ÖNCÜŞEHİR – AK Parti İzmir Milletvekili Mahmut Atilla Kaya, “Öncüşehir TV’de ‘Öncü Siyaset’ programının konuğu oldu. Öncüşehir Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mevlüt Dağdeviren’in sorularını yanıtlayan Kaya gündemde yer alan Buca Cezaevi, Buca Metrosu, Karabağlar’da süreci devam eden Uzundere ve TOKİ konutları hakkında önemli açıklamalarda bulundu.
BUCA METROSUNU DA BİZ
YAPARIZ
Buca Metrosu ile ilgili yaşanan süreci değerlendiren Kaya, “Büyükşehir belediyeleri içinde ve sadece Türkiye’de de değil, dünyada en yavaş metro hattı yapan belediye İzmir Büyükşehir Belediyesi’dir. Hala İzmirli hemşerilerimizin hafızalarında Üçyol-Hatay’da yaşadıkları geliyor. Yıllarca yaşadıkları çile hafızalarında duruyor. Buca Metrosunda bu süreç daha yaşanmadan başlamaya başladı. Bu proje bir yurt dışı kaynağı ile yapılıyor ve İBB maalesef 529 milyon daha fazla ücret teklif eden firmaya bu ihaleyi verdi. Doğal olarak diğer firmalar buna itiraz etti, davalarını açtılar. Sayın Soyer, “Bu benim kararım değil, yurt dışında kaynağı aldığımız finans kuruluşu bu kararı veriyor” dedi. Fakat mahkeme dosyalarında hepsi ortaya çıktı ki; böyle bir durum yok. Bizim dediklerimizi de doğrulamış oldu mahkeme. İhale kararını sen veriyorsun, ihale tekliflerini sen değerlendiriyorsun, firma sadece şartnameye uygun şekilde süreç yürüdü veya yürümedi kısmını değerlendiriyor. Zaten aksini düşünmek mümkün değil, neticede bunların hepsi kamu kurum ve kuruluşları. Dışarıdan baskı ile bu noktada ile kime vereceğini bildirmek egemenlik haklarına da büyük saygısızlık. Malesef Sayın Soyer hiçbir konuda ciddi bir beyanda bulunup samut gerçekleri İzmirlilerle paylaşmadığı için burada da aynı yolu izledi. Şu an da mahkeme bu ihalede 529 milyon lira daha fazla kaynak kullanımına sebep olan süreci durdurmuş vaziyette. Ben hep diyorum; zaten onların baş edebileceği bir iş değil bu. İzmir’de 25 yıl boyunca kalıcı eserleri olmadı. 2024’ten sonra AK Partili büyükşehir belediye başkanı bir arkadaşımız gelir ve Buca Metrosunu da biz yaparız” dedi.
AK PARTİ’NİN 20
YILLIK SÜREÇ İÇERİSİNDE EN ÇOK YATIRIM YAPTIĞI KENT İZMİR
Halkapınar Otogar Metrosunun son durumu hakkında da bilgi veren Vekil Kaya, “Bu da aslında çok anlamı olamayan bir tartışma. Çünkü Otogar’ın sözleşme süresi doluyor, yeni bir otogar yapılması lazım. İBB bu noktada bırakın bir ihale sürecini projeye ilişkin bir çalışmaya bile çıkmadı. Dolayısıyla İBB, bir Otogar işini halletmedi ki biz bu noktada bir metro yapım süreci ortaya koyalım. Yatırım planı içerisine girdi bu hat. İBB Otogarı yapıp, kullanıma açtığı zaman ki yıllardır bunu yapacağız diyorlar; biz de bu süreç içerisinde İzmirlilerin ihtiyacı olan bu hattı İzmir’e kazandırırız. Zaten raylı sistem yatırımlarında AK Parti’nin bu 20 yıllık süreç içerisinde en çok yatırım yaptığı kent İzmir” ifadelerini kullandı.
BECERİKSİZLİKLERİNİ
GİZLEMEYE ÇALIŞIYORLAR
Cumhuriyet Halk Partisi tarafından, “Engelleniyoruz, üvey evlat muamelesi görüyoruz, 47 verip iki alıyoruz” iddiaları hakkında konuşan Kaya, “Bunların hiç biri gerçek değil. CHP’de çeyrek asırdır devam eden eziyet ve beceriksizliğini İzmirlilerin sırtına yüklemesindeki bir mazeret ifadeleridir. Beceriksizliklerini gizlemeye çalışıyorlar. Sayın Başbakanımız Binali Yıldırım, hem başbakanlığı döneminde hem de Ulaştırma Bakanlığı döneminde ulaştırma ve alt yapıda özellikle en büyük yatırımı Türkiye’de İzmir aldı. Biz 136 kilometre raylı sistem yaptık, İzban. Bu proje şu anda Selçuk’a kadar uzadı. Şimdi Aliağa’dan Bergama’ya doğru uzatacağız, oradan da Kınık’a devam edecek. Bu istikamette de Torbalı’dan sonra bir istikametini Selçuk’a, bir istikametini de Ödemiş, Kiraz diye devam edecek. Bütün İzban hattını İzmir’e yayacağız. Ulaşımda İzmir’in rahatlatan en büyük hadise İzban’dır. Bu raylı sistem olmasa İzmirli hemşerilerimiz bunaldıkları trafik problemiyle iyice sıkıntı yaşayacaklardı. Bunun yapıldığı başka bir kent yok zaten. Bunun karşılığında İBB ne yapmış? 12 kilometrelik bir metro hattı yapabilmiş bu zamana kadarki bunun da hepsi daha bitmedi; devam ediyor. Gerçeklere, rakamlara bakmak lazım. Bizim yaptıklarımız ortada. 136 kilometrelik İzban hattını İzmirliler her gün kullanıyor, bu hattın nasıl yapıldığını da biliyorlar” dedi.
İZMİR İLE ANKARA
NEREDEYSE EŞİT PARA ALIYOR
İzmir’in Kocaeli’nden sonra 30 büyükşehir belediyesinden kişi başı en çok gelir alan belediye olduğunu söyleyen Kaya, “Kocaeli bin 550 lira kişi başı gelir almış, biz bin 256 lira almışız. En son sırada Sakarya var, AK Partili bir belediyedir; kişi başı aldığı gelir neredeyse İzmir’in 3’te 1’i, 473 lira alıyor. İzmir ile Ankara’nın bir kıyasına bakarsak; İzmir ile Ankara neredeyse eşit para alıyor. Ankara’nın nüfusu bizden 1,5 milyon fazla ama neredeyse aynı kaynak gelmiş. Özellikle salgın döneminde belediyenin kaynakları hiç kesilmedi. Bilindiği üzere belediyelerin borçları da var. Sayın Soyer’de belediye başkanı olduktan sonra neredeyse bütçesi iki kat artmış. 4,5 milyar ile başlamış, 7 milyar 274 milyona doğru gitmiş. Bunlar gerçek rakamlar, somut veriler” dedi.
BUNLAR HEP HAVANDA SU
DÖVERLER
CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun’un, İzmir’in verdiği vergiye oranla hükümetten çok az yatırım aldığı yönündeki yaptığı açıklamaları değerlendiren Vekil Kaya, “Seyit Torun beyefendinin elinde veriler varsa bunları ortaya koyması lazım. Yoksa bu havanda su dövmeye benzer. Hakikatten İzmirli hemşerilerimizi mahrum etmeye benzer. Eğer, “hayır kardeşim bu rakamlar yanlıştır” diye çıkıyorsa ya bunu ispat etmesi lazım böyle bir iddiada bulunuyorsa ya da elinde başka veriler varsa a ortaya koyması lazım. 25 yıldır böyle bir türkü var ama gerçekler de ortada. Adana Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Erdil Hasçil diyor ki, “Bu sistem değişsin biz Adana olarak mağdur oluyoruz.” CHP’li bir belediyenin genel sekreteri bunu ifade ediyor. Gitsinler genel sekreterlerinden AK Parti İzmir’e döneminde yapılan pozitif ayrımcılığı dinlesinler. Haberde Hasçil, “İzmir ve Kocaeli gibi iller bizden daha fazla pay alıyor” diyor. Adana kişi başı gelir olarak 594 lira alıyor. İzmir’in yarısından bile az. İzmir’e yapılan pozitif ayrımcılığa kendi CHP’li genel sekreteri karşı çıkıyor. Hakikat bu. AK Parti dönemlerimizde İzmir’e pozitif bir ayrımcılık yapılmış. Çünkü İzmir bir ihracat kenti ve biz bu sıfatı İzmir’e kazandırabilmek için Sayın Başbakanımız Binali Yıldırım’ın başbakanlığı döneminde başlayan ‘35 İzmir 35 Projesi’ ile aşağı yukarı 35 milyar dolarlık bir yatırım yapıldı. Onlarca sayabileceğimiz iş ve yatırım yapıldı. Bunun aksine iddia ediyorlarsa İzmirli hemşerilerimize aksi verileri ortaya koymaları lazım. Ama bunlar hep havanda su döverler, beceriksizliklerine bahane bulmak için laflar üretirler” ifadelerini kullandı.
İZMİR’İN SAĞLIK ALT
YAPISI EN AZ 47 YIL ÇOK RAHAT ŞEKİLDE GİDECEK
Bayraklı Şehir Hastanesi’nin yaz aylarının sonunda hizmete açılacağını açıklayan Vekil Kaya, “Hastanenin kaba inşaatı bitti, ince inşaatı da aşağı yukarı bitti. Yaz aylarından sonra muhtemelen İzmirli hemşerilerimizin hizmetine açacağız. 2 bin 60 yatak var. Ben hafta sonu Karabağlar’daydım, Karabağlar ve Konak’taki hemşerilerimiz de rahat olsun, oradaki hastaneler de vazifelerine devam edecekler. Salgın döneminde gördük ki, İzmir’in sağlık alt yapısı sağlam. Şehir hastanemiz daha faaliyete girmemişti, bir de Buca Seyfi Demirsoy Hastanemiz de bir süreç yaşandı. Hastane Türkiye’nin en hızlı yapılan hastanesidir. Orada bir inşaat var, tıbbi malzemeler tedarik ediliyor. Onlar bittikten sonra birkaç ay içerisinde Buca Seyfi Demirsoy Hastanesi açılacak. Fakata orada yüzün üzerine bir yoğun bakım ünitesi var. Buca Seyfi Demirsoy Hastanesi bir yandan tüm Buca’ya hizmet edecek, bir yandan da yüzün üzerindeki yoğun bakım ünitesi ile İzmir ve civar illerdeki hemşerilerimizin de bu noktadaki ihtiyaçlarını karşılayacak. Hem Buca Seyfi Demirsoy Hastanesi hem de Bayraklı Şehir Hastanesi bittiği zaman İzmir’in sağlık alt yapısı en az 47 yıl çok rahat şekilde gidecek durumu ortaya koyacağız” şeklinde konuştu.
CHP, BÖYLE BİR
YATIRIMININ İZMİR’E YAPILMASINI ENGELLEDİ
Körfez Geçiş Projesi’nin ÇED raporunun iptal edildiğini aktaran AK Partili Kaya, “Biz buranın ÇED süreci çıkmış, yapım ihalesine hazırlanıyorduk. Bir anda maalesef ki İBB, Balçova, Narlıdere, Çiğli ve Karşıyaka Belediyeleri ÇED sürecinde yaptıkları itirazları bu noktada da değerlendirme yapan bilirkişiler uygun gördüler. Yerel yönetimlerim böyle bir projeye destek vermemeleri, projeye ihtiyaç olmadığını ve bu projeye ilişkin aksaklıkları beyanlarında ortaya koydukları iddiaları değerlendirerek ÇED’i iptal ettirdiler. Dolayısıyla böylesine devasa büyük bir yatırım… İzmir’in problemlerinden biri olan trafiktir; bu projeyle 6 dakikada hem raylı sistemle hem de karayoluyla hemşerilerimiz köprünün üzerinden geçmiş olacaktı. İzmir’e yeni bir simge olacaktı. Muazzam bir projeydi fakat istemediler. CHP, böyle bir yatırımının İzmir’e yapılmasını engelledi” şeklinde konuştu.
CHP’NİN ÇEYREK ASRI
OLDU, ORTADA KALICI ESERLERİ YOK
İzmir’de statlar konusunda da CHP tarafından engellendiklerini ifade eden Kaya, “Biz bu engellemeleri her yerde yaşıyoruz. Statlarda da yaşadık. Statlardaki inadından özellikle Konak’taki Alsancak ve daha sonra Gürsel Aksel Stadyumlarından vazgeçtiler ama Karşıyaka’dan vazgeçmediler. Bakın görüyorsunuz ki hala Karşıyaka’daki stat yapılacak. Komik komik iddialar var. İlk önce İBB biz yapalım dedi, sonra proje kaybolmuş dediler. Nasıl kayboluyorsa çok komik bir iddia. Şimdi de projenin muelifi 20 milyon para istiyormuş diyorlar. Gerçek dışı iddialar… Ben söyledim zaten, yapamayacaklar. Bakın CHP’nin çeyrek asrı oldu, ortada kalıcı eserleri yok. Bunun yanı sıra bir de İzmir’de alt yapı çöktü. Şehir kokuyor artık. Körfez’den gelen koku bütün şehri etkisi altına almaya başladı” dedi.
BÖYLE BİR TEKLİF VEYA
YAKLAŞIM YOK
Göztepe'de, Mehmet Sepil'in yönetimden istifa etmesiyle birlikte Rus milyarder Roman Abramovich’in kulübe talip olduğu iddialarını yanıtlayan Kaya, “Mehmet Bey Göztepe’yi ikinci ligde Altınbaş Holding’ten satın almıştı. O tarihten bugüne kadar da büyük bir hizmet ortaya koydu. Göztepe’nin çıkış, süper lig… bunun yanında özellikle tesisleşme noktasında hem de stat noktasında birlikte gerçekleştirdiğimiz Göztepe’nin geleceğini teminat altına aldığımız pek çok işler. Spor için de çok önemli işler yapıyordu. Kendi iş hayatındaki vizyonunu Türk spor hayatının gelişimi noktasında katkı sağlıyordu. Anca malesef ki gelinen süreç böyle sonuçlandı. Her zaman derim, Göztepe varsa umut her zaman vardır. Daha 8 tane maçımız var. İnşallah bu badirenin altından da çıkacağız. Göztepe taraftarları olarak bizim için hangi ligde Göztepe varsa o lig bizim için Süper Lig’tir. Benim açımdan böyle. Yeni bir süreç başladı. Mehmet Bey böyle bir karar aldı, ben üzüntüyle karşılıyorum. Bu işler iyi gitti mi sizden iyisi yok, kötü gitti mi yaptığınız bütün işler unutuluyor. Bu sene yaşadığımız sonuçlardan sonra da kendisini oluşan belli bazı noktalardaki tepkilerde ötürü böyle bir karara gitti. Rus milyarder Roman Abramovich’in kulübü satın alması ile ilgili iddia ciddi bir iddia değil. Böyle bir teklif veya yaklaşım yok” diye konuştu.
3 YIL İÇERİSİNDE
SAYIN SOYER, BUCA’DA BİR METREKARE YEŞİL ALAN YAPMADI
Buca Cezaevi için yıkım konusunda yapılan eleştirileri cevaplayan Vekil Kaya, “Netleşmiş bir durum yok, biz bu konuda çalışmaya devam ediyoruz. Buca Cezaevi yıllardır kaldırılsın dendi, bütün İzmir bunda mutabıktı. Daha sonra biz sağ olsun Adalet Bakanımız Abdülhamit Bey ve Başbakanımız Binali Bey, “Biz bunu kaldıracağız” dedi. Kademe kademe süreci yönetildi. En son Abdülhamit Bakanımız da bu noktada gerekli imzayı attı ve içini boşalttık. Yıkım noktasında işlemleri başlatıyoruz. Bu noktada gördük ki; asbest işi çıktı. Çok komik ve enteresan. Daha yıkım için yer teslimi müteahhide geçtiğimiz hafta Perşembe günü yapıldı. Burada özellikle mahkumlar tahliye edildikten sonraki süreç içerisinde burada oturmaması gereken insanlar oturmaya başladı. Sadece Valiliği ve Kaymakamlığını gözetiminde belli güvenlik yıkımlar yapıldı; barınılmasın diye. Herkes küçük çapta bu güvenlik yıkımlarını, “yıkım başladı, asbest falan” diye gerçek dışı iddialar ortaya atıp durdurmaya çalıştılar. Bu yıkımdan, cezaevinin kalkmasından rahatsız plan bir kitle ortaya çıktı. En komiği ve en enteresanı da İzmir Barosu’dur. İzmir Barosu’nun ortaya koyduğu tavır cezaevinin yıkılmaması yönünde. Çok enteresan. Buradaki hadise kabul edilebilir değil. Sözde baronun ki ben bu baroyu gerçekten hayatta kabul edemediğim bir yaklaşımları var; yine gerçek yüzlerini bu süreç içerisinde görmüş olduk. Şu an yapılan iş şu; Perşembe günü itibarıyla yer teslimi yapıldı, firma şimdi ilgili raporlarını topluyor. Bu kanunları biz çıkardık; AK Parti çıkardı. Eskiden siz böyle yıkımla ilgili asbest raporu alacaksın gibi şeyler yoktu. Bunların hepsi bizim dönemimizde çıktı. Bu hafta içerisinde belediyeye müracaat edilir, raporlar incelenir, ona göre karar verilir ve yıkım hızlı bir şekilde başlar. Böylelikle de Buca bundan kurtulmuş olur. Bizim bir önce yıkmamız lazım ki arkadaki yolu açabilelim. Orada yol kesiliyor, ilk yapacağımız iş arkadaki yolu açarak, Buca’daki trafiği rahatlatmak olacak. Sayın Soyer komik bir beyanda bulundu; “yeşil alan olsun, şu olsun, bu olsun.” Eyvallah da sen de İBB Başkanısın. 3 yıldır başkansın. 3 yıl içerisinde Sayın Soyer, Buca’da bir metrekare yeşil alan yapmadı” dedi.
CEZAEVİNİ
KALDIRDIĞIMIZ GİBİ AVM PLANINI DA ORTADAN KALDIRIYORUZ
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in akıl verdiğini ama iş yapmadığını ifade eden Vekil Kaya, “Sayın Soyer’in mantığı hep bu; Gaziemir Kurşun Fabrikası’nda da gördük. Hep akıl veriyor, iş yapmıyor. Sen sorumluluk makamındasın, İBB Başkanısın. Biz STK örgütü başkanı değilsin. Biz akıl verme kardeşim, iş yap iş. Biz düşünüyoruz, bizim aklımız bize yeter. Çok da güzel bir proje. Normalde biz plan yapmayı biliriz. Bir planı var oranın, hem de İBB’nin onayıyla geçmiş bir plan. Hem de CHP’li büyükşehir belediye başkanı varken bu plan yapılmış. Nedir biliyor musunuz? AVM. Şu an orada AVM planı var. Biz onu düzeltmeye çalışıyoruz. Eğer ki burayı biz Çevre ve Şehircilik Bakanlığı eliyle değiştirmezsek buraya AVM yapılacak. Şu an da Buca’nın trafiği de belli. Oraya bir AVM yapıldığını düşünebiliyor musunuz, Buca’nın ne duruma geleceğini. CHP’li İBB’nin yaptığı AVM planına bakıyorsun, bir de Soyer’in açıklamalarına bakıyorsun. E sen niye yapmadın kardeşim, sendin belediye başkanı. Sen AVM yapmışsın. Peki, kim düzeltiyor bunu, AK Parti düzeltiyor. Bu alanın en az yarısını yeşil alan yapacağız. Şeffaf bir şekilde planlama sürecini yönetiyoruz. Bize dedi ki, “Pazar yeri ihtiyacım var.” Hay hay dedik. Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız bürokratları ile beraber, Genel Başkan Yardımcımız Hamza Bey de varken birlikte gittik Buca Belediye Başkanı arkadaşımızla, toplantımızı yaptık. Bunun bir ihtiyaç olduğunu söyledik. Bir kısmını da o halde Pazaryerine ayıralım dedik. Orada bir eğitim tesisi ihtiyacımız var dediler, eğitim tesisi olarak değerlendirdik. 79 bin 500 metrekarelik bir alan… Biz çok güzel bir şekilde bu alanın değerlendirmesini yapıyoruz. Mevcut dokusunu da koruyoruz. Alanı AVM’likten kurtaracağız. Zamanında oraya konulmuş olan şu an ki plandaki AVM’yi oradan kaldırıyoruz. Cezaevini kaldırdığımız gibi AVM planını da ortadan kaldırıyoruz. Eğitim tesisiyle pazaryeriyle örnek bir plan yapacağız. Nasıl bir yaklaşım gösterecekler merak ediyoruz. Destekleyecekler mi yoksa AVM’cilerle bir olup itiraz mı edecekler” açıklamalarında bulundu.
ÇATLASA DA PATLASA DA
O TOKİ KONUTLARINI YAPACAĞIZ
Karabağlar’da TOKİ konutlarının yapılmasının engellenemeyeceğini söyleyen Kaya, “Bu işte CHP’nin ne kadar demokrat bir parti olmaktan koptuğunu gösteren en önemli hadiselerden birisidir. Karabağlar’ın kentleşmesi için üniversitenin bir kategorizer görevi göreceğini düşündük. Başka türlü Karabağlar’da, bir yenileşme olmayacaktı. Konut stoğunun yüzde 65’i kaçak durumda. Şehri yenilemek adına bu projeyi getirdik. Karşımızda CHP belediyesini gördük. Biz bırakın üniversiteyi yapacak alanı, TEDAŞ’ın trafo koyacağı alanı bile yok. Yapısı o kadar kötü. Orada alan içerisinde 800 bin metrekare TOKİ’nin yer vardı. Gittik TOKİ Başkanımıza dedik ki, “Bu üniversite Karabağlar’ın geleceği. Karabağlar’daki dönüşümü gerçekleştirmemiz için buna ihtiyaç var. Yer yok, bize buradan yer ver.” Sağ olsun buranın yarısını TOKİ, üniversite yapmak üzere Demokrasi Üniversitesi’ne tahsis etti. Yetmedi, kaynak falan bizi uğraştırma gel sen İzmir’de zaten iş yaparsın illaki. Gel sen yap. Bizi yine kırmadılar. Yapımını da TOKİ üstlendi. Bundan güzel bir şey olabilir mi? Karabağlar’a müthiş bir eseri kazandıracağız. Fakat tabi bu güzel projeye CHP’nin karşı çıkaracağını bekliyorduk ama bu kadarını beklemiyorduk. Dava üzerine dava… Demokrasi Üniversitesi faaliyetlerine başladı ama prefabrik binalarda. CHP’li Başkan Muhittin Selvitopu üniversite gitsin diye uğraştı ama biz inat ettik. Bu şekilde prefabrik yapılarda da olsa biz Demokrasi Üniversitesi’nin burada kuracağız dedik. Nasıl olsa bu Muhittin Selvitopu kalıcı değil. Netice itibarıyla burada bir gün biz kalıcı yapıları da yaparız. Nasılsa kaynağımız da hazır. Fakat şimdi ikinci etaba başladı, geri kalan kısım için TOKİ ihaleye çıktı. Yer zaten TOKİ’nin. Gitti buranın ihalesine itiraz etti. Planlama süreçlerine dava açtı. İş şu anda Danıştay’da. İlk ihale iptal oldu biz ikinci ihaleye çıktık. Süreci bekleniyor ama dediğim gibi dosya Danıştay’da. Danıştay’daki kararla dosyanın kesinleşmesi ile birlikte ihalenin kesinleşme işlemi de yapılıp konutların yapımına başlanacak. Ama CHP’nin geldiği durumu İzmirli hemşerilerimiz görsün. Buranın kuraları çekildi. Burada hak sahibi olacak 750 vatandaşımızın kim oldukları belli. Biz yanlış yapıyorsun dedik, vatandaşlar bekliyor, bu 750 kişi de Karabağlar’da ikamet ediyor, senin kendi seçmenin bunlar. Ama siz kura falan çekmediniz dedi. 31 bin Karabağlarlı bu kura için müracaat etti ama CHP ilçe teşkilatının, milletvekillerinin ve Karabağlar Belediye Başkanını haber yok. Acı olan bu. O kadar dar gelirlinin gündeminden kopmuş, zenginin partisi olmuştur. Sadece zenginlerin olduğu mahallelerde bir şeyler yapmaya çalışıyorlar ama Karabağlar be Bayraklı gibi yukarıya doğru gittiğimiz bölgelerde vatandaşı kendi kaderine mahkum etmiştir. Hemşerilerimiz rahat olsun, Muhaittin Selvitopu’na şunu söyledim; “Çatlasan da patlasan da Demokrasi Üniversitesi oraya gelecek.” Üniversite oraya geldi ve eğitimine başladı. Yine Muhittin Selvitopu ve CHP, çatlasa da patlasa da o TOKİ konutlarını yapacağız. Karabağlar’ın bir numaralı sorunu kentsel dönüşüm. Önündeki takoz kim? Muhittin Selvitopu ve CHP” dedi.
İZMİRLİNİN GÜNDEMİNİ
VE ZAMANINI İSRAF ETMEYE DEVAM EDİYORLAR
Uzundere’deki kentsel dönüşüm ve gelişim alanındaki 3. etap projesini İZBETON’un yapamayacağını ifade eden Kaya, “Uzundere’deki hadise CHP’nin bence İzmir’de iflasının ilan edildiği gündür. Kemal Bey oraya gitti, vatandaş, “bunlar yapamıyor” dedi. Bir yanında Selvitopu, diğer yanında Soyer. Sayın Kılıçdaroğlu da, “doğru yapamıyorlar, merkezi hükümetle konuşun. Onlar yapacaksa burayı devredelim” dedi. Geldi arkadaşlar bize, bizde değerlendirdik, Bakanlığımızla konuştuk. Tamam hemen yapalım dedik ama Selvitopu ile Soyer, “aman öyle olmaz, böyle olmaz” diyerek İZBETON’a verdiler. Yine yapamayacaklar. Bugüne kadar yapamadılar. İzmir’de CHP’li belediyelerinin önündeki kentsel dönüşüm alanlarının yüzde 1’i bile yapamadılar. Aktepe-Emrez mesela; 15 yıl sonra başladılar. Planladıkları alan daha yüzde 4. Uzundere’de daha planladıkları alanın 3’te 1’ine bile gelemediler. Çiğli’de de keza öyle. Yine yapamazlar, yine yapamazlar. Bunlar biz yaparız diye İzmirlinin gündemini ve zamanını israf etmeye devam ediyorlar” açıklamalarında bulundu.
TUNÇ SOYER İSTESE EMSAL ARTIŞI DAVASI AÇILMAZDI
Depremzedeler ile bir araya geldiklerini ve kendilerinden talep edilenleri yerine getirdiklerini belirten Kaya, “Çok söylenti var ama biz Sayın Cumhurbaşkanımız gelmeden önce dernek yönetimi ile Sayın Başbakanımızın yönetiminde Bakanlarımız, milletvekili arkadaşlarımız la bir toplantı gerçekleştirdik. O toplantıda ortaya konulan hususlarda yapabileceklerimizi bir şekilde anlattık. İsteklerini dile getirdiler, onların büyük bir kısmını da gerçekleştirdik. 400 bin kredi limitinin artışı konusu… Şimdi biz böyle beyanları görünce Sayın İl Başkanımız Kerem Ali Bey dernek yönetimi ile görüştü. Nedir, ne değildir diye. Çünkü biz yapabileceklerimiz konusunda konuştuğumuz hadiselerin tamamını gerçekleştirdik. Herhalde bu krediye ilişkin bir değerlendirme var. Yine bu noktada, dediğimiz kıstaslar içerisinde yapılabilecekler hususunda biz değerlendirmeye devam ederiz. Bizim yaptığımız eser orada somut. CHP’nin sürüklediği durum da ortada. Ne yaptı CHP? Mahkemelik hale gelmiş bir emsal artışı var. Tunç Soyer istese emsal artışı davası açılmazdı, Tunç Soyer’in arkadaşı bunlar. Tavşana kaç, tazıyı tut taktiği. Depremzede arkadaşlarımız bu noktada idmanlı değiller ama biz idmanlıyız. Biz bu taktikleri her yerde gördük. Kimi zaman kendileri açar, kimi zaman da bunlara açtırır” dedi.