi sayısının çıkarılmasını eleştirmedi sadece bu kadar alım varsa üretim yapıyorsunuzdur demek istedi. Ben birçok yerde alışveriş yapıyorum. Grand Plazanın birçok yerinde de oturdum, o fiyatlar ile zarar etmemesi gerektiğini belirttim. Sermaye artışına bakarsanız, bunlar ilerde daha fazla yükselecektir. Geçmiş yıllarda Karşıyaka'da Kent A.Ş'nin bir işletmesi vardı ve biz o zaman da dedik ki emekli insanlar çay içemiyor diye ve fiyatları yüzde 50 düşürmüştük. Biz yine bunu söyledik sadece” şeklinde konuştu.
YILDIZ: YAPILAN NEZAKETSİZLİKTİR VE YAKIŞMAMIŞTIR
Belediye iştiraki şirketlerinin zararlarının her geçen büyüdüğünü belirten AK Parti Grup Sözcüsü Hakan Yıldız ise, “Bir meclis üyemizin biraz önce kullanıldığı ifadeyi bir insanın bir insana söylememesi gerekir. Ben sadece şunu tavsiye ederim, İzBB Bütçe Komisyonu başkanı arkadaşımız Sayıştay raporunu okumaktan aciz. Yaptığı görevin sorumluluğunu bilse rapordaki yazları irdeler. Bütün bu nezaketsizliğe tarafınızın da müdahale etmemesine üzüldüğümü belirtmek isterim. Yapılan nezaketsizliktir ve yakışmamıştır. Biz konuşmamızda çalışanları aldığı ücretlerden eleştir yapmadık. Biz KHK ile uzaklaştırılmış bir kişinin varlığı ile ilgili eleştirdik. meslek fabrikasında çalışan öğretmenlerimiz en düşük ücreti alıyor. İZELMAN'daki öğretmenler mesai ücreti alıyor ancak meslek fabrikasında çalışan öğretmenlerimiz mesai ücreti almıyor. Sayın Aydın'a kardeşi olarak tavsiyem var. Bizim değindiğimiz konulara bakın ve çözün. Biz A dedikçe Z demeyi, biz meseleyi niye yapmadınız dedikçe genel meselelere girmeye devam ediyorsunuz. 2 ay önce Grand Plaza ile ilgili tartışma yaşadık ve Grand Plaza'yı savunduk. Bu şirketlerin zararı her geçen gün büyüyor. Burada yönetimlerin işleyişlerini gözden geçirme zamanları gelmiştir” diye konuştu.
BOZTEPE: İSTERSENİZ BU ARKADAŞI PARTİNİZİN İL BAŞKANI YAPIN
Kentsel dönüşüm ile ilgili bir konuyu gündeme getiren AK Parti Meclis Üyesi Hüsnü Boztepe, “Burada bir canlı yayın da yapmak istiyordum ancak havanın orda çok kararmasından dolayı bunu gerçekleştiremiyoruz. İleriki zamanlarda kendi telefonlarımızdan canlı yayın yapacağız. Çiğli İMC yapı kooperatifi adı altında bir kooperatif kuruldu. Bu kooperatif ile ilgili sahibinden.com'a girdiğimizde bir ilan çıkıyor. Buradaki açıklanan fiyatlar ile bunlara İzmirliler sahip olamayacak. Buralarda ileriki süreçte büyük sıkıntılar çıkacak. İzmir'deki kooperatifler ile ilgili 3 tane kuruldu. Çiğli, Örnekköy'de Şenol Arslanoğlu var Siz İzmir'de kentsel dönüşüm yaparken bir arkadaşa bu kentin dönüşümünü teslim etmişsiniz. Siz burada kentsel dönüşüm daire başkanlığını kapatın bu kentte bu arkadaş kentsel dönüşüm yapsın. İsterseniz bu arkadaşı partinizin il başkanı yapın bu bizi ilgilendirmez ancak bu kişinin reklamı kooperatifler üzerinden yapmanızı kabul edemeyiz. Biz burada İzBB'de bir ihale yapıyoruz. Ege Şehir Planlama bir kooperatif kurdu. Denildi ki İzBB çalışanları için yapılacak, biz bunun için mutlu olduk. Burada yapılacak inşaatta İzBB çalışanları nerede? Tümü İzBB çalışanları için ise bu ilanın ne işi var? İnsanlar çok mağdur olacak. Buradaki asıl para üyeden geliyor. Bu konuyla ilgili sizden bir açıklama bekliyoruz. Bu kentte başka bir tarım mümkün dediniz, tarımı İzBB Başkanımız hanımına teslim ettiniz. Bu kentin planlamalar ile ilgili son 1,5 yıldır tamamen ön sırada oturanlara yönelik planlama yapılıyor. Benim önerim 3 daireyi kapatalım, bunun yerine iş görecek daire başkanlıkları açalım. 3 kooperatifin yöneticisi aynı. Yakışmıyor. Eğer siz bu şekilde İl Başkanı yapacaksınız lütfen bu kentin üzerinde deneme yapmayın” dedi.
AYDIN: MAHKEMENİN VERDİĞİ KARAR SİYASİDİR
MHP İBB Grup Başkanvekili Sayın Selahattin Şahin, Uğur İnan Atmaca’yla birlikte İZBETON ile kentsel dönüşüm daire başkanımız hakkında suç duyurunda bulunmuş. Büyük bir yolsuzluk yapılıyormuş laflarıyla yapılmış. Takipsizlik kararı verilmiş. İzmir cumhuriyet başsavcılığı kamu görevlisi olan bahsedilen görevliler ile ilgili soruşturma izni vermediğini ve takipsizlik kararı vermiş. Bazen bir şeyi ortaya atınca gerisini getirmiyoruz. Bunu da dile getirelim. Bu ülke hukuk ve demokrasi bakımında çok karanlık günlerde geçiyor. Bu ülkenin siyasi iktidarı milli iradesiyle halkın tercihleriyle kavga etmeye devam ediyor biri İstanbul’da yaşandı. Ekrem İmamoğlu hakkında kamu görevlisine hakaret suçlamasında ceza verildi. Herkesi müsterih olsun sayın başkan görevinin başındadır. İstinaf incelmesinden Yargıtay incelemesine tabidir. Hükmü kesinleşmemiş olduğu için ne siyasi yasak ne de görevimi yapamama durumu söz konusu değildir. Bir hukukçu olarak içimin ezildiğini söylemem lazım. Bu kadar hukuk dışı olayla Türkiye ender olarak rastlamıştır. Mahkemenin verdiği karar siyasidir. En kutsal hak olan savuma hakkını yok sayarak savunma avukatlarının savunmalarını yok sayarak bugün ki önceden verilmiş hükmü açıklamıştır. Sayın Ekrem İmamoğlu’nun sözleri yerli ve milli hukuk bakımında suç teşkil etmez. Kişilerin ifade özgürlüklerinin sınırları bellidir. Şiddet ve terör övülmedikçe, ırkçı söylemlerle bulunulmadıkça eylemler ve söylemler suç teşkil etmezler. Bir söz kendi bağlamından koparılarak bu söz hakaret midir değil midir diye tartışılmaz. O sizin söyleniş şekline, zamanına ve geri planına bakmak lazım. İmamoğlu’nun o sözleri neden söylediğini herkes biliyor. Sözün söylenmesinden aylar sonra soruşturma açılmasını ne demek olduğunu Türk milleti biliyor” dedi.
HIZAL: BU NE YAMAN ÇELİŞKİ?
Aydın’ın kendisiyle çeliştiğini ifade eden Hızal, “Bu ne yaman çelişki? Konuşmasının başında savcının verdiği karardan başlıyor. Hukuki yönünden bahsediyor savcı böyle bir karar verdi, hukuki diyor. Tam bir saniye sonra ülke karanlık günlerden geçiyoruz diye politik söylemlerle mahkeme kararını eleştiriyor. Biz hukukçular mahkeme kararını eleştirebilirler. Hukuk budur. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları 81 milyonun tamamı hiç kimsenin hiç kimseye kamu görevini icra eden bir kişiye görevinden dolayı hakaret etme hakkına sahip değildir. Ben burada herhangi bir arkadaşımıza hakaret edebilir miyim, edemem. Ben edebilir miyim, edemem. Ben hakaret içermeyen bir ifade kullandım. Suç duyurusunda bulunuldu. Hukuki hakkıydı. Şimdi siz bir mahkeme kararını çıkmazdan çıkma çabası ile buradan bir politik hazine elde etmeye çalışırsanız çok yazık olur. Onlarca yüzlerde kararlar veriliyor. Bir avukat olarak girdiği mahkemelerde bu yönde lehine onlarca karar verildiğini biliyor. Onu kastetmemiş bunu kastetmiştir tartışması politik bir tartışma. Bu mecliste buna girmemesi gerekiyor, başka platformda yapmanız gerekiyor” diye konuştu.
ŞAHİN: AMA HİZMETE GELİNCE DEVEKUŞU GİBİ…
Gündem dışı konuşmalarda söz alan MHP Grup Başkanvekili Selahattin Şahin, “Bugün konuşmama kıssadan hisse ile başlamak istiyorum. Yaşlı karı-koca ev işlerinde zorlanırlar, oğullarını evlendirirler, fakat gelinin ev işleri ile alakası yoktur. Kayınpeder, kızım ortalığı bir süpürsen deyince, gelin baba süpürge yok der, adam süpürge alır fakat gelin yine süpürmez. Kayınpeder tekrar sorar, kızım süpürge yok dedin aldım, neden süpürmüyorsun diye sorar. Gelin cevap verir, baba tozları toplayacak kürek yok. Adam kürekte almasına rağmen gelin yine süpürmez. Kayınpeder sorar, kızım süpürge dedin aldım, kürek dedin aldım, fakat hala iş yapmıyorsun. Gelin cevap verir, baba süpürge var, kürek var, ama yürek yok yürek der. Yani Sayın Başkanım anlattığım bu hikaye tam olarak sizin yönetim anlayışınızı betimliyor. Her şeye bir bahaneniz var. Ama hizmete gelince devekuşu gibi kafanızı kuma gömüyorsunuz. Her fırsatta merkezi hükümet tarafından engellendiğimizi, İzmir’de toplanan vergilere oranla İzmir’e yatırım yapılmadığını ifade ediyorsunuz. Bırakın buna halkımız karar versin. Siz kendi yetki alanınızdaki işleri tam ve eksiksiz yapın. Altyapı sorunlarını çözememiş, ulaşımda sınıfta kalmış, kentsel dönüşümde kaplumbağa modeliyle yürüyen, turizmden bir haber, yenilenebilir enerji kaynaklarını kullanamayan, sürdürülebilir çağdaş kent yaşamına yabancı bu yönetim anlayışınız iflasın eşiğindedir. Bütün bunları göz ardı edip, cambaza bak anlayışıyla İzmirli hemşerilerimizin geleceğini çalıyorsunuz. Merkezi hükümet her ile topladığı vergi kadar yatırım yaparsa düşük vergi gelirine sahip iller hizmetlere nasıl erişim sağlayacak? Gelin bir özdeşim kuralım. İZBB olarak birçok gelir kalemine sahibiz. Örneğin; altyapı katılım payları, yol bedelleri, otopark bedelleri, birinci sınıf GSM ruhsat harçları, ve benzerleri” dedi.
“ELİMİZDE KOKAN BİR ŞEHİR, TAŞAN BİR ŞEHİR…”
“Siz bu gelir kalemlerini elde ettiğiniz ilçelere aynı şekilde yatırım yapıyor musunuz?” sorusunu soran Şahin, “Merkezi hükümeti suçluyorsunuz ya, siz eleştirdiğiniz şeyi uygulayabiliyor musunuz? Yapamazsınız çünkü bu durum hayatın olağan akışına aykırı. Eğer bunu yapabilmiş olsaydınız, Alsancak’ta, Mithatpaşa caddesinde, Karşıyaka’da, Bornova’da, Buca’da topladığınız milyarlarca lira otopark bedelleriyle onlarca katlı otopark yapmanız gerekirdi. Hani nerede bu otoparklar? Gelelim altyapı katılım paylarına, 20-25 sene önce yapılmış altyapı tesislerinden tahsil ettiğiniz pis su ve temiz su katılım paylarını tahsil ettiğiniz ilçelere aynı şekilde yatırım yaptınız mı? Bir başka örnek yol bedelleri, 15m ‘nin üzerindeki yolların bedelleri İZBB tarafından tahsil ediliyor. Sizin mantığınızla gidersek, hiçbir zaman Ova yollarına yatırım yapmamamız gerekir. Sayın Başkanım bu örnekleri çoğaltmamız mümkün. Gördüğünüz gibi İZBB yönetimi olarak siz gelir elde ettiğiniz ilçeye değil İzmir’in bütününe yatırım yapmak zorundasınız. Merkezi hükümette aynı şekilde Türkiye’nin her yerine hizmet götürmek zorunda. Artık bu tür mesnetsiz ifadeleri bir yana bırakın. Asli görevinize ve İzmirli hemşehrilerimize verdiğiniz sözleri hatırlayın. Bütçemizin yüzde 42 sini yatırıma ayırdık diyorsunuz fakat biz 4 yıldır bunun karşılığını göremiyoruz. Elimizde kokan bir şehir, taşan bir şehir, bitmeyen opera binası, yeterli kapasiteye ulaştırılamamış arıtma tesisleri, köstebek yuvası yollar, başlanmamış kentsel dönüşüm etapları, susuz turizm bölgeleri, arapsaçı trafik, Türkiye’nin enflasyona endeksli en pahalı suyu, plansızlık, tekrar söylüyorum, süpürge var, kürek var ama sizde bu işleri yapacak yürek yok” dedi.
“BU NE PERHİZ BU NE LAHANA TURŞUSU”
İzsu Genel Müdürlüğü, işe ilgili çıkan haberlere eleştiri getiren Şahin, “İzsu Genel Müdürlüğü, daha önce tespit edilip çalışma yapılan noktalardan şikayet gelmediğini ve şehir genelinde çağrı merkezine sadece 35 talep ulaştığını kaydetti. Geçmişte şehrin birçok noktasında yaşanan su baskınları, tamamlanan altyapı çalışmalarıyla son buldu. Dirençli kent İzmir, hedefi doğrultusunda 2019 yılının Nisan ayı itibari ile İzmir’in yağmur suyu kanallarının inşa edilmesi için çok sayıda projeyi tamamlayan İzsu Genel Müdürlüğü, şuana kadar toplam 220 km yağmur suyu kanalı inşa etti. Yaklaşık 200 noktada tamamlanan yatırımlarla bazı bölgelerde kronik hale gelen su baskını riski tamamen sona erdi. Şaka gibisiniz bu haberi kaleme alıp basına servis eden arkadaş İzmir de yaşamıyor mu? Dün yağan yağmurda Kemeraltı başta olmak üzere İzmir’in her tarafı aynı manzarayı tekrar yaşadı. Tekrar söylüyorum kulaklarınızı açın iyi dinleyin, 220 km değil, 1220 km yağmur suyu kanalı yapsanız da bu kanalları ayrı bir toplama sistemi yapmadığınız sürece sorunun çözülmesi su baskınlarının mağduriyetlerin giderilmesi mümkün değil. Yağmur suyu kanalı yapıyorsunuz sonra bu kanalları tekrar pis su kanallarına bağlıyorsunuz. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu” dedi.