İmamoğlu,
gazetecilerin isteği üzerine bayram mesajını da namaz çıkışında verdi. Bütün
İstanbul’a, Türkiye’ye ve İslam alemine iyi bayramlar dileklerini ileten
İmamoğlu, herkesin güzel bir bayram geçirmesi temennisinde bulundu. Trafik
kurallarına uyma konusunda vatandaşları uyaran İmamoğlu, “Kurallara uygun
seyahat yapsınlar istiyorum. Yuvalarına güzel güzel dönsünler istiyorum. Onun
için bütün İstanbullu hemşehrilerime, bütün Türkiye’ye trafik kurallarına uygun
hareket edip kazasız sıkıntısız evlerinize dönün diyorum. Büyüklerimizi
unutmadan, küçüklerimizi sevindirerek ülkemizde gerçekten bütün acılardan
arınmış bir süreç diliyorum. Bayram, iyi dileklerin, temennilerin karşılık
bulduğu bir süreçtir” dedi.
EREN BÜLBÜL’Ü
UNUTMADI
İmamoğlu, Trabzon'un Maçka ilçesi kırsalında, 11 Ağustos
2017'de bölücü terör örgütü PKK mensuplarıyla sağlanan sıcak temas sırasında
şehit düşen Eren Bülbül’ü de unutmadı. İmamoğlu, duygularını, “Bugün aynı
zamanda, Trabzon’da pırıl pırıl kardeşimiz Eren Bülbül’ün ölüm yıldönümü.
Rahmet diliyorum. Rahmetle anıyorum kendisini. Diliyorum ki ülkemizi bu tür acılar
yaşamasın. Barış içinde huzur içinde bir ülke olsun. Hatta yakın coğrafyamız
bütün insanlık için bunu diliyorum” sözleriyle dile getirdi. İmamoğlu, “Bugün
kurban keseceklere mesajınız nedir” sorusuna ise, “İstanbul 16 milyonluk bir
şehir. İstanbul gibi bir kentte, bu süreç kendi başına bırakılacak bir süreç
değil. Ama buna rağmen, bu yıl herkes kurallara uygun hareket etsin. Lütfen bu
yıl herkes kurbanlarını kurban alanlarında kessin, kestirmeye gayret etsin.
Başka türlü alanlar suç işlemek anlamına geliyor. İşlem yapan zabıtalara da
kimsenin laf edecek durumu yok. O bakımdan gönül istiyor ki, sıkıntı oluşturan
hiçbir görüntü olmasın İstanbul’da. İstanbul’da kötü görüntülerin olmadığı
gerçekten Sıhhi kurallara uygun kurban kesimi ile ilgili bir çalışma yapacağız.
Umut ediyorum bunu başaracağız” yanıtını verdi.
“UYUM SAĞLAYAMAYACAĞIMIZ DUYGU VE DÜŞÜNCELER
OLDUĞUNU HİSSETTİK”
İSBAK Genel Müdürü’nün istifası ve İETT Genel Müdürü
hakkında CHP’nin suç duyurusu var. İstifaların devamı gelebilir mi?
- Bizim
atamalar ve görevlendirmelerle ilgili bir sorunumuz yok. İSBAK atamamızda da
yola çıkış felsefemizde sorunumuz yok. Biz, kimsenin geçmişteki partisine,
bağlı olduğu kurumlara bakmaksızın, insanların eğitimine, liyakatine bakarak
hareket etmeye çalıştık. Uyum sağlayamayacağımız alanlar olduğunu tespit ettik.
Son çıkan bir kısım haberler ve geçmişteki paylaşımlar… Burada baktığımız
pencere oydu. Hayat felsefesi. İnsanların kişisel alanlarından bahsetmiyorum,
onlara saygı duyarım. Ben geçmişte AK Partili olduğunu da biliyordum. Ama diğer
bir konulardaki bir kısım fikirleri, İstanbul gibi bir kente hizmet ederken, bu
kadar karma yaşamın olduğu, herkesin bir arada olduğu bir toplumla iç içe
olduğu bir ortamda uyum sağlayamayacağımız duygu ve düşünceler olduğunu
hissettik. Bunda ters düştüğümüz durum budur. Ve bundan dolayı yollarımız
ayırdık. Diğer arkadaşlarımızla ilgili bir sorumuz yok.
“HALA AYNI YERDEYİZ”
- Mevcut
yönetimde olan, şu anda devam ettiğimiz arkadaşlarımız var. İETT de bunlardan
bir tanesi. Bunun gibi birkaç tane kurumumuz var devam ettiğimiz. Bazı
kurumlarda alt görevlerde olup devam eden arkadaşlarımız var. Bu da doğaldır.
Çünkü İBB kurumsal bir hafızaya sahip. Biz, mümkün olduğunca kurumsal
hafızalardan faydalanmaya çalışıyoruz. İyi yöneticiler vardır. Yolumuza devam
ederiz. Yarın ters düştüğümüz bir alan oluşabilir, vedalaşırız. Bunlar
olabilecek şeylerdir. Bizim gizli bir ajandayla yolumuz yok. Yol haritamız yok.
Bu manada, İETT’de görev yapan arkadaşımız, halihazırda görevde olan
arkadaşımızdı ve şu anda yol yürüyoruz. Günün sonunda baktığımız pencere, daha
önce söylediğimiz şey, “Biz kurumun başına geleceğiz, herkes dağılsın gitsin ve
biz yeni kadroyla yolumuza devam edeceğiz, sadece partilileri seçeceğiz” değil.
Ben, böyle bir şey söylemedim. Biz, bu memleketin her insanına eşit gözle
bakacağımızı dile getirmiştik. Biz hala aynı yerdeyiz. Bu tartışmayı
başlatanlar, bu tartışmanın içerisinde kıvılcım çıkarmaya çalışanlar, bazı
gizli hesaplar yapanlar olabilir. Siyasi gizli hesapları olabilir. Hangi
kesimde, hangi partide olursa olsun. Ama ben işin o tarafında değilim. Ben, 16
milyonluk bir kentin belediye başkanıyım. Tüm hoşgörümle, tüm kucaklayış
karakterimle aynen olduğum, durduğum yerdeyim. Ne bir adım ileri ne bir adım
geri. Çünkü ben bu sözlerle yola çıkmış bir belediye başkanıyım. Ben de bir
Allah kuluyum. Bu yolda bana hizmet eden çalışma arkadaşlarım da keza hepimizin
hata yapma şansı vardır. Ama mühim olan eksik olur yanlış olur, uzlaşamayız,
anlaşamayız yarın yolumuz ayrılabilir, yeni birisi daha olabilir bunların hepsi
mümkün. Ama halihazırda iyi bir yol yürüdüğümüzü düşünüyorum. Çünkü yapılacak
çok işimiz var.
“HER İNSAN KAYNAĞINDAN
FAYDALANMAYA ÇALIŞIYORUZ”
- Bir de
şöyle bir duyguyla da eleştiri tahammülsüzlüğü yaşıyoruz diye düşünüyorum. Bir
kısım vatandaşımızda o da var. Belki haklı olarak var. Hatırlatmak isterim, bir
an düşünsünler, biz, henüz 40 günlük görev süremiz içerisindeyiz. Biz, Mart’ta
seçilmedik. Mart’ta seçildiğimizi düşünenler var. 23 Haziran’da seçildik. 27
Haziran’da mazbatayı aldık. Ve yaklaşık 30 Haziran’da görevimize başladık.
Neredeyse bizi, 1 Ocak’tan beri belediye başkanı zannedenler varmış.
Sabırsızlıklarını anlıyorum. Ben de sabırsız biriyim. Ben de İstanbul’un çok
işinin beklediğinin farkındayım ve onlara hizmet etmek için bekliyoruz. Ama
günün sonunda iyi gidiyoruz. Aklıselim gidiyoruz. Herkese bakıyoruz. Her insan
kaynağından faydalanmaya çalışıyoruz.
“TÜRKİYE’NİN YENİ BİR
SOLUĞA İHTİYACI VAR”
Mensubu olduğunuz partinin İETT Genel Müdürü Ahmet Bağış’a
yapmış olduğu suç duyurusu bazı gazetelerin manşetinde yer alıyor. Bu
eleştirileri adreslerinizden biri de partiniz olabilir mi?
- Yani,
olabilir tabii. Eğer bu CHP, İYİ Parti ya da diğer partilerden de destek
verenler de oldu bize. Herkes olabilir. Siyasi duygularla yapılmış eleştiriler
olabilir. Ama diyorum ki, “Ben orada değilim.” Ben, başka bir atmosfer
tarifledim İstanbulluya ve Türkiye’ye. Ve insanlar bu atmosferi aldılar ve
kabul ettiler, oy verdiler. Ben, o duyguyu temsil ediyorum. Suç duyurusu
olabilir. İETT kocaman bir organizasyon. Bakıyoruz, irdeliyoruz. Suç duyurumuz
da orada duruyordur. Her şey yoluna devam eder. Ben hakim değilim, yargıç değilim.
Ya da bir suç duyurusuna anında cevap verebilecek kişi değilim. Tümüyle
hafızaya saygı duyan, herkesi dinleyen anlamaya çalışan, yol yürüyen. Ben,
herkesle de yol yürürüm. Türkiye’nin yeni bir nefese, soluğa ihtiyacı var. Bu
ülkede kutuplaştırmayla zaten insanlar yoruldular. Bitap durumdalar. Ve bundan
en büyük darbeyi yemiş olanlar belki CHP’lilerdir ve diğer muhalif partilerdir.
Ben, bunu da biliyorum. Ama aynı tavır bizi başka bir uçuruma sürükler. Ben,
orada değilim. Bana bu niyetle bakan sevgili arkadaşlar, beni bu gözle analiz
etsinler. Ben işin başka bir boyutundayım. Barışmadan, huzurdan. Yoksa lafta
kalır. Lafta başka, eylemde başka birisi asla olmadım, olmayacağım. Ben siyasi
hesap kısmını da hayatımdan silmiş birisiyim. Memleketin başka bir döneme
ihtiyacı var kamu yönetiminde. Yarınlara ışık tutma konusunda başka bir döneme
ihtiyacı var. BİZ, o siyasi hesapları da bir kenara itmiş durumdayız. Bakın ben
ne diyorum, “Seferberlik”. Her konuda seferberlik… Mevzuların tümünü milli hale
getirmeye çalışıyorum. Mülteci, eğitim yolsuzluklar mı, rant mı, bu şehrin
rantının belli bir kesime dağıtılması mı seferberlik. Her konuda mücadele ve
seferberlik. Siyasi hesapların dışında bir dönem tarifledim. Ben, o yerdeyim ve
hiç ayrılmayacağım o yerden.
“İNSANLARI FİŞLEME
NİYETİMİZ YOK”
CHP örgütü içinden atanan isimler arasında CHP’li olmaması
eleştirisini nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Bir çok
CHP’li arkadaşımız, yanımızda görev yapıyor. Olacaktır da. Yarın AK Partili
geçmişi olan birisi de aramızda olacaktır, HDP'li geçmişi olan birisi de
aramızda olacaktır, MHP’li de olacaktır. Bunu niye söylüyorum? Geçmiş
etiketlerine, geçmiş titrine....Yani şöyle mi yapalım: Herkesin geçmişteki
GBT’lerini önümüze alalım. Birilerinin yaptığı gibi fişleyelim, sağa sola
atalım. Ona göre karar verelim. Böyle bir şey mümkün mü? Sizler ya da sizlerin
tanıdığı birçok insan bu haksızlıklara isyan etmediler mi? Ettiler. Ben, o
değilim. CHP’li yol arkadaşlarımdan fazlasıyla faydalanıyoruz. Faydalanmaya
devam edeceğiz. Bunun yanı sıra, diğer siyasi partilerden insanlarla da
ilişkimiz devam edecek. Onlardan da faydalanacağız. Bir de partili olmayan
milyonlarca insan var Türkiye’de. Türkiye’deki siyasi partilerin üye yapısına
bakalım, üst üste koyalım. Hadi diyelim ki 5 milyon veya 6 milyon. Kalan 70
milyon ne olacak? Partiler üzerinden mi hareket edeceğiz? Hayır liyakat
üzerinden görevini iyi yapmış mı? Bir bölüme atadığımız bir kişiden çok daha
başarılı bir arkadaş yok mudur Türkiye’de? Elbette vardır. Biz, en iyisini
bulduk diyemeyiz ki. Ama iyilerinden birini seçmeye çalıştık. Dolayısıyla yarın
daha iyileri de gelebilir, aramıza katılabilir. İstanbul büyük bir
organizasyon. Göreceksiniz ekip gittikçe büyüyecek ve çok bağımsız, çok özgün
bir ekip olacak.
“20’YE YAKIN İK
UZMANI BİZE GÖNÜLLÜ HİZMET VERİYOR”
İmamoğlu, önüne gelen isimlerle kimler aracılığı ile
görüşüyor, bir şirketle çalışıyor mu, nasıl bir sistem işliyor?
- Öncelikle
bizim önümüze her yönüyle insan ismi gelebiliyor. Bir bir kapıyı çalıp çok üst
düzeyde yöneticilikler yapmış birisi, “Ben sizinle çalışmak istiyorum. Sizin bu
süreçteki söylemlerinizden etkilendim. Ben, sizin yol arkadaşınız olmak
istiyorum diye samimi olarak kapımızı çalanlar var onlarla görüşüyoruz.
Partilerin içinde görevler almış insanların ya da mevcut görevli insanların
tavsiyeleri ile önümüze gelen siyasi mecralardan isimler geliyor. İş
dünyasından akademik dünyadan isimler geliyor. Hepsini önümüze alıyoruz.
Değerlendiriyoruz. Değerlendiren arkadaşlarım, uzman insanlar. Türkiye’nin en
iyi insan kaynakları uzmanlarının arasında olan 20’ye yakın insan, bize gönüllü
hizmet veriyor. Bunların analizinde, görüşmelerinde, birinci, ikinci, üçüncü
görüşmelerde, günün sonunda bir heyetimiz var orada, şu an yönetici
arkadaşlarımız var, danışmanlarımız var. Oturuyoruz, onlarla beraber
değerlendiriyoruz. En son bazı seviyedeki arkadaşlarımız, hepsiyle değil ama
bazı seviyedeki arkadaşlarımız ile ilgili beraber fikirleşiyoruz ve karar
veriyoruz. Tümüyle objektif ve bilimsel davranmaya çalışıyoruz, ki artık insan
kaynakları bilim alanıdır, öyle davranmaya çalışıyoruz. Profesyonel bir kararla
yol yürümeye çalışıyoruz. Bu çok rastlanmış bir şey değil. Garipsendiğini
anlıyorum. Daha önceki yöntemde şu vardı: Çok yakın çevresi ile insanlar
belediye yönetimlerine girerler. Ben, öyle yapmıyorum, doğrusunu yapıyorum.
Niye? Kapsayıcıyım. Ben, İstanbul un tümüne yayılmaya çalışıyorum.
“ÖYLE BİR AHLAKIM
YOK”
Sosyal medya paylaşımları ile tepki çeken belediye personeli
ile çalışmaya devam edilecek mi şeklindeki eleştirileri nasıl
değerlendiriyorsunuz?
- Bazı
şeyler vardır, suç teşkil eder. Suç duyurusunda bulunursunuz. Bazı konular
vardır. Belediye burası. Babamın şirketi değil. Hadi yarın şunu atın işten
falan, böyle o zaman bizde adalet nerde yani? Yolu yöntemi var. Nedir? Bir
husus varsa teftiş kurulu incelemesi başlatırsınız. Ya da şirketin disiplinle
ilgili sürecini başlatırsınız iştiraklerde. Her yerin bir yöntemi var. Kişisel
irade ile şunu işten atın şunu işe alın dediğim an ben şikayet ettiğim insanlar
gibi olurum. Böyle bir şey yapmayacağım. Olmam da yapmam da zaten. Benim öyle
bir ahlakım yok. Ama evet bizim tespitlerimiz var. Sadece o değil. İşe gelmeyen
insanlar var yüzlerce binlerce. Onlarla ilgili soruşturmalarımız raporlarımız
devam ediyor ama bunlar 3 günde 5 günde 6 günde olacak şeyler değil. Yani
teftişi devam ediyor. Teftiş konusunda o ekipte yetersizlikler var sayısal
anlamda eksiklikler var. Bütünüyle bunlarla ilgili mücadelemiz var. Raporlar
netleştiğinde eyleme geçeceğiz. Gerçekten bir suç varsa gerçekten işle ilgili
disiplin suçu işlemiş ve orada durması mümkün değilse gereğini yapacağız. Ceza
alması gerekiyorsa cezasını vereceğiz. Bunların hepsi yapılacak. Disiplini biz
orada var etmezsek bundan sonra performansı da sağlayamayız. O bakımdan sadece
biraz zamana ihtiyacımız var.
“KAPILARI 16 MİLYON
İNSANIN SORUMLULUĞUYLA ÇALIYORUZ”
Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’la ziyaretinize ilişkin
görüştünüz mü? Parti ziyaretleri yapıyordunuz ayrıca. MHP ve AK Parti’den size
herhangi bir dönüş oldu mu?
- Öncelikle
bütün siyasi partilerin, kurumların, kuruluşların, ülkemizin tüm
yöneticilerinin Kurban Bayramı mübarek olsun. Beni ziyaret etmeyen ve bana
henüz randevu vermeyenlerin de bayramını en içten dileklerimle kutluyorum. Ben,
bu konuda sıfır kibir taşıyacağım. Zaten öyle bir ruhum da yok. Asla egoist
davranmayacağım. Asla kişisel bir hesap içinde olmadığım için de gönlü rahat
bir şekilde ısrarıma devam edeceğim. Kimden randevu istiyor ya da kimin
kapısını çalıyorsam, Ekrem İmamoğlu şahsı ile ilgili bir kapı çalışı değil bu.
İBB Başkanıyım. Yüzde 55’e yakın oy almış, Türkiye’nin en üst seviyede oyuyla
İstanbul’a seçilmiş belediye başkanıyım. Böyle bir insanın birinin kapısını
çalması demek, 16 milyon insanın o kapıyı tıklatıyor olması anlamına gelir.
Ben, 16 milyon insanın sorumluluğuyla oraya gidiyorum. Bana, “Şunu neden
ziyaret ettin” diyorlar. Ben, “Herkesi ziyaret ederim” demiştim. Benim kimseyle
bir sınırım yok. Ben, herkesin kapısını çalar ve ziyaret ederim. Bir sorun
varsa çözerim. Konuşarak çözeceğimiz bir sorun varsa orada çözeriz. Benim hiç
kimseye rezervim yok. Olamaz da. 16 milyon insanı temsil ediyorum.
“YERLERİNDE OLSAM
BULUŞUR, TARTIŞIRIM”
- Sayın Cumhurbaşkanı’nın elbette ki Kurban Bayramı’nı tebrik ediyorum. Bayramı mübarek olsun. Kendisi elbette ki Türkiye’nin en yoğun makamını temsil ediyor. Ben, kendilerinden randevu talebimi yeniliyorum. Onun dışında 2 siyasi parti randevu vermemiş. Bayramdan sonra randevu talebimi yenileyeceğim. Ne kadar yenilersem görüşme talebime cevap vermez ya da “Reddettik” diye bunla övünürlerse, kendileri kaybeder. Barometre bu. Yani aşağı doğru iniyorlar. Uyarıyorum onları. Siyaset böyle yapılmaz. İnsanların gözünde aşağı doğru iniyorsunuz. Ben, yerlerinde olsam buluşurum, konuşurum, tartışırım, paylaşırım. Onun için siyasi partiler masamız göreve başlayacak. Oraya da davet edeceğiz. Ben şimdi ilçelere gidiyorum. Belediye başkanlarını çağırıyorum. Yarın Üsküdar’dayım. Belediye başkanının haberi var. Buradaysa gelmesini beklerim. Veya Bakırköy’deyim. Buradaysa gelmesini beklerim. Gittiğim ilçelerde de arıyorum. Bayrampaşa Belediye Başkanı geldi otogardaki toplantıya. Tespitlerimizi beraber yaptık. Katı Atık Yakma Tesisi ile ilgili ziyaretimize Eyüpsultan Belediye Başkanı da katıldı. Ben, herkesi aramaya, davet etmeye devam edeceğim. Birileri gibi ya da geçmişte yapılanlar gibi belediye başkanlığı yapmayacağım. Bundan insanlar yoruldu. Bayramdan sonra AK Parti ve MHP’ye randevu talebimizi yazılı olarak iletelim. Sayın Cumhurbaşkanı’ndan da randevu beklediğimizi yineleyelim.