Karşıyaka Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay’ın vekili CHP
Karşıyaka Belediyesi Meclis Üyesi Şevket Bala’nın konuşmasıyla başlayan
söyleşiye Karşıyakalılar yoğun ilgi gösterdi. Türkiye’deki eğitim sistemi,
eğitim sorunları ve birçok konunun konuşulduğu söyleşi, pandemi kuralları
çerçevesinde yoğun önlemler alınarak gerçekleşti.
“BİZİM
BEKLENTİLERİMİZE, İHTİYAÇLARIMIZA UYGUN BİR EĞİTİM SİSTEMİ TEŞKİL ETMELİYİZ”
Eğitim sistemi ile ilgili konuşan Akademisyen, Yazar Uğur
Batı “Yaklaşık yirmi iki yıl içerisinde, bizim çok idealize ettiğimiz yirmi
kadar eğitim sistemiyle ilgili teknik gezi yaptım. Meşhur olan Finlandiya,
İsveç, Tayvan, Tayland, Belçika, Almanya, Amerika, İngiltere, Singapur ve Güney
Kore. Eğitim konuşurken hep şunu söylüyorum. Yirmi yıldır öğrenme ve eğitim tasarımları
yapıyorum. Milli Eğitim ile de aktif çalışıyorum. 81 il ve 922 ilçe kapsamında
ulaşabildiğim birçok noktada çalışmalarımı sürdürüyorum. Pandemi döneminde de
bu çalışmalar devam etti. Yaklaşık kırk tane gezim oldu. Şunu ifade ediyorum.
Hep reform konuşuyoruz ama asıl meseleyi unutuyoruz. Bizim eğitimde “formumuz”
ne ki “reformumuz” ne olsun. Temel problem bu. Hep bir yere takılıyoruz. Mesela
ben size şöyle bir eğitim sistemi sıralasam, bilişsel öğrenme dediğimiz; çokça
okuma, çokça anlamaya çalışma, bolca ezber, deneyimsel öğrenme pratiklerinin
çok geride kaldığı, uzun saatler ders sistemi, yaklaşık günde etüt ile birlikte
on yedi saat ders saatlerinin olduğu, dünyanın en zor sınavlarından bazıları
ile çocukların ilköğretim ile beraber karşı karşıya geldiği, son derece
otoriter, katı ve hatta eğitim sisteminde gelinen nokta kazandığın okula göre
Hindistan’daki kast sistemi kadar olmasa bile çok net statü tanımlarının belli
olduğu bir eğitim sistemi söylesem size. Herhalde şey deriz ‘tam olarak bizim
de şikayet ettiğimiz şeyler bunların bazıları’ deriz ve bunlarla ilgili şikayet
ederiz. Peki bu tanımladığım eğitim sistemi tanımlı ve spesifik bir eğitim
sistemi ise. Güney Kore eğitim sistemi bu desem? Dünyanın en başarılı beş
eğitim sistemi arasında gösteriliyor. Bizim çokça başarısız olduğumuz
matematik, fen ve sayısal düşünme yetenekleri konusunda dünyada bütün tanımlı
sınavlarda ilk beşte yer alıyor. Oldukça büyük bir refah katlaması
gerçekleştirdiler. 2003 yılında bizimle aynılardı. Biz 18, onlar 19, onlar 18
biz 19 oluyorduk zaman zaman. Şu an ülkelerini yaklaşık beşe katladılar. Demek
ki buradaki mesele biraz eğitim sisteminin ne olduğundan daha ziyade söz konusu
teşkil edilen önerme sistemlerinin o ülkenin; kolektif bilincine,
beklentilerine, insan kaynağına, gelecekteki rolüne, jeopolitik koşullarına
uygun olup olmaması meselesi. İşte bizim kaçırdığımız nokta bu. Bizim
beklentilerimize, ihtiyaçlarımıza uygun bir eğitim sistemi teşkil etmeliyiz.”
dedi.
“EMEKSİZ VE ÇABASIZ
ELDE EDİLEN ŞEYLER GEÇİCİ OLUR”
Yazar Gülşah Elikbank’ın “Gençler neye ilgi duyuyor, dünya
gençlerden ne bekliyor? Bunlar birbiri ile paralel mi ilerliyor sizce?”
sorusunu yanıtlayan Yaşar Üniversitesi Rektörü Dinçer “Mustafa Kemal Atatürk ne
güzel söylemiş. ‘Ben sporcunun zeki, çevik ve ahlaklısını severim.’ demiş.
Gençlerden de aslında ahlaklı olmaları, bulundukları topluma katma değer
yaratmaları bekleniyor. Ama fırsat eşitsizliğinden kaynaklanan bir durum var.
Dört yıl önce lise giriş sınavı birincisini hepiniz belki basında duymuşsunuzdur.
Sivaslı bir çoban birinci oluyor. Beş yüz tam puanla Robert Koleji’ne burslu
gidiyor, bu yıl mezun oluyor. Hollanda Başkonsolosu bu kişiyi buluyor ve
Hollanda Tilburg Üniversitesi’nde eğitim alması için aracı oluyor. Demek
istediğim şu fırsat eşitliği çok önemli bir şey. Yine Cumhuriyet’in en büyük
kazanımlarından biridir eğitimi topluma yaygınlaştırmak. Maalesef özellikle son
25 yılda köşeyi dönme felsefesiyle birlikte eğitimin önemi algılanamamaya
başlandı. Biz gençlerden çok şey bekliyoruz. Fakat gençlerin birçoğu da
maalesef o jenerasyonun getirdiği kısa yoldan bir şeyler elde etmeyi
deniyorlar. Çabasız ve emeksiz. Emeksiz ve çabasız elde edilen şeyler geçici
olur. Halbuki toplumun geneli için biz gençlerimizden şunu bekliyoruz. Ben
Türkiye Cumhuriyeti’ndeki bir üniversitenin rektörü olarak, benim üniversitemde
okuyan ya da Türkiye’de üniversite okuyan gençlerin ülkelerine sahip olmasını
beklerim. Eğitimli kişiler olmalarını isterim. Eğitimleri de not alma kaygısı
ve beklentisinde değil, kendilerine ve topluma katma değer yaratacak bir
şekilde olmasını isterim.” dedi
Söyleşinin sonunda Karşıyaka Belediyesi iştiraki Kent A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi Önder Koç tarafından konuşmacılara çiçek taktim edildi.