İstanbul'da yapılan ‘Milletin Sesi' mitingi vatandaşların
yoğun katılımıyla bugün gerçekleşti. CHP
Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise, sahneye eşi Selvi Kılıçdaroğlu ile
birlikte çıktı. Kılıçdaroğlu'nun sahneye çıkmasıyla kalabalıktan “Hak, hukuk,
adalet” sloganları yükseldi.
Kılıçdaroğlu, yaptığı konuşmada şunları söyledi:
* “Hiç kimse umutsuzluğa kapılmasın. Haramilerin saltanatı
yıkılıyor. Yaklaşık 5 yıl önce bu meydandaydım. Ankara'dan İstanbul'a
milyonlarla birlikte yürümüş, 9 Temmuz'da bu meydanda milyonlarla buluşmuştum.
Kimse bu yürüyüşün bir son olduğunu düşünmesin, bu yürüyüş ilk adımımdır
demiştim. 5 yıl önce ilk adımını attığımız yürüyüşün finaline yaklaşıyoruz. Az
kaldı, bu kentin, bu meydanlarında, sokaklarında, tarlalarında, fabrikalarında,
üniversitelerinde, özgürce kucaklaşacağız. Meraklanmayın. Az kaldı.
“BİRİLERİ TÜRKİYE'Yİ
ZİFİRİ KARANLIĞA SÜRÜKLEMEK İSTİYOR”
* Benden önce halkınızın çığlığını dinlediniz. Birileri
Türkiye'yi zifiri karanlığa sürüklemek istiyor. İnsanlığı korkuyla sindirmek
istiyor. Yaratılmak istenen bu korku ikliminin aparatlarını hepimiz çok iyi
biliyoruz. Siyasallaşmış yargı, mafya, uyuşturucu, kaçakçıları, paramiliter
yapılar, beşli çeteler, yandaş medya ve beslemeleri, trol ağaları, insan
kaçakçıları, silah kaçakçıları, hepsi ama hepsi birlikte çalışıyor.
“TEK AMAÇLARI KORKU
İKLİMİ YARATMAK”
* Bunların tek bir amacı var. Korku iklimini yaratmak ve bu
iklimden nemalanmak. Bunu hem siyasi, hem finansal açıdan nemalanmak için
yapıyorlar. Bu milleti korkutarak bu sistemi ayakta tutmak istiyor. O ve sarayı
giderse ‘Kaos olur' algısını oluşturma peşindeler. Bu algıyı pekiştirmek için
sudan sebeplerle evleri basıyorlar.
* İnsanları gece yarısı gözaltına aldırıyorlar.
Tutukluyorlar. Okulları basıyorlar. Tweet attılar diye liseli çocukları
okullarından alıyorlar. Yeşili savunan, doğayı savunan aktivistlere ağır hapis
cezası verdiriyorlar. Bebekleri babalarından, annelerinden koparıyorlar. Hapse
atılan gazeteciler, siyasetçiler, siyasilere getirilen siyaset yasakları. Şimdi
bir adım daha atıp partileri kapatmaya hazırlanıyorlar.
* Konserleri yasaklıyorlar. Kürtçe müziğe dahi tahammül
edemiyorlar. Bu ülkenin ulu çınarı olan sanatçıları mahkeme koridorlarında
süründürüyorlar. Saray ve şürekasının dilinden düşmeyen bir kelime var. ‘O
yasak, şu yasak'. Tahammül edilemeyen K-Pop, tahammül edilmeyen gençler,
tahammül edilmeyen eğlence, tahammül edilmeyen mizah, tahammül edilmeyen yaşam
tarzı, tahammül edilmeyen özgürlük…
* Biz ise CHP olarak gençlerden Atatürk'ün dediği gibi,
‘Fikri hür, vicdanı hür’ bir nesil bekliyoruz. Gençlerimizin her birisinin
fikri hür ve vicdanı hürdür.
“BİZİ ÖZGÜRCE
ELEŞTİRECEKSİNİZ”
* Fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür ne demek? İktidar
değişsin, ülkeye bolluk bereket geldi, ülkeye huzur geldi, ülkeye hak hukuk
adalet geldi diye yetinmeyeceksiniz. Nerede bir hata görürseniz, nerede bir
yanlış görürseniz, bizi özgürce eleştireceksiniz. Bu pencereyi açıyorum size.
Eleştirmekten korkmayacaksınız, çekinmeyeceksiniz. Saray rejiminde gençlere
eğlence yok. Saray rejiminde bolca uyuşturucu var. Saray rejiminde gençlere
bahis, kumar var. uyuşturucu baronlarıyla kol kola olanlar var. Memleketi bir
uyuşturucu bataklığına çevirdiler. Bugün Türkiye'de her gelir grubuna göre
pazarlanan uyuşturucu var.
“BİZ KAZANACAĞIZ”
* Kadın cinayetleri, işçi cinayetleri, siyasilere suikast
hazırlıkları. Biz kullanışlı aparatlarla kavga edeceğiz. Sonuna kadar edeceğiz,
ben kazanacağım. Bu haklı davamızın önünü kesmek için sürekli bir güvensizlik
ortamı yaratmak istiyorlar. Başaramayacaklar. Söz veriyorum biz kazanacağız.
* Sarayın üstünü örtmek istediği ekonomik krizin acı
gerçeklerini halkımızdan az önce dinlediniz. Ülkemiz, ağır bir ekonomik
buhranın içindedir. Bu, hakka, hukuka ve adalete sırt çevirmenin sonucudur. Bu
ekonomi, adaletsiz yönetimin sonucudur. Milyonlarca aile ağır yoksulluk içinde
geçinemiyor. Gençleri umutsuzluğa mahkum etmek istiyorlar. Enflasyon yüzde
150'lere dayanmış Onlar, emeklinin bayram ikramiyesine tek kuruş zammı dahi çok
görüyorlar.
“BUNLARIN TAMAMI
YALAN, YALAN, YALAN!”
* En değerlimizi, gençlerimizi kaybediyoruz. Gençlerimizin
yüzde 70'i yurt dışına gitmek istiyor. 550 bini gitti bile. Bu saray ve
şürekasının tek yapabildiği harami, hamasi söylemler. Onların hamasi
söylemlerinde yalanlardan da hepimiz bıktık. Hep aynı muhabbetleri yapıyorlar
dikkat buyurunuz. Ağızlarını açtıklarında yok efendim ‘2023', yok efendim
‘Japonya-Almanya bizi kıskanıyor', yok efendim ‘Anlaşmalarda gizli maddeler var'.
Bunların tamamı yalan, yalan ve yalan! Çok uzun süredir söyleyecekleri elle
tutulur hiçbir şey kalmadı. Ama az kaldı. Uzun zamandır değişim rüzgarları
esiyor. Türkiye değişime hazır.
* Bizler bu değişime hazırız. Kollarımızı sıvayıp hemen
çalışmaya başlamak zorundayız. Ekonomiyi yeniden inşa etmek zorundayız.
Yolsuzluk yapanların, kul hakkı yiyenlerin kim olduklarına bakmadan hepsinin
kafalarına inmek zorundayız.
“YETKİYİ ELLERİNDEN
ALDIĞIMIZ AN BEŞLİ ÇETENİN TAMAMININ DEFTERİNİ DÜRMEK ZORUNDAYIZ”
* Sarayın ve o fotoğrafçı suç işleri bakanlığının elinden
yetkiyi aldığımız an, hepsinin, bu beşli çetelerin tamamının defterini dürmek
zorundayız. Biz bu beşli çetelerin kurduğu düzeni bozacağız. Bunların düzenine
çorap sokacağız. Kan emicileri sırtımızdan söküp atacağız. Buraya bir parantez
açıyorum.
* Beşli çetelere, mafyalara, baronlara seslerini
çıkarmayanlar, iyilikte yarışan belediyelerimize baskı kuruyorlar. Onların
halka hizmetini engellemek istiyorlar. Ama belediye başkanlarımız, siyasi
talimatla kurulan bütün baskıları, kumpasları aşarak, entrikaları boşa
çıkararak, halka hizmetlerini sürdürüyorlar ve sürdürecekler. Sevgili
dostlarım, bu düzen haramilerin düzenidir.
* Milyonların sesi olmak için bir hafta süreyle karanlıkta
kaldım. Ben neoliberalizme karşıyım. Bırakın halkı sömüren sömürsün, piyasa
kendi dengesini bulur söylemine karşıyım. Türkiye'de toplumun belleğine
yerleştirilen bu anlayış, iktidar destekli sömürme ve köleleştirmeye dönüştü.
Bu yüzden, insanların geçim kaynaklarını korumak ve yeni fırsatlar yaratmak
için devletin müdahil olması gerektiğine inanıyorum.
* Evet, vergide indirim istiyorum. Ancak bunu yapabilmek
için kamu maliyelerimizin sürdürülebilir bir temele oturtulması gerektiğine
inanıyorum.
“OLUR DA BU
GAZETECİLERİN TIRNAĞINA ZARAR GELİRSE…”
* 2 kadın gazeteci, sadece işlerini yaptıkları için tehdit
ediliyor. Lafı dolandırmadan açıkça ifade ediyorum. Paramiliterlere, mafyalara,
uyuşturucu baronlara, kendini derin devlet olarak ilan eden müptezellere,
SADAT'a, Asrika meczuplarına, olur da bu onurlu gazetecilerin tırnağına
gelirse, siz kendinizi unutun. Bir daha açık söylüyorum; unutun kendinizi!
“SINIR NAMUSTUR”
* Ben suçla mücadeleye inanıyorum. Organize olan suçluların
hepsini bu toplumdan söküp atmaya inanıyorum. Türkiye'ye gelen kaçakların,
özellikle Afganların ve Suriyeli sığınmacıların ülkelerine geri gönderilmesi
gerektiğine inanıyorum. Benim vatan sevgimde ‘Sınır namustur' anlayışı var. Yol
geçen hanına dönen bu sınırları koruyamayanlar, devleti yönetemezler. 8 milyon
kişi plansız, programsız, başımıza bindirdiler. Ülkemiz artık bu yükü
taşıyamıyor. Bu nedenle gitmek zorundalar. Gidecekler. Davulla, zurnayla,
kardeşçe göndereceğiz kendi ülkelerine. Hiç kimse unutmasın, biz ırkçı değiliz!
Asla ve asla bu temiz milletin alnına kara leke sürülmesine izin vermeyeceğiz.
“ÜLKE ELDEN GİDİYOR,
BİRLİKTE OLMAK ZORUNDAYIZ”
* Ülke elden gidiyor. Birlikte olmak zorundayız. Birlikte
mücadele etmek zorundayız .Vatan bizim vatanımız. Bayrak bizim vatanımız. Tıpkı
Mustafa Kemal Atatürk'ün önderliğinde kazandığımız Kurtuluş Savaşı gibi. Neye
inandığımız, geçmişte hangi partiyi desteklediğimiz önemli değil. Eski
tartışmaları bir tarafa bırakıp gerçek değişimi sağlamak için birlikte çalışmak
zorundayız. Demokrasi ve adalet mücadelesini, kimseyi ayırmadan, kimseyi
ötekileştirmeden, kimseyi dışlamadan hep birlikte bu mücadeleyi vermeliyiz.
“BU SENİN DE SORUNUN”
* Genç muhafazakarlara da seslenmek istiyorum. Bu sorunlar,
bir kısım insanın sorunu değil. Bu sorunlar hepimizin sorunu. Ey muhafazakar
genç kadın! Bu aynı zamanda senin de sorunun. İl başkanımıza siyaseti
yasaklayan zihniyet, senin İstanbul Sözleşmeni de, nafakanı da kesmek istiyor.
Canan başkanın başına gelene sen ses çıkaracaksın, sesini yükselteceksin. Genç
muhafazakar kadın, sen! Çünkü aynısı sana da yapılacak. Çünkü SADAT'ların
Asrika toplantılarında sen yoksun.
* Seni dinlemezler. O toplantılarda vatana ihanet suçu
işlenirken, erkekler oturdu yeni anayasa yazdı. Sen orada yoksun ve olmayacaksın,
kayıtsız kalamazsın ey genç muhafazakar kardeşim! Bu seçimde kararsızım
diyemezsin! Kayıtsızlık bir cevap değildir. Kayıtsızlık bir başlangıç değil bir
sondur. Bu nedenle kayıtsızlık, her zaman saldırganın yararınadır. Saldırgana
karşı dik durmalısın, onurlu durmalısın.
“İKTİDAR OLDUĞUMUZDA
DEĞİŞMEYECEĞİM, NEYSEM OYUM!”
* Bugüne kadar değinmediğim 2 konuya daha değineceğim.
Samimi olacağım. Düşündüklerimi amasız, fakatsız sizlerle konuşuyorum;
* Bazıları hala öğretilmiş çaresizlikle, bir partinin ve bir
parti liderinin halkını dinlemesini bir zayıflıkmış gibi algılıyor. Bir liderin
kibar olmaması gerektiğini söylüyorlar. İyi kalpli olmak, iyi olmak, devlet
adamı olmak zayıflık gibi gösteriyorlar. Biz birlikte oluyoruz. Biz birlikte
iktidar oluyoruz. Ben, iktidar olduğumuzda asla değişmeyeceğim. Ben neysem
oyum! Nerede durduğumu biliyorsunuz ve bunu değiştirmek niyetinde değilim.
Kibar olmayı, dinlemeyi, anlamayı, dezavantajlı olanların derdine koşmayı
değiştiremem. Değiştirmeyeceğim. Tam aksine, inadına koşacağım.
“KENDİ CELLADINIZI
SEÇMEYİN”
* İyi insan olmayı zayıflık olarak gösterenler, bir yüzükle
yola çıkanlar, bugün milletin celladı haline geldi. Onlar saraylarda fink
atıyorlar, millet ise aç! Kendi celladınızı seçmeyin. Bu şov dünyası değil, bu
bir demokrasi arayışı. Ciddi olmak zorundayız, vicdanımızın sesini dinlemek
zorundayız, ahlaklı olmak zorundayız, ahlaki değerlerimizi yüceltmek
zorundayız.
“HATALARINDAN DERS
ÇIKARMASINI BİLEN BİR PARTİYİZ”
* Diyorlar ki ‘Ama CHP de geçmişte böyle yaptı…' Evet
hatalar oldu. Evet, biz bugün çok mükemmel bir parti olduğumuz iddiasında
değiliz. Ama biz, hatalarımızdan ders çıkarmasını bilen bir partiyiz. Siz de,
Allah da şahidimdir ki; kendimizi geliştirmek ve düzeltmek için çok çaba
harcıyoruz. İnanmaktan, denemekten, öğrenmekten ve şükretmekten
vazgeçmeyenlerin başına harika şeyler gelir. İşte biz şu an bu ortamdayız.
* Tam anlamıyla mükemmel olmasak da mükemmel bir göreve
talibiz. İşsizlere iş sağlamak, ülkeye kardeşliği getirmek, milleti huzura
kavuşturmak, hiçbir çocuğun yatağa aç girmediği bir Türkiye'yi yeniden inşa
etmek. Bu söylediklerime inanıyorsanız, bize katılın. Akılcı bir ekonomi
yönetimine inanıyorsanız bize katılın. Silivri korkusu olmadan konuşmak
istiyorsanız bize katılın. Barış akademisyenleri görevlerine dönsün, harp okulu
öğrencileri serbest kalsın diyorsanız bize katılın.
* Çevreyi, kurdu, kuşu, ormanı önemsiyorsanız bize katılın.
Eğitim ve sağlık için daha fazla sağlık istiyorsanız biz katılın. Çocuklarınızı
bu güzel ülkede tutmak istiyorsanız bize katılın. 128 milyar doların kimlere
satıldığını öğrenmek istiyorsanız bize katılın. Ödediğiniz vergilerin nerelere
harcandığını öğrenmek istiyorsanız bize katılın. İsraf haramdır, yolsuzluk haramdır,
yandaş kayırmak haramdır diyorsanız bize katılın. Asgari ücretli açlık sınırına
mahkum olmasın diyorsanız bize katılın…
* Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına girerken, yepyeni ve tertemiz bir sayfa açmak için, ülkemize çöken zifiri karanlığı parlak bir aydınlığa kavuşturmak için, görüşü, inancı, kimliği, partisi fark etmeksizin, bu ülkenin bütün onurlu insanlarının hakkını ne pahasına olursa olsun, sonuna kadar savunacağım. Bu ülkeden çalınanları tavizsiz geri alacağıma buradan bir kez daha söz veriyorum. Söz veriyorum! Söz veriyorum!