Yatırımcı firmalar tarafından Havutçulu’da
ikisi tarım arazisi, biri orman arazisi olan üç noktada sondaj yapılarak
jeotermal kaynak arama faaliyeti gerçekleştirmek ve bir noktada işletme
faaliyeti gerçekleştirmek istenmesine karşı düzenlenen toplantıda Aydın’da
jeotermal santrallerinin kurulmasından dolayı çevre ve insan sağlığına, tarım
alanlarına verdiği zararı anlatan
“Jeotermal Yetti Gari” adlı filmin gösterimi yapıldı.
Toplantıya Selçuk Belediye Başkan Yardımcısı Bilgi Keskin,
Şehir Planlamacısı Nur Gülerdoğan, Çevre mühendisi Caner Temel, Efes Selçuk
Kent Konseyi Başkanı Altay Tozlu, Germencik Çevre ve Doğa Derneği Başkanı Halil
Çetinkaya, Aydın Atatürk Devlet
Hastanesi Nöroloji Hekimi Metin Aydın, Aydın Çevre ve Kültür Platformu üyeleri
ve köy halkı katıldı.
Toplantıda konuşan Efes Selçuk Belediye Başkan Yardımcısı
Bilgi Keskin; “Biz belediye olarak her zaman Havutçulu köyümüzün yanındayız.
Jeotermale kesinlikle izin vermeyeceğiz. Eylemse eylem. Bütün Efes Selçuk halkı
olarak burada olacağız. Çünkü biz halkımıza onurlu bir gelecek bırakacağız. Her
zaman köyümüzün, köylümüzün yanındayız” diye konuştu.
AYDIN JEOTERMALDEN
ÇOK ZARAR GÖRDÜ
Jeotermal enerji santralleri ve çevreye etkileri hakkında
bilgi veren Germencik Çevre ve Doğa Derneği Başkanı Halil Çetinkaya; “Jeotermal
’den ilk yarayı alan biziz. Aydın’daki jeotermal işletmesinin merkezi
Germenciktir. “İstihdam sağlayacağız. Katma değer sağlayacağız. Enerji
üreteceğiz. Seracılık yapacağız' diyerek bu santraller kuruldu. Ancak bunların
hiçbiri olmadığı gibi kentimiz bu santrallerden çok büyük zararlar gördü”
dedi.
Birinci sınıf tarım toprağı kabul edilen Ege Bölgesi’nde
jeotermal santrallerin yapılmasının sadece Aydın ve Ege Bölgesi için değil
ülkemiz için de büyük bir kayıp olduğuna dikkat çeken Çetinkaya; "Ege
Bölgesi dünyanın en kaliteli tarım topraklarına sahiptir. Dünyada bu kalitede
birinci sınıf tarım toprağı olan arazide jeotermal santral yapan ikinci bir
ülke yoktur. Efes Selçuk bizim düştüğümüz duruma düşmesin. Biz Germencik Çevre
ve Doğa Derneği olarak 12 santralin yürütmesini durdurduk” dedi.
Jeotermale karşı mücadelede örgütlenmenin ve hukuki desteğin
önemine dikkat çeken Halil Çetinkaya; “Dava süreçleri zor ve uzun olabiliyor.
Ancak sivil toplumun örgütlenmesiyle bu süreçler yürütülebilir. Efes Selçuk Belediyesi’nin bu sürecin
arkasında durmasının büyük bir kazanımdır” dedi.
TOPRAKLARIMIZ EL
DEĞİŞTİRİYOR
Aydın Atatürk Devlet Hastanesi Nöroloji Doktoru Metin Aydın
ise Jeotermal santrallerin toprak mülkiyeti ve sağlık açısında önemine değinen
konuşmasında; "Jeotermal Santral
kurmak için belirli bir araziye ihtiyaçları var. Aydın topraklarının yüzde 85’i
jeotermal santrali kullanımına açıldı. Şu anda Aydın topraklarında 37 tane
jeotermal santral var. Jeotermal santral kurulmasının en büyük tehlikesi
toprakların kâğıt üzerinde ve fiili olarak ele geçirilmesidir. Yani Aydın
topraklarının tapusu el değiştirdi. Bu topraklar bizim topraklarımız” diye
konuştu.
Jeotermal santrallerin kurulmasında enerji elde edilmesinin
görünen amaç olsa da esas sebebin toprakların ele geçirilmesi olduğunu ifade
eden Aydın; “Jeotermal santral kurulumu için 30 yıllığına araziler kiralanıyor.
30 yıllığına bu topraklar şirketlerin eline geçiyor. Bu çevre kirliliğin yanı
sıra toprakların el değiştirmesi demektir. Bu topraklar genel olarak birinci
sınıf tarım arazisi. Aydın’da incir, zeytin ve pamuk yetiştirme alanlarında bu
santraller kuruldu. Bugün aynı tehlike İzmir’in tarım alanları, yaşam alanları
için de geçerlidir” diyerek uyarıda bulundu.
SANTRALLER ÇEVREYE,
TOPRAĞA, İNSANA ZARARLI
Nöroloji Doktoru Metin Aydın, jeotermal enerji
santrallerinin kurulum süreci öncesinde şirketlerin çevre halkına verdikleri
“sera kurulacak” vaatlerinin de kesinlikle gerçeği yansıtmadığını
belirtti. Metin Aydın, jeotermal enerji
adına yapılacak çalışmaların çevre ve insan sağlığına etkileri üzerine de
çarpıcı bilgiler verdi. Metin Aydın; “Bu
santraller hiçbir şekilde temiz çalışmaz. Yapılan sondajlarla kuyudan sıcak su
çıkarılıyor. Sıcak suyun içinde bor, arsenik, lityum gibi ağır maddeler ve
radyoaktif maddeler var. Bu çıkarılan akışkan maddeler su kaynaklarına
karışıyor. Yılda 8 milyon ton akışkan Menderes Havzası’na bırakılıyor. Bu
maddeler tamamen kanserojendir. Doğayı, çevreyi kirletiyor. Suda ağır metaller
bırakıyor. Topraklar kirleniyor, canlıların genetik yapısı değişiyor. Ayrıca bu
santrallerden çıkan gaz da çevreye zarar veriyor” dedi.
Efes Selçuk Kent Konseyi Başkanı Atay Tozlu da Havutçulu halkının her zaman yanlarında olduklarını belirterek; ilgili şirket tarafından 16 Ocak Perşembe Günü yapılması planlanan bilgilendirme toplantısına karşı Havutçulu halkına büyük bir görev düştüğünü ifade ederek; köy halkının Havutçulu’da Jeotermal Kaynak Arama Projesi’ne karşı olduklarına dair tutanak tutulmasını sağlamalarını istedi.