Didar DEMİRCİ - Haftanın son kongresi Narlıdere’de sonuçlar heyecanla bekleniyor. İlçe başkanı Şahin Fırat'ın aday olmayacağını açıklamasının ardından ilçe yönetiminden iki ismin adaylık açıklaması gelmişti. Bugün yarışın, İlçe Sekreteri Serkan Çağlar ile ilçe yöneticisi Mesut Durgun'un arasında yaşanması bekleniyor.
Narlıdere Atatürk Kültür Merkezi'nde gerçekleşen kongre öncesi salon parti bayraklarıyla donatıldı. Salonda ayrıca adayların sloganlarının yer aldığı afişler yer aldı. Serkan Çağlar’ın afişinde ‘Emekse emek, liyakatsa liyakat, doğruluksa doğruluk. Partimin vicdanının adayıyım” sözleri yer alırken, Durgun’un afişinde ise ‘Gençlik gelecek, gelecek iktidar. Yerelden Genele İktidar’ sloganları bulunuyor.
'ÇITA ÇOK YÜKSEK'
Divan Başkanlığı'nı CHP İzmir Milletvekili Ednan Arslan
yürüttü. "Yaşadığım, üyesi olduğum Narlıdere'de divan başkanlığı görevini
yürütmekten gurur duyuyorum" diyerek kongrenin açılış konuşmasını yapan
Arslan, "Narlıdere her zaman kıskanılan bir örgüt olmuştur. İlçe
başkanlığı yaptığım dönemde de 'Seçimlerin birincisi Narlıdere olur da ikincisi
kim olacak?' diye konuşurduk. Narlıdere hiçbir zaman başımızı öne eğmedi,
teşekkür ediyoruz. 31 mart yerel seçimlerinde de rekor kırdık. Hep birlikte el
ele verdik ve yüzde 80 gibi kırılması zor bir rekora imza attık: Çıta çok
yüksek. Bugün bir ilçe başkanımız görevi devredecek. Onun için pırıl pırıl iki
arkadaşımız yarışacak ve sonuç olarak kazanan CHP olacaktır. CHP kongrelerinde
başka bir sonuç yoktur" dedi.
'YENİLENME VE GÜÇLENME'
31 Mart yerel seçimlerinde ülke siyasetinin şifrelerinin
değiştiğinin altını çizen Arslan, "Artık tek başına iktidar olmanın tek
yolu 50 artı 1'den geçiyor. CHP'nin kurulduğu yıllardan bu yana aldığı oy
oranına baktığımızda görüyoruz ki tek başına iktidar olma şansımız yok. O
yüzden 31 Mart'ta büyük bir özveri ile Millet İttifakı'nı inşa eden başta Genel
Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu'nu kutluyor, onun çizgisinde ilerlemenin bir
zorunluluk olduğunu düşünüyorum. Kimin Atatürk ile, demokrasiyle, kadın erkek
eşitliliği ile sorunu yoksa haktan işöçiden, emekçiden yana olanlarla kol kola
girmek zorundayız. 'Egemenlik kayıtsız şartız milletindir' ilkesini yeniden
hayata geöirmek için parlamenter sistemini yeniden hayata geçirmeliyiz. Biz tek
adam rejimini yıkmak için ant içmiş yurtseverleriz o yüzden görevimiz çoktur.
Bu kongreler ayrışma, kutuplaşma kongreleri değil yek vücut olmak ve partimizi
daha da büyütme kongreleridir. 31 Mart'ta büyük bir başarı elde ettik. Buradan
genel başkanımız kemal kılıçdaroğlu'na bin selam olsun. Büyük bir sorumlulukle
elinden gelen her şeyi en iyi şekilde yapan Kemal Kılıçdaroğlu'na sahip
çıkmalı, onun peşinden gitmeliyiz" ifadelerini kullandı.
"Biz demokrasiyi hayata geçirecek insanlarız" diyerek sözlerini sürdüren Arslan, "Demokrasi bedel ödenmeden kazanılamaz. Bu bedeli ödeyecekler de biziz. İlk seçimde tek adamlık rejimini alaşağı edeceğiz. CHP'nin temelinde Kuva-i Milliye vardır. Gözyaşı ve kan vardır. Bu partinin kökenlerinde ne ezen ne de ezilen ecevit vardır, Lozan kahramanı inönü vardır, Mustafa Kemal Atatürk vardır. Bu kongreler yenilenme ve güçlenme kongreleridir. Bu kongrelerden de güçlenerek çıkacağımıza inanıyorum" diye konuştu.
'STRES YAŞIYORLAR'
Önümüzdeki iki yıl için partimizi yönetecek ve iktidara
taşıyacak yöneticileri seçiyorsunuz" diyerek konuşmasına başlayan CHP
İzmir eski Milletvekili Musa Çam, "Geçtiğimiz iki yıl içinde çok önemli
iki seçim oldu. Bu seçimler Türkiye açısından bir dönüm noktasıydı çünkü 16
Nisan 2017 yılında 18 maddelik bir refarandum gerçekleştirdik ve bir rejim
değişikliği yapıldı. 18 maddelik bir anaysa değişikliği ile parlamenter demokrasi
rafa kaldırıldı ve tek adamlı bir rejime döndük. Bütün çalışmalarımızda 'Bu
sistem yanlış bir sitemdir' dedik. Bana göre o seçimlerde hayır oyu çıktı ama
özellikle Güneydoğu'da biz sandıklara yeteri kadar sahip çıkmadığımız için
'Kabul edildi' dediler. Anayasa değişikliği yapıldı. 'Halk bunu kabul etti'
denildi ve Haziran 2018'de erken seçim yapıldı. Adayımız Muharrem İnce ve genel
merkez başta olmak üzere çok güzel bir kampanya yaptık. 23 Haziran akşamı saat
17.00'ye kadar Muharrem İnce ve genel merkezimiz o kampanyayı harika yürüttüler
ama ondan sonraki süreci hem adayımız hem de genel merkezimiz iyi yönetemedi.
Vatandaşımız seçim sonuçlarını doğru aktaracak bir açıklama yapılamadı ve en
sonunda 'Biz seçimi kaybettik' dediler. Seçmenimiz büyük bir kırgınlık ve
küskünlük yaşadı. O kırgınlığı bu 31 Mart seçimlerinde genç bir kardeşimizin
Ekrem İmamoğlu'nun otobüsü peşinde koşup 'Her şey çok güzel olacak' sözleriyle
çok harika seçim kampanyası düzenledik ve Mart'ın sonu bahar oldu. İstanbul'da
25 yıldır kazandıkları, yedikleri içtikleri İstanbul'u ve Ankara'yı vermek
istemediler. YSK marifeti ile İstanbul seçimleri iptal edildi. Haziran ayında
hem adayımızın yaklaşımı sonrası İmamoğlu'nun bir kez daha İstanbul Büyükşehir
Belediye Başkanı yaptılar. Şimdi onun stresini hala yaşıyorlar"
ifadelerini kullandı.
ÖN SEÇİM VURGUSU!
Halkın CHP'den beklentisinin çok yüksek olduğunu da
vurgulayan Çam, "Her evde bir işsiz var. Herkes haklı olarak bu kadar
baskının altında çocuğunu işe sokmak için elinden geleni yapıyor. Narlıdere'de
Ali Engin yerine kim belediye başkanı olsa, İzmir'de Tunç Soyer yerine kim
başkan olsa kentteki işsizliği değiştiremez. Bunun için iktidar olmamız
gerekiyor. İktidar olmamız dışında hiçbir seçimimiz yolumuz yok. Bu sadece iş
değil, rejimi değiştirmek için buna mecburuz. Vatandaş, bu seçimlerde bize bu
ilgiyi gösterdi. Bizim şimdi iktidar olmamız gerekiyor. Bunu yaratabilmek için
de seçmene güven vermemiz lazım. Kendi içimizdeki ufak tefek sıkıntıları bir
kenara itip seçmene o güveni vermemiz lazım. Kurucumuz Mustafa Kemal Atatürk
hem Türkiye Cumhuriyeti'ni hem de CHP'yi bize miras bıraktı. Bizim de bu iki
değere hem sahip çıkmamız hem de güçlendirmemiz lazım.Demokrasiyi getiren parti
kendi içindeki tüm birimlerinde de demokrasiyi kullanmak zorundadır. Peki biz
neden seçimleri ön seçimle yapmıyoruz? Buna karşı çıkmamız gerekiyor. Egemenlik
kayıtsız şartsız milletindir. Egemenlik kayıtsız şartsız sizin olmanız
gerekiyor. Milletvekili, belediye başkanı olmak için Ankara'ya gitmeye gerek
yok. Sandığı koyarız, adaylarımız çıkar. Sandıktan kim çıkarsa başımızın
üstünde yeri var. Kendi içimizde hukuka saygı duymadığımız sürece bizim
Türkiye'yi yönetme şansımız yok. Partide demokrasi, Türkiye'de demokrasi!"
diye konuştu.