Genel Başkan Yardımcıları Tuncay Özkan ve Faik Öztrak ile
İYİ Parti Genel Merkezi'ne gelen Kılıçdaroğlu'nu girişte Genel Sekreter Cihan
Paçacı karşıladı.
Kılıçdaroğlu ve Akşener, yaklaşık 30 dakika süren görüşmenin
ardından ortak basın açıklaması yaptı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, seçimlerden sonra hem
Türkiye hem de dünyadaki gelişmeleri değerlendirmek için Akşener'den randevu
talep ettiklerini belirterek, Türkiye'nin tarihinin en ciddi sorunlarıyla karşı
karşıya olduğunu söyledi.
Ekonomide, dış ve iç politikada ciddi sorunların olduğunu
belirten Kılıçdaroğlu, "Türkiye'nin bir an önce seçim atmosferinden çıkıp
kendi temel sorunlarına odaklanması lazım. Bunu Türkiye'yi, her görüşten
insanını seven, düşüncesine saygı duyan bir Genel Başkan olarak ifade
ediyorum." diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, 31 Mart'ta yapılan yerel seçimlerde büyükşehir
belediye başkanlarının, belediye başkanlarının, il genel meclis üyelerinin,
belediye meclis üyelerinin, muhtarların seçildiğini anımsatarak, şunları
kaydetti:
"Aradan 7 gün geçti, bugün 8'inci gündeyiz. 8'inci
gündeyiz ama hala İstanbul odaklı yerel seçimlerle ilgili tartışmalar devam
ediyor. Demokrasilerde temel kural nedir? Seçimlerin yargının denetiminde ve
gözetiminde gerçekleşmesidir. Yargının denetiminde ve gözetiminde gerçekleşmesi
demokrasinin varlığı ve kalıcılığı açısından son derece önemlidir. Bizde de bu
görev YSK'ye verilmiş durumda. YSK bu konuda düşüncelerini hayata geçirecek,
kayda alacak. YSK kararlarını hukuk güvenliği içinde almak ve hukuk güvenliğine
yaşam kazandırmak zorundadır. Yani kanunlara, geçmişte aldığı kararlara,
içtihatlara uymak ve dolayısıyla hukuk güvenliğini sağlamak zorundadır. YSK'nin
sadece kendi ülkemizde değil, bütün dünyada hukuk güvenliği açısından böyle bir
adamı sürekli kılmak görevi vardır."
Seçimler sonrasında itirazların olduğunu hatırlatan
Kılıçdaroğlu, "Oyların yeniden sayılmasına yönelik bizim hiçbir itirazımız
olmadı. Peki neye itiraz ettik biz? İtiraz hukuk içinde olursa, itiraz edenler
öngörülen kuralı hayata geçirebilirse hiçbir sorunumuz yok." ifadelerini
kullandı.
"Asıl tehlike buradadır"
Seçimleri düzenleyen yasanın 112'nci maddesinde "Delil
ve gerekçe gösteremeyenlerin itirazları incelenemez. Yazılı itirazlarda da bu
şartlar aranır ve deliller bu belgelere eklenir. Gerekçesi ve delili olmayan
yazılı itirazlar incelenmez." denildiğini aktaran Kılıçdaroğlu,
"Şimdi kişi kalkıyor 'Ben itiraz ettim' diyor. Neye itiraz ediyorsun?
İtiraz ettiğin konuda varsa bir şey, delilini, belgeni koyarsın, bunun da
gereği yapılır. Biz, buna itiraz etmiyoruz zaten." dedi.
Kılıçdaroğlu, CHP'nin itirazlarını delil, belge ekleyerek
yaptığını belirterek, şöyle konuştu:
"YSK, sandık güvenliğini, seçim güvenliğini bozar bir
sürecin içine girmiştir. Asıl tehlike buradadır. Dün akşam dediler ki '38
ilçede yeniden sayım yapacağız'. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı 'Bir gariplik
olduğu hissettiğimiz gerekçesiyle oyların yeniden sayılmasını istiyoruz' diyor.
Yani bir gariplik var, böyle bir gerekçe buluyor ve oyların yeniden sayılmasını
istiyor. Bana bırakın yargıç olmayı, vicdan sahibi herhangi bir kişi şunu
söyleyebilir mi, 'Bu işte bir gariplik var, dolayısıyla biz oyları yeniden
sayalım'. Yani bir hukuk devletiyse, kanunda bir gerekçe sunulması lazım. O
gerekçeye göre de bizim bir yol haritası çizmemiz lazım. Artı YSK'nin yasalara,
kanunlara uygun karar alması lazım. Bizim beklentimiz budur."
"Neden şerh düşmediler"
Hakimin tarafsızlığı ve bağımsızlığının önemli olduğunun
altını çizen Kılıçdaroğlu, "Özellikle YSK'de görev yapan yargıçlara
seslenmek istiyorum, sizin bağımsızlığınız ve tarafsızlığınız çok önemlidir.
Sizin bağımsızlığınızın ve tarafsızlığınızın sağlanmasının temel nedeni hukukun
üstünlüğünü egemen kılmaktır. Eğer siz dışarıdan gelen telkinlere göre karar
verirseniz, siyasi otoritenin, gücün emrinde bir görev üstlenirseniz, sizin
yargıçlığınız sadece Türkiye'de değil, bütün dünyada tartışılmış olur."
dedi.
Kılıçdaroğlu, demokrasilerde yargıca bağımsızlık,
tarafsızlık verilmesinin temelinde, onun hukukun üstünlüğüne ve vicdani
kanaatine göre karar vermesinin yattığını belirterek, anayasada bu nedenle
"hakim teminatı"nın olduğunu, hakime özel bir güvence verildiğini
kaydetti.
YSK Başkanı Sadi Güven'in "Fiziki tedbirlerin ötesinde,
seçimin kendi güvenliğiyle ilgili tedbirleri de aldık. Vatandaş tüm sandıkların
ıslak imzalı cetvelini görebilecek. Seçimin en önemli güvenlik kodlarından
birisi bu." dediğini aktaran Kılıçdaroğlu, şunları ifade etti:
"Güzel. YSK'nın kendi internet sitesinde 1 Nisan'dan
itibaren Ekrem İmamoğlu seçilmiş görünüyor. 8 Nisan... 'Efendim sayım
yapacağız'. Yapın sayımı. 'Geçersiz oyları sayacağız'. Onu da yaptılar. Şimdi
ne karar alacaklar? '38 ilçeyi yeniden sayalım' diyorlar. Hangi gerekçeyle, ne
için? 'Efendim bir gariplik olduğunu düşünüyoruz'. Bir gariplik olduğunu
düşünüyoruz ne demek? Islak imzalı tutanaklarda hakimlerin, AK Parti'li
kardeşlerimizin, MHP'li kardeşlerimizin, İYİ Partililerin, CHP'lilerin, Saadet
Partililerin imzası var. Islak imzalı tutanak alınmış, herkes görüyor ıslak
imzalı tutanağı. Şimdi eğer bu ıslak imzalı tutanaklar seçimin, demokrasinin
tapusu ise bizim de tek güvendiğimiz bu. 'Şimdi ıslak imzalı tutanakları bir
tarafa atalım, biz yeniden seçim yapalım'. Ne için? O zaman bu ıslak imzalı
tutanakları niye tuttular? Ve bu ıslak imzalı tutanaklar tutulurken niye AK
Parti'li, MHP'li kardeşlerimiz çıkıp da 'Biz, şurada şunlar yapıldı, itiraz
ediyoruz' diye bir şerh düşmediler? Ne için?"
"Gizli toplantı yapıyor, ne için"
"Bu süreçte en önemli nokta nedir? Adalet ve İçişleri
Bakanının ellerinin seçim çuvallarında olmasıdır. İstanbul Büyükşehir Belediye
Başkan Adayı, AK Parti'nin Genel Başkanı, İçişleri Bakanı, Adalet Bakanı oturup
gizli bir toplantı yapıyorlar. Ne için?" diye soran Kılıçdaroğlu, bunun
seçimle ilgili bir toplantıysa suç olduğunu söyledi.
İçişleri, Ulaştırma ve Adalet bakanlarının "siyasi
otorite yargının üstünde baskı kurmasın" diye eskiden seçimden önce istifa
ettiğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Şimdi her türlü baskıyı kuruyorlar. Benim, YSK'nin
saygıdeğer yargıçlarından istediğim, elinizi vicdanınıza koyacaksınız, ıslak
imzalı tutanakların tamamını önünüze koyacaksınız ve oturup karar vereceksiniz.
Yarın çocuklarınızın, diğer hakim arkadaşların yüzüne bakacaksınız. Seçim
yapıldı, yukarıdan aşağı seçiyorlar Ekrem İmamoğlu, aşağıdan yukarı seçiyorlar
İmamoğlu, hadi bir daha seçelim, yine Ekrem İmamoğlu, doğudan batıya seçelim
İmamoğlu, batıdan doğuya seçelim o da Ekrem İmamoğlu. '38 ilçede yeniden
sayım'. Ne için yeniden sayım? Bir makul gerekçe lazım. O nedenle YSK'nin
saygıdeğer üyelerine büyük görev düşüyor. Bu görev sadece Türkiye için değil,
bu olay CHP, Saadet, İYİ Parti, AK Parti olayı değil, bu olay bir demokrasi
olayıdır. Olay artık bir büyükşehir belediye başkanının seçilip seçilmeme olayı
olmanın ötesine taşmıştır. Bu bir demokrasi olayıdır. Ya demokrasiden,
demokrasinin kalıcılığından yana tavır alınacak ve karar verilecektir veya
demokrasi yargıçlar eliyle katledilecektir."
Kılıçdaroğlu, seçimlere ilişkin en son aldıkları verileri
paylaşarak, "Sandıkların yüzde 92.30'u açıldı ve sayıldı. Saat 08.54
itibarıyla YSK verilerine göre 15 bin 722 oyla Ekrem İmamoğlu yine İstanbul
Büyükşehir Belediye Başkanı seçilmiş vaziyette. Ekonomide büyük kırılmaların,
içte ve dışta büyük sorunların yaşandığı bir Türkiye'nin bu seçim atmosferinden
bir an önce çıkmasını istiyoruz. Bu seçim atmosferinden çıkaracak olan da
YSK'dir ve kendilerini de göreve davet ediyoruz." dedi.
Akşener'in konuşması
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener de Türkiye'de 1950'den
itibaren sandıkta milli iradenin tecellisi için bir birikimin sağlandığını
belirterek, şunları kaydetti:
"Sayın Cumhurbaşkanı'na buradan bir uyarıda bulunmak
isterim, kendisine 'muhtar olmaz' denilmişti, bu millet kendisini muhtar değil,
başbakan seçti. Başbakanlık yetmedi, döndü 'cumhurbaşkanı olacağım' dedi, bu
millet kendisini cumhurbaşkanı seçti. Hepsi bu sandıktan çıktı. Sonra
cumhurbaşkanlığı yetmedi, kendisini başkan seçti, bu sandıktan çıktı. Milli
iradeye saygısızlığı bu gazi ve aziz millet affetmez. Nasıl affetmez? Sandıkta
cezasını vererek affetmez. 'Vesayet, güç odaklarıyla mücadele ede ede geldiğini'
iddia ettiği için, bu aziz ve gazi milleti inandırdığı için bu aziz millet
Sayın Erdoğan'ın arkasında durdu. Bugün çok vahim bir iş olmaktadır, o da
şudur, 'Biz kazanamıyorsak, sandığın bir manası yoktur'. Eğer 'vesayet
sistemleriyle, güç odaklarıyla mücadele edeceğini' iddia ederek yola çıkıp bu
aziz milleti inandırmışsa Sayın Erdoğan, bugün itibarıyla İstanbul'dan çıkan
sandık sonuçlarını kabul etmemekle milli iradeye, milletin iradesine ihanet
etmektedir."
Akşener, 1980 ihtilalinden sonra Cumhurbaşkanı Kenan
Evren'in başbakan seçilen Turgut Özal'a saygılı bir şekilde başarılar
dilediğini anlatarak, "Bugün seçim kazanabilmek için 15 bin oyu yetersiz
bulan bir Sayın Erdoğan, Evren'i bir fersah ileriye taşımış bir Erdoğan ile
karşı karşıyayız." dedi.
"Bu sefer o kulağı sandıkta koparır"
"Buradan kendisini uyarmak isterim, 15 bin oy
yeterlidir kazanmak için. Halbuki ortağının deyimiyle bir oy fazlayla seçim
kazanılır." diyen Akşener, şu görüşleri dile getirdi:
"Bu millet kendi iradesiyle alay edeni, kendisinin
iradesini sorgulayanı ve tekrar vesayetle mücadele ettiğini iddia edip
arkasında durduğu politikacıların kendi vesayetlerini oluşturmaya kalkıştığını
gördüğü zaman gerçekten sandıkta sağlam bir tokat atar. Biz, milletimize
demiştik ki bu kibir abidelerinin dilini, tavrını değiştirmek için kulağını
çekin. Bu sefer o kulağı sandıkta koparır. 4-4,5 yıl sonra Sayın Erdoğan bu
milletin tartısına geçecektir. Dolayısıyla AK Parti kazanıncaya kadar seçim
yenilenmesi ancak Güney Amerika ve Afrika diktatörlüklerinde olur."
İYİ Parti'nin bütün itirazlarının reddedildiğini, Saadet
Partisine cevap bile verilmediğini, CHP'nin çok az bir itirazına
"evet" denildiğini, AK Parti'nin hangi itirazı varsa onların kabul
edildiğini belirten Akşener, "Sayın Erdoğan'a bir uyarım, çağrım daha var,
kibir abidesi olan teşkilatlarınız, gönlünü gökyüzüne çıkarmış arkadaşlarınız
bedel ödeme korkusuyla çok heyecanlı görünüyor. Bu heyecanlı arkadaşlarınıza
lütfen gem vurun. Türkiye eğer tersine bir durumla karşılaşırsa demokrasi perdesini
kapatır. YSK hakimlerine sesleniyorum, torunlarınızın ve çocuklarınızın yüzüne
bakabilir halde olun. Hukukun, adaletin, kanunun dışına çıkmayın." dedi.
Akşener, insanların rahatlaması gerektiğini ifade ederek,
"Artık bu işten vazgeçilmesi lazım. Sayın İmamoğlu'nun 15 bin küsür oyunu
beğenmemek gibi bir hak hiç kimsenin haddi de değildir, hakkı da değildir.
Böyle bir şey yok. Seçim sonuçlarına herkes saygı göstermek zorundadır."
diye konuştu.
Ekonomiye odaklanılıp, Türkiye'nin normalleşmesi gerektiğinin altını çizen Akşener, "Bu memleket hepimizinse, Sayın Erdoğan da bu memleketin Cumhurbaşkanıysa, biz de düşman kuvvetler değiliz." dedi.