Didar DEMİRCİ - CHP Konak İlçe Başkanı Çağrı Gruşçu, “AKP
Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, hesap kitap bilmediğimizi iddia etmiş”
diyerek hodri meydan dedi ve ülke ekonomisi üzerine açıklamalarda buldu. Ayrıca
Başkan Gruşçu, “AKP Genel Başkanına tavsiyem, sırça köşkünde lüks içinde
yaşayan danışmanlarını değiştirmesidir. Danışmanlarını halkın gerçek
temsilcilerinden seçmelidir” dedi.
Ekonominin kötüye gittiğini ve bu gerekçelerden dolayı
toplumda çocuk işçilerin, çocuk istismarının ve aile içi şiddetin arttığına da
değinerek konuşmasına başlayan Başkan Gruşçu, şunları dile getirdi:
“46 yaşında emekli olarak, her yıl maaşını enflasyonun
üzerinde bir oranla artıran ve buna rağmen bizi yalancılıkla suçlayan AKP Genel
Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, hesap kitap bilmediğimizi iddia etmiş. Hodri
meydan! Gerçekleri söyleyince bunlardan kaçmak yiğide yakışmaz. Görelim bakalım
gerçekler neymiş, yiğit kimmiş! Ekonomik şartların ne kadar ağırlaştığını
görmek için rakamlara değil sokaklara bak, halkın evlerine gir, nasıl bir
darboğazda olduğumuzu görürsün. Sırça köşklerinizden çıkmadığınız ve halkın
halini görmediğiniz sürece kendi yalanlarınıza inanmaya devam edeceksiniz.
AKP Genel Başkanına tavsiyem, sırça köşkünde lüks içinde
yaşayan danışmanlarını değiştirmesidir. Danışmanlarını halkın gerçek
temsilcilerinden seçmelidir.
Bakın ne diyor AKP Genel Başkanı:
“Emekli maaşlarını insani düzeyde hayat sürebilecek seviyeye
çıkarttık. Emekli maaşlarını 4 kata varan oranlarda artırdık. Hiçbir emekli
maaşının 1000 liranın altında kalmamasını sağladık.” Enflasyon oranına
baktığımızda geçen yıl ile bu yıl arasında büyük bir uçurum görüyoruz. Bu
yüzden emeklilerimizin alım gücü büyük ölçüde azaldı ve çarşı pazara gitmeyi
bırakın uğramak bile istemiyorlar. Mutfaklara ateş düşmüş durumda, tencerelerde
aş değil taş kaynıyor.
Bu yetmezmiş gibi zorunlu giderler elektrik, su, ulaşım,
telefon, eğitim, sağlık gibi giderler aldı başını gidiyor. İstatistiki bilgiler
emeklilerin açlık sınırının altında yaşamını sürdürdüğünü gösteriyor. Acı
gerçek şudur ki, işsizlik ve yoksulluk sebebiyle ülkemizde binlerce
vatandaşımız ya bunalıma giriyor ya intihar ediyor. Aile içi şiddet yaygın hale
gelmiş durumda. Toplumsal bir paranoya yaşıyoruz ve bunun temel sebebi daha
önce değindiğimiz gibi aş, iş, istihdam sorunudur.
Ülkemizde açlık sınırının 2.058 TL, yoksulluk sınırının
6.705 TL olduğu bir ortamda 1.000 TL’nin altında emekli maaşı olmadığını
söylemek hem trajikomiktir hem de ülkenin yönetiminde bulunan bir kişiye
yakışmamıştır. Bu, emeklilerin açlığa mahkum olduğunun belgesidir. Açlık sınırı
günümüzdeki asgari ücretin çokça üstündedir ve 13 milyon emeklimizin neredeyse
yüzde 90’ı açlık ve yoksulluk sınırının altında yaşamaktadır. Bu durumu
kamuoyunun bilgisine sunmak ve algıyla yönetilen memleketin gerçekleri
görmesini sağlamak bizim temel görevimizdir.
AKP Genel Başkanı “daha önce yüzde 8,4 seviyesine kadar
düşürdüğümüz işsizlik oranı, geçtiğimiz yılın ağustos ayında maruz kaldığımız
kur faiz saldırısının ardından yüzde 14’e kadar çıktı” diyor.
Biz boşuna ülkeyi tefecilere ve faiz lobisine teslim ettiniz
demiyoruz.
Şu anda Türkiye, dünyanın en yüksek faiziyle borçlanan
ülkelerinden birisi. Gelirimiz bu yüzden düşüyor; ülkenin başındaki zat ise
bundan şikayet ediyor. Sonra da dönüp, 'kur, faiz saldırısına maruz kaldık’
diyerek mağdur edebiyatı yapıyor. Olmaz! Türkiye böyle yönetilmez. Gerçek dışı
beyanlarla, algı yöneterek iktidarda kalmaya çalışmak halkı yanıltmaktır. Ne
yazık ki Türkiye, ekonomik planlamada sınıfta kalmıştır. Bu su götürmez gerçeği
daha fazla saklamaya çalışmak ya da çarpıtmak kimseye fayda getirmeyecektir. AKP
Genel Başkanı, çıktı ve "Tutturmuş bir EYT, erken emeklilik. İskandinav ülkelerinin
hepsi bu sistemle battı" dedi. Peki İskandinav ülkelerinde ekonomi ve emeklilik
koşulları ne durumda biliyor mu? Kıyasladığı ülkelerin ekonomik şartlarının yanından
geçemez.
Dışişleri Bakanlığı verilerine göre Erdoğan'ın
"Battı" dediği İskandinav ülkelerinin ekonomik durumu şöyle:
Danimarka’nın ekonomik durumunda kişi başına GSYİH 56 bin 80
dolar, enflasyon oranı %0,8, 21 milyar dolar cari fazlası var. İsveç’in
ekonomik durumunda kişi başına GSYİH 53 bin 930 dolar, enflasyon oranı %2, 19
milyar dolar cari fazlası var. Norveç’in ekonomik durumunda ise kişi başına
GSYİH 63 bin 878 dolar, enflasyon oranı %1,9, 24 milyar dolar cari fazlası var.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre ülkemizin ekonomik durumu ise şöyle:
Enflasyon oranı %20,3, işsizlik oranı: %11, 55 milyar dolar cari açığı var. Melbourne
Mercer'in her yıl hazırladığı "Küresel Emeklilik Endeksi"ne Türkiye
ilk kez bu yıl eklendi. Araştırmada 37 ülkenin emeklilik sistemini; yeterlilik,
sürdürülebilirlik, dürüstlük ve doğruluk gibi kriterler bakımından mercek
altına alınıyor. Sonuçlara göre; 80,3 puan alan Danimarka ikinci, 72,3 puan
alan İsveç beşinci, 71,2 puan alan Norveç altıncı sırada yer alıyor. Türkiye
ise 42,2 puanla sondan üçüncü sırada yer alıyor.
Dönemin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Mehmet
Müezzinoğlu, asgari ücretler ve emeklilik koşullarıyla ilgili açıklamalarda
bulunduğu konuşmasında, Türkiye’de geçmişte çok erken emeklilik ile popülist
dönemlerin yaşandığını, şu an ise Türkiye’nin de dahil olduğu OECD ülkelerinin
hiçbirinde 65 yaş öncesi emekliliğin bulunmadığını iddia etmişti. OECD’nin
(Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü) açıkladığı en güncel emeklilik yaşı
verilerine göre, erkekler için emeklilik yaşı 65’in altında olan tam 19 ülke bulunuyor.
Kadınlar için ise 65 yaş altında emekliliğin söz konusu olduğu 24 ülke var.
Dünyanın gelişmiş ekonomilerinde emeklilere verilen değer
ortada. Bizim de bu iktidar aracılığıyla kandırıldığımız ortada. Dünyada
emekliler barınma, eğitim, sağlık gibi ihtiyaçlarının yanı sıra sanat, spor,
özel ilgi ve becerilerini geliştirme, geleceğe güvenle bakma ve seyahat
özgürlüklerini rahatlıkla kullanabilme imkanına sahipler. Ancak ülkemizde
emeklilerimiz en yoğun hak ihlallerine maruz kalmış, açlığa ve sefalete itilmiştir.
Artık uyanma ve gerçeği görüp önlem alma zamanıdır.”
Başkan Gruşçu, konuşmalarının ardından kendisini dinleyen emekli vatandaşa da sorular sordu ve kendi durumlarını onların anlatmasını istedi. İşte o anlar: