ÖNCÜŞEHİR - Oluşum Haber İmtiyaz Sahibi Ezgi Yeşil ve Kent Haber Yönetim Kurulu Başkanı Mikail Karadaş, Öncüşehir TV’de ‘Basın Meclisi’ programının konuğu oldu.
Deneyimli gazeteciler, Öncüşehir Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mevlüt Dağdeviren moderatörlüğünde ülke gündemini değerlendirdiler.
KARADAŞ: BEN DE BİR SAVAŞ OLSUN İSTEMİYORUM
Rusya ve Ukrayna arasında yaşanan krizin Türkiye’yi de ilgilendirdiğini söyleyen Karadaş, “Dünyada olup bitenler Türkiye’yi de ilgilendiriyor. Bu savaş Karadeniz’e inmek isterse büyük oranda Türkiye’nin geleceği açısından olumsuz hadiseler doğurabilir. Ekonomik, siyasi ve kültürel anlamda… Çünkü Türkiye, cumhuriyetler ile yakın zamanda bir birlik kurdu. Birçok anlamda askeri, siyasi ve ticari anlamda iş birliği yapma kararı aldılar. Türkiye’nin izlediği dış politikalarda Rusya’yla kesiştiği çok nokta var. Türkiye’nin dış politikasında dünyadaki ticaretini ve siyasetini olumsuz etkileyecektir. Bizim yetkililerimiz açıklama yaparken biz eşit mesafedeyiz, savaş olmasını istemiyoruz, hiç kimsenin canı yanmasın, bu işin masada çözülmesini istiyoruz diyorlar. Çünkü hem Türkiye’nin çıkarları bunu gerektiriyor. Hem de kişisel olarak da bu gerekiyor. Ben bu konuda Türkiye’nin bakış açısını olumlu buluyorum. Kişisel olarak ben de orada bir savaş olsun istemiyorum” dedi.
YEŞİL: HERKES BİR ENDİŞE İÇERİSİNDE
Yaşanabilecek bir savaşın Türkiye’yi ticaret anlamında büyük bir sıkıntıya sürükleyebileceğini ifade eden Yeşil, “İhracat piyasasında Seferihisar olarak biz dahi etkileniyoruz. Seferihisar'ın başta Rusya olmak üzere yurt dışına ciddi bir narenciye ihracatı var. Bu savaşın dış ticarete etkisi nasıl olacak, herkes bunu konuşuyor. Herkes bir endişe içerisinde” ifadelerini kullandı.
KARADAŞ: KENDİNE YETEBİLEN ÜLKENDEN AÇ BİR ÜLKEYE DÖNÜŞECEĞİZ
Yapılan Gümrük Birliği Antlaşmasına değinen Karadaş, “Dünyada yapmış olduğumuz uluslararası anlaşmaların dünya ticaretinde bir bağlayıcılığı var. Fakat iç siyasete döndüğü ve zor zamanlara gelindiği zaman o uluslararası anlaşmalar ülkelerin kendi çıkarları için görmezden geliniliyor. Ukrayna’da yaşanan hadiseyi örnek göstererek dikkatleri başka yere çekmek istiyorum. 1994 yılında biz bir Gümrük Birliği Antlaşması yaptık. Bizim tarım ürünlerimize kotalar konuldu. Bugün Türkiye’deki tarımın, üreticilerin en büyük belasının, Türkiye’nin dünyada kendine yetebilen birkaç ülke olmaktan çıkışının başlangıcı oldu. Gümrük Birliği Antlaşması, Avrupa Birliğine girişin ön antlaşmasıydı. Artık Avrupa Birliğine girmiyoruz. O Gümrük Birliği antlaşmasını neden tanıyorsunuz? Biz niye bu kadar tarım ürünü ithal ediyoruz. İnsanlar buğday ekemiyorlar. Buğday fiyatlarını Tarım Bakanlığı bir türlü açıklamıyor. Üretici buğday ekemiyor. Ben arpanın fiyatını bileceğim ki ekeyim, ne kadar kazanacağım ve üretim maliyetimi bileyim. Zarar mı edeceğim, kar mı edeceğim bileyim. Bu Gümrük Birliği ile uygulanan tarım politikaları neticesinde kendine yetebilen ülkenden aç bir ülkeye dönüşeceğiz” diye konuştu.
YEŞİL: NE KADAR SAVAŞ DESEK DE OLAY YİNE TARIMA DAYANIYOR
Seferihisarlı ve İzmirli olmaktan gurur duyduğunu dile getiren Yeşil, “Seferihisar’ı baz aldığında ayrı bir sevinçle anlatmak istiyorum. Seferihisar eski belediye başkanımız Tunç Soyer, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı olarak Seferihisar’da yapmış olduğu tarım faaliyetlerini Başka Bir Tarım konsepti ile büyükşehire taşıdı ve inanılmaz bir yol kat etti. Başarıyı her zaman için destekliyoruz. Yapılan şeylerin arkasındayız, yapılmayan şeylerin de neden olmadığına dair takipçisiyiz. Bu noktada da; ne kadar savaş desek de olay yine gelip üretime ve tarıma dayanıyor. Türkiye’nin tarım konusunda ne kadar zayıf olduğunu görüyoruz. İBB Başkanı Tunç Soyer’in bu tarım projesi yerelden metropole bir aktarım söz konusu. Can Yücel Tohum Takas Projesiyle ilgili yaptıkları, Ata Tohumuu projesiyle yerel tohumlarımızı güncelledi. Seferihisar’da kendimizin yetiştirdiği ürünlerimizi ortaya çıkardı. KöyKop’la beraber Hıdırlık Kalkınma Kooperatiflerimiz vardı kadınlarımızın girişimciliğini ön plana çıkarttı. Kendi ürettikleri ürünleri sergilemelerini tavsiye edildi. Bu noktada büyük başlangıçlar oldu. Devlet bağlantılı Seferihisar’da tarım arazileriyle ilgili bir takım çalışmalar da mümkün. Ne yazık ki verilen destekler yetersiz kalıyor; çünkü mazot ve gübre fiyatlarının yüksek olması üreticiyi etkiliyor… Neden her taraf metropol şehir olsun, her taraf imara açılsın? Tarıma elverişli alanlar olsun. Pancarımızı, şekerimizi üretelim. Her şeyimiz olsun ki biz Rusya’da ne olacak, biz nereden kesinti yapacağız diye düşünmeyelim. Savaşın eşiğine girdiğimizde ilk ekmeğimizi, buğdayımızı kesecekler diye düşünmeyelim. Biz yer altı zenginlikleri olan tarımıyla turizmiyle çok güçlü bir ilçeyiz. Seferihisar’daki jeotermal enerjisinden tutun, tarımın elverişi alanlarından tutun, turistik açıdan da çok göç alan bir ilçeyiz. Bizim mevcut Başkanımız İsmail Yetişkin’in de çok güzel bir projesi var. Halk Market projesi… Halk markette de kadınların kendi ürettikleri ürünleri kendilerine ayrılan bir tezgahta satışları söz konusu. Hayvancılıkla uğraşan kişilerin de ürünlerinin satışına başlanıyor” diyerek, ilçede tarım odaklı gelişmeleri özetledi.