Güzel bir atasözümüz var. Yolu doğru olanın yükü ağır olur. Yolumuz doğrudur ve yükümüz ağırdır. Bizim yükümüz sadece bize özgü bir yük değil. 85 milyonun yükünü çeken bir partiyiz biz. Anayasa’ya aykırı davranan bir yönetime karşı mücadele veriyoruz. Biz her zaman ve her yerdeyiz. Haksızlığa uğrayanların yanında olduk. Düşüncesini ifade etmek isterken şiddet görenlerin yanında olduk. Fakirin fukaranın yanında olduk. Çünkü Gazi Mustafa Kemal’in bir sözü vardı. Cumhuriyet bilhassa kimsesizlerin kimsesidir. Biz tüyü bitmemiş yetimin hakkını koruduk. Ahlaktan, erdemden, insandan insanlıktan yanayız. Düşünceden düşünce özgürlüğünden yanayız. Aksi halde bu ülkeye demokrasiyi getiremeyiz. Değerli arkadaşlarım bize oy veren 25 milyonu aşkın vatandaşımızla aynı duygularla sandığa gittik. Bir değişim yapacaktık. Otoriter bir yönetimi demokratik yollarla yolcu edecektik. Açıkça ifade etmek gerekirse kazanamadık. Eleştirilerin tamamını saygıyla karşılıyorum. Ama kalemi eline alıp da önyargıyla hareket edenlerin gazeteciliğini sorgulamak da benim görevimdir. Kendisini yargıç yerine koyan gazetecinin gazeteciliğini sorgulamak benim görevimdir. Demokrasiyi getirecektik, yaşanılabilir bir Türkiye inşa edecektik. Bize oy vermeyen vatandaşların hakkını hukukunu da savunacaktık. Yeni bir anlayışı getirecektik. Kimsenin kimliğinden ötürü ötekileştirilmediği güzel bir Türkiye inşa edecektik. Bu idealimizden asla vazgeçmeyeceğiz. İnançla yolumuza devam edeceğiz. Bu ülkeye demokrasiyi getirinceye kadar yolumuza devam edeceğiz.
25 milyonu aşkın vatandaşımızın oyunu aldık. Oy veren vermeyen tüm vatandaşlarımıza teşekkür ederim. 25 milyon vatandaşımıza şunları söylemek isterim. Aynı duygular ve aynı hüzünleri yaşıyoruz. Çünkü amacımız birdi. Sakın ola bunlar umutsuzluğa sevk etmesin. İnsanlık tarihi hak mücadelesi tarihidir. İnsanlık tarihi bir demokrasi tarihidir. Bu ülkede demokrasinin mihenk taşı da CHP’dir.Onlar sadece Kılıçdaroğlu’nu desteklemediler. Onlar ortaya koyduğumuz Türkiye irademizi, demokratların ve vatanseverlerin ittifakını ve adil bölüşümü desteklediler. Her türlü iftiraya karşı gerçeklerden ayrılmadılar. 25 milyon bu ülkenin temel taşıdır artık. Yeni kazanacağımız gençlerle 25 milyonu 30 milyon yapmak da CHP’nin boynunun borcudur. Saray’a da seslenmek isterim. İşte siz bu iradeyi teslim alamayacaksınız. Kötülüğe karşı iyiliği savunanların iradesini teslim alamayacaksınız. Biz değişeceğiz, biz dönüşeceğiz ve yalanlara karşı birlikte mücadele edeceğiz. Türkiye Cumhuriyeti en olmaz denilen anlarda yeniden doğmasını bilmiştir. Bunu da bütün vatandaşlarımın bilmesini isterim. Bu Saraylıları elbette birlikte göndereceğiz. Ve biz hep beraber Duyuni Umumi hükümetinden beraber kurtulacağız.
Sevgili yurttaşlarım biz hiçbir vatandaşımıza kızgın ya da küskün değiliz. Bahane bulmuyoruz. Benim için Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının başımın üstünde yeri vardır. Bizi ayrı kılmaya çalıştılar. Bin bir yalan ve montajlarla aramıza nifak sokmaya çalıştılar. Devleti kuran partiyi terör örgütüyle yan yana göstermeye çalıştılar. Devleti beşli çetelere soyduranlar, dünyalıklarını yurt dışına kaçıranlar dokunulmazlık dosyalarıyla bizi tehdit eder oldular. Biz hiçbir zalimin karşısında diz çökmedik ve çökmeyeceğiz. Mesele Kılıçdaroğlu olayı değildir. Kılıçdaroğlu bu büyük mücadelenin sadece bir neferidir. Ben CHP’nin bir üyesi olma şerefini bu partinin genel başkanı olma şerefini ömrüm boyunca taşıyacağım.
Hiç kimse unutmasın ceplerinde idam fermanlarıyla vatan mücadelesi yapanların geleneğinden geliyoruz. O nedenle dokularımız, inançlarımız çok farklıdır. İnsanı ve doğası seven bir gelenekten söz ediyoruz. Ben bir genel başkan olarak partimin sadece yakın geleceğini değil uzun hedefli yapısını da düşünüyorum. Gemiyi limana sağlam götürmek yine kaptanın görevidir. Gemiyi limana sağlam götüreceğimi herkes bilsin. Ben Gazi Mustafa Kemal’in koltuğunda oturuyorum. Göreve geldiğimden beri bu ideallerin kirlenmemesi için özen gösterdim. Ben genel başkan olarak dev bir çınar ama aynı zamanda yeni bir filiz olan CHP’nin değerlerini her zaman korudum ve kolladım. Ama değişime dönüşüme açık bir çınar olarak ifade ediyorum. O çınarımız sürekli yeni filizler verir. Bunu yapmaya her zaman devam edeceğim. Bir an olsun namerde boyun eğmedim. Majestelerinin muhalefeti olmadım. Sırça köşklere tamah etmedim. Üstüme düşeni gözümü kırpmadan yaptım. Çünkü CHP’li olmak bunu gerektiriyordu. Partide değişimin önünü açacağım, merak etmeyin.
Ben kuş uçmaz kervan geçmez yerlerde nasıl bir memleket istediğimi anlattım. Yeri geldi tepkiler gördüm. Dinledim ve muhataplarımı ikna ettim. Asla bir araya gelemezler denilen kim varsa onları Halil İbrahim sofrasında buluşturdum. Biz vatan toprağını düşmanlara bırakıp kaçanlardan değiliz.’’